Serdengeçti
Banned
- Katılım
- 8 May 2007
- Mesajlar
- 1,808
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İşte Baykal'ın attığı o imza!
Bugün darbe anayasasının savunuculuğunu yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1992 yılında aynı anayasanın 'başlangıç kısmının' değiştirilmesi için 20 arkadaşı ile teklif vermişti...
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçtiğimiz hafta katıldığı canlı yayında, “Getirilen Anayasa taslağında başlangıç bölümünün anayasa dışında olduğu ilan edilmiştir. Var olan başlangıç bölümü de bir tek paragrafa indirgenmiştir” diyerek başlangıç kısmı savunması yapmıştı.
Aynı Baykal 1992’de, yirmi arkadaşıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç kısmının değiştirilmesiyle” ilgili kanun teklifi vermiş, bununla da yetinmeyerek, teklifin gerekçesinde, “Anayasanın Başlangıç Kısmıyla ilgili olarak hiç kuşku yok ki değiştirilmesi gereken daha pek çok bölüm vardır. Bu konuda bir çalışma başlatılmasında büyük yarar olduğu kuşkusuzdur” ifadesini kullanmıştı.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç kısmının değiştirilmesiyle” ilgili kanun teklifimiz gerekçesiyle birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Bugün darbe anayasasının savunuculuğunu yapan Baykal, Anayasanın başlangıç kısmının değiştirilmesine ilişkin teklifinin gerekçesinde şu tespitleri dile getiriyor:
“2709 sayılı TC Anayasası 1982 yılında 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonrasında yürürlüğe girmiştir. Anayasa bu özelliği ile özel olarak 12 Eylül’ü, genel olarak askeri müdahaleleri meşrulaştırmaya dönüktür.”
Tümüyle Anayasadan çıkartılarak değiştirilmesi gereken paragraflar aşağıdaki gibidir:
“Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devleti’nin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada;
Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milletin çağrısı ile gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi’nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi’nce son şekli verilerek Türk milleti tarafından kabul ve doğrudan doğruya O’nun eliyle vazolunan bu Anayasa…”
Görüldüğü gibi bu paragraflar demokrasi anlayışı ile bütünüyle uyumsuzdur. Bu bakımdan Anayasa’dan bütünüyle çıkarılması kaçınılmazdır ve bu konuda TBMM’nin daha fazla zaman yitirmeye tahammülü yoktur.”
BAŞLANGIÇ KISMIYLA İLGİLİ OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN ÇOK HÜKÜM VAR!..
Baykal’ın imzasını taşıyan teklifin gerekçesinde, şu görüşler de dikkat çekiyor:
“Anayasanın Başlangıç Kısmıyla ilgili olarak hiç kuşku yok ki değiştirilmesi gereken daha pek çok bölüm vardır. Bu konuda bir çalışma başlatılmasında büyük yarar olduğu kuşkusuzdur. Ancak TBMM’nin yeni bir Anayasa Başlangıcı için uzlaşma sağlaması uzun zaman alabilir.
Bu bakımdan TBMM’de halen görev yapan bütün siyasi parti gruplarının ve tek tek bütün milletvekillerinin üzerinde kolayca uzlaşabilecekleri birinci ve ikinci paragrafların Anayasa’dan çıkarılması, Anayasa’nın üzerindeki 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi gölgesinin kalkması için ilk adım olabilir.”
VE TEKLİF
Baykal imzalı metinde, bu gerekçenin ardından teklif de dile getiriliyor:
2709 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NIN BAŞLANGIÇ KISMININ DEĞİŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ KANUN TEKLİFİ
Madde 1- 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç” kısmının birinci ve ikinci paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Bu anayasa:
Madde 2- Bu yasa yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
DEĞİŞİM
Deniz Baykal ve kurmayları, 22 Temmuz seçimlerine kadar sürekli olarak, 12 Eylül Anayasası’nı eleştirmeleriyle dikkat çekiyorlardı. “Darbe”nin, 24 Ocak kararlarının yerleşmesini sağlamak ve sol kesimi pasifize etmek için gerçekleştirildiğini sürekli olarak dile getiren Baykal ve arkadaşlarının 22 Temmuz seçimlerinin ardından Başbakan’ın Meclis’te okuduğu hükümet programında yer alan Sivil Anayasa çalışmalarına tepki göstermesi ve darbe anayasasını sahiplenmesiyle ilgili çelişkiyi değerlendiren sol görüşlü siyasi gözlemciler, CHP’nin bu dönemde üniformalı bürokratların sözcülüğünü yapmakla sınırlandırılmış bir parti olarak etkisizleştiğine dikkat çekiyorlar. Bu siyasi gözlemciler, bu politikanın, önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimlerinde CHP’nin daha da marjinalleşmesine yol açacağı konusunda ortak kanaat belirtiyorlar.
Bugün darbe anayasasının savunuculuğunu yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1992 yılında aynı anayasanın 'başlangıç kısmının' değiştirilmesi için 20 arkadaşı ile teklif vermişti...
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçtiğimiz hafta katıldığı canlı yayında, “Getirilen Anayasa taslağında başlangıç bölümünün anayasa dışında olduğu ilan edilmiştir. Var olan başlangıç bölümü de bir tek paragrafa indirgenmiştir” diyerek başlangıç kısmı savunması yapmıştı.
Aynı Baykal 1992’de, yirmi arkadaşıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç kısmının değiştirilmesiyle” ilgili kanun teklifi vermiş, bununla da yetinmeyerek, teklifin gerekçesinde, “Anayasanın Başlangıç Kısmıyla ilgili olarak hiç kuşku yok ki değiştirilmesi gereken daha pek çok bölüm vardır. Bu konuda bir çalışma başlatılmasında büyük yarar olduğu kuşkusuzdur” ifadesini kullanmıştı.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç kısmının değiştirilmesiyle” ilgili kanun teklifimiz gerekçesiyle birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Bugün darbe anayasasının savunuculuğunu yapan Baykal, Anayasanın başlangıç kısmının değiştirilmesine ilişkin teklifinin gerekçesinde şu tespitleri dile getiriyor:
“2709 sayılı TC Anayasası 1982 yılında 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonrasında yürürlüğe girmiştir. Anayasa bu özelliği ile özel olarak 12 Eylül’ü, genel olarak askeri müdahaleleri meşrulaştırmaya dönüktür.”
Tümüyle Anayasadan çıkartılarak değiştirilmesi gereken paragraflar aşağıdaki gibidir:
“Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devleti’nin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada;
Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milletin çağrısı ile gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi’nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi’nce son şekli verilerek Türk milleti tarafından kabul ve doğrudan doğruya O’nun eliyle vazolunan bu Anayasa…”
Görüldüğü gibi bu paragraflar demokrasi anlayışı ile bütünüyle uyumsuzdur. Bu bakımdan Anayasa’dan bütünüyle çıkarılması kaçınılmazdır ve bu konuda TBMM’nin daha fazla zaman yitirmeye tahammülü yoktur.”
BAŞLANGIÇ KISMIYLA İLGİLİ OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN ÇOK HÜKÜM VAR!..
Baykal’ın imzasını taşıyan teklifin gerekçesinde, şu görüşler de dikkat çekiyor:
“Anayasanın Başlangıç Kısmıyla ilgili olarak hiç kuşku yok ki değiştirilmesi gereken daha pek çok bölüm vardır. Bu konuda bir çalışma başlatılmasında büyük yarar olduğu kuşkusuzdur. Ancak TBMM’nin yeni bir Anayasa Başlangıcı için uzlaşma sağlaması uzun zaman alabilir.
Bu bakımdan TBMM’de halen görev yapan bütün siyasi parti gruplarının ve tek tek bütün milletvekillerinin üzerinde kolayca uzlaşabilecekleri birinci ve ikinci paragrafların Anayasa’dan çıkarılması, Anayasa’nın üzerindeki 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi gölgesinin kalkması için ilk adım olabilir.”
VE TEKLİF
Baykal imzalı metinde, bu gerekçenin ardından teklif de dile getiriliyor:
2709 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NIN BAŞLANGIÇ KISMININ DEĞİŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ KANUN TEKLİFİ
Madde 1- 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “başlangıç” kısmının birinci ve ikinci paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Bu anayasa:
Madde 2- Bu yasa yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
DEĞİŞİM
Deniz Baykal ve kurmayları, 22 Temmuz seçimlerine kadar sürekli olarak, 12 Eylül Anayasası’nı eleştirmeleriyle dikkat çekiyorlardı. “Darbe”nin, 24 Ocak kararlarının yerleşmesini sağlamak ve sol kesimi pasifize etmek için gerçekleştirildiğini sürekli olarak dile getiren Baykal ve arkadaşlarının 22 Temmuz seçimlerinin ardından Başbakan’ın Meclis’te okuduğu hükümet programında yer alan Sivil Anayasa çalışmalarına tepki göstermesi ve darbe anayasasını sahiplenmesiyle ilgili çelişkiyi değerlendiren sol görüşlü siyasi gözlemciler, CHP’nin bu dönemde üniformalı bürokratların sözcülüğünü yapmakla sınırlandırılmış bir parti olarak etkisizleştiğine dikkat çekiyorlar. Bu siyasi gözlemciler, bu politikanın, önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimlerinde CHP’nin daha da marjinalleşmesine yol açacağı konusunda ortak kanaat belirtiyorlar.