Davetlerin her şeyi bilen kadını olmak...!!!

Hakaco

New member
Katılım
3 Eki 2005
Mesajlar
388
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
43
Davetlerin her şeyi bilen kadını olmak

Yüksek topuklar, her an kontrollü tavırlar, nerede nasıl davranacağını bilen, kendinden emin bir duruş. Sosyal hayata karışan her kadın böyle bir izlenim vermeli. Bunun için de ‘bilmesi gerekenleri’ bilmeli!





Ayakkabı modası rahatına düşkün kadınların paniğe kapılmasına neden olabilir. İncecik yüksek topuklu ayakkabılarla değil yürümeyi, belki ayakta dik durmayı bile beceremeyecek çok kadından biri de siz olabilirsiniz. Hiç önemli değil! Yüksek topuklu ayakkabı ile rahat rahat yürümenin bir püf noktası var. Yüksek topuklu ayakkabılarınızı giydikten sonra başınızı, sanki bir ipe bağlanıp yukarı çekilmiş gibi dik tutacaksınız. O zaman vücudunuz dengesini korur ve zarif bir şekilde hareket etmeniz mümkün olur. Yüksek topuklu ayakkabı giyebilmek herkese nasip olmayan bir ayrıcalık değildir.

Küçük lekeler canınızı sıkmasın

Bir toplantıya gidersiniz. Şık kıyafetinizle ilgi odağı olduğunuz bir sırada, küçük bir kaza geçirirsiniz. O güzelim elbisenize bir kaza sonucu yağ dökülür. Kaza mı, nazar mı? Neyse! Böyle bir durumda paniğe kapılmaya gerek yok. Hemen lekenin üzerine biraz tuz serpin ve kurumasını bekleyin. Tabii küçük kazalar saymakla bitmez. Eteğiniz sökülebilir, fermuarınız bozulabilir. Bu tür aksilikler herkesin her zaman başına gelebilir. Önemli olan, tedbiri önceden almak. Toplantılara, davetlere giderken çantanızda bir iğne iplik, bebek pudrası, bir yapıştırıcı, birkaç çengelli iğne bulundurun. O zaman siz de o özendiğiniz kişiler gibi küçük kazaları sakinlikle karşılar ve üstesinden gelirsiniz.

Fotojenik olun

Bazı kişiler, fotoğraf çektirmekten kaçınırlar. Hele yıldönümleri, nişan, düğün, doğum günü gibi kutlamalarda toplu halde fotoğraf çekilirken ortalıkta pek görünmemeye çalışırlar.

Fotoğraflarda yüzlerinin iyi çıkmadığına inandıkları için fotoğraf makinelerinden uzak dururlar. Fotoğraf makinelerinden kaçmak soruna çözüm getirmiyor. Objektiflere daha iyi poz verebilmek de sizin elinizde. Öncelikle yüzünüzün hangi yanının daha iyi olduğunu saptayın. Biliyorsunuz, insan yüzünün iki tarafı birbirinden farklıdır. Eğer sağ elinizi kullanıyorsanız, yüzünüzün sağ tarafında yüz hatları daha keskin ve güçlüdür. Eğer solak iseniz, o zaman da yüzünüzün sol tarafını objektife çevirmelisiniz. Çenenizi hafifçe aşağı indirin. Ama bu hareketi fazla da abartmayın. O zaman çift çeneli görünebilirsiniz. Gözlerinizi iyice açarak objektife bakın. Eğer uzun yüzlü iseniz, çenenizi yukarı kaldırın. Ellerinizi kalçalarınıza dayayarak gövdenizin fazla kalın görünmesini önleyin. Böylece kollarınızın da ince görünmesi mümkün olur.

Kıyafetinizden emin olmadan çıkmayın

Eğer kendinize yakışan bir kıyafet seçmeyi başarırsanız, giyim uğruna avuç dolusu para harcamanıza gerek kalmaz. Bazan sokakta bir kadına rastlarsınız, pahalı bir kıyafet giydiği hemen farkedilir. O kadını incelerken yüreğiniz cız eder.Bu kadar şık bir kıyafet için para harcayabilen hemcinsinize hayran kalırsınız. Sonra da şık giyinebilmek için giyime çok fazla para harcamanın şart olduğuna kendinizi inandırırsınız. Oysa moda yaratıcıları aynı kanıda değiller. Birbirine uymayan en pahalı kıyafetler bile üzerinizde işportadan alınmış gibi görünebilir. Giyimde önemli olan giyecekleri kendinize ve de birbirlerine yakıştırabilmektir. Bir mağazadan çok ucuza satın aldığınız bir kıyafet, size yakışmışsa, bu gerçeğin bilinci size moral verir. Giydiğiniz kıyafeti önce siz beğenmelisiniz. Ayna karşısında durup bu kıyafetin size yakıştığından kesinlikle emin olmadan evden çıkmayın. Bu kıyafeti sık da giyseniz önemli değil. Asıl önemli olan kendinizi nasıl hissettiğiniz.

Az ama renkli bir tabak

Kilo alma korkusu, dünya kadınları için evrensel bir sorun oldu. Artık yemek dergilerini incelerken bile, o yiyeceklerin bizi şişmanlatacağını düşünüyoruz. Çok iştah açıcı bir şekilde hazırlanmış bir yemek tabağı, ister istemez sizi etkiler. Böyle zamanlarda kendinize fazla eziyet etmemelisiniz. O yemekten tatmak sizin de elbette hakkınız. Ama birinci tabağı bitirdikten sonra ikinciyi de afiyetle yiyebileceğinizi sakın düşünmeyin. Açık büfelerde de tabağınızı az az görüntüsü keyifli yiyeceklerden doldurun. Ekmek de almayın. Doymadığınızı bilseniz bile, daha fazla bir şey yiyemeyeceğinize kendinizi inandırın. Aşırıya kaçmadan, ara sıra da olsa, hoşunuza giden yemeklerden tatmanızda bir sakınca yok. Suçluluk duygusuna kapılıp, yediklerinizin size zehir olmasına göz yummak yerine damak zevkinizi, dozunu kaçırmadan tatmin edin.

Çocuklarla arada mesafe bırakın

Arkadaş gruplarıyla tatile çıkmak çok eğlenceli olabilir. Çoluk çocuk, kalabalık bir grupla tatilin keyfini çıkarmayı umarsınız. Fakat çok sevdiğiniz arkadaşlarınız, aileleriyle birlikte oldukları zaman bazı sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Çok iyi tanıdığınız arkadaşınızın çocuklarına karşı tutumu, sizi şaşırtabilir. Arkadaşlarınızın çocuklarına, kendi çocuklarınız gibi davranmanız büyük sorun yaratabilir. Tatile çıkmadan önce, arkadaşlarınızla çocuklarının günlük programlarını tartışın. Hangi saatlerde uykuya yatırıldıklarını, yemek alışkanlıklarını öğrenin. Böylece tatil başladığı zaman siz sürprizlerle karşılaşmazsınız. Başkalarının çocuklarına karşı daima biraz mesafeli olun. Onlara anneleriymiş gibi davranmaktan kaçının. Sizin iyi niyetli davranışlarınız, çok ters bir tepki yaratabilir. Her ailenin kendine göre bir sistemi vardır. Kendi sisteminize uymayan davranışları yadırgamayın. Hiç kimseye de ‘Çocuğa şöyle davranılmalı, böyle davranılmalı’ diye akıl vermeyin. İyi niyetiniz size zarar verebilir.
 
Geri
Üst