Darbe mağduru ülkücülerden bildiri

ersan.

New member


12 Eylül darbesinin ardından cezaevinde işkencelere maruz kalan ülkücüler, anayasa paketine destek için deklarasyon yayımladı. Mağdur arkadaşları adına bildiriye imza atan 39 ülkücü, şu çağrıyı yaptı:

Mağdur arkadaşları adına bildiriye imza atan 39 ülkücü, "Türkiye bir yol ayırımındadır. Ya darbeleri ilelebet tarihe gömecek ya da öz vatanında esir muamelesi görmeye devam edecektir." dedi. Darbe döneminde ağır işkencelerden geçtiklerini, arkadaşlarının bazılarının asıldığını, bazılarının yıllarca hapis yattığını anlatan mağdurlar, yapılacak reformu yaşadıkları zulmün hesabını hukuk yoluyla sorabilme imkanı olarak görüyor. Darbe anayasasıyla yönetilmenin utanç verici olduğunu söyleyen ülkücüler, amaçlarını ise ülkede özgürlük, insan hakları ve çağdaş demokrasinin yerleşmesi olarak özetliyor.

Deklarasyonun öncülüğünü Manisa Ülkücüler Davası sebebiyle 11 yıl hapis yatan dönemin Ülkü Ocağı başkanlarından Avukat İrfan Sönmez yapıyor. Yürütme ve yasamanın yargı tarafından baskı altına alındığına işaret eden Sönmez, mevcut yapıda yargının bir muhalefet partisi gibi hareket ettiğinin anlaşıldığını belirtiyor. Sönmez, "Anayasa değişikliği, Türkiye'yi tek parti ideolojisinden kurtaracak ve devleti CHP'nin olmaktan çıkarıp milletin yapacak. Bu düzenlemeleri bir Türk milliyetçisi olarak destekliyorum." diyor.

Deklarasyona imza koyanlardan birisi de ülkücü camianın önde gelen isimlerinden Ökkeş Şendiller. Türkiye'nin darbe ve darbe endişesinden kurtulması gerektiğini dile getiren Şendiller, aksi takdirde demokratikleşme ve millî irade konusunda mesafe alınamayacağını savunuyor. Şendiller, yeni anayasa ihtiyacını şu sözlerle dile getiriyor: "Aradan 30 yıl geçmesine rağmen bu manada ciddi bir adım atılamadı. 12 Eylül darbe anayasasının bir maddesinin bile değişmesi, millî irade bakımından en büyük arzumuz. O dönemle hesaplaşma yapılması lazım." Manisa davasında yargılananlardan dönemin Balıkesir Ocak Başkanı Ahmet Ulu da geçmişte mücadele veren ülkücülerin, ahde vefa olarak anayasa değişikliğine destek vermesi gerektiğini vurguluyor.

Deklarasyon metninde şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye bir yol ayırımındadır. Ya darbeleri ilelebet tarihe gömecek ya da darbelerle yaşamaya, öz vatanında esir muamelesi görmeye devam edecektir. Darbelerle hesaplaşmanın yolu, darbecileri sanık sandalyesine çıkarmaktır. Bu bakımdan biz, 12 Eylül uygulamalarının mağduru Türk milliyetçileri olarak, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasıyla ilgili düzenlemeyi ve anayasa taslağında hedeflenen değişiklikleri destekliyor, 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların tüm sonuçlarıyla yok sayılmasını temenni ediyoruz. Bu tavrımız, ne bir partinin yanında olmak ne de bir partinin karşısında olmaktır. Bu tavrımız millî iradeden, milletin sözünün bütün sözlerin üstünde tutulduğu bir Türkiye'den yana olmaktır. Bu tavrımız, inançlarına ipotek konulan mazlum bir milletin hukukundan yana olmaktır. Bu tavrımız insan merkezli bir anayasadan, milletinin hâdimi bir devletten yana olmaktır. Bu düşüncelerle biz, 12 Eylül cuntasının mağduru ülkücüler ve Türk milliyetçileri olarak, mevcut anayasa değişikliği taslağına destek verdiğimizi, bu deklarasyona imza atarak bütün Türkiye'ye ilan ediyoruz."

Deklarasyona şu isimler imza attı: Ökkeş Şendiller, Yrd. Doç. Ahmet Tevfik Ozan, Hasan Kıvrak, Ferruh Gökçen, Zeynel Abidin Kıymaz, Ahmet Serdar Konurlu, Cengiz Ceylan, M.Cemal Erkoç, Muzaffer Onüçyıldız, Hasan İlter, Murat Sancak, Atalay Acarol, Mehmet Güleç, Naci Akgül, Vedat Demirezen, Ali Aksakal, Bülent Avcı, Osman Gündüz, Taylan Çoklar, Bayram Kartal, Soner Coşkun Bıyık, Ahmet Akkale, Kemal Tekoğlu, Toker Esendağ, Kemalettin Koca, Muhittin Yanık, Gürsel Başdemir, Necmi Rıza Akdinç, Reşat Ahlatlı, Adnan Akdağ, Yılmaz Şişmanlar, Hamza Özkızılcık, Ayet Serbest, Ahmet Ulu, İrfan Sönmez, Ömer Sağdıç, Yusuf Akgül, Sadık Kısır, Servet Arslaner.

Sivil ve demokratik anayasa isteyen ülkücülerin görüşleri şöyle:

Ökkeş Şendiller: Yeni bir sivil anayasa yapılmasından yanayız. 12 Eylül acısını hücrelerine kadar yaşamış insanlar olarak, millete zorla kabul ettirilmiş bir anayasanın değiştirilmesinin millî irade bakımından önemine binaen, arkadaşlarımızla bir deklarasyon hazırladık.

Avukat İrfan Sönmez: Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu, yürütme ve yasamanın yargı tarafından baskı altına alındığı, tıkandığı, yargının bir muhalefet partisi gibi hareket ettiği anlaşılmıştır. Anayasa değişikliği taslağını, tek parti ideolojisinden kurtaracak ve devleti CHP'nin olmaktan çıkarıp milletin yapacak düzenlemeleri de içerdiğinden, bir Türk milliyetçisi olarak destekliyorum.

Ahmet Ulu: Darbe mağduru olarak 12 yıla yakın cezaevinde kaldım. Bu baskıcı anayasanın reddinin, bir insanlık ve vatanseverlik görevi olduğuna inanıyoruz.

Hasan Kıvrak: Yeni anayasa teklifinin eksikleri olabilir ancak Parlamento tarafından hazırlandığı için bütün ihtilâl anayasalarından daha ehvendir. Kendilerinin de ihtilâl mağduru olduğunu söyleyen siyasilerin, darbe anayasasına hâlâ ne diye destek verdiğini anlamıyorum.

Avukat Hasan İlter: Darbe sürecinde hem sağdan hem soldan binlerce insan yargılandı. Birçok kişi, suçsuz yere cezalara çarptırıldı. Anayasa'nın 12 Eylül'le ilgili geçici 15. maddesinin kaldırılıp ihtilâl mahkemelerinde verilmiş bütün kararların yok sayılmasını istiyoruz.

Ülkücü isimler yıllarca hapis yattı

İrfan Sönmez, Manisa ülkücüler davasında 11 yıl cezaevinde kaldı.

Ökkeş Şendiller, Kahramanmaraş davasında 3,5 yıl cezaevinde kaldı.

Ahmet Tevfik Ozan, Ankara ülkücüler davasında 5,5 yıl cezaevinde kaldı.

Hasan Kıvrak, Konya ülkücüler davasında 10 yıl cezaevinde kaldı.

Ferruh Gökçen, Burdur ülkücüler davasında 7,5 yıl cezaevinde kaldı.

Cengiz Ceylan, İzmir ülkücüler davasında 10 yıl cezaevinde kaldı.

M.Cemal Erkoç, Konya ülkücüler davasında 10 yıl cezaevinde kaldı.

Ahmet Akkale, Kayseri ülkücüler davasında 9 yıl cezaevinde kaldı.

Muhittin Yanık, Aydın ülkücüler davasında 10 yıl cezaevinde kaldı.

Ahmet Ulu, Balıkesir ülkücüler davasında 10 yıl cezaevinde kaldı.


Kaynak
 

LOOPUSED

Altın Üye
Hepsi sağ olsunlar ALLAH güçlerine mukavemetlerine keder vermesin inşallah.

İçlerinden bizaat tanıdığım abilerim var,hayatlarında tek bir an salvo görmedim,çizgi sapması görmedim direk gibi dosdoğru oldular,çıktıklarında bedel istemediler, parti parti dolaşmadılar,makam mevki düşlemedidler,hak bildikleri için onca çileye rağmen devlete millete düşman olmadılar, içerdeyken kendilerini arayıp sormayan MHP il ve ilçe teşkilatlarına rağmen yinede kırılmadılar ama bazıları(bahçeli) şimdi onları ,mağduru oldukları anayasa değişikliğine evet oyu verirlerse; zavallılar diye nitelendiriyormuş.. ağzıma geldi bişeyler,şimdi döksem zehrim mhp yi boğar.. hadi ordan diyorum en azından,hayatında c-5 görmemiş bahçeliye birileri ülkü yü öğretsin bari.. o ülkü; ATATÜRKün manevi kızı ÜLKÜ değil beyzadem... senin hafsalan bile anlamaz...




Ülkücünün eskisi olmaz derler hep ama yukardaki haberde ,geçmişteki ülkücüsüne zavallı diyen bahçeli,kendi partisinden milletvekili olan ,aslen DURSUNBEYLİ,(BALIKESİR) miletvekili rahmetli Hüseyin KALKAN ın cenazesine bile katılmaktan uzak.. bırak kendini yönetiminden bile kimse yok,, ahde vefa-töre bu partide çok işlerdi zamanında ,ama şimdilerde vefayı bozacı, töreyi de sadi somuncuoğluna inen tokatta görüyorz mhp de...

Sizden ülkücü olurmu be.. o şehitlerin kanı tutar sizi .
 

TraFoo

Banned
Elbette o ülkü Atatürkün Kızı ülkü değil, arrap feyyaz arrrvasinin ülküsü ....

kihhhhh kihhhhhh .... bizden ülkücü olmaz beyzadem, Hiç Türkten Arap olurmu? Türklerden arap yapma proceleri tutmaz tutsaydı bu zavalllılar olmazdı....
 

LOOPUSED

Altın Üye
Partisinin tavrına kızıp istifa etti

MHP'nin Anayasa değişikliği paketinde CHP ile beraber hareket etmesi, tabanda tepki istifalarını getirmeye başladı.


Cumhurbaşkanlığı seçiminde DYP ve ANAP'ın Meclis Genel Kurulu'na katılmamasından kaynaklanan tepkilerin bir benzeri de MHP'de yaşanıyor.

Denizli'nin Baklan ilçesi Belediye Başkanı İsa Karaçolak, son dönemde partisinin 'nin halka ters düşen söz ve tavırlarından rahatsız olduğunu belirterek istifa ettiğini açıkladı.

Başkan Karaçolak, yaptığı yazılı açıklamada, "Son dönemde MHP yöneticilerinin halkın hissiyatıyla ters düşen söz ve tavırlarından rahatsız oldum. Sırf muhalefet olsun diye hükümetin her icraatına ve teklifine karşı çıkarken millet iradesini bir türlü içine sindiremeyen CHP ile aynı çizgiye gelmiş olmasını kabul etmem mümkün değildir." dedi.
Ülkücüleri zindanlara tıkan 1982 Anayasası'nı savunmanın MHP'nin işi olmaması gerektiğini vurgulayan Karaçolak, "Milletini ve vatanını canından çok seven ve bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan ülkücüleri zindanlara tıkan darbecileri ve onların millete zorla dayattığı Anayasa'yı savunmak, MHP'nin işi olmamalıydı. Hükümetin anayasa değişikliği taslağına CHP ağzıyla karşı çıkan ve onun peşine takılarak millete ters düşen MHP'de kalmam mümkün değildir. Bu nedenle istifa ediyorum." ifadelerini kullandı.


Partisinin tavrına kızıp istifa etti




arkası gelecek merak etme sayın bahçeli...erciyese baykalla çıkarsın artık....onda 6 ok sende 9 ışık heyy beee kim tutar sizi....:)
 

TraFoo

Banned
İstifamı etti yoksa kovuldumu?

Türklüğü Benimseyemeyen Türklüğe ayak uyduramayanlar dökülüyor dökülmeyenlerde dışlanıyor şutlanıyor ....mevzu bundan ibarettir..


apoya paşalık veren Türköne denen zatta dışlandı alın sizin olsun bize lazım değil.....
 

muammer-oz

New member
Yeni Anayasa tartışmaları sürerken yandaş medyanın taraftar toplama ve halkı kandırma işlevi de son sürat devam etmekte.

5 Nisan 2010 tarihli Zaman gazetesinin “Yusufiyeli Ülkücüler Derneği’nden Yeni anayasaya tam destek” manşetiyle verdiği haberde, dernek başkanı Hasan İlter’in sırf 15. Maddenin kaldırılmasından dolayı yeni Anayasaya destek verilmesi gerektiğini söylediğini okuyoruz.

Haberin devamını okuduğumda, dernek başkanı Hasan İlter’in, ya değişiklik taslağını hiç okumadığı veya “Yusufiyeli-ülkücü” değil, “hapishane mahkumu” olduğu sonucuna varıyorum.

“Tavşana Havuç” misali yeni taslağa konulan 15. Madde, bakalım daha kaç tane tavşan avlayacak, zamanla göreceğiz.

15. Maddenin yürürlükten kaldırılması elbette çok önemlidir. 12 Eylül kara ihtilalını yapanların yargı önüne çıkartılması, hesap sorulması şarttır.
Fakat bir yanda hükmü şahsiyetleri ortadan kalkan 12 Eylül ihtilalcılarının dokunulmazlığını kaldırırken, diğer yanda AKP iktidarını dokunulmaz kılan maddeler getirmek ve bölücülüğü-ayrımcılığı kanunun koruma kalkanı altına almak hiçbir Türk Milliyetçisinin kabul edebileceği durum değildir.

Yeni Anayasa taslağında iktidarın uygulama ve işlerini, tıpkı 12 Eylülcülerin kendini “dokunulmaz, yargılanamaz” konuma soktuğu gibi, koruma kalkanına büründürmekte, üstelik “Bölücülüğü, birlik ve beraberliğe aykırı faaliyetleri” serbest bırakmakla kalmayıp bunları Anayasanın teminatı altına almaktadır.

Yeni Anayasa Taslağının 8 Maddesinde ;

“…69. Maddenin altıncı fıkrasının sonuna "Meclis çalışmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez." cümlesi eklenmiş, … beşinci ve sekizince maddeleri yürürlükten kaldırılmış…” ifadesi var.

Altıncı fıkranın sonuna "Meclis çalışmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez." İfadesinin eklenmesinin anlamını “Yusufiyeli Ülküdaşımız” anlamadıysa ben açıklayayım.

Mecliste birisi çıkıp “Sayın Öcalan… “ derse, “aldığı kelleler” derse, “federasyon istiyoruz” derse, , “Türk yok Türkiyeli var” derse… bu ifadeler “kürsü dokunulmazlığı ve fikir özgürlüğü çerçevesinde” değerlendirilecek, bu sözleri sarf edenlere karşı duranlar, yani bizler ise “fikir hürriyetini engellemekten” yargılanacaktır.

“İdarenin eylem ve işlemleri odaklaşmanın tespitinden gözetilemez” ifadesi, AKP’nin bugüne kadarki icraatlarının tamamını aklamakta ve “yargılanamaz” hükmünü getirerek hükümeti dokunulmaz kılmaktadır. Yani 12 Eylülcülere yargı yolu açılırken, AKP iktidarının icraatlarına yargı yolu kapatılmaktadır.

Yeni Anayasa taslağındaki yine sekizinci maddesinde “69. Maddenin beşinci ve sekizinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır” demektedir.

Kaldırıldığı söylenen mevcut anayasanın 69. Maddesinin beşinci fıkrası şöyledir.

“Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.”

68. Maddenin dördüncü fıkrası ise şöyledir.

“Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”

Yani AKP yeni Anayasa teklifi ile işte bu maddeyi yürürlükten kaldırmakta, siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne… Aykırı teşekkül edebileceğinin, faaliyet gösterebileceğinin önünü açmakta, üstelik bu faaliyetleri Anayasa teminatı altına almaktadır.

Yeni Anayasaya tam destek verdiğini açıklayan “Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Başkanının”, taslağın sekizinci maddesini bir kez daha okuması, getirilen yeni hükümleri ve kaldırılan hükümleri “Ülkücü fikriyat çerçevesinde” değerlendirmesi gereklidir.

“Tavşana Havuç” misali, yeni Anayasaya konulan “12 Eylülcülere yargılanma yolunun açılması” elbette zulme ve haksızlığa uğrayan ülkücüler için çok önemlidir. Fakat 15 madde kaldırılırken “bölücülüğü ve birlik ve beraberliğe aykırı eylemleri ve AKP’nin 8 yıllık icraatını Anayasa koruması altına almak elbette hiçbir ülkücünün midesinin kaldıramayacağı bir durumdur.

Hasan İlter Beyefendi; Bırakın Yusufiyeli olmayı , bırakın Ülkücü olmayı, şayet ülkücülüğün zerresinden nasiplendiyseniz, AKP’nin ihanet Anayasasına verdiğiniz desteği geri çeker, bölücülüğü meşrulaştıran bu taslağı lanetlersiniz.
 

TraFoo

Banned
bunların ülkücülüğü apoya paşalık vermektir, bize lazım deeel ülkücü mülkücü.


Bize ülkücü deeeelll TÜRK MİLLİYETÇİLERİ LAZIM
 

muammer-oz

New member
bunların ülkücülüğü apoya paşalık vermektir, bize lazım deeel ülkücü mülkücü.


Bize ülkücü deeeelll TÜRK MİLLİYETÇİLERİ LAZIM

Kullanılıyorlar farkında bile değiller.Akp işi bittiğinde hepsini anında satıverir.Bunlarda teröristi haburda davul zurna ile karşılayan zihniyetin sözcülüğünü yaptığınla kalıverir.Hayır anlayamadığım ülkücü olsun olmasın hangi TÜRK MİLLİYETÇİSİNİN nemutlu Türk'üm diyemeyen bir canlıyla ortak noktası olabillirki....eski ülkücüler size göre bir kaynaktır
Akp için hava hoş.Gömlek değiştirmeye o kadar alışmışlarki,
eski ülkücüler bunlara göre bir kaynaktır ihtiyaçları olmayınca
katil derler suikastçiler derler mafya derler
ihtiyaç olur
180 derece dönerler....
 

HTML

Üst