'Dağlıca Baskını' ile ilgili şok ses kaydı!

İηvictus

Banned
Katılım
2 Haz 2007
Mesajlar
3,529
Reaction score
0
Puanları
0
'Dağlıca Baskını' ile ilgili şok ses kaydı!
,


PKK'nın 13 Mehmetçiği katlettiği, 8 askerimizi kaçırdığı Dağlıca baskınına ilişkin şok bir ses kaydı ortaya çıktı.
Nazım ALPMANPamukkale’de hayat varOkunma : 556Yorum : 021:41 'Dağlıca Baskını' ile ilgili şok ses kaydı!21:30 Böyle korkunç yeğen görülmedi21:30 Bu arabaların hepsi asfaltı ağlatır 21:08 Kılıçdaroğlu'ndan Köşk'e türban twit'i20:30 Müthiş bir servetimiz var!20:07 KPSS şampiyonları şimdi nerede?19:52 Tatilin ilk gününde bilanço yine ağır19:22 İşte saniye saniye çatışma anı!19:06 Metrobüse 'paranızla' binemeyeceksiniz!18:55 Birmanya'da muhalif lider serbest bırakıldı18:55 Bahçedeki servet uykularını kaçırdı! 17:58 Sivas Savcısı'nı kahreden kaza17:40 Irak meclisi ilk oturumu yaptı17:26 Birmanya'da muhalif lider serbest bırakıldı17:26 AK Parti'den CHP'ye 'Hacı Murat' benzetmesi İstihbarat raporlarına rağmen gerekli önlemelerin alınmadığı iddialarıyla gündeme gelen baskınla ilgili iki rütbelinin konuşması ihmalleri bir bir ortaya çıkartıyor. Referandumun yapıldığı gün gerçekleşen baskın uzun süre ihmal iddialarıyla tartışılmış ve şehit yakınlarının davalarıyla gündeme gelmişti.

İnternette 'terorihaneti.com' adlı sitede yayınlanan konuşmayı yapanların o dönem bölgede görev yapan Manisa İl Jandarma Komutanı Albay Vural Erol ile Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanı Albay İsmail Cömert olduğu ileri sürülüyor. Komutanlar, Dağlıca'da aslında neler yaşandığını, saldırıyı önceden bildiren istihbarat raporunu, silah deposunda yangının nasıl çıktığını bir bir anlatıyor.

OLCAN RAPORA MÜDAHALE ETTİ

Çukurca'da 7 Mehmetçiği şehit eden TSK mayını olayı ve Balyoz soruşturmasında adı gündeme gelen dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yurdaer Olcan ile ilgili şok ifadeler kullanılıyor. Harp Akademileri Komutan Yardımcısı olan Olcan'ın otopsilere müdahale ettiğini anlatan komutanlar, 'silahlar bozuk' iddialarıyla gündeme gelen Dağlıca'daki silahlık deposu yangını ile ilgili şu itiraflarda bulunuyor:

"Dağlıca olayında depo yanarken bir resim sızdı. Ve bunu bilen kimse yok. Süleyman Yüksel kendisi çekiyor ve Yurdaer Olcan'a veriyor. Bununla ilgili resmi bir açıklama yapan kimse yok. Dağlıca'dan sonra yandı ve avukatlar silahların kriminal incelemesini istemeye karar verdikten sonra yaklaşık 10 gün sonra depodaki silahların hepsi yandı. Silahlar arızalı falan. Ondan sonra birbirini vurmalar olmuş orda. Otopsiye de Yurdaer Olcan müdahale etmiş. Biliyorsun olayla ilgili hiç tahkikat açılmadı. Ama bütün o şeylere rağmen Korgeral oldu (Yurdaer Olcan). Araba aldı, karavan yaptırdı."

ADAM ÖLDÜ DİYE COZLADIYDIK

Albay İsmail Cömert, baskının ardından komutanların birbirine girdiğini şöyle anlatıyor: "O esnada Süleyman Yüksel(Yüksekova Tugay Komutanı-Tuğgeneral) ile dağ komando birbirine girdi. Azim Paşa Süleyman Yüksel'i dövmeye başladıydı. O sırada buna telefon açtılar gel diye geldi."

Ardından Albay Vural Erol, "O arada bul operasyonu yapmışlar siz mi yaptınız onu?" diye soruyor. Cömert'in "Orda adam ölmüş" demesinden sonra Erol "Öldü canım. Ya bizim eleman içindeydi ya bombalanırken. Adam öldü diye ne cozladıydık ya. Eleman gurubun içinde guruba bomba attırıyoruz. 'Şu masa kadar yerde' diyor sonra eleman geldi yanımıza 'şu masa kadar yerde 8 kişi saklandık' diyor."

KOMUTANIN HABERİ YOK

Dağlıca baskını olduğunda Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı Mustafa Erhan'ın kendisini aradığını söyleyen Albay İsmail Cömert aralarındaki diyaloğu şöyle anlatıyor: "Dağlıca basılmış kan gövdeyi götürmüş o zaman seçim de var. Saat 5 gibi Mustafa arıyor. Komutanım Dağlıca'da köylüler niye oy kullanmadı?' Mustafa sen cins misin senin dünyadan haberin yok. Dağlıca'da kan gövdeyi götürüyor."

BASKIN İHBARI GENELKURMAY BAŞKANI'NA SUNULMUŞ

Albay Vural Erol, Dağlıca baskınından 12 gün önce Hakkari İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Zuhuri Atilla Ataalp'e her şeyi anlattıklarını söylüyor. Erol, Hakkari Jandarma Komutanı'nı uyardıklarını şu sözlerle aktarıyor: "Dağlıca basılmadan 12 gün önce - 9'unda- gelecekler Keritepe'yi basacaklar şeyi de taciz edecekler yani baskı altına alacaklar yani bütün olayı anlattık. Bunu Atilla Ataalp'in önüne. Bir köpürdü bize. Siz dedi örgütle ortak mı çalışıyorsunuz kardeşim dedi. Böyle şey yazılır mı dedi.

Dedik komutanım olacak bak. 250 kişi dersek dedi bunu kalabalık diyelim dedi. İyi kalabalık diyelim dedik. O duyumu Genel Komutan bizzat alıp Genelkurmay Başkanı'nın önüne koymuş. Şey demiş Genelkurmay Başkanı. Kardeşim demiş koskoca taburu basıyorlar hiç kimsenin haberi yok mu? Bu ne biçim istihbarat falan demiş. Ondan sonra Genelkurmay falan ayaklanmış. Bizim ki de (Işık Koşaner) çıkmış gitmiş. Harun Paşa anlattı. Sonra Yeşiltaşa çıktı."

UÇAKSAVAR KULLANILDI DİYE RAPOR YAZMIŞLAR...



Albay İsmail Cömert, Dağlıca'ya kuvvet gelemeyeceğini söylediğini ancak bunu bir türlü anlatamadığından şikayet ediyor. Saldırıda örgüt üyelerinin uçaksavar kullandığı iddiasını da şu sözlerle yalanlıyor: "Saldırıda örgüt 12.7'lik uçaksavarlar kullandı diye raporlara yazmışlar. İlgisi yok. Sonra örgüt doçka ağır olduğundan Amerikan yapımı 12.7'lik uçaksavarlar kullandı diye rapor tanzim ettiler. Gitti. Gittikten sonra ben de çıktım Süleyman Yüksel'e dedim.

Komutanım 12.7'lik uçaksavarlar Doçka'dan ağırdır. Nereden çıkartıyorsun, öyle şey mi olur dedi. Bi çıkardım bakın dedim. Namlu uzunluğu şu kadar fazladır. Şu şudur. Bu budur. Şöyle olduğunda ağırdır. Doçka hep ağır çıkıyor tamam mı? En son birleştirip atış haline geldiği zaman küt Amerikan şeyi bütün Amerikan silahları ağır basıyor. Sen bunu biliyor muydun? Biliyordum tabi. Bize niye söylemedin?"

İYİ TAKİP EDİN DEDİM KAPATTIM

Dağlıca'da Mehmetçik şehit düşerken kendisine haber verildiği anda neler yaptığını Albay Erol şöyle anlatıyor: "Hareket Merkezi önce beni aradı. Komutanım dedi Dağlıca'yı taciz ediyorlar. İyi dedim. 6 tane yaralı varmış dediler. 'İyi takip edin' dedim kapattım. 10 dakika geçmedi 'komutanım 6 şehit'. Ana dur lan ne oluyor falan dedim apar topar gittik" Cömert, çatışma yaşanırken merkezden alınan bilgileri ve yapılanları şöyle dile getiriyor:

"Yüksekova'nın yanlış bilgi vermesi. 12'yi çeyrek geçe saldırı başladı. Yirmi geçe ben Harekat Merkezi'yle görüşüyorum. Çatışma yoğun gidiyor. Herhangi istenen bir şey yok. Silahlı helikopter istedik. Ondan sonra çatışma başladı. Yaralı şehit sayısı yok. Saat 03.00'te Keritepe'ye ateş edilmiyor. Keritepe'den karşıya ateş edilmiyor. Keritepe telsizlere cevap vermiyor. Bizim Metin Yerlikaya (Yüksekova Garnizon Komutanı Kurmay Albay) dedi ki; 'Gitti benim alay komutanlığı gitti benim alay komutanlığı' Karadenizli bir müteahhit var ya onu aradı telefonla dedi "

Dağlıca basıldı gitti benim alay komutanlığı" sorabilirsiniz ona. Dedik komutanım gitmez bu dedik. Dağlıca 60 kişi. 60'ının da ölecek hali yok ya. Derken üsteğmen, sözleşmeli üsteğmen walkie-talkie ile bağlantı kurdu. 'Şehit var 6 tane. 10 kişi kayıp, 10 tane yaralı var'

KUM GİBİ TERÖRİST VAR


Ondan sonra Metin Albay tugay komutanını aradı, silahlı helikopter geldi. Helikopter dörde çeyrek kala falan geldi. Çeyrek kala veya çeyrek geçe. Çatışma ilk 12 çeyrekte başladı. Silahlı helikopter arttı. Silahlı helikopter artık nasıl sinirlendiyse Yüksekova'nın üstünde anaons etti: " Aşağıdakiler" dedi, 'Komutanlarınıza söyleyin burası kum gibi terörist kaynıyor, Şırnak'taki kobra kolunu da istesinler.' Ondan sonra şey gitti. Kobra kolu yola çıktı. Şırnak'tan o esnada. Hava aydınlanma şeyi yaralılar yok. Skorsky kalktı indi.

JÖH'ün (Jandarma Özel Harekat'ın) bir timini indirdi. Yaralıları aldı. Dolayısıyla bunlar Skorskyi bunlar silahlı helikopter sandı. Hiç çatışma olmadı, ondan sonra kalktı, ikinci defa gitti, şehitleri almaya, ondan sonra üff bir bastırdı herifler, helikopterlerin tamamı isabet aldı."

KOMUTANIM MAYIN DÖŞETTİRME DİYORUZ ANLAMIYOR Kİ HERİF

Albaylar, Dağlıca Tabur Komutanı Onur Dirik'in ihmallere rağmen korunduğunu söylüyor işte Cömert ile Erol arasında geçen konuşma:

V.E: Afyon'da lojistik destek bilmem ne komutanlığı varmış, kara kuvvetlerinde orad lojistik şube müdürü . Onun babası emekli tümgeneral Yaşar Büyükanıt'ın devresi.

İ.C:Bunun dedesi Atatürk'ün muhafızı.

V.E: Kazım Dirik

İ.C: Dağlıcayı yakmış, saldırı ve mayından sonra gidiyor Tugay Komutanına hitap ediyor. Bir insan ancak bu kadar bahtsız olabilir, bunlar senin şevkini kırmasın. Şimdi düşünün. Mesut Binbaşı Çukurca'daki mayına bastı.
Helikopter kalktı, bir asteğmen 3 asker,4 şehit verdi değil mi?

V.E: 3 asker 3 korucu biri üsteğmen 6 şehit var.

İ.C: Mesut Sorgusuz sualsiz 21 gün sonra direkt hapsettiler..

V.E: Mesut Cihaner'i

İ.C: Tamam hapsetsinler orada 6 can gitmiş ama ötekinin (Onur Dirik) yaptıklarına bak. Adamlar deşifre ediyor, hepsi sızdırma, Metin Yerlikaya mayın döşettiriyor. Döşettikten 10 gün sonra dağ komandolar şeye gitti, bölük gitti, mayına bastı çocuk vücudunun yarısı yok. Etme tutma döşettirme komutanım diyoruz, anlatıyoruz anlamıyor ki herif...



Kaynak : 'Dağlıca Baskını' ile ilgili şok ses kaydı!
 
Albay, 13 şehide değil koltuğa üzüldü!

13 askerin şehit düştüğü, 8 erin de kaçırıldığı Dağlıca baskınına ilişkin yeni ses kaydındaki bir detay, dinleyenlerin kanını dondurdu.


Kayıtta, şehit sayısının artması üzerine Garnizon Komutanı Albay Metin Yerlikaya'nın "Gitti benim alay komutanlığım..." diyerek, terfi alamayacağından endişe duyduğu iddia ediliyor. Ancak, ismi ihmalle anılan Albay Yerlikaya, 2008 YAŞ'ta Çanakkale İl Jandarma Alay komutanı yapılmış. Yerlikaya, halen Van İl Jandarma Alay Komutanı.

Dağlıca'da 13 askerin şehit edildiği 2007'deki baskına ilişkin internete düşen yeni ses kaydı çok tartışılacak iddialar içeriyor. Albay Vural E. ile Albay İsmail C. arasında geçen konuşmada, baskının perde arkasında yaşananlar anlatılıyor. İhmal iddialarını doğrulayan kayıttaki bir detay ise 'bu kadar da olmaz' dedirtiyor. Albay C., Dağlıca'da Mehmetçikler şehit düşerken dönemin Yüksekova Garnizon Komutanı Albay Metin Yerlikaya'nın "Gitti benim alay komutanlığım." diyerek, terfi alamayacağından endişe ettiğini aktarıyor. "Dedik komutanım gitmez bu dedik.

Dağlıca 60 kişi. 60'ının da ölecek hali yok ya." şeklinde teselli ettiklerini belirtiyor. Ancak, 2008'de toplanan Yüksek Askerî Şûra'nın, ismi ihmalle anılan komutanın endişelerini gideren bir karara imza attığı ortaya çıktı. Baskında şehit düşen askerler yerine alay komutanı olamayacağını düşünen Albay Yerlikaya, YAŞ'ta Çanakkale İl Jandarma Alay Komutanlığı'na getirilmiş. Ardından da Van İl Jandarma Alay komutanı yapılmış.

Ses kaydındaki o komutanın iki ayrı ile alay komutanı olarak atandığı, aynı baskınlar çerçevesinde ismi ihmalle anılan bir başka komutanın terfi ettirilerek Harp Akademileri komutan yardımcılığına, bir başka subayın ise yarbaylıktan albaylığa yükselerek Afyonkarahisar'a tayin edildiği ortaya çıktı.

Ses kaydında konuşan Albay Vural E., dönemin komutanı Y.'nin Dağlıca'da Mehmetçikler şehit düşerken kendisine haber verildiği anda neler yaptığını şöyle anlatıyor: "Hareket Merkezi önce beni aradı. 'Komutanım' dedi, 'Dağlıca'yı taciz ediyorlar.' 'İyi' dedim. '6 tane yaralı varmış' dediler. 'İyi takip edin' dedim kapattım. 10 dakika geçmedi 'komutanım 6 şehit'. Ana dur lan ne oluyor falan dedim apar topar gittik." Albay İsmail C. de çatışma yaşanırken merkezden alınan bilgileri ve yapılanları şöyle dile getiriyor: "Yüksekova'nın yanlış bilgi vermesi. 12'yi çeyrek geçe saldırı başladı.

Yirmi geçe ben Harekat Merkezi'yle görüşüyorum. Çatışma yoğun gidiyor. Herhangi istenen bir şey yok. Silahlı helikopter istedik. Ondan sonra çatışma başladı. Yaralı, şehit sayısı yok. Saat 03.00'te Keritepe'ye ateş edilmiyor. Keritepe'den karşıya ateş edilmiyor. Keritepe telsizlere cevap vermiyor. Bizim Metin Y. (Yüksekova Garnizon Komutanı Kurmay Albay) dedi ki; 'Gitti benim alay komutanlığı, gitti benim alay komutanlığı'. Karadenizli bir müteahhit var ya onu aradı telefonla dedi "Dağlıca basıldı, gitti benim alay komutanlığı". Sorabilirsiniz ona. Dedik komutanım gitmez bu dedik. Dağlıca 60 kişi. 60'ının da ölecek hali yok ya. Derken üsteğmen, sözleşmeli üsteğmen walkie-talkie ile bağlantı kurdu. 'Şehit var 6 tane. 10 kişi kayıp, 10 tane yaralı var'."
www.terörihaneti.com isimli internet sitesine düşen ses kayıtlarında Dağlıca baskını sırasında bölgede görev yapan diğer komutanlarla ilgili de ihmal iddiaları yer alıyor. Örneğin Balyoz soruşturmasında sanık olarak gündeme gelen dönemin 3'üncü Taktik Tümen Komutanı Tümgeneral Yurdaer O. ile ilgili şok ifadeler kullanılıyor. O.'nun otopsilere müdahale ettiğini anlatan komutanlar, 'silahlar bozuk' iddialarıyla gündeme gelen Dağlıca'daki silah deposu yangını ile ilgili ses kayıtlarında şu itiraflarda bulunuyor: "Dağlıca olayında depo yanarken bir resim sızdı.

Ve bunu bilen kimse yok. Süleyman Y. kendisi çekiyor ve Yurdaer O.'ya veriyor. Bununla ilgili resmi bir açıklama yapan kimse yok. Dağlıca'dan sonra yandı ve avukatlar silahların kriminal incelemesini istemeye karar verdikten sonra yaklaşık 10 gün sonra depodaki silahların hepsi yandı. Silahlar arızalı falan. Ondan sonra birbirini vurmalar olmuş orda. Otopsiye de Yurdaer O. müdahale etmiş. Biliyorsun olayla ilgili hiç tahkikat açılmadı. Ama bütün o şeylere rağmen korgeral oldu (Yurdaer O.). Araba aldı, karavan yaptırdı." Baskından sonraki 2008 YAŞ kararlarında terfi alarak korgeneralliğe yükselen O., Van Jandarma Asayiş Kolordu komutanı olarak bölgede görev yaptı. 2010 YAŞ kararlarında Harp Akademileri Komutan Yardımcılığı'na getirildi.

Kanlı baskının gerçekleştiği akşam çatışma haberini Dağlıca köyünde katıldığı düğünde alan Yarbay Onur D. de istihbarat raporlarına rağmen gerekli önlemi alamamakla sorumlu tutulmuştu. Saatler süren çatışmada 13 asker şehit olmuş, 16'sı yaralanmış ve 8 asker de kaçırılmıştı. Baskınla ilgili sorumlu komutanlar hakkında bir tahkikat ve soruşturma başlatılmamıştı.

Tahkikatın başlatılmamasını ise internete düşen ses kaydında yer alan "Biliyorsun olayla ilgili hiç tahkikat açılmadı." ifadeleri doğruluyor. Baskından bir ay sonra ise, dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan I., Yarbay D.'ye üstün başarı plaketi vermişti. 2008 YAŞ kararlarında yarbaylıktan albaylığa terfi eden Onur D. , Kara Kuvvetleri Komutanlığı Afyonkarahisar İkmal Komutanlığı'nda görev yapıyor.


Kaynak
 
Tarafsız gazetesinin tarafsız haberi

Pehhhhh

Kimin maşası olduğu belli malum gazetenin (Yandaşı taraf gazetesi ile birlikte)

Yegane görevi orduyla uğraşmak, demekki bu görev bu medya kuruluşlarına verilmiş
 
HANİ ASKERLERİN DAĞLICA’DAN HABERİ VARDI

Hakkari’ye bağlı Dağlıca’da 21 Ekim 2007 tarihinde gerçekleşen PKK saldırısında 12 asker şehit olmuş, 8 asker kaçırılmıştı. Baskının ardından Taraf Gazetesi, jandarma istihbaratına dayanarak yaptığı haberde ordunun saldırıdan önceden haberi olduğunu iddia etmişti. Mehmet Baransu’nun yazdığı habere göre ordunun Dağlıca’ya yönelik saldırıdan 9 gün önce bilgisi olmuş ancak saldırı yapılmasına göz yumulmuştu. O günlerde büyük olay yaratan haber Türkiye gündemini uzun süre meşgul etmişti. Aktütün görüntülerinin ardından da PKK’lıların uydu görüntülerini yayınlayan Taraf Gazetesi, bu saldırıdan da askerlerin haberi olduğu iddiasında bulunmuştu.

Geçtiğimiz günlerde Taraf Gazetesi’nin eski Yurt Haber Müdürü Nevzat Çiçek, Dağlıca Baskını üzerine bir kitap çıkardı. Kitapta Dağlıca olayını yine istihbarat raporlarına dayanarak inceleyen Çiçeki kitabında bir başka iddiada bulundu. Çiçek kitabında ABD’nin Genelkurmay’a saldırıyla ilgili geç bilgi verdiğini yazdı. Kitapta, Genelkurmay’ın yapılan protokolle ABD’den PKK’ya yönelik bilgi aldığını ancak Dağlıca’ya ilişkin bilgilerin Genelkurmay’a 3 saat geciktirilerek aktarıldığını yazdı.

Peki Nevzat Çiçek’in bu haberinin ardından yapılabilecek yorum nedir?

Taraf’ın daha önce askerlerin baskından haberi olduğunu iddia eden Taraf’tan ayrıldıktan sonra ise ABD’nin askerlere geç haber verdiğini söyleyen muhabiri, bu açıklamasının ardından yine askerlere karşı bir analiz yaptı.
Çiçek’in MİT raporuna dayandırarak kitabında verdiği bilgiler şöyleydi…

Türkiye’de ABD derin devleti ile irtibat halinde olan Ergenekon, hükümeti Kuzey Irak’a sokarak komplo yapmak için Dağlıca Baskını’nı tasarlamıştı. Bu baskının ardından hükümet alacağı kararla Kuzey Irak’a girecek ancak gelen şehit cenazeleri ile zor durumda kalarak iktidardan düşecekti. ABD yönetimi bu nedenle Dağlıca Baskını’nı orduya haber vermemişti. Nevzat Çiçek’in iddiasına göre MİT Müsteşarı Emre Taner’in Başbakan’a sunduğu raporda bu bilgiler yer alıyordu.
Kısacası askerlerin saldırıdan önce haberlerinin olduğunu yazan daha sonra ABD’nin geç haber vermesi nedeniyle baskından habersiz olduğunu söyleyen Taraf yazarları her iki durumda da yine konuyu Ergenekon’a getiriyorlardı.

HANİ ASKERLERİN DAĞLICA?DAN HABERİ VARDI

Taraf bu konuda ilk önce askerlerin haberi vardı baskından diyor sonra başka bir yazısında haberleri yok diyor?
Ama Ergenekon orası kesin:001_rolleyes:
Ses kayıtları gerçekten bu kişileremi ait?
Gerçekler tam anlamıyla yakında ortaya çıkar herhalde ama bana göre bu yazılar ve ses kayıtları daha çok uydurmalardan ibaret
.
 
Görmek istemeyen göz görmez,
Duymak istemeyen kulak duymaz..

İnkar edilemeyecek kanıtlar ortada var iken halen
ona buna çamur atmakla uğraşmanın dayanılmaz
hafifliği.. TSK ismini gün geçtikçe kirleten bu gibi
vatan hainlerinin temizleneceği bir Türkiye hayal ediyorum..
 
Geri
Üst