kuzay
Pesimist
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
D vitamini eksikliği yaygın ve önemli bir problem oldu hatta neredeyse bir halk sağlığı sorunu haline geldi.
Hemen her yaşta (şehirde ya da köyde, kasabada yaşamaları fark etmiyor) insanımız da ciddi düzeyde D vitamini noksanlığı var. Bu durumun temel nedeni ise güneşten doğru faydalanmayı bilmememiz veya ihmal etmemiz!
D vitamini ihtiyacımızı sadece yiyecek ve içeceklerle karşılamamamız mümkün değil. D vitamini ile zenginleştirilmemişlerse hayvansal ürünler (et ve süt ürünleri, balık, tavuk, yumurta) çok sık da yenseler D vitamini ihtiyacımızı karşılamaya asla yetmiyor. Bitkisel ürünlerde ise D vitamini zaten yok. Kısacası dengeli bir beslenme tarzımız olsa bile bu, günlük D vitamini ihtiyacımızın en fazla yüzde 5-10unu karşılayabiliyor. En az yüzde 90 civarında bir açık mutlaka oluyor.
Nedeni şu: Cildimiz güneş ışınlarına maruz kalınca kendi kendine D vitamini üretecek bir yapıya sahip. Derimizde cildin hemen alt katmanındaki kolesterol yapısında bir ön madde (7-dehidroepikolesterol) güneş ışınlarında bulunan ultraviyolenin etkisiyle süratle D vitaminine dönüşüyor.
İşte o nedenle eğer yeteri kadar D vitaminine sahip olmak istiyorsak mutlaka güneşlenmek zorundayız. Ayrıca, bu işi de usulüne uygun yapmak mecburiyetindeyiz: Daha çok D vitamini üretimini sağlayabilmek için sık sık ve güneşlenmemiz lazım.
Güneşten nasıl faydalanmalıyız?
Sadece elimizi yüzümüzü 5-10 dakika güneşe göstererek başarmamız da pek mümkün değil. Güneşin zararlı olabileceği saatlerde (saat 11.00-15.00 arasında) güneşlenmekten kaçınmalı ama bu şartların dışında kalan zamanlarda 30-45 dakika kadar sağlıklı bir güneş banyosu yapmanın bir yolunu bulmalıyız.
Bu kısa süreli güneşlenme periyotları için güneşten koruyucu kremler kullanmak da gerekmiyor. Koruyucu kremler özellikle yüksek oranda koruma sağlayanlar ciltteki D vitamini üretimini neredeyse tamamen durduruyor. ışte bu nedenle güneşte görünmez olmak öyle sanıldığı kadar akıllıca bir iş sayılmıyor...
D vitamini noksanlığının yaygınlaşmasında güneşten koruyucu krem ile yağların kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımının da sorumlu olabileceği düşünülüyor.
Yüksek doz tehlikeli
Bu dozların üstünde yüksek dozda D vitamini, kanda D vitamini seviyesini ölçmeden ve doktorunuz onaylamadan yani doktor tavsiyesi olmadan asla alınmamalı. D vitamini için en sağlıklı seviye 50 ng/ml ve üzeridir. Bu rakamın 20 ng/mlnin altında olmaması gereklidir.
Ben yine de ciddi bir D vitamini eksikliği söz konusuysa yerine koyma tedavisini mutlaka doktorunuzla birlikte yapmanızı öneririm. Çünkü D vitamini depolanan ve fazlası vücuttan atılmayan bir vitamin. Fazlasın toksik yani zararlı etkileri olabiliyor.
Ne yapmalı?
Bilinmesi gereken bir nokta daha var: Yılda sadece bir-iki hafta sabahtan akşama güneşte kalıp bronzlaşmanız veya simsiyah olmanız da D vitamini üretimi içim pek makbul bir durum değil! Çünkü cilt karardıkça cildin D vitamini üretim kabiliyeti azalıyor. Yani kısa aralıkla sık sık güneşlenmek cildimize D vitamini ürettirebilmek açısından daha doğru bir davranış biçimi.
Peki, güneşlenemeyenler ne yapacak? D vitamini eksiğini nasıl kapatacaklar?
Eğer güneşlenme imkânınız yoksa D vitamini desteklerinden de istifade edebiliyorsunuz. Günlük D vitamini desteği dozu farklı kaynaklarda değişik rakamlarla ifade edilse de çocuklara 400, erişkinlere 200, yaşlılara 400 ünite civarında günlük D vitamini desteği verilebilir. Bu rakamları ihtiyaca göre çoğaltıp azaltmak tabi ki mümkün.
kaynak
Hemen her yaşta (şehirde ya da köyde, kasabada yaşamaları fark etmiyor) insanımız da ciddi düzeyde D vitamini noksanlığı var. Bu durumun temel nedeni ise güneşten doğru faydalanmayı bilmememiz veya ihmal etmemiz!
D vitamini ihtiyacımızı sadece yiyecek ve içeceklerle karşılamamamız mümkün değil. D vitamini ile zenginleştirilmemişlerse hayvansal ürünler (et ve süt ürünleri, balık, tavuk, yumurta) çok sık da yenseler D vitamini ihtiyacımızı karşılamaya asla yetmiyor. Bitkisel ürünlerde ise D vitamini zaten yok. Kısacası dengeli bir beslenme tarzımız olsa bile bu, günlük D vitamini ihtiyacımızın en fazla yüzde 5-10unu karşılayabiliyor. En az yüzde 90 civarında bir açık mutlaka oluyor.
Nedeni şu: Cildimiz güneş ışınlarına maruz kalınca kendi kendine D vitamini üretecek bir yapıya sahip. Derimizde cildin hemen alt katmanındaki kolesterol yapısında bir ön madde (7-dehidroepikolesterol) güneş ışınlarında bulunan ultraviyolenin etkisiyle süratle D vitaminine dönüşüyor.
İşte o nedenle eğer yeteri kadar D vitaminine sahip olmak istiyorsak mutlaka güneşlenmek zorundayız. Ayrıca, bu işi de usulüne uygun yapmak mecburiyetindeyiz: Daha çok D vitamini üretimini sağlayabilmek için sık sık ve güneşlenmemiz lazım.
Güneşten nasıl faydalanmalıyız?
Sadece elimizi yüzümüzü 5-10 dakika güneşe göstererek başarmamız da pek mümkün değil. Güneşin zararlı olabileceği saatlerde (saat 11.00-15.00 arasında) güneşlenmekten kaçınmalı ama bu şartların dışında kalan zamanlarda 30-45 dakika kadar sağlıklı bir güneş banyosu yapmanın bir yolunu bulmalıyız.
Bu kısa süreli güneşlenme periyotları için güneşten koruyucu kremler kullanmak da gerekmiyor. Koruyucu kremler özellikle yüksek oranda koruma sağlayanlar ciltteki D vitamini üretimini neredeyse tamamen durduruyor. ışte bu nedenle güneşte görünmez olmak öyle sanıldığı kadar akıllıca bir iş sayılmıyor...
D vitamini noksanlığının yaygınlaşmasında güneşten koruyucu krem ile yağların kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımının da sorumlu olabileceği düşünülüyor.
Yüksek doz tehlikeli
Bu dozların üstünde yüksek dozda D vitamini, kanda D vitamini seviyesini ölçmeden ve doktorunuz onaylamadan yani doktor tavsiyesi olmadan asla alınmamalı. D vitamini için en sağlıklı seviye 50 ng/ml ve üzeridir. Bu rakamın 20 ng/mlnin altında olmaması gereklidir.
Ben yine de ciddi bir D vitamini eksikliği söz konusuysa yerine koyma tedavisini mutlaka doktorunuzla birlikte yapmanızı öneririm. Çünkü D vitamini depolanan ve fazlası vücuttan atılmayan bir vitamin. Fazlasın toksik yani zararlı etkileri olabiliyor.
Ne yapmalı?
Bilinmesi gereken bir nokta daha var: Yılda sadece bir-iki hafta sabahtan akşama güneşte kalıp bronzlaşmanız veya simsiyah olmanız da D vitamini üretimi içim pek makbul bir durum değil! Çünkü cilt karardıkça cildin D vitamini üretim kabiliyeti azalıyor. Yani kısa aralıkla sık sık güneşlenmek cildimize D vitamini ürettirebilmek açısından daha doğru bir davranış biçimi.
Peki, güneşlenemeyenler ne yapacak? D vitamini eksiğini nasıl kapatacaklar?
Eğer güneşlenme imkânınız yoksa D vitamini desteklerinden de istifade edebiliyorsunuz. Günlük D vitamini desteği dozu farklı kaynaklarda değişik rakamlarla ifade edilse de çocuklara 400, erişkinlere 200, yaşlılara 400 ünite civarında günlük D vitamini desteği verilebilir. Bu rakamları ihtiyaca göre çoğaltıp azaltmak tabi ki mümkün.
kaynak