MilliEğiti
New member
- Katılım
- 6 Nis 2010
- Mesajlar
- 530
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan önceki gece NTV’de çok doğru bir söz etti:
“İktidarlar gerilimden zarar görür. Ben iktidar olarak, durup dururken neden gerilim üreteyim ki? Gerilimi muhalefet üretir!”
Söz doğru... Altına imzamı da nal gibi basarım!
Ama “iktidar” kim, “muhalefet” kim; ona bakmak gerekir...
Başbakan da çok iyi biliyor ki; AKP, sekiz yıldır “iktidarda” ama...
Hâlâ klasik anlamda “iktidar partisi” değil!
Doğru, devletin tüm kurumları bu partinin kurduğu hükümetin emrinde...
Doğru, devletteki tüm atamaları bu hükümet gerçekleştiriyor.
Doğru, devlet, hükümetin siyasi görüşüne paralel olarak bu sekiz yılda inanılmaz oranda değişti.
Ancak... Başbakan ve Hükümet; ne zaman içinden çıkamadığı bir sorunla karşı karşıya kalsa, topu “devlet”e atıyor:
Apo’yla görüşen kim? “Devlet!”
Avrupa Birliği‘nin istediği uyum kriterlerini hayata geçirmeyen kim? “Devlet!”
Türbanı üniversiteye sokmayan? “Devlet!”
ÖSYM’den soruları sızdıranlar kimin adamı? “Devletin!”
PKK katliam yapınca hesap kimden sorulmalı? “Devletten!”
Peki; devleti kim yönetiyor?
“CHP, MHP, yüksek yargı, YARSAV, bir kısım medya!”
Yani... Başbakan ve Hükümet; devletin tüm olanaklarını kullanıp, devlet mekanizmasını istediği gibi şekillendiriyor ama...
Her durumda; kendi kontrolünde bulunan devlete ve emrindeki devlet memurlarına “muhalefet” ediyor!
Çünkü; “muhalefet” ederek, oylarını koruyacağını, halkın da bu “yapay muhalefet”e inanacağını düşünüyor!
Bu yüzden de ana muhalefet partisi liderini, referandumda “Evet” oylarının çıkması durumunda istifaya bile davet ediyor! Ama tersi durumda kendisinin ve hükümetin “yola aynen devam edeceğini” söylüyor!
***
Kılıçdaroğlu ve partisi zaten muhalefette...
Onun “başarısızlığı”da “istifası”da sadece CHP’yi ve CHP’lileri ilgilendirir...
Ama Başbakan’ın, bizzat “mimarı ve kefili” olduğu bir Anayasa değişikliğinin halk tarafından reddedilmesi, doğrudan tüm ülkeyi ilgilendirir!
Dolayısıyla eğer “başarısızlık” durumunda istifa etmesi gereken biri varsa, o da Başbakan‘ın ta kendisidir...
Hem Başbakanlık’tan, hem de kendi mantığına göre AKP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmelidir!
Tabii o, bu olası baskıya karşı önlemini şimdiden alıyor ve “Neden istifa edeyim ki? Yola aynen devam edeceğiz” diyor...
Çünkü:
‘Başbakan’ın yetkilerini ve gücünü kullanıp, muhalefet liderinin sahip olduğu hafifletici nedenlere sığınmaya o kadar alışmış ki başka bir senaryo aklına bile gelmiyor!
***
Siyasete yeni kafa yormaya başlayanlar için özetleyelim:
Bu ülkenin Başbakanı, Recep Tayyip Erdoğan’dır...
Hükümet de devlet de onun kontrolündedir...
Dünyada hem iktidarda olup, hem de muhalefet ederek gerilimi tırmandıran tek siyasetçi kendisidir...
Bu yüzden referandumun sonucu, onun ve partisinin siyasi kaderini ortaya çıkaracaktır!
*****
BAYRAM
Mübarek Ramazan Bayramınız şenlikli, bereketli, mutlu ve hayırlı uğurlu olsun...
Bayram, ülkemizdeki sancılı günlerin sonunu, umudun ve mutluluğun miladını getirsin...
Hanenize dert, referandum sonrasında kullanılacak bilgisayarlarımıza “virüs” girmesin...
*****
GÜNÜN SORUSU
“Hayır” oyu verecek yaklaşık 15-20 milyon seçmeni “darbeci” ilan eden Başbakan, acaba referandumdan sonra büyük bir “darbeci avı” başlatıp, o davanın da savcısı olmayı düşünüyor mu? Bunca kişiyi nerede yatırmayı planlıyor?
*****
‘Hayır’cılara ‘darbeci’ demek!
Başbakan, önceki akşam NTV’de inanılmaz bir açıklama daha yaptı:
“Referandumda ‘Hayır’ diyecek olanlar, darbe anayasını savundukları için darbecidir.”
Başbakan farkında mı bilmiyorum, ama... Bu sözlerle, Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerinden olan “demokrasi”yi ayakların altına aldı! Böylece de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, partisi hakkında yeni bir kapatma davası açmasına kendi diliyle zemin hazırladı.
Siz bir yandan iktidar partisi olarak herhangi bir konuyu halkoyuna sunacaksınız... Ama diğer yandan, o oylamada sizin gibi düşünmeyenleri “darbeci” olmakla suçlayıp, büyük bir baskı yaratacaksınız!
Bunun adı, demokrasiden sapmak ve halkın oyuna ipotek koymaktır! Eğer anayasa değişiklikleri referandumda reddedilir ve yüksek yargı organlarının yapısı iktidar tarafından değiştirilemezse...
Bu sözleri, Başbakan’ın ve partisinin başını çok ama çok ağrıtır!
Dünyanın 'muhalif' tek başbakanı! - GAZETEVATAN.COM
“İktidarlar gerilimden zarar görür. Ben iktidar olarak, durup dururken neden gerilim üreteyim ki? Gerilimi muhalefet üretir!”
Söz doğru... Altına imzamı da nal gibi basarım!
Ama “iktidar” kim, “muhalefet” kim; ona bakmak gerekir...
Başbakan da çok iyi biliyor ki; AKP, sekiz yıldır “iktidarda” ama...
Hâlâ klasik anlamda “iktidar partisi” değil!
Doğru, devletin tüm kurumları bu partinin kurduğu hükümetin emrinde...
Doğru, devletteki tüm atamaları bu hükümet gerçekleştiriyor.
Doğru, devlet, hükümetin siyasi görüşüne paralel olarak bu sekiz yılda inanılmaz oranda değişti.
Ancak... Başbakan ve Hükümet; ne zaman içinden çıkamadığı bir sorunla karşı karşıya kalsa, topu “devlet”e atıyor:
Apo’yla görüşen kim? “Devlet!”
Avrupa Birliği‘nin istediği uyum kriterlerini hayata geçirmeyen kim? “Devlet!”
Türbanı üniversiteye sokmayan? “Devlet!”
ÖSYM’den soruları sızdıranlar kimin adamı? “Devletin!”
PKK katliam yapınca hesap kimden sorulmalı? “Devletten!”
Peki; devleti kim yönetiyor?
“CHP, MHP, yüksek yargı, YARSAV, bir kısım medya!”
Yani... Başbakan ve Hükümet; devletin tüm olanaklarını kullanıp, devlet mekanizmasını istediği gibi şekillendiriyor ama...
Her durumda; kendi kontrolünde bulunan devlete ve emrindeki devlet memurlarına “muhalefet” ediyor!
Çünkü; “muhalefet” ederek, oylarını koruyacağını, halkın da bu “yapay muhalefet”e inanacağını düşünüyor!
Bu yüzden de ana muhalefet partisi liderini, referandumda “Evet” oylarının çıkması durumunda istifaya bile davet ediyor! Ama tersi durumda kendisinin ve hükümetin “yola aynen devam edeceğini” söylüyor!
***
Kılıçdaroğlu ve partisi zaten muhalefette...
Onun “başarısızlığı”da “istifası”da sadece CHP’yi ve CHP’lileri ilgilendirir...
Ama Başbakan’ın, bizzat “mimarı ve kefili” olduğu bir Anayasa değişikliğinin halk tarafından reddedilmesi, doğrudan tüm ülkeyi ilgilendirir!
Dolayısıyla eğer “başarısızlık” durumunda istifa etmesi gereken biri varsa, o da Başbakan‘ın ta kendisidir...
Hem Başbakanlık’tan, hem de kendi mantığına göre AKP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmelidir!
Tabii o, bu olası baskıya karşı önlemini şimdiden alıyor ve “Neden istifa edeyim ki? Yola aynen devam edeceğiz” diyor...
Çünkü:
‘Başbakan’ın yetkilerini ve gücünü kullanıp, muhalefet liderinin sahip olduğu hafifletici nedenlere sığınmaya o kadar alışmış ki başka bir senaryo aklına bile gelmiyor!
***
Siyasete yeni kafa yormaya başlayanlar için özetleyelim:
Bu ülkenin Başbakanı, Recep Tayyip Erdoğan’dır...
Hükümet de devlet de onun kontrolündedir...
Dünyada hem iktidarda olup, hem de muhalefet ederek gerilimi tırmandıran tek siyasetçi kendisidir...
Bu yüzden referandumun sonucu, onun ve partisinin siyasi kaderini ortaya çıkaracaktır!
*****
BAYRAM
Mübarek Ramazan Bayramınız şenlikli, bereketli, mutlu ve hayırlı uğurlu olsun...
Bayram, ülkemizdeki sancılı günlerin sonunu, umudun ve mutluluğun miladını getirsin...
Hanenize dert, referandum sonrasında kullanılacak bilgisayarlarımıza “virüs” girmesin...
*****
GÜNÜN SORUSU
“Hayır” oyu verecek yaklaşık 15-20 milyon seçmeni “darbeci” ilan eden Başbakan, acaba referandumdan sonra büyük bir “darbeci avı” başlatıp, o davanın da savcısı olmayı düşünüyor mu? Bunca kişiyi nerede yatırmayı planlıyor?
*****
‘Hayır’cılara ‘darbeci’ demek!
Başbakan, önceki akşam NTV’de inanılmaz bir açıklama daha yaptı:
“Referandumda ‘Hayır’ diyecek olanlar, darbe anayasını savundukları için darbecidir.”
Başbakan farkında mı bilmiyorum, ama... Bu sözlerle, Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerinden olan “demokrasi”yi ayakların altına aldı! Böylece de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, partisi hakkında yeni bir kapatma davası açmasına kendi diliyle zemin hazırladı.
Siz bir yandan iktidar partisi olarak herhangi bir konuyu halkoyuna sunacaksınız... Ama diğer yandan, o oylamada sizin gibi düşünmeyenleri “darbeci” olmakla suçlayıp, büyük bir baskı yaratacaksınız!
Bunun adı, demokrasiden sapmak ve halkın oyuna ipotek koymaktır! Eğer anayasa değişiklikleri referandumda reddedilir ve yüksek yargı organlarının yapısı iktidar tarafından değiştirilemezse...
Bu sözleri, Başbakan’ın ve partisinin başını çok ama çok ağrıtır!
Dünyanın 'muhalif' tek başbakanı! - GAZETEVATAN.COM