AntidepresaN
New member
Dünyanın Kurtuluşu İçin
Şiddet, Türkiye'nin içinde yaygınlaştırılıyor. Liselerde, Üniversitelerde ve
stadyumlarda, özel seçilmiş bazı kasabalarda ve şehirlerde adeta planlanmış
olaylar patlak veriyor ve kafalara bazı sorular yerleştiriliyor. Irak'ta ise
insanlar ilkel mezhep savaşlarına sürükleniyor. Orada da bir iç savaşın
rüzgarları esiyor.
Burada önemli olan, kanlı hadiselerin Türkiye'de ve çevresinde cereyan
etmesi, yakında Filistin ve İran üzerinden daha da genişleyerek "demokratik
(!) Ortadoğu"ya yayılmasıdır. Her halde büyük Ortadoğu (!) projesi kanla
yuğrula yuğrula gerçekleşecektir. Sonuç, Türkiye başta olmak üzere güçlü
devletlerden arınmış ve esas itibariyle Türkiye'nin tesir sahasında olan
bölgeler, tamamen Yahudi Amerikan sömürüsüne kazandırılmış olacaktır. Daha doğrusu sömürü kökleştirilmiş olacaktır.
Bu sahanın genişletilmesi için daha önce atılmış olan adımları da buna göre
değerlendirmek gerekir.
Azerbaycan ile Türkiye arasına sokuşturulmuş olan Ermenistan'ın, aradaki
mesafeyi açacak şekilde genişletilmesi, kimin desteğiyle gerçekleşirse
gerçekleşsin, bu genişletme süresince yapılan katliamlara, evsiz, yersiz,
yurtsuz bırakılan bir milyonu aşkın insanın sefaletine karşı Batı'nın yani
ABD ve AB'nin kılını bile kıpırdatmaması bu projenin bir parçası oluşunun
açık delilidir. Afganistan'a el koyularak oraya yapılan yerleşme de Türk
dünyasının hazinelerine yaklaşmaktan başka bir mâna ifade etmez.
Türk dünyasının iktisadi kaynakları da tam olarak kontrol altına alındığı
zaman, büyük Orta Doğu projesi gerçekleşmiş olur.
Proje, ABD tarafından yolunda gidiyor görünüyor. Kendi hesabına insan kaybı
olsa da seçilen asker kaynakları sebebiyle pek kamuoyu yaratmıyor. Yatırım
olarak iktisadi mâliyetini kat kat karşılanacak çok önemli ve kanlı bir
yatırımdır. Ancak Amerika'nın kaldırıp kaldıramayacağı ve gittikçe
yükselecek bir başka maliyet vardır. Amerikan Düşmanlığı!...
Öldürülen, evsiz, yersiz, yurtsuz bırakılan, milyonlarca insanın ahı ve
bütün dünyada böylesine insanlık düşmanlığına, gaddarlığına karşı yükselecek
ses, her türlü kârı silip süpürecek güce yükselebilir.
Şu anda Türkiye'de iç ve dış düşmanlara karşı oluşan nefret, şimdiden başta
ABD olmak üzere herkesi korkutmaya başlamıştır.
Bu nefret İslâmiyet'e karşı yürütülen savaş ve kışkırtmalar sebebiyle çığ
gibi büyüyecektir. Atom bombasından daha güçlü silah bu nefrettir. Biz
bugüne kadar Avrupa'nın bize karşı yarattığı suni ve haksız nefretin korkunç
tesirlerinden hala kurtulamadık. Gözler önünde cereyan eden ve herkesin
çağın gereği, anında haberdar olduğu alçakça saldırılardan, insanlık dışı
tutum ve davranışlardan doğacak nefretin gücü binlerce atom bombasından daha tesirlidir. Üstelik batının kendi aydınları da insan olarak zamanla bu
nefrete katılacaktır.
Batı, Prof. Dr. Neumark'ın söylediği gibi "Türkiye'de silahla
yapamadıklarını, kendilerine benzeterek yapmaya çalışıyorlar..." Yani
yetiştirdikleri Mankurt aydınlarımızla nefretlerini tazeleyip gayelerini
gerçekleştiriyorlar. Bizim Batı'da Mankurt yetiştirmemize gerek yok. Onların
aydınları, eninde sonunda, haktan yana, insanlıktan yana olmayı öğrenecektir.
Dünyanın kurtuluşu bu nefrete kaldı...
Tanrı Türk'ü Korusun
Prof. Dr. Turan Yazgan
Şiddet, Türkiye'nin içinde yaygınlaştırılıyor. Liselerde, Üniversitelerde ve
stadyumlarda, özel seçilmiş bazı kasabalarda ve şehirlerde adeta planlanmış
olaylar patlak veriyor ve kafalara bazı sorular yerleştiriliyor. Irak'ta ise
insanlar ilkel mezhep savaşlarına sürükleniyor. Orada da bir iç savaşın
rüzgarları esiyor.
Burada önemli olan, kanlı hadiselerin Türkiye'de ve çevresinde cereyan
etmesi, yakında Filistin ve İran üzerinden daha da genişleyerek "demokratik
(!) Ortadoğu"ya yayılmasıdır. Her halde büyük Ortadoğu (!) projesi kanla
yuğrula yuğrula gerçekleşecektir. Sonuç, Türkiye başta olmak üzere güçlü
devletlerden arınmış ve esas itibariyle Türkiye'nin tesir sahasında olan
bölgeler, tamamen Yahudi Amerikan sömürüsüne kazandırılmış olacaktır. Daha doğrusu sömürü kökleştirilmiş olacaktır.
Bu sahanın genişletilmesi için daha önce atılmış olan adımları da buna göre
değerlendirmek gerekir.
Azerbaycan ile Türkiye arasına sokuşturulmuş olan Ermenistan'ın, aradaki
mesafeyi açacak şekilde genişletilmesi, kimin desteğiyle gerçekleşirse
gerçekleşsin, bu genişletme süresince yapılan katliamlara, evsiz, yersiz,
yurtsuz bırakılan bir milyonu aşkın insanın sefaletine karşı Batı'nın yani
ABD ve AB'nin kılını bile kıpırdatmaması bu projenin bir parçası oluşunun
açık delilidir. Afganistan'a el koyularak oraya yapılan yerleşme de Türk
dünyasının hazinelerine yaklaşmaktan başka bir mâna ifade etmez.
Türk dünyasının iktisadi kaynakları da tam olarak kontrol altına alındığı
zaman, büyük Orta Doğu projesi gerçekleşmiş olur.
Proje, ABD tarafından yolunda gidiyor görünüyor. Kendi hesabına insan kaybı
olsa da seçilen asker kaynakları sebebiyle pek kamuoyu yaratmıyor. Yatırım
olarak iktisadi mâliyetini kat kat karşılanacak çok önemli ve kanlı bir
yatırımdır. Ancak Amerika'nın kaldırıp kaldıramayacağı ve gittikçe
yükselecek bir başka maliyet vardır. Amerikan Düşmanlığı!...
Öldürülen, evsiz, yersiz, yurtsuz bırakılan, milyonlarca insanın ahı ve
bütün dünyada böylesine insanlık düşmanlığına, gaddarlığına karşı yükselecek
ses, her türlü kârı silip süpürecek güce yükselebilir.
Şu anda Türkiye'de iç ve dış düşmanlara karşı oluşan nefret, şimdiden başta
ABD olmak üzere herkesi korkutmaya başlamıştır.
Bu nefret İslâmiyet'e karşı yürütülen savaş ve kışkırtmalar sebebiyle çığ
gibi büyüyecektir. Atom bombasından daha güçlü silah bu nefrettir. Biz
bugüne kadar Avrupa'nın bize karşı yarattığı suni ve haksız nefretin korkunç
tesirlerinden hala kurtulamadık. Gözler önünde cereyan eden ve herkesin
çağın gereği, anında haberdar olduğu alçakça saldırılardan, insanlık dışı
tutum ve davranışlardan doğacak nefretin gücü binlerce atom bombasından daha tesirlidir. Üstelik batının kendi aydınları da insan olarak zamanla bu
nefrete katılacaktır.
Batı, Prof. Dr. Neumark'ın söylediği gibi "Türkiye'de silahla
yapamadıklarını, kendilerine benzeterek yapmaya çalışıyorlar..." Yani
yetiştirdikleri Mankurt aydınlarımızla nefretlerini tazeleyip gayelerini
gerçekleştiriyorlar. Bizim Batı'da Mankurt yetiştirmemize gerek yok. Onların
aydınları, eninde sonunda, haktan yana, insanlıktan yana olmayı öğrenecektir.
Dünyanın kurtuluşu bu nefrete kaldı...
Tanrı Türk'ü Korusun
Prof. Dr. Turan Yazgan