Dünyanın En Büyük Nimeti

ibrahimdag

New member
III. Mustafa devrinde, Laleli Baba diye Allah‘ın sevgili ve veli bir kulunun yaşadığından bahsedilir. Bu zat, göğsünün üzerine her zaman bir lale taktığından halk arasında “Laleli Baba“ diye meşhur olmuştur.

Devrin padişahı III. Mustafa, Laleli Baba‘yı merak edip bir gün ziyaretine gider. Laleli Baba, padişahın birçok sorusunu cevaplarken Padişah, dünyanın en büyük nimetinin ne olduğunu sorar.
Laleli Baba, “Dünyada en büyük nimet, yiyip içtikten sonra tuvalete çıkmaktır“ der.

Padişah bu cevabı beğenmez. Hatta Laleli Baba‘nın bu kaba ve nezaketten uzak cevabından dolayı canı sıkkın bir şekilde oradan ayrılır.

O gece yediği yemeği ve içtiği suyu dışarı çıkaramayan Sultan, sarayın içinde dört döner. Padişah güç bela eriştiği şafak vaktinde acele bir abdest alır, namazı kılar ve doğruca Laleli Babanın evine koşar. Gece sabaha kadar uyuyamadığını, şafağı iple çektiğini, içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulması için dua istediğini yalvarırcasına anlatır. Laleli Baba;
“Allah‘ın nice nimetlerine sahip bulunduğumuz halde, alışkanlık sebebiyle bunların kıymetini bilmiyoruz. Yiyip içtikten sonra tuvalete gitmenin en büyük nimet olduğunu şimdi öğrendiniz değil mi?“ der ve ilave eder: “Eğer yaptığınız şu camiyi bana bağışlar ve padişahlığınızı da bütün salahiyetleriyle birlikte bana bırakırsanız, kurtulmanız içi dua ederim.“

Padişah, camiyi derhal bağışladığını, bu andan itibaren caminin adının “Laleli Cami“ olduğunu bildirir ancak saltanatını vermeyeceğini ifade etmek ister. Fakat bu sıkıntıya daha fazla dayanamadığından, saltanattan da vazgeçtiğini, sadece içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarılması için dua etmesini rica eder.

Laleli Baba o zaman şu karşılığı verir:
“Bir saltanat ki, bir tuvalete gitme karşılığında feda ediliyor; doğrusu buna saltanat demeye bin şahit ister“ der ve saltanatını Sultana iade eder.

Laleli Baba‘nın duasını alan Sultan sıkıntısından hemen kurtulur.

SEMERKAND DERGİSİNDEN ALINTIDIR.
 

HTML

Üst