Saldır ey küstah dönme, bütün hıncınla saldır,
Milliyet, mukaddesat çünkü sence masaldır!
Dolaşarak yurdumun her köyünü, şehrini,
Akıt ey bodur yılan, akıt bütün zehrini!…
Durma, bak meydan bomboş, geçmez ele bu fırsat;
Dün Vatan’ı satmıştın bugün de yiğitlik sat!…
Havanın kararması ekmeğine sürdü yağ,
Kurşun ol da, ey namert, üstümüze öyle yağ!
Kusup sönmez kinini haklaş bizimle haklaş,
Yoldaşın Nâzım gibi günden güne alçaklaş!..
Ne insanlık bilirsin, ne fazilet, ne de hak;
Göster o pis kanının icabını muhkkak!..
Emret çömezlerine: Kurşunlar Türk’e pusu,
Geçsin toptan hücuma: imansızlar ordusu!..
Saldır ey nûr düşmanı, karanlık ruhlu adam!
Saldır ki gerçekleşsin beklediğin inhidam!.. [yıkılma]
Ey Rab’bin kitabında tel’in ettiği çıfıt!
Ey küfrü Nemrut’tan bol, insafı Neron’dan kıt!..
Vur, ardına bakmadan, bütün şiddetinle vur;
Kaadirsen cümlemizin külünü göğe savur!..
Biliyorum Kölelik yetti artık canına,
Girmelisin, muhakkak, milletimin kanına!..
Çirkef kalbin ferahlar – belki – ancak o zaman,
Saldır haydi yüzüne gülerken kahpe devran!..
Fakat yeter, ey mel’un, ey sahte Kemalist, dur!
O sefil planını git de cehennemde kur!..
Düşmanıyız fikrinin biz bugün de, yarın da,
İşi yok bir alçağın Türk-İslâm diyarında!..
Söyle, ey boyu kadar, ruhu da bodur mahlûk!
İhanetin damgası kimin alnında mahkûk!.. [kazılmış]
Biz miyiz bu milletin çökmesini istiyen ?
Biz miyiz bir soysuza “kahraman şâir” diyen ?
Söndürmek maksadıyla Milliyet ateşini,
Sıvayan kim balçıkla Hakikat güneşini ?
Sayılmakla tükenmez yaptığın ihânetler,
Neyin ifadesidir sana yağan lânetler?
Birak da elindeki iftira kitabını,
Ver ey maskeli haydut, bunların hesabını!..
Yoktur bizim resmimiz bir hainin solunda,
Birer Serdengeçtiyiz: Vatan millet yolunda!..
Olmadık hiç kimseye, bugüne dek, köle – kul;
Değildir mâbudumuz [Allah’ımız] çünkü bizim para, pul !..
Mefküremiz [İdealimiz] göklerde dalgalanan bir sancak,
Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak!..
Koşmayız arkasından, senin gibi, bir piçin;
“İnkılâplar gidiyor!” Yaygarası ne için ?
Boşunadır gayretin, ne giden var, ne gelen;
Hakikatin sesidir bu kubbede yükselen!..
“İrtica yoktur.” diyor, yurdumuzda, Menderes;
Sen neler yazıyorsun biteviye ey teres!..
Bütün millet biliyor asıl kimdir mürteci,
Suçlunun mâsum rolü oynaması, ne feci!..
Hürdür bizim ezelden fikrimiz, vicdanımız,
Mukaddestir her şeyden dinimiz, imanımız!..
Ha komünist, ha casus, ha mürteci, ha mason;
Vereceğiz bunların hayatına, bil ki son !..
Biz zulmetin [karanlığın] baş hasmı, nûr kafilesiyiz, nûr;
Tertemiz alnımızda bu okunur!..
Türklük ve İslâmiyet, yıkılmıyan şûrumuz,
Gebersen de hırsından sönmiyecek nûrumuz!..
Yetişir, ey vatansız! Kudurduğun, azdığın;
Ebû Cehil misali kuyumuzu kazdığın!..
Muhtaç değiliz senin nifak dolu sözüne,
Haydi çek arabanı: Suyun öte yüzüne!
Milliyet, mukaddesat çünkü sence masaldır!
Dolaşarak yurdumun her köyünü, şehrini,
Akıt ey bodur yılan, akıt bütün zehrini!…
Durma, bak meydan bomboş, geçmez ele bu fırsat;
Dün Vatan’ı satmıştın bugün de yiğitlik sat!…
Havanın kararması ekmeğine sürdü yağ,
Kurşun ol da, ey namert, üstümüze öyle yağ!
Kusup sönmez kinini haklaş bizimle haklaş,
Yoldaşın Nâzım gibi günden güne alçaklaş!..
Ne insanlık bilirsin, ne fazilet, ne de hak;
Göster o pis kanının icabını muhkkak!..
Emret çömezlerine: Kurşunlar Türk’e pusu,
Geçsin toptan hücuma: imansızlar ordusu!..
Saldır ey nûr düşmanı, karanlık ruhlu adam!
Saldır ki gerçekleşsin beklediğin inhidam!.. [yıkılma]
Ey Rab’bin kitabında tel’in ettiği çıfıt!
Ey küfrü Nemrut’tan bol, insafı Neron’dan kıt!..
Vur, ardına bakmadan, bütün şiddetinle vur;
Kaadirsen cümlemizin külünü göğe savur!..
Biliyorum Kölelik yetti artık canına,
Girmelisin, muhakkak, milletimin kanına!..
Çirkef kalbin ferahlar – belki – ancak o zaman,
Saldır haydi yüzüne gülerken kahpe devran!..
Fakat yeter, ey mel’un, ey sahte Kemalist, dur!
O sefil planını git de cehennemde kur!..
Düşmanıyız fikrinin biz bugün de, yarın da,
İşi yok bir alçağın Türk-İslâm diyarında!..
Söyle, ey boyu kadar, ruhu da bodur mahlûk!
İhanetin damgası kimin alnında mahkûk!.. [kazılmış]
Biz miyiz bu milletin çökmesini istiyen ?
Biz miyiz bir soysuza “kahraman şâir” diyen ?
Söndürmek maksadıyla Milliyet ateşini,
Sıvayan kim balçıkla Hakikat güneşini ?
Sayılmakla tükenmez yaptığın ihânetler,
Neyin ifadesidir sana yağan lânetler?
Birak da elindeki iftira kitabını,
Ver ey maskeli haydut, bunların hesabını!..
Yoktur bizim resmimiz bir hainin solunda,
Birer Serdengeçtiyiz: Vatan millet yolunda!..
Olmadık hiç kimseye, bugüne dek, köle – kul;
Değildir mâbudumuz [Allah’ımız] çünkü bizim para, pul !..
Mefküremiz [İdealimiz] göklerde dalgalanan bir sancak,
Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak!..
Koşmayız arkasından, senin gibi, bir piçin;
“İnkılâplar gidiyor!” Yaygarası ne için ?
Boşunadır gayretin, ne giden var, ne gelen;
Hakikatin sesidir bu kubbede yükselen!..
“İrtica yoktur.” diyor, yurdumuzda, Menderes;
Sen neler yazıyorsun biteviye ey teres!..
Bütün millet biliyor asıl kimdir mürteci,
Suçlunun mâsum rolü oynaması, ne feci!..
Hürdür bizim ezelden fikrimiz, vicdanımız,
Mukaddestir her şeyden dinimiz, imanımız!..
Ha komünist, ha casus, ha mürteci, ha mason;
Vereceğiz bunların hayatına, bil ki son !..
Biz zulmetin [karanlığın] baş hasmı, nûr kafilesiyiz, nûr;
Tertemiz alnımızda bu okunur!..
Türklük ve İslâmiyet, yıkılmıyan şûrumuz,
Gebersen de hırsından sönmiyecek nûrumuz!..
Yetişir, ey vatansız! Kudurduğun, azdığın;
Ebû Cehil misali kuyumuzu kazdığın!..
Muhtaç değiliz senin nifak dolu sözüne,
Haydi çek arabanı: Suyun öte yüzüne!
Aşık Fedâî