Cumhuriyet'i Bırakıyorum...

Vtnsvr

New member
Efendim, yanlış anlaşılmasın bırakmak istediğim, büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, binlerce şehit kanı pahasına kurduğu ve bize armağan ettiği, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYET’İ değildir.
Ergenekon diye anılan terör örgütünün kurucuları arasında yer alan! İlhan Selçuk’un imtiyaz sahibi oluğu CUMHURİYET GAZETESİ'dir...

Adı Atatürk tarafından konulan, Yunus Nadi tarafından 7 Mayıs 1924 tarihinde İstanbul’da yayın hayatına başlayan Cumhuriyet gazetesi, koşullar ne olursa olsun o günden bu güne kadar laik Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin, aydınlanmanın ödünsüz savunucusu, yobazlığın, karanlığın, emperyalizmin karşısında yılmaz bir kale gibi duran ve değişmeyen yayın politikası ile tüm aydınların, Kemalistlerin, ulusalcıların, yurtseverlerin olmazsa olmaz gazetesi olmuştur.

1965 yılından beri kesintisiz sürdürümcüsü (abonesi) olduğum ve sabah kahvaltılarımın azığı gazetemden ayrılırken, içimin sızladığını belirtmek istiyorum.
Gazetemi, Ergenekon örgütünün kurucusu!, İlhan Selçuk ve üyesi! Mustafa Balbay yüzünden bıraktığımı herkesin bilmesini istiyorum.

Çünkü açıklanan Ergenekon iddianamesine göre;

1- Bu örgütün kurucuları arasında bulunan İlhan Selçuk’un, yıllarca laik Cumhuriyet düşmanlığı yapan, yeraltı dünyasında ileri gelenleri arasında sayılan, faşist düşünceli olan kim varsa hepsi ile bir sakınca görmeden örgütsel ilişki (!) içinde olduğu sağlam kanıtlarla (!) açıklandığı için Cumhuriyet’imi bırakıyorum.

2- Karanlık güçlerin, yobazların, kaçakçıların, hortumcuların amansız takipçisi, kalpaksız Kuvayi Milliyeci, Patnos askeri birliğin unutulmaz sakıncalı piyadesi, aydınların, Kemalistlerin yüreklerinde taht kurmuş, yiğit insan rahmetli Uğur Mumcu’nun boşluğunu, Cumhuriyet gazetesinde doldurmaya aday Mustafa Balbay’ın, bu örgüte üyeliği (!) yüzünden Cumhuriyet’imi bırakıyorum.

3- Bu örgütün, yukarda üstün niteliklerini saydığım Uğur Mumcu’yu öldürürken, kılı kıpırdamayan (!) sonra da timsahın gözyaşlarını döken, İlhan Selçuk yüzünden Cumhuriyetimi bırakıyorum.

4- Ergenekon soruşturması Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün iddianamesinde belirttiği ve basına yansıyan, “12 Mart döneminde gözaltına alınan İlhan Selçuk, yazılı olarak hazırlamış olduğu savunmasının içine akrostişler yerleştirmiş olup her tercümenin sondan ikinci sözcüğünün baş harfleri yan yana getirildiğinde ‘işkence altındayım’ ibaresi ortaya çıkmıştır. Buradan şüphelinin ne kadar uyanık ve zeki olduğu anlaşılmıştır. Ergenekon Terör örgütü içindeki faaliyetlerinde de hiçbir zaman açık vermemeye dikkat ettiği, örgütün gizlilik ilkesine maksimum uyduğu anlaşılmıştır.” Açıklamaları karşısında, zanlı olarak gösterilse ve Anayasa gereği suçluluğu mahkeme kararı ile anlaşılana kadar suçsuz sayılsa bile, ben İlhan Selçuk’un suçlu olduğuna (!) inandığım (!) için Cumhuriyet'imi bırakıyorum.

5- Yıllarca “Pencere” köşesinde yazdığı yazılarıyla, aydınlanmanın akıl ve bilimle olabileceğini, dinin aydınlanmanın önünde bir engel olduğunu, kadınların özgür olabilmeleri için saçının rüzgârda savrulması gerektiğini, Türkiye için en büyük tehlikenin mevcut iktidarlar olduğunu, TBMM’in çıkardığı yasalar ve hükümetin icraatlarıyla Cumhuriyet kurumlarının ve kazanımlarının tek tek elden gittiğini, türban konusunda yapılan Anayasa değişikliği ile adım adım dini kuralların devlet yapısına hâkim olmaya başladığını, YÖK’ün ve Cumhurbaşkanlığının elden gittiğini, bu gidiş sonucunda Türkiye Cumhuriyet’inin Ilımlı İslam Cumhuriyetine dönüştürülmeye çalışıldığını söylerken, Cumhuriyet okuru olarak İlhan Selçuk’un laik Cumhuriyet, aydınlanma ve Kemalist devrim savunuculuğunu yaptığını düşünüyordum. Ergenekon iddianamesinden anlıyorum ki bu söylemleri örgüt amaçları doğrultusunda söylenmiş (!) ve bizler kandırılmışız (!). Bu yüzden Cumhuriyet'imi bırakıyorum.

6-Yine İddianameden öğreniyoruz ki, gazetem Cumhuriyet'e bombayı attıran, Danıştay saldırısını düzenleyen örgütün kurucusu olan, Danıştay saldırısı hükümlüsü kökten dinci Alpaslan Aslan’la ayni örgütte yer almakta sakınca görmeyen İlhan Selçuk yüzünden Cumhuriyet'imi bırakıyorum.

Bunca yıl gazete okuma alışkanlığından sonra gazetesiz kalmanın ne kadar zor olduğunu bilen dostlarımdan bir ricam olacak, Ergenekon Soruşturması sırasında, büyük bir özveri (!) ve her türlü eleştiriye göğüs gererek (!), kanıt toplamada yargıya yardımlarını esirgemeyen (!) iddianameden sonrada ayni görevi eskizsiz yerine getirmeye çalışarak (!) bu kez yargılama aşamasına katkılarını esirgemeyen (!) TARAF, VAKİT, ZAMAN VE YENİ ŞAFAK gazetelerinden hangisine sürdürümcü (abone) olmam (!) konusunda bana yardımcı olsunlar.

Bu yazdıklarımı rüyamda görseydim inanmazdım. Ne yazık ki yazdıklarım rüya değil, Ergenekon İddianamesinin medyaya yansıyan ifadeleridir.

Basın dünyasının İlhan Abisi ve bu dünyada her gün yıldızı parlayan Mustafa Balbay, sizin, Atatürk’ün armağanı laik Cumhuriyete ve devrimlere zarar verecek illegal örgütler içinde yer almayacağınıza inanıyorum.

Ben Türkiye’de Yargıçlar olduğuna da inananlardanım. Sonuçta adalet gerçekleri meydana çıkaracaktır.

İnadına;
Karanlıkların, yobazlığın, numaralı Cumhuriyetçilerin, emperyalist güçlerin korkulu rüyası, aydınlanmanın öncüsü gazetem Cumhuriyet’e devam... 28.7.2008

Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
 

kamer28

DOLUNAY
dediklerinin bir çoğu kısmına katılmakla beraber..

yobaz olanlarıda gördük bunuda belirtmek isterim..

hainler kim gördük bunuda belirtmek isterim..

hortumlayanlar kim gördük bunuda belirtmek isterim...

cumhuriyeti elinde tutanlar tekelinde olduğunu sananlar..

yaptıkları her türlü rezalete kılıf olarak cumhuriyeti yakıştıranlar..

atatürk gibi müstesna şahsiyeti rezilliklerine perde etmeye çalışanlar..

havanız bozuldu..

yeter birazda cumhuriyetin vede atatürkün koyduğu kanunları birazda biz yaşayalım

atatürk çıksa bunlara 2 tokat sallasa yeridir..

SELAMETLE
 

HTML

Üst