Cumhuriyet Başsavcılığını göreve çağırıyoruz: AKP kapatılmalıdır!

|Dynamic|

Banned
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
171
Reaction score
0
Puanları
0
966.jpg


İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, 2 Şubat 2008 günü Bursa'da yaptığı basın toplantısında Cumhuriyet Başsavcılığı'nı göreve çağırarak, AKP'nin kapatılması için gereken yasal işlemlerin yapılmasını istedi. Gültekin'in açıklaması şöyle;

AKP’nin türbanı serbest bırakmak amacıyla yapmayı düşündüğü Anayasa değişikliği önerisi, bu hafta Meclis’te görüşülecek. Tayip Erdoğanların türban politikasının, halkımızın inançlarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Türbanı serbest bırakmak amacıyla yapılacak değişiklik birinci olarak, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında yaptığı icraatların üzerine örtülen bir örtü işlevini görmektedir.

İkinci olarak Türban, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile kurduğumuz Laik Demokratik Cumhuriyet’in tamamen tasfiyesi ve Amerikancı Ilımlı İslam rejimini kurmak için verilen mücadelenin simgesidir.
Üçüncü olarak AKP’nin türban politikası; milletimizi inançlarına göre bölmekte, toplumumuzu din ve mezhep kavgalarına sürüklemenin zemininin yaratlmesına hizmet etmektedir.

TAYİP ERDOĞANLARIN TÜRKİYE KARŞITI EYLEMLERİ
Sadece son yedi yıl içinde Irak ve Afganistan’da bir buçuk milyon Müslüman’ın katlinden sorumlu Amerika ile birlikte hareket eden bir Parti’nin, samimi olarak halkımızın inançları ile ilgili bir icraat yapması düşünülemez.
Türban hamlesi ile laik demokratik Cumhuriyete karşı saldırıya geçen AKP’nin son yıllardaki bazı icraatlarına bakalım:
- Recep Tayip Erdoğan, bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla en az yedi kez televizyon kameraları önünde “Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olduğunu ve bir görevi yerine getirdiğini” itiraf etmiştir.
- Tayip Erdoğan, 31 Mart 2003 tarihinde (ABD’nin Irak işgalinin ilk günlerinde) Wall Street Journal’a verdiği demeçte; “Kahraman genç kadın ve erkek Amerikan askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum.” demiştir.
- Abdullah Gül, 24 mayıs 2003 tarihinde Vatan gazetesinden Sedat Sertoğlu’na, Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell ile iki sayfa dokuz maddelik gizli bir anlaşma imzaladığını itiraf etmiştir.
- Abdullah Gül, 14 Mart 2006 tarihli radikal gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, “BOP içinde ABD ile birlikte hareket ettiklerini ve BOP’un amacının İslam ülkelerine demokrasi ve özgürlük getirmek olduğunu” belirtmiştir.
- AKP iktidarı “40 yıllık çözümsüzlük politikasını terk ediyoruz” diyerek Kıbrıs’ta Denktaş’a karşı bir operasyon yürütmüş ve 40 yıllık mücadeleyi inkâr ederek milli politikayı terk etmiştir.
Tayip-Gül ikilisi, Ekim 2005’te imzaladıkları Avrupa Birliği Müzakere Çerçeve Belgesi ile “Türkiye’nin anlaşmazlık konusu sınırlarının Lahey Adalet Divanına götürülmesini” kabul etmişlerdir.
Vb. vb.
Bu liste sayfalarca uzatılabilir. Ama sadece bu yazdıklarımız bile, Tayip Erdoğanların Türkiye karşıtı konumlarını göstermeye yeter.

AKP, İCRAATLARINA DEVAM EDİYOR
Son olarak Yunanistan Başbakan’ının Türkiye ziyareti sırasında Heybeliada Ruhban Okulu ile Fener Patrikliğinin ekümenikliği konusunda yapılan açıklamalar, ziyaretin hemen öncesinde çıkarılan yeni Vakıflar Yasası, AKP’nin Avrupa’nın isteklerini yerine getirme konusunda hiçbir engel tanımadığını bir kez daha ortaya koymuştur.
- Vakıflar yasasında yapılan değişiklik ile casusluk amaçlı misyonerlik faaliyetlerine yasal koruma sağlanmıştır.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına uymayı kabul etmeyen Heybeliada Ruhban Okulu’nun kendisi için talep ettiği özel statünün kabul edileceği yönünde işaretler verilmiştir.
- Ekümeniklik iddiasının Türkiye Cumhuriyetini ilgilendirmediği söylenerek, aslında böyle bir iddiayı kabul etmeyen Ortodoks dünyasının diğer patrikhanelerine (Moskova vb.) karşı Fener Rum Patrikhanesine destek verilmiş ve Patrikliğin siyasal bir muhteva kazanma isteği olumlanmıştır.
İşte bütün bu uygulamaların sahibi olan bir iktidarın, Türban konusundaki girişimlerinde samimi olmadığı ve halkın dini duygularını istismar etmek amacında olduğu açıktır.

AKP’NİN BAŞ DESTEKÇİSİ: MHP
MHP, türban konusunda AKP’ye verdiği destek ile misyonunun gereğini yapmıştır. MHP’nin misyonu, Büyük Ortadoğu Projesi içinde kendisine verilen görevi yerine getirmede AKP’ye destek olmaktır.
Nitekim MHP, Türkiye’nin 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçime gitmesini sağlayarak AKP’nin iktidar olmasının yolunu açmıştır.
22 Temmuz seçimlerinden sonra ise AKP’nin Meclis’te 367 çoğunluğunu elde etmesini sağlayarak, Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmıştır.
MHP’nin AKP’ye koltuk değneği olmadaki son icraatı, türban konusunda verdiği destektir.
Başta MHP’ye oy verenler olmak üzere bütün yurttaşlarımızın üzerinde düşünmeleri gereken bir tablo budur.

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ!
Cumhuriyet Başsavcılığı, Tayip Erdoğan’ın türban konusundaki açıklamalarından hareketle bu Parti hakkında kapatma amaçlı soruşturma başlatarak, Anayasa’nın ve yasaların kendisine yüklediği görevin gereğini yapmaktadır.
Çünkü Tayip Erdoğan halkın dini duygularını istismar ederek, laik demokratik sistemi tamamen tasfiye etme amaçlı bir faaliyet içindedir.
AKP, Cumhuriyet’e karşı gerçekleştirilen eylemlerin odağı haline gelmiştir.
Ama AKP’yi sadece laikliğe karşı olan eylemlerinden dolayı soruşturmak eksik bir hareket olacaktır.
AKP’nin kapatılmasını gerektiren en büyük suçu, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi içinde üstlendiği görevlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir Parti, başka bir devletin görevlisi olarak faaliyet gösteremez.
AKP hakkında kapsamlı bir soruşturma açılmalı, bu Parti’nin BOP içindeki faaliyetleri ile laiklik karşıtı eylemleri, bu soruşturmanın öncelikli medde başlıkları olarak ele alınmalıdır.
 
bence Dtp nin verdigi zarar kadar Akp de zarar veriyor.Suan Türkiye'ye iki koldan saldırmıs durumdalar.
Akp bu terör olayını fırsat bilip araya soktu türbanı.
vede askeriye den baska engel kalmadı önlerinde ama askeriye nin de artık elinden cok birsey gelmiyor artık tavrını koyması gerekiyor.koymazsa böyle bakmaya hepimiz devam edecegiz : (((((((
 
Geri
Üst