Cin Ve Gerilim Hikayeleri (Gece Okuyun)

Blacksymbian

New member
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
2,159
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Viyana
BU HİKAYELERİN HEPSİ ALINTIDIR

Cin Fikirli Mahkum..
Cin Fİkirli Mhkum
Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş. Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.

Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.

Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!




------------------------------------------------------------------------------------------------------

Üst Kattaki Katil


Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı demiş. Kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. Santralde iyi bi kadın varmış, Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon, arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye başlamışmış
 
SAPIK KROPSİ

Kropsi'yi herkes severdi özellikle kasabanın çocukları.O da çocuklara tapardı,çok severdi onları.Kasabadaki ebeveynler Kropsi'ye o kadar güvenirlerdi ki çocuklarını zaman zaman uzak şehirlere kamplara götürmesine izin verirlerdi.Bir gün Kropsi ve kasabadaki bir kaç çocuk kasabanın tam karşısında bulunan büyük ormana kampa gittiler.Gündüz çadırlarını kurdular.Gece olunca ise bir izci geleneği haline gelen kamp ateşi etrafında korku hikayeleri anlatmaya başladılar.Tam bu sırada ileride ağaçların arasından bir çıtırtı geldi.Önce bunu umursamadılar.Ama çıtırtılar arttı.Ardından Köpek uğultusuna hiç benzemeyen bir uğultu duyuldu.Çocuklar korkmaya başlamışlardı.Kropsi onlara bunun muhtemelen bir hayvan uğultusu olduğunu söyledi.Fakat buna kendi bile inanmıyordu.

Ses çok başkaydı tıpkı korku filmlerindeki hayalet sesleri gibi.Ardından ağaçların arasında bir karaltı belirdi.Neydi bu...şeytanmıydı yoksa.Kropsi bir türlü karar veremiyordu.Çocuklar sanki bir heykel gibi hareketsiz,korku dolu gözlerle simsiyah pelerinli şeye bakıyorlardı.Birden müthiş bir uğultu çıkartarak üzerlerine doğru gelmeye başladı.Hepsi bir yana kaçıştılar.Ama sonra hepsi farketti ki o şey Kropsi'yi kovalıyordu.Kropsi kocaman,yaşlı bir ağacın önünde durdu ve o şeyin üzerine doğru gelmesini seyretti.

Sabaha karşı çocuklar bir polis tarafından kasabanın çıkışında bitkin bir halde bulununca ailelerine haber verildi.Çocukların hepsi ailelerine ve polislere aynı şeyi anlatıyorlardı.Fakat onlara göre böyle birşeyin olmasına imkan yoktu.Polisler haftalar boyunca Kropsi'yi bulmak için ormanı karış karış aradılar.Fakat ne bir ceset ne de bir ipucu bulabildiler.Ama birşey vardı.Her geceyarısı olduğunda ormandan bir adamın çığlıkları yükseliyordu.Önceleri polisler çığlıkları duyar duymaz ormana koşmaya başladılar.Sonuçta hiç birşey bulamadan dönüyorlardı.Fakat sonra tüm kasaba bu çığlıklara alışmıştı.Hatta kimileri bu çığlıkların Kropsi'nin huzura kavuşamayan ruhunun çıkardığına inanıyordu.

Olaydan on yıl sonra çığlıklar hala devam etti.Fakat birşey daha oldu.Kasabadaki çocuklar bir bir vahşi bir cinayete kurban gitmeye başladı.Katil hiç bulunamadı.Ama kasabanın yaşlılarından olan bir kaç kasaba sakini geceleri Kropsi'yi bir zombi gibi bembeyaz suratla elinde taşığı bir balta ile topallaya topallaya ormanın derinliklerine doğru yürürken gördüklerini söylüyorlardı...
 
Kabus


Merter'deki bekar evimde kizkardesimle birlikte yasiyorduk. Bir hafta sonu O annemle babami görmeye Bursa'ya gitti.

Gece ilerleyen saatlerde uyuduktan sonra aniden kan ter içinde, kalbim deli gibi çarparak uyandim... Bir kabus görmüstüm. Çok gerçekçi bir rüyaydi. Rüyamda aniden az öce uyandigim gibi kan ter içinde uyaniyor ve korkumun geçmesi için elektrik dügmesini yakmaya yataktan firliyor ama dügmeyi çevirdigimde elektrigin olmadigini görüyordum. Ve ondan sonrada dehset basliyordu.

Bu rüyayi görerek uyandim ve içimden bir ses sakin elektrigi açma rüyanin aynisi basina gelecek diyordu. Kalbim deli gibi atmaya baslamisti. Ama bu sekilde de odada oturamazdim. Aniden yataktan firladim, elim elektrik dügmesini çevirirken kalbim duracakti. Veee dügmeyi çevirdim, tak odanin içi aydinlandi. Kalbim deli gibi çarparken derin bir nefes aldim. Iste korktugum olmamisti. Sadece bir rüyaydi. Ben bunlari iki saniye içinde aklimda geçirirken dehset kapimi çaldi... Aniden lamba söndü... Inanamadim, rüyamda gördüklerim gerçek oluyordu ve sirada o ne oldugunu tam bilemedigim korkunç olaylar vardi. Kendimi kaybetmisim... Çiglik atarak sokak kapisina kostugumu ve kendimi yola atisimi hayal meyal hatirliyorum... Bütün gece sokakta tir tir titredim... O günden beri geceleri yalniz yatamiyorum.
 
oooooo.
bayağı güzelmişşşş.
hele kropsi'nin sonu çok ürkütücüüüü....
 
MUSKACI VE CİN

Bu olay benim başımdan geçmedi ama amcamın başından geçen bir olay bu bana anlattığınca sizlere bilgi vercem umarım ki sıkılmazsınız baya bir ilginç ve ürpetici bir olay...
Sene 1973 amcam o yıllarda imamlığa yeni atanmıştı ve aksaray ilinin ortaköy kasabasında görevini eda etmekte idi.
Bir gün kasabaya muskacı gelmiş ve her kes o muskacının çevresinde pervane olmuşlardı ,ondan hastalıklarını veyaa başka bir durumlarını çözmesi için ona para karşılığı işlerini hallettiriyolardı ki yanlış bir durum buu çünkü hastalığı allahu teala verir.Neyse muskacı bir hafta boyunca amcamın gözaltında hapis gibiydi tabii bundan muskacının haberi yoktu amcam bunun namaz kılmadığını cumalara felan gitmediğini fark ediyoo ve onunla bir gün konuşmak üzere muskacının evine gisddiyoo tabi herkes onun yanında deva beklemkteymişler amcam insanları dışarıya çıkarıyo ve muskacı ile konuşmaya başşlıyorlar..
Amcam muskacıya sen müslman mısın değilmisin? diyee soruyaaa tabiki muskacı böyle bir sual beklemyodu, amcama karşı çıkarak sen ne diyosun be adam diyor
Amcam sen müslümanmısın değil misin bana o nu söyle diye sorusunu yineliyoo ve devam ederek sen müslüman değilsen nesin hangi zürriyetin menubusun diyor ve muskacı buna haliyle sinirlenerek ..
Bak! benimle uğraşma yoksa fena olur diyee amcamı tehdit ediyoo
Anlatılanlara göre bu muskacı genç yaşlarda yanii 20 21 yaşlarında felan 32 kişi tarafından kaçırılmış ve bunlarda cinlermiş bu adamı uçsuz bucaksız bir yere götürmüğşler ve koyunlarına kuzularına felan bakmalarını istemişler
Muskacı kaçırdığı kişilerin cin olduklarını bilmiyoo tabii, ertesi gün cinlerdenn birisi ikisi gidiyoo ve tek bir cin ile uzun ca bir müddet kalıyolar yaklaçık 10 15 sene felan sonra bu cin hastalanıyoo ve adam da yanii muskacı buna bakıyoo ve iyileşene kadarda onun her istediğini yapıyoo cin iyileşiyoo ve muskacımıza bak diyoo aslında ben bir cindim ve seni tutsak almıştık bundan sonra seni serbest bırakacam ama bir şartla diyoo...
Adamımıza seni serbest bıraktığımda her nereye gitsen kendini muskacı olarak tanıtacaksın diyoo bir eve mi gittin adamın başı veyaa herhangi bir hastalığı varsa o na diceksin ki sende muska var muska da evin şurasında bir yrde diyee bir yeri işaret et ben gelir oraya muskayı yerleştiririm diyoo ...
Adam kabulş ediyo ve cin buna sen serbestsin diyoo adam bir bakıyoo yıllar boyunca afedersiniz içtiği suyun idrardan yediği yemeğinde keçi boku yanii tezekten olduğunun farkına varıyoo.Bu adam çıkıyo gisdiyo cinin dediği gibii kendini muskacı olarak tanıtıyoo ve piyasada meşhur bir muskacı kimliğiner giriyoo..
Amcamla olan tartışmalarına gelince amcam bununla beraber bir gece boyunca kalıyoo sabaha kadar konuşuyolar ama ne konuştular bilmiyorum.
İki gün sonra amcam sabah namazına giderken karşısına bir kara köpek çıkıyoo ve amcamı cami ile evin arasında yanii nereye gitse onunla birlikte gidiyoo 1 hafta boyunca böyle geçmiş ve amcam hocası olan o zamanın alimlerinden yanii birisinin yanına gidiyoo ve böyle böyle diyoo benim peşime bir kara köpek dadandı hernereye gidersem hep benimle beraber gidip geliyoo diyoo ve alim amaaaan diyerek amcama bak diyoo her sabah evden çıkmadan nereye gidersen git yasin-i şerifi oku diyor ve amcam okuyoo tabiki 4 5 gün okuyoo köpek felan yok sonra birgün gene sabah namazına giderken yasin-i şerifi okumayı unutuyoo eve bir bakıyoo köpek! deli gibi amcama doğru geliyoo sonra amcam yasiiiin diyoo ve hemen bayılıyoo...
Uyandığında alim yanında ve bir adamda onun yanında o tanımadığı adam cinden başkası değilmiş o köpek olan işte o adam ne ise alim cine diyo kii bu insanın yakasını bırak diyoo cin de o na karşılık olarak o benim efendimle uğraştı ben de onunla uğraşırım diyor,eğer efendimle uğraşmazsa bende onunla uğraşmam diyor.;Alim amcama bir daha bunun efendisi ile uğraşmayacağına söz veriyomusun diyor amcam da veriyorum diyoor ve öylelikle cin musallatından kurtuluyoor...
 
üstad harbi güzel hikayeler suan sanal alemini cinlerini cagırma üzerinde calısıyom gercekte üstüme yokturda ozaman daha i tırsarız tabi calısmalarımsonuc verirse
 
Musalla Taşı

Köyümüz, Tipi Köy İç Anadolunun en eski köylerindendir.Köyümüzün mezarlığı evimizin tam karşısındaydı.Komşumuzun bize orada garip şeyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandırmıyordu.Ta ki Burak arkadaşımın sünnet gecesine kadar.Birden arkadaşımın hediyesini evde unuttuğumu farkettim.Gece garip olayların olduğunu bildiğim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklaştığımda bazı çığlıklar duymaya başladım.Musalla taşının üzerinde garip ışık büzmelerinin daire biçiminde döndüğünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye başladı.İleriye doğru baktığımda atın üzerıne binmiş bir gelinin hızla musalla taşına doğru geldiğini gördüm.Gelin bir süre musalla taşının etrafında dolaştıktan sonra mezarlığa girerek ağıt yakmaya başladı. Ben bu arada korkudan ne yapacağımı şaşırdım.Daha sonra bir düğün alayının gelip gelini alarak oradan hızla uzaklaştığını gördüm.Bende düğün yerine koşup olanları dedeme anlatmaya başladım.Dedem bana inanmadı.Ertesi sabah mezarlığa bakmaya gittiğimde bir gelin duvağının bir mezara bağlı olarak buldum.Bu duvağı dedeme gösterdiğimde dedemin ağladığını ve bu duvağın savaşta gelinken şehit olan ablasına ait olduğunu ve mezarınsa sevdiğine ait olduğunu söyledi.Bir kaç yıl sonra Akşehir gölünün taşmasıyla köyümüz sel altında kaldı, bir daha böyle bir olay görülmedi.
 
ÖLÜMDEN KAÇIŞ..

Hayvanlarla konuşabilen ve rüzgara, maddeye hakim olabilme yeteneği ile donanmış Peygamber, Hazret-i Süleyman, bir gün Kudüs'te, çadırında arkadaşları ile oturup sohbet ederken, içeriye bir adam girer. O mecliste oturan bir kişiye dikkat ve hayretle bakarak çıkıp gider.

Şaşıran adam, Hazret-i Süleyman'a sorar:

- Bu adam kimdi?

Peygamber cevap verir:

- Azrail'di.

Bu cevabı alan adam müthiş bir paniğe kapılır ve Hazret-i Süleyman'a yalvarır:

- Ya Süleyman, Azrail bana çok tuhaf baktı. Ne olur beni buradan kaçır. Uzaklara gönder.

Arkadaşının ricasını kırmaz gül yüzlü Peygamber. Rüzgar emrindedir ya bindirir rüzgara ve gönderir Hindistan'a. Adam ertesi gün Hindistan'da birden karşısında, bir gece evvelinden gördüğü ve artık tanıdığı Azrail'e rastlar. Başına geleceği anlar ve konuşur:

- Anladım, benim canımı almaya geldin. Yalnız bir sorum var, ona cevap ver öyle al canımı, der. Dün beni Süleyman'ın çadırında görünce neden yüzüme hayretle baktın?

Azrail cevap verir:

- Ben dün senin canını, ertesi gün Hindistan'da almak emir almıştım. Seni Kudüs'te Süleyman'ın çadırında oturur görünce, 'Bu adam bir günde Hindistan'a nasıl gidecek?' diye hayret ettim der.

Kıssadan hisse, size tayin edilen vakitten kurtulup daha fazla yaşamanız mümkün değildir.

Ecelden kaçılmaz. Ve ecel, bir gün mutlaka başımıza geleceğine göre ha bugün ha yarın, ne fark eder?
 
ilk hikayenin sonunu sen mi değiştirdin yoksa aldığın yer mi değiştirmiş

o asıl şey değilmiydi bu çakmağı çıkarıyor sonra bi ses hasstr diye bağırıyor yakıcaksın bizi söndür diye bi ses yanındakide canlı aslında sende mi bu yolun yolcususun diye konuşurlarken yan tabutlardan başkalarıda bunlara vurup biraz sessiz olun diyolar
 
yav yenge konunun içinde bende taşınmışım.. her teldendeydim korku 16 ya gelmişiz :D
 
Geri
Üst