Cihad!..

bazukaa

New member
Cihad!..

Cihad bayrağı açıldı demek ki!..

Yani, “küfür ülkesinde dârül-harp” başladı!.. Yani “dinden çıkmış ülkede şeriatın kurallarını yeniden tesis etmek için” savaş başlatıldı, kılıçlar çekildi!..

- Demek ki, kaçınılmaz sonun geldiğine inanıyorlar!..

Demek ki, 85 yıldır hınç besledikleri, dönüştürmek için, ortadan kaldırmak için her yolu kullanarak kuvvet topladıkları Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile kozlarını paylaşacak konuma yükseldiklerini düşünüyorlar!..

İşaretleri çoktandır görülüyordu; “iktidar bizim, yasama bizim, cumhurbaşkanı bizden, artık tamam” tekerlemesi çoktan beridir neredeyse “ağızlarda sakız” haline gelmişti... Ancak yargının onurlu direnişi ve Anayasa Mahkemesi’nin planları altüst eden kararı, “bu iş bitti” havasındaki dinci şebekenin tabanında büyük bir şaşkınlık, tavanında ve “akıl hocaları” çevresinde ise akıl almaz bir öfke yarattı.

Yalnızca öfke olsa iyi, büyük bir korku da yarattı!.. Dışarıda emperyalistlerin, içeride işbirlikçilerin desteği ile, mutlu sona, yani “Ilımlı İslam Cumhuriyeti” hedefine yalnızca bir adım kaldığını düşünürken yaşadıkları şok, tüm dengelerini bozdu. Artık tek bir çarenin kaldığı sonucuna vardılar: Elde ettikleri tüm güçleri kullanarak sonuna dek savaş... Böylece en seviyesiz, en vicdansız saldırılar için direktifler verildi, pozisyonlar alındı...

- Ve “cihad” başladı!..

***

İlk saldırı çok doğal olarak iktidara “yapışan” kesimden geldi; “Cüppeli Demokrasi” manşetini kullanan Star gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, açılışı bakın hangi “savaş tamtamlarını çalarak” yaptı:

“...Anayasa ile müseccem hale gelen temel sözleşme artık bozulmuştur... Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı çiğnediği bir ülkede, artık kimsenin hukuka riayet etmesini bekleyemezsiniz. Hukukçular bunu yapabildiğine göre, sıradan insanlar da hukuku tanımayabilir; kim ne diyebilir ki?.. Bu ülkede bir oyun oynanmıyor; aksine her şey çok açıktır. Açık olan, bir savaşın başladığıdır.”

Ne kadar açık değil mi? Karaalioğlu’nun aynı yazıda, “Devleti ve rejimi temsil eden irade, millete yasak koydu” ifadesi bile, yukarıda belirttiği “savaşın” hangi devlete, hangi rejime karşı başlatıldığını ortaya koymuyor mu?!.. Aynı gazetede, Ahmet Kekeç isimli zat ise Anayasa Mahkemesi’ni “darbe” yapmakla suçlayıp, TBMM’ye açıkça “Bu yargıçları tutuklayın” çağrısında bulundu, iyi mi?!..

Aslında aynı doğrultuda örnek çok; ancak şu iki “ahlak yoksunu” yazı bile dinci kesimin hangi ruh hali içinde bulunduğunu göstermeye yeter de artar bile!..

***

Gelelim “savaş senaryoları”na...

Ciddiye alınması gereken, “hangi senaryoların sahneye konulmaya” çalışıldığını net bir şekilde anlatması açısından, Taraf gazetesinde, Polis Akademisi Öğretim Üyesi Önder Aytaç ve Ender Uslu’nun kaleme aldıkları köşe yazısı, son derece öğretici!.. İki kafadar, önce AKP’ye “bu kafayla gidersen ölümlerden ölüm beğen” dedikten sonra, “AKP iktidarı ve demokrasiye ‘Taraf’ olanlar (yani kendileri!) ne yapmalı?” sorusundan hareketle önerilerini sıralıyorlar. Önerilerinin özünü iki sözcükle tarif ediyorlar: “Şok tedavi!” Neymiş AKP’nin uygulayacağı bu şok tedavinin temel unsurları? Sıralayalım:

- Öncelikle AKP’yi yok etme planları yapan “Nüfuz Şövalyeleri”ni, yani iktidara karşı olan kadroları tasfiye etmek. Bu ne demek? Ordu, yargı, üniversite vb. kurumlarda geniş bir tasfiyeye gitmek!..

- Güçlü bir medya desteği sağlamak (pes!). Bunun için de liberal (işbirlikçi) kesimle arayı iyice düzeltmek...

- TBMM’nin acilen toplanıp Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı yok sayması ve hemen erken baskın seçime gidip, yeni parlamentoyla yeni anayasa hazırlanması.

Gerçekten çok ilginç, çünkü bu yazı, AKP’li Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın “Mahkeme kararı askıya alınsın” teklifinden, erken seçimin öne çıkmasından ve Tayyip Bey’in “Bu trenden inen, tekrar binemez” ifadesini kullandığı konuşmasından önce yazıldı.. Ve acilen sahneye konmaya başlandı!.. Bu önerilerin tek bir anlamı var: Savaş!.. Yobazlar bir başka isim de kullanıyor:

- Cihad!..

[email protected]
 

gazap17

New member
add toplantısındada,bazı değerler için hukuk çiğnenebilir dendiğinde neredeydiniz.
Tabii düşünce farkı.Bunun bile düşüncesini buldunuz ya,pes yani.
 

HTML

Üst