biosx
New member
"chp Yüzleşemedi"
Kılıçdaroğlu'ndan duyamamak çok acı
Araştırmacı Yazar Cafer Solgun, günümüz CHP'sinin hala tek parti iktidarı döneminin CHP'siyle yüzleşemediğini savunarak, "Dersimle ilgili duyarlılığı Kılıçdaroğlu'ndan beklerken ne acıdır ki Sayın Başbakan bunu anımsatıyor ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından bu meseleyi halletmek için gelin şunları yapalım içeriğinde bir açıklama duyamıyoruz" dedi.
Araştırmacı Yazar Cafer Solgun, Dersim'de 1937 ve 1938 yılında yaşananları Habertürk tv akranlarında yayınlanan Akşam Raporu programında anlattı.
YÜZLEŞME PRATİĞİ YAŞANMADI
"Maalesef hiçbir şekilde bir yüzleşme pratiği yaşandığını söyleyemiyoruz" diyen Solgun, Dönemin iktidarı malüm tek parti iktidarı CHP. Tek parti döneminde olup biten kanlı trajik olaylardan sadece bir tanesi ama en kanlı olanlardan bir tanesi. Dersim 1937-1938 Genelkurmay arşivlerindeki adlandırılmasıyla tevkin harekatıdır. Çünkü adım adım örgütlenen, adım adım organize edilen, adım adım planlanan ve hayata geçirilen organize sistemli bir katliamdan bahsediyoruz" diye konuştu.
RAPORLARDA DERSİMİ YOK ETMEKTEN BAHSEDİLİYOR
Bütün bunların, cumhuriyet tarihi içerisinde 1900 öncesi bir yana 1926 yılından itibaren bölgede görev yapan Elazığ, Diyarbakır, Malat valileri gibi valiler, yine görevlendirilen mülke müfettişlerinin hazırladıkları ve herbiri diğerinden tüyler ürpertirci öneriler içeren raporlar olduğunu anlatan Solgun, "Bütün bunların hepsi devlet kayıtlarında mevcut. Bu raporların her birinde dersimi yok etmekten bahsediliyor. Ve bu raporlardan bazılarının altında gerek imzaları, gerek mütalaları olan isimler İsmet İnönü, Fevzi Çakmak gibi isimler" dedi.
Sonuç itibariyle 1935 yılında dersimin adının kanunla Tunçeli yapılarak düğmeye basılmış olduğunu söyleyen Solgun şöyle devam etti:
"Hemen peşinden 4. U Müfettişlik ve Korgeneral Abdullah Akdoğan'ın bölgede adeta bir sömürge valisi yetkileriyle donatılmış olarak gönderilmesi dersimli aşiretlerin elinden zaten sınırlı sayıda var olan silahların toplanması kışlalar yollar inşaa edilmesi. Ve 4 Mayıs 1937 tarihini taşıyan Bakanlar Kurulu kararıyla dersime tenkin emri veriliyor. Bu emrin gereğini yapan Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı o dönemki birlikler ki bunlardan bir tanesi Sabiha Gökçen'dir. İlk savaş pilotu denemesini dersim köylerine bomba yağdırarak yapmıştır kendisi. Böyle göz göre göre karşı karşıya kalacakları olan zulme karşı çaresizce kendi kaderlerini beklemekten başka hiçbirşey yok. Ve bilinen katliam gerçekleşti."
"GÜNÜMÜZ CHP'Sİ HALA TEK PARTİ İKTİDARI DÖNEMİNİN CHP'SİYLE YÜZLEŞEMEDİ"
"İlk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sıfatını taşıyan bir insanın dersim demesi, dersim katliamından bahsetmesi, bir konuşmasında 50 bin insanın katledildiğinden bahsetmesi, bir başka konuşmasında Malta sürgünlerine değil de dersim sürgünlerine bak şeklinde bir ifade kullanması, bunlar önemli şeyler" diye konuşan Solgun şu ifadelerde bulundu:
" İlk defa dersim ile ilgili gerçekleri yüksek sesle konuşabiliyor olmamız güzel birşey. Ama gereklerini yerine getirme konusunda şüphesiz var olan hükmetinde görevleri, sorumlulukları var. Dersim 1938 katliamı bir yüzleşme konusudur. Devlet açısından, toplum açısından bir yüzleşme konusudur. Ama altını çizmem gerekir ki, en fazlada CHP açısından bir yüzleşme söz konusudur. Başbakanın haklı olduğu nokta şu; günümüzün CHP'si hala tek parti iktidarı döneminin CHP'siyle yüzleşebilmiş, onun zihniyetiyle uygulamalarıyla yüzleşebilmiş değil. Yüksek sesle tek parti iktidarını uygulamalarıyla ilgili CHP'den en ufak bir eleştirel ima dahi bugüne kadar duyulmuş değil."
O insanların mağaralarda zehirlenerek adeta fareler gibi öldürüldüğüne dair satırları da değerlendiren Solgun, "İhsan Sabri Çağlayangil dersimlileri fare gibi öldürdük dediği görüşmeyi Kılıçdaroğlu'yla yapıyor bu doğru. Bu görüşme 1986 yılında Kılıçdaroğlu'nun dönemin SSK Genel Müdürü olarak çalıştığı bir dönemde yapılmış görüşmedir" dedi.
"KILIÇDAROĞLU'NDAN BU MESELEYİ HALLETMEK İÇİN AÇIKLAMALAR DUYAMIYORUZ"
Solgun, "Problem şu, bir ana muhalefet partisinin lideri hasbel kadar dersim kökenli ama dersimli olduğunu söylemiyor, hasbel kadar alevi ama alevi olduğunu söylemiyor, hasbel kadar kürt ama kürt olduğunu söylemiyor. Yani Türkiye'de kürt olmanın, sunni olmanın, alevi olmanın önemli olması gereken bir şey olmaktan çıkarılması gerek. Doğaldır ki öncelikle dersimli olduğu için, kürt olduğu için, alevi olduğu için ve dersim 1938 katliamında kendi ailesinden yakınlarını kaybetmiş biridir. Son derece doğal bir duyarlılıkla en fazla dersimle ilgili duyarlılığı Kılıçdaroğlu'ndan beklerken ne acıdır ki Sayın Başbakan bunu anımsatıyor ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından bu meseleyi halletmek için gelin şunları yapalım içeriğinde bir açıklama duyamıyoruz" şeklinde konuştu.