K
Kutay Alp
Guest
Bu mücadelede minarelerden ezanı, camilerden Kur'an-ı Kerim'i yasaklayan CHP'nin, tavrında anlaşılmayacak bir şey yok.
İlginç olan MHP'nin tavrı.
"Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman olan" bir misyonun temsilcileri ne yazık ki, imam hatip düşmanı CHP ile aynı safta.
CHP, varlığını ortaya koyarak 12 yıllık kesintili eğitimle ilgili teklifin çıkmasını engellemeye çalışıyor. MHP ise, CHP'den rol çalma yarışında. Meclis Başkanlığı'na başvurarak, Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edilen yasa teklifinin, "yok sayılmasını "istediler.
CHP'nin tavrı anlaşılabilir.
CHP, 8 yıllık kesintisiz eğiti dayatan 28 Subat'ı desteklemişti. O gün, CHP'si ve DSP'siyle sol, 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaşması için mücadele vermişti. 28 Şubat sürecinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "TSK bir sivil toplum örgütü olarak çalıştı" demiş, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ise, "Gelen tankları görmüyorlar mı?" diyerek, ara rejim hükümetinde görev üstlenmişti.
MHP ise Anayasa referandumunda olduğu gibi, bu konuda da tarihi ve mefkureleri ile karşı karşıya geldi.
Bahçeli bu süreçten partisini, "Sağduyu"nun adresi haline getirip, büyüterek çıkabilirdi. Ne yazık ki, MHP'yi bir kez daha sol'un koltuk değneği yaptı.
8 yıllık kesintisiz eğitimi çıkarırken muhafazakar kesim ve o sırada ANAP milletvekili olan Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu ve Ali Coşkun Mesut Yılmaz'ı uyarmışlardı. Ama o, "Siyasi hayatıma malolsa da çıkaracağım" dedi ve kendi elleriyle partisinin siyaset mezarlığındaki yerini hazırladı.
Benzer bir yanlışı MHP yönetimi yapmak üzere.
Bahçeli reel politik açısından bakıp, imam hatiplerin tarihi incelese ülkücü gençliğin en büyük kaynaklarından birinin imam hatipler olduğunu görecek. Ama onda bunu görecek göz, anlayacak feraset var mı şüpheliyim.
Başbakan'ı eleştirme adına, 4 Mart tarihinde İstanbul'da ülkücü gençliğe yaptığı konuşmada, Necip Fazıl'ın, "Kindar gençlik" idealini, "Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, kininin, evinin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsedenlerin maksatları arızalı ve marazlıdır" diye ilan etmedi mi?
O Necip Fazıl ki, Başbuğ Türkeş'le birlikte miting meydanlarına çıkmış, Türk-İslam sentezi ile Milliyetçi Hareket'in fikriyatına büyük katkı yapmıştı.
MHP lideri ülkücülere, "Eli kanlı katiller" diye saldıran Rahşan Ecevit'e gösterdiği saygının binde birini Necip Fazıl'a gösterse bunları söylemezdi.
Bahçeli bir kez daha şaşırtmadı. MHP'yi götürdü, sicilinde ikna odalarının bulunduğu ve üzerinde imam hatip düşmanlığı yazan CHP trenine vagon yaptı.
Siyasi tablo bu. Bir de bu işin Anayasa ve TBMM İçtüzüğü boyutu var.
CHP ve MHP'nin talep ettiği gibi, teklifin komisyona geri gönderilmesi ya da yok sayılması mümkün mü? Meclis Başkanlığı başvuruları değerlendiriyor.
Anayasa'nın 148.Maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin şekil şartlarından incelemesi konusunda, "Son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı" diyor. Son oylama olarak komisyon değil, genel kuruldaki son oylama esas alınıyor.
Bu demek ki, Anayasa açısından komisyon değil, genel kurul esas alınıyor.
TBMM İçtüzüğü'nde komisyon çalışmalarının düzenlendiği 29,37 ve 46. maddelerinde ise Meclis Başkanı'na yok sayma ya da geri gönderme yetkisi vermiyor.
Peki bunun uygulaması var mı? Var. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 4-5 kez yaşanmış. Ancak komisyon kendi iradesine sahip çıkmış. Meclis Başkanı'nın talebini, "oy çokluğu" ile reddetmiş. Bayındırlık Komisyonu ise, "Oy birliği" ile geri çevirmiş. Bu durumda Meclis Başkanlığı'nın yapacağı bir şey yok.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek nihayetinde Anayasa ve İçtüzük'le sınırlı.
Siyasi durum ve vaziyet ise şöyle, Kasımpaşalı Başbakan, "Hangi dilden anlıyorsanız o dilden' dedi. Yani bu, "Durmak yok yola devam" demek. CHP, ise tek sermayesi olan gerilime oynayacak.
Ortada kaygılanacak bir durum yok. CHP'liler önceden savaş tankı atıyorlardı, şimdi eh fazla bant tankı atabiliyorlar.
aktifhaber
İlginç olan MHP'nin tavrı.
"Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman olan" bir misyonun temsilcileri ne yazık ki, imam hatip düşmanı CHP ile aynı safta.
CHP, varlığını ortaya koyarak 12 yıllık kesintili eğitimle ilgili teklifin çıkmasını engellemeye çalışıyor. MHP ise, CHP'den rol çalma yarışında. Meclis Başkanlığı'na başvurarak, Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edilen yasa teklifinin, "yok sayılmasını "istediler.
CHP'nin tavrı anlaşılabilir.
CHP, 8 yıllık kesintisiz eğiti dayatan 28 Subat'ı desteklemişti. O gün, CHP'si ve DSP'siyle sol, 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaşması için mücadele vermişti. 28 Şubat sürecinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "TSK bir sivil toplum örgütü olarak çalıştı" demiş, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ise, "Gelen tankları görmüyorlar mı?" diyerek, ara rejim hükümetinde görev üstlenmişti.
MHP ise Anayasa referandumunda olduğu gibi, bu konuda da tarihi ve mefkureleri ile karşı karşıya geldi.
Bahçeli bu süreçten partisini, "Sağduyu"nun adresi haline getirip, büyüterek çıkabilirdi. Ne yazık ki, MHP'yi bir kez daha sol'un koltuk değneği yaptı.
8 yıllık kesintisiz eğitimi çıkarırken muhafazakar kesim ve o sırada ANAP milletvekili olan Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu ve Ali Coşkun Mesut Yılmaz'ı uyarmışlardı. Ama o, "Siyasi hayatıma malolsa da çıkaracağım" dedi ve kendi elleriyle partisinin siyaset mezarlığındaki yerini hazırladı.
Benzer bir yanlışı MHP yönetimi yapmak üzere.
Bahçeli reel politik açısından bakıp, imam hatiplerin tarihi incelese ülkücü gençliğin en büyük kaynaklarından birinin imam hatipler olduğunu görecek. Ama onda bunu görecek göz, anlayacak feraset var mı şüpheliyim.
Başbakan'ı eleştirme adına, 4 Mart tarihinde İstanbul'da ülkücü gençliğe yaptığı konuşmada, Necip Fazıl'ın, "Kindar gençlik" idealini, "Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, kininin, evinin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsedenlerin maksatları arızalı ve marazlıdır" diye ilan etmedi mi?
O Necip Fazıl ki, Başbuğ Türkeş'le birlikte miting meydanlarına çıkmış, Türk-İslam sentezi ile Milliyetçi Hareket'in fikriyatına büyük katkı yapmıştı.
MHP lideri ülkücülere, "Eli kanlı katiller" diye saldıran Rahşan Ecevit'e gösterdiği saygının binde birini Necip Fazıl'a gösterse bunları söylemezdi.
Bahçeli bir kez daha şaşırtmadı. MHP'yi götürdü, sicilinde ikna odalarının bulunduğu ve üzerinde imam hatip düşmanlığı yazan CHP trenine vagon yaptı.
Siyasi tablo bu. Bir de bu işin Anayasa ve TBMM İçtüzüğü boyutu var.
CHP ve MHP'nin talep ettiği gibi, teklifin komisyona geri gönderilmesi ya da yok sayılması mümkün mü? Meclis Başkanlığı başvuruları değerlendiriyor.
Anayasa'nın 148.Maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin şekil şartlarından incelemesi konusunda, "Son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı" diyor. Son oylama olarak komisyon değil, genel kuruldaki son oylama esas alınıyor.
Bu demek ki, Anayasa açısından komisyon değil, genel kurul esas alınıyor.
TBMM İçtüzüğü'nde komisyon çalışmalarının düzenlendiği 29,37 ve 46. maddelerinde ise Meclis Başkanı'na yok sayma ya da geri gönderme yetkisi vermiyor.
Peki bunun uygulaması var mı? Var. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 4-5 kez yaşanmış. Ancak komisyon kendi iradesine sahip çıkmış. Meclis Başkanı'nın talebini, "oy çokluğu" ile reddetmiş. Bayındırlık Komisyonu ise, "Oy birliği" ile geri çevirmiş. Bu durumda Meclis Başkanlığı'nın yapacağı bir şey yok.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek nihayetinde Anayasa ve İçtüzük'le sınırlı.
Siyasi durum ve vaziyet ise şöyle, Kasımpaşalı Başbakan, "Hangi dilden anlıyorsanız o dilden' dedi. Yani bu, "Durmak yok yola devam" demek. CHP, ise tek sermayesi olan gerilime oynayacak.
Ortada kaygılanacak bir durum yok. CHP'liler önceden savaş tankı atıyorlardı, şimdi eh fazla bant tankı atabiliyorlar.
aktifhaber