MilliEğiti
New member
- Katılım
- 6 Nis 2010
- Mesajlar
- 530
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün il başkanlarına yaptığı konuşmanın en özlü cümlesi bence şuydu:
“Bizim oylarımız çalındı diye bir şikayet duymak istemiyorum!”
Aslında Kılıçdaroğlu daha çok şey söyledi. Bütün partililere aktif şekilde çalışma, üzüm salkımı gibi yayılma, semt semt, sokak sokak halka gitme, sandığa sahip çıkma talimatı verdi.
CHP Genel Başkanı’nın konuşma tarzı, kullandığı ifadeler, CHP’lilerin ve CHP seçmeninin “bıçak kemiğe dayandı” şeklindeki ruh halinin yansıması gibiydi. “Her sokakta, her semtte bir sorumlu olacak, ben bunları tek tek soracağım” derken, süregelen örgütsel laçkalığın biteceği mesajını da verdi.
Yakında bir referandum ve ardından seçim var.
CHP için sınav günleri bunlar.
CHP’de yeni bir yönetim işbaşına geldi. Hem de oybirliği ile. Partiye katılımlar sürüyor. Küskünler dönüyor. CHP’li olmayan aydınlar bile yeni CHP’nin iktidar alternatifi olduğu görüşünde birleşiyor. CHP bölünmemiş, iç çatışmalarını zararsız atlatmış. Karizmatik eski genel başkanı bile küsmemiş, kaçmamış, saklanmamış, ortaya çıkmış, yeni yönetimin ve partisinin başarısı için verilen her görevi yapmaya hazır olduğunu beyan etmiş.
Üstelik karşısında, oy kaybeden, bıktıran, yıldıran, yıpranmış bir iktidar var.
Kısaca:
CHP’de un var, şeker var, yağ var.
O halde?...
***
Kimsenin, “oylarımız çalındı”, “hile yapıldı”, “sandıklar kaçırıldı”, “elektrikler kesildi”, “karnımız ağırdı” gibi bahanelerin arkasına saklanmaya hakkı yok. Kılıçdaroğlu, “Çalışın, uykusuz kalın, aç kalın, halka ulaşın, tek tek insanlarla görüşün, sandığa sahip çıkın, oylarımızı çaldırmayın” derken, aslında “Yoksa yazık olur” demektedir.
Gerçekten CHP adına yazık olur. CHP’yle esen rüzgara yazık olur. Türkiye’de siyasetin denge bulması umutları adına yazık olur.
***
Kılıçdaroğlu, kolları sıvamaya İstanbul’dan başladıklarıni söyledi ve “Çünkü İstanbul zor bir yer” dedi. Haklıdır. İstanbul zor bir yerdir ama CHP’nin İstanbul’da “neden ve nasıl” başarılı olduğunu gösteren örnekler de vardır. Dünkü Vatan’da, Kılıçdaroğlu haberinin hemen yanında İstanbul Milletvekili Ali Topuz’un açıklamaları da vardı. Topuz, 1970-1974 arasında İstanbul il başkanıydı ve o dönemde CHP, halkın iliklerine kadar işleyen bir örgütlenme ve çalışma projesi ile İstanbul’u sildi süpürdü. Elbette bir Ecevit olayı vardı, elbette halkın değişim ihtiyacı vardı ama o örgütlenme olmasaydı, bu sonuçlar alınmazdı.
CHP adayı Ahmet İsvan’ın, 1973’te yüzde 64 oy ile İstanbul Belediye Başkanı seçildiğini hatırlatmak herhalde çok şey anlatır.
Gürsel Tekin’den sonra İstanbul İl Başkanı olan Berhan Şimşek’in bu sürecin farkında ve bilincinde olduğuna kuşku yok. Bakışı, görüşü ve deneyimiyle Şimşek’in, İstanbul’da CHP’ye büyük sıçrama yaptıracak yetenekte olduğu biliniyor. Zaten o da, göreve geldikten sonra yaptığı açıklamalarda, Kılıçdaroğlu’nun sözünü ettiği örgütlenme ve çalışma modeli için kolları sıvadıklarını duyurmuştu.
Anahtar, halka gitmektir; anahtar halkın sorunlarını belirlemek, çözüm önermek, hatta muhalefetteyken bile halk için sonuç almaktır.
İstanbul halkı, bugünlerde, bin-bir sorunun yanında bir de “AKBİL” sorunuyla uğraşıyor. Neden gerektiyse, Belediye, 7 milyon İstanbul’lunun kullandığı “AKBİL”leri değiştirme kararı almış. Bu ay sonuna kadar değiştirilmesi gerekiyormuş. Sadece iki noktada AKBİL değişimi yapılabiliyormuş. Bu kararla halkın cebinden ve durup dururken 70 milyon lirayı çekip alacaklarmış.
Bu sorundan da CHP yönetiminin ve Belediye Meclisi üyelerinin haberi vardır herhalde.
GAZETEVATAN.COM
“Bizim oylarımız çalındı diye bir şikayet duymak istemiyorum!”
Aslında Kılıçdaroğlu daha çok şey söyledi. Bütün partililere aktif şekilde çalışma, üzüm salkımı gibi yayılma, semt semt, sokak sokak halka gitme, sandığa sahip çıkma talimatı verdi.
CHP Genel Başkanı’nın konuşma tarzı, kullandığı ifadeler, CHP’lilerin ve CHP seçmeninin “bıçak kemiğe dayandı” şeklindeki ruh halinin yansıması gibiydi. “Her sokakta, her semtte bir sorumlu olacak, ben bunları tek tek soracağım” derken, süregelen örgütsel laçkalığın biteceği mesajını da verdi.
Yakında bir referandum ve ardından seçim var.
CHP için sınav günleri bunlar.
CHP’de yeni bir yönetim işbaşına geldi. Hem de oybirliği ile. Partiye katılımlar sürüyor. Küskünler dönüyor. CHP’li olmayan aydınlar bile yeni CHP’nin iktidar alternatifi olduğu görüşünde birleşiyor. CHP bölünmemiş, iç çatışmalarını zararsız atlatmış. Karizmatik eski genel başkanı bile küsmemiş, kaçmamış, saklanmamış, ortaya çıkmış, yeni yönetimin ve partisinin başarısı için verilen her görevi yapmaya hazır olduğunu beyan etmiş.
Üstelik karşısında, oy kaybeden, bıktıran, yıldıran, yıpranmış bir iktidar var.
Kısaca:
CHP’de un var, şeker var, yağ var.
O halde?...
***
Kimsenin, “oylarımız çalındı”, “hile yapıldı”, “sandıklar kaçırıldı”, “elektrikler kesildi”, “karnımız ağırdı” gibi bahanelerin arkasına saklanmaya hakkı yok. Kılıçdaroğlu, “Çalışın, uykusuz kalın, aç kalın, halka ulaşın, tek tek insanlarla görüşün, sandığa sahip çıkın, oylarımızı çaldırmayın” derken, aslında “Yoksa yazık olur” demektedir.
Gerçekten CHP adına yazık olur. CHP’yle esen rüzgara yazık olur. Türkiye’de siyasetin denge bulması umutları adına yazık olur.
***
Kılıçdaroğlu, kolları sıvamaya İstanbul’dan başladıklarıni söyledi ve “Çünkü İstanbul zor bir yer” dedi. Haklıdır. İstanbul zor bir yerdir ama CHP’nin İstanbul’da “neden ve nasıl” başarılı olduğunu gösteren örnekler de vardır. Dünkü Vatan’da, Kılıçdaroğlu haberinin hemen yanında İstanbul Milletvekili Ali Topuz’un açıklamaları da vardı. Topuz, 1970-1974 arasında İstanbul il başkanıydı ve o dönemde CHP, halkın iliklerine kadar işleyen bir örgütlenme ve çalışma projesi ile İstanbul’u sildi süpürdü. Elbette bir Ecevit olayı vardı, elbette halkın değişim ihtiyacı vardı ama o örgütlenme olmasaydı, bu sonuçlar alınmazdı.
CHP adayı Ahmet İsvan’ın, 1973’te yüzde 64 oy ile İstanbul Belediye Başkanı seçildiğini hatırlatmak herhalde çok şey anlatır.
Gürsel Tekin’den sonra İstanbul İl Başkanı olan Berhan Şimşek’in bu sürecin farkında ve bilincinde olduğuna kuşku yok. Bakışı, görüşü ve deneyimiyle Şimşek’in, İstanbul’da CHP’ye büyük sıçrama yaptıracak yetenekte olduğu biliniyor. Zaten o da, göreve geldikten sonra yaptığı açıklamalarda, Kılıçdaroğlu’nun sözünü ettiği örgütlenme ve çalışma modeli için kolları sıvadıklarını duyurmuştu.
Anahtar, halka gitmektir; anahtar halkın sorunlarını belirlemek, çözüm önermek, hatta muhalefetteyken bile halk için sonuç almaktır.
İstanbul halkı, bugünlerde, bin-bir sorunun yanında bir de “AKBİL” sorunuyla uğraşıyor. Neden gerektiyse, Belediye, 7 milyon İstanbul’lunun kullandığı “AKBİL”leri değiştirme kararı almış. Bu ay sonuna kadar değiştirilmesi gerekiyormuş. Sadece iki noktada AKBİL değişimi yapılabiliyormuş. Bu kararla halkın cebinden ve durup dururken 70 milyon lirayı çekip alacaklarmış.
Bu sorundan da CHP yönetiminin ve Belediye Meclisi üyelerinin haberi vardır herhalde.
GAZETEVATAN.COM