cevremizdeki tarihiyapilar büyük eserler kimler tarafindan nezaman yapildi=1

akinci20

New member
hep merak ettigimiz görüp gezmek istedigimiz tarihe kafa tutmus büyük yapitlar

=================================================================


AHIRKAPI DENİZ FENERİ
.
1755 yılında III. Osman tarafından yaptırılmıştır. İstanbul Boğazı'nın Marmara'ya bakan kısmının batı kıyısındadır. Beyaz kule şeklinde olan fener İstanbul'u çeviren surların burçlarından birisinin üzerine oturtulmuştur. Denizden yüksekliği 40 metredir. Her 6 saniyede bir yanıp sönerek gece karanlığında denizcilerin yön bulmalarına ve gemilerin karaya oturmamalarına yardımcı olur. Bu fener önemli bir deniz kazasından sonra yaptırılmıştır. Bu deniz kazası 1755 yılında Mısır'a gitmekte olan Hacı Kaptan emrindeki bir kalyon fırtınaya tutularak gece vakti Kumkapı' da karaya oturur. Olayı öğrenen Padişah III. Osman ve Sadrazam Sait Paşa derhal Kumkapı' ya giderek kalyon ve denizcilerin kurtarılmasında hazır bulunur. Kurtarılan gemicilerden birisi padişaha şöyle der:

- Eğer burada ve surlar üzerinde bir fener yapılırsa, uzağa gidip gelen gemiler ışığı görünce yollarını bulurlar.

Bunun üzerine III. Osman bir fener yapılmasını emreder ve Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa da Ahırkapı Feneri'ni yaptırır.

=================================================================
ANADOLU HİSARI
.
1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından İstanbul Boğazı'nın en dar yerinde yaptırılmış surlardır. İstanbul Boğazı'nı ele geçirmek ve Rumeli yakınlarında yapılabilecek bir savaşta orduyu karşı kıyıya güvenli bir şekilde geçirmek için yapılmıştır.

Dış taraftaki kale, sur durumundadır. Doğu-batı çapı 65 m., kuzey-güney çapı 80 m. olup, surların kalınlığı 2-5 m. arasındadır.

Surların üzerinde mangallar vardır. Hisarı korumak için surun üzerine silindir şeklinde üç kule yapılmıştır.

================================================================

AYASOFYA
.
İstanbul'da Bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos'un İstanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü Ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, M.S.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra M.S. 360'ta imparatorun oğlu Konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı V. yüzyıldan sonra daha çok Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.

404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine Theodosios II. devrinde 415'te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. Bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.

532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun "Ey Süleyman seni geçtim" demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.

Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk Cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.

Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim'in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca Sultan Üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir okul binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.

Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır.

=================================================================
BURSA ULU CAMİİ
.
1395-1399 yılları arasında Yıldırım Bayezid tarafından Bursa'da yaptırılan cami, Bursa'daki mimari eserlerin en büyüğüdür. Cami Kapısının üzerinde İvaz Paşa'nın adı bulunmaktadır.

Paye ve sütunlu olan düz çatı ile örülen Selçuklu Camii'lerinin kubbeli düzene çevrilmiş ilk örneklerindendir. 56x68 m boyutlarındadır. 12 Paye ile, 5 nefe bölünmüştür. 20 kubbesi vardır.

Üzeri açık kubbenin altında bir şadırvan vardır. Şadırvanın çevresinde Kur'an okumak için ayrılmış sofalar vardır.

Üzeri kabartma kıvrık dallarla süslenmiş ve ceviz ağacından yapılmış sekiz köşeli küçük çerçevelerin birleştirilmesiyle meydana gelen mimberin sağ kanadında, yapan ustanın adı (Elhac Mehmed Abdülaziz İbni Dakira) yaılmıştır. Ön cephenin iki köşesinde birer minare vardır.

.
=================================================================


BURSA YEŞİL CAMİİ
.
1413 yılında Çelebi Mehmed döneminde başlanan cami, 1424 yılında Sultan II. Murad zamanında tamamlanan cami, ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli eserleri arasında yer alır.

Planı ters T şeklinde olup, iç kısmı sekiz bölüme ayrılmıştır. Mihrabın bulunduğu kubbeli kıble eyvanıyla yan eyvanlar, ortadaki üzeri kubbeli esas mekana açılır. Kıble ayvanı orta mekanda dört, yan eyvanlarda bir basamak yükseltilmiştir. Esas mekanın ortasında bir şadırvan yer alır; bunun üzerinde kubbede aydınlık feneri bulunmaktadır. Üst katta ortada hünkar mahfili, bunun iki tarafında saray daireleri, alt katta erkan-ı osmaniyeye ait mahfiller vardır. Cami'nin asıl ünü çini kaplamalarından gelmektedir.

.
================================================================


BURSA YEŞİL TÜRBE
.
1421 yılında Bursa Yeşil Cami'nin yanında, Çelebi Mehmed'e ait olan türbedir. 4,57 m yüksekliğinde bir kasnak üzerine oturan 6.60 m yüksekliğinde sivriye yakın bir kubbeyle örtülü olan türbe sekiz köşelidir. Türbe dıştan tek katlı görünmesine rağmen, sandukanın bulunduğu salon ve bunun altında yer alan basık tonozlu mezar kısmı ile iki katlıdır. Sandukanın üzerinde altın yaldızla yazılmış kitabe vardır.

.
=================================================================
EDİRNE MURADİYE CAMİİ
.
Sultan II. Murad tarafından 1435'te yaptırılan Muradiye Camii, ilk devir Osmanlı mimarisinin önemli örneklerindendir
=================================================================
EDİRNE SARAYI
.
Sultan I. Murad tarafından 1365-1366 yılları arasında kaledışında yaptırılan saray Türkler tarafından yaptırılan ilk saray özelliğini taşımaktadır.

.
=================================================================


EDİRNE SELİMİYE CAMİİ
.
Sultan II. Selim' in emri üzerine Mimar Sinan tarafından Kıbrıs' ın fethiyle elde edilen ganimetlerle eski sarayın baltacılar koğuşunun bulunduğu yerde yapılmıştır. 1568 - 1574 yıllarında tamamlanan Selimiye Camii Osmanlı-Türk mimarisinin en büyük eseridir. Üçer şerefeli dört minaresi vardır. Her minarenin yüksekliği 79,89 m.' dir. Kubbesi 31,28 m. çapında olan Selimiye Camii' nin Harim tarafındaki minarelerin şerefelerine ayrı ayrı yollardan çıkılabilmektedir.

.
=================================================================


EDİRNE ÜÇ ŞEREFELİ CAMİİ
.
Sultan II. Murad tarafından yaptırılmış ve 1447'de tamamlanmıştır. Bu caminin ayakları felçli olan Konyalı bir mimar tarafından yaptırıldığı söylenir. Bu cami'ye Yeni Cami, Cami-i Kebir denildiği gibi, halk üç şerefeli büyük minaresinden dolayı Üç Şerefeli Camii olarak anmaktadır.

Cami altı köşeli sütun üzerinde bir büyük kubbe ile bu kubbenin iki yanında dördü büyük dördü küçük 8 kubbeyle örtülüdür. 18 Sütun üzerine dayanan 21 kubbeli revakla çevrilidir. Biri 3, biri 2 ve diğer ikisi birer şerefeli olmak üzere 4 minaresi vardır

=================================================================



DEVAMI geliyor-----
 

HTML

Üst