MARCUSX
New member
Cerrah...
DÜNKÜ gazetenin birinci sayfasında, açılışını yaptığı bir hastanede Başbakan‘ı cerrah kıyafetiyle görünce...
Kaçma olanağı olmayan yatalak hastaları, sedyelerle yangın merdiveninden kaçırma fikri geldi aklıma...
Çünkü Başbakan, anlamadığı şeyleri yapmaya bayılan ve psikolojide “her tür iş sendromunda atak-refleks” diye adlandırılan eğilim sınıfına giriyor.
Bu kez cerrah...
İşte daha dün sabah ben “Canını seven kaçsın...” diye hastanedeki personel, odacı ve refakatçileri de uyarmayı düşünürken, haber geldi:
“Kürşad Tüzmen’in dilini kesti...”
“Kim?..”
“Cerrah...”
“Nasıl?..”
“Kürt açılımı konusunda yardımcısı ağzını biraz fazla açınca... Baktı sanki dili uzamış gibi geldi...”
“Ne dedi de...”
“Diyarbakır’da dört bir yanda PKK bayraklarını görünce, kendini bir nevi vazgeçilmez organ sanan Tüzmen ‘Gönül isterdi ki burada bir Türk bayrağı da dalgalansın. Bu benim zoruma gidiyor, bunun düzeltilmesi lazım’ dedi...”
Ağır suç...
Demek ki kesti dilini cerrah...
Ve elinde neşter cerrahın...
Sırada “demokratik Anayasa operasyonu“ var...
İzliyorsanız, kaç gündür gazetelerde- televizyonlarda
“Anayasa’yı masaya yatırdı” diyorlar...
Ben biliyorum:
Çünkü “organların“ yerini beğenmiyor...
Yargı organını oradan alıp, bypass yöntemiyle arkadan dolandırarak, yasama organının içine sokarken... Yasama organını bağladığı yürütme organına da iki ayak daha ilave ettiğinde...
Ve toplumsal görme, duyma, konuşma organlarının deliklerini diktiğinde...
Yanındakiler, kulağı-gözü-ağzı olmayan bu dört ayaklı “demokratik Anayasa” denilen yaratığı görüp... Bir de masada artan parçaya bakıp sorabilirler:
“Efendim bir şey arttı?..”
(.........)
Beyindir o...
Bekir COŞKUN
DÜNKÜ gazetenin birinci sayfasında, açılışını yaptığı bir hastanede Başbakan‘ı cerrah kıyafetiyle görünce...
Kaçma olanağı olmayan yatalak hastaları, sedyelerle yangın merdiveninden kaçırma fikri geldi aklıma...
Çünkü Başbakan, anlamadığı şeyleri yapmaya bayılan ve psikolojide “her tür iş sendromunda atak-refleks” diye adlandırılan eğilim sınıfına giriyor.
Bu kez cerrah...
İşte daha dün sabah ben “Canını seven kaçsın...” diye hastanedeki personel, odacı ve refakatçileri de uyarmayı düşünürken, haber geldi:
“Kürşad Tüzmen’in dilini kesti...”
“Kim?..”
“Cerrah...”
“Nasıl?..”
“Kürt açılımı konusunda yardımcısı ağzını biraz fazla açınca... Baktı sanki dili uzamış gibi geldi...”
“Ne dedi de...”
“Diyarbakır’da dört bir yanda PKK bayraklarını görünce, kendini bir nevi vazgeçilmez organ sanan Tüzmen ‘Gönül isterdi ki burada bir Türk bayrağı da dalgalansın. Bu benim zoruma gidiyor, bunun düzeltilmesi lazım’ dedi...”
Ağır suç...
Demek ki kesti dilini cerrah...
Ve elinde neşter cerrahın...
Sırada “demokratik Anayasa operasyonu“ var...
İzliyorsanız, kaç gündür gazetelerde- televizyonlarda
“Anayasa’yı masaya yatırdı” diyorlar...
Ben biliyorum:
Çünkü “organların“ yerini beğenmiyor...
Yargı organını oradan alıp, bypass yöntemiyle arkadan dolandırarak, yasama organının içine sokarken... Yasama organını bağladığı yürütme organına da iki ayak daha ilave ettiğinde...
Ve toplumsal görme, duyma, konuşma organlarının deliklerini diktiğinde...
Yanındakiler, kulağı-gözü-ağzı olmayan bu dört ayaklı “demokratik Anayasa” denilen yaratığı görüp... Bir de masada artan parçaya bakıp sorabilirler:
“Efendim bir şey arttı?..”
(.........)
Beyindir o...
Bekir COŞKUN