Cennetle Müjdelenen Cuntacı ve Ülkücü Müsveddeleri

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Altın Üye
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
5,674
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
forumda bu kadar HIYAR varken,ortalığın CACIĞA dön
Ne gariptir ki, daha düne kadar Cuntacı Başına methiyeler düzenleri bir demokrasi aşkı sardı ki sormayın! Zannedersiniz Anayasa Paketi onaylandığında hemen darağaçları kurulacak 12 Eylül gece baskıncıları derhal ipe çekilecek...

***

Hatırlayanlar olacaktır, Sayın Gülen Milliyet Gazetesine verdiği röportajda "Müsaadenizle bu konuyla ilgili anti parantez bir mülahazamı arz edeceğim: Evren Paşa demokrasinin kesintiye uğraması ve daha pek çok açıdan tenkit edildi. Ama seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır. Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki -doğrusunu Allah bilir- hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de gidebilir" ifadelerine yer vermişti.

***

Zaman gazetesinin cuntacıların yargılanması konusundaki yaygarasını takip edenler, bu beyanlar karşısında her halde okuduklarını tekrar gözden geçireceklerdir. Milliyet Gazetesinin arşivlerinde bu röportaj halen durmaktadır.

Son günlerde "istenileni söylemesi şartıyla" kendini ülkücü eskisi olarak konumlandıran herkese sayfalarını sonuna kadar açan Zaman Gazetesi, bu tavrı ile adeta Anayasa değişiklik paketini 12 Eylül Cuntasına yargı yolunu açmaktan ibaret bir demokrasi paketi gibi sunmaya devam ediyor. Ne hazindir ki; Anayasa Değişiklik paketinin sağlıklı bir şekilde tartışılmasını engellemek, pakete destek vermeyeceğini beyan eden MHP'yi tabanından kopuk politikalara tutsak gibi göstermek, sürecin sonunda AKP hanesine artı puan yazdırmak esaslarına dayanan bu operasyonu yürütürken kendisine eski ülkücüler arasından taşeron bulmakta da zorluk çekmiyor.

***

Son olarak darbe mağduru eski ülkücülerin deklarasyon yayınlayarak reformu desteklediklerine ilişkin bir haber yayınlandı. Darbe mağduru 38 kişinin "eski ülkücü" sıfatıyla yayınladığı iddia edilen -ki bazı imzaların sahteliği de bu yazının kaleme alındığı esnada netlik kazandı- deklarasyonda "Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya darbeleri ilelebet tarihe gömecek ya da darbelerle yaşamaya, öz vatanında esir muamelesi görmeye devam edecektir" ifadelerine yer verildi. Adeta Anayasa Reform Paketinin sadece 12 Eylül Cuntacılarına yargı yolunu açmaktan ibaretmiş gibi bir hava yaratıldı.

***

Öncelikle ifade edelim ki, ucuz iktidar taşeronluğuna talip olmuş ve de hayatları boyunca ülkücü hareketin mensubiyeti dışında bir sıfat elde edemeyen, bu sıfatları pazarlayarak kendilerine yeni düzen içerisinde meşruiyet ve menfaat arayan, kendilerine fazla gelen akıllarını pazarlamak derdine düşmüş kadroların MHP Genel Merkezi'nin politikalarına tesir edemeyecekleri izahtan varestedir.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin taşeronlar aracılığıyla kendisine dikte ettirilmeye çalışılan hiçbir telkine pek tabii teslim olmayacağı açıktır. Oynaştıkları ile dalaştıklarını birbirine karıştıran cenahın derhal bu cehaleti terk etmesi ve yanlış mecralarda yanlış arayışlar içerisinde olduğunu idrak etmesi gerekir.

Türk Milliyetçileri, demokrasi kavramına ne kadar gönülden biat ettiklerini siyasi mücadelelerinin her safhasında tekrar tekrar ortaya koymuşlardır. MHP Kadrolarını; 12 Eylül Cuntacılarının yargılanmasına destek vermemekle itham ederek demokrasi sınavında kırık not vermek, kiralık vicdanların hakkı değildir.

***

Parti içi demokrasi kavramının ne olduğunun dahi bilinmediği bir dönemde 12 Eylül öncesinde cereyan eden seçimler sonrasında, koalisyon ortağı olan MHP'nin efsanevi lideri Alparslan TÜRKEŞ'İN kabinede görev alacak bakanları belirlemek yetkisini (tüzükte bakanları belirleme yetkisi münhasıran kendisine verilmişken) kendisinin katılmadığı Genel İdare Kuruluna devrettiğini ve kurul kararına da sadakat gösterdiğini,

367 krizinin en yoğun yaşandığı ve ülkenin buhrana sürüklenmek noktasına geldiği günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu krizi aşmak konusundaki katkısını,

Herkesin bir kaos ve kargaşa ortamı içerisinde ülkücülerin taraf olmasını beklerken ve hatta bazı karanlık odaklar MHP'yi ve ülkücü gençleri bu hadiselere taraf olmaya zorlarken, tahrik ederken Devlet Bahçeli'nin sağduyulu, sakin ve akil tavrını siyasi tarihin seyri içerisinde "MHP ve Demokrasi" paralelliğinin yüzlerce örneği arasında sayabiliriz.

****

Ancak mesele 90 yaşına gelmiş ve artık yargılanması hukuken ve kim bilir fiilen de olanaklı olmayan cuntacı eskilerini adalet önüne teslim etmek meselesinden ibaret değildir. Bu konuda yapılacak bir Anayasa Değişikliği'nin Geçici 15.maddenin kaldırılmasına ilişkin kısmının münferiden tartışılması durumunda Türk Milliyetçilerinin ve MHP'nin tavrı elbetteki daha net anlaşılacaktır.

Bilinmelidir ki, Türk Milliyetçileri cuntayı kendisine çanta içerisinde gelen belgelerden değil, karanlık zindanlarda ödedikleri bedellerden; darağacına yolladıkları evlatlarından, yitip giden umutlardan, sönen ocaklardan bilirler. Kimsenin ülkücülere cuntanın, darbenin, askeri yönetim anlayışının ne olduğunu anlatmasına gerek yoktur. Türk Milliyetçileri, 12 Eylül Cuntacıları ve taşeronları ile fani dünyanın mahkemelerinde de olsa, mahkeme-i kübrada da olsa hesaplaşmaya zaten yeminlidir.

Ancak düne kadar Kenan Evren'e laf söyletmeyen, Çankaya Köşkü'nde ağırlayanların, davetlerde kucaklaşanların ve her fırsatta kutsayanların bugün cuntacı başına yargı yolunu açmak konusunda samimi olduklarına inanmak mümkün değildir. Bu tavırları olsa olsa sipariş üzerine hazırlanan, toplumun ikbalini değil siyasi iktidarın ihtiyacını referans alan bir yıkım projesini demokrasi ambalajına sarmaktan ibarettir. Siyasi iktidar ve onun taşeronları bilmelidirler ki; demokrasi sınavı evvela samimiyet ister, cesaret ister, kararlılık ister. Şayet cunta ve cuntacılara karşı kararlı bir tavır görmek isteniyorsa Türk Milliyetçilerinin 30 yıllık duruşlarını örnek alabilirler.

***

Son olarak belirtmekte yarar vardır ki; Kenan Evren'i, zorunlu hale getirdiği "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersleri kurtarır mı orasını Allah bilir.

Ama ülkücüler; darağaçlarında son bulan hayatlar, kararan umutlar, amansız işkenceler, sönen ocaklar ve dökülen gözyaşları adına;

Kenan Evren ve 12 Eylül Cuntasının hiçbir mensubuna ve taşeronuna,

Bugün "eski ülkücü" gibi sıfatlarla MHP'ye saldıran AKP taşeronlarına

Hakkını helal etmeyeceklerdir.


Av. Yücel BULUT
 
burayada yapıştırayım

MHP BİTMİŞTİR....
 
Geri
Üst