Pit10
Forumun Fırlaması
- Katılım
- 5 Kas 2005
- Mesajlar
- 1,562
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ben çocukken çok salaktim. (Ben Deil Cem Yılmaz Diyo Şİmdi Yalnış Anlaşılma Olmasında
>
> Edip Akbayram'in ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için "Edi
> Pakbayram" di.
>
> Ablama, "Nasil olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak
> geçiriyorsun?" demistim. "Büyüyünce insanin cani sokakta oynamak istemez
> ki" cevabini vermisti. Uzunca bir süre büyüyüp büyümedigimi anlamak için
> kendime, "Canin sokakta oynamayi istiyor mu?" diye sormustum.
>
> Annem erkegin cinsel organini "pipi" kadininkini "kutu" olarak
> tanimlamisti. O zamanlar TRT'de Cenk Koray'in sundugu "Tele Kutu" diye
> bir yarisma vardi. Yarismacilar, "Hayir Cenk Bey. Ben kutumu açmak
> istiyorum" deyince kosarak odadan kaçardim.
>
> Sabahlari kalktigimda aklimin hala yerinde olup olmadigini anlamak için
> 2+2, 3+4 gibi toplama islemleri yapardim. Sonuçlar dogru olunca da çok
> sevinirdim.
>
> Dedemle parka gittigimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydi. Beni
> oynarken çektiler. Yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm çocuk
> programini izlemek için televizyon basina geçti.Kendimi ekranda görünce,
> "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaslarina bogulmustum.
>
> "Geri vites" kavramim yoktu. Soför, kolunu koltuga atip arkaya dogru
> bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
>
> Benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri
> kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. Inanmistim. Hala da
> külahlarin sivri kisimlarini yemem. Çöpe atarim.
>
> Babaannem bir gün gelirse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün gelsin
> istiyordum.
>
> Abimla Karaoglancilik oynardik. O Karaoglan olurdu, beni de Bizans askeri
> yapardi. Sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir sey yaptigimi sandigim
> için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.
>
> Yesil ve siyah zeytinin ayri agaçlarda yetistigini sanirdim.
>
> Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardesi" kismina dayimin bes harfli ismini
> sigdirmaya çalisirdim.
>
> Anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. O kadar hosuma gitmisti
> ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. Ancak sanat merakim
> annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. Hem
> gönlünü almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak için dahiyane bir
> fikirle ögretmenimin yanina gittim. "Annem" yazisini patatese oydurttum.
> Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi
> vücudumun her tarafina bastim. Sonra da annemin karsisina geçtim. Beni o
> halde görünce aglamaya baslamisti.
>
> Madonna ile Maradona'yi kardes zannederdim. Kendi kendime, "Bunlarin
> babasi ne sansli be. Bir çocugu futbolun krali,biri müzigin kraliçesi"
> derdim
>
> Birinden özür diledigim zaman Allah'in bana bir özür verecegini sanirdim.
> Sakat olacagimi düsünüp hemen "diledigim özrü " geri alirdim.
>
> Kurban Bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim.
> Uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için Türk Hava Kurumu'nun
> topladigini düsünüyordum. Uçak kaçirma filmlerinde silahla ates
> edildiginde ya da bomba patladiginda, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.
>
> "Gil" diye konusanlari fakir zannederdim.
>
> Annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, "Sihhatler olsun" lafini
> "Saatler oldu" diye anlardim. Bunun da, "Banyoda amma çok kaldin"
> gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini düsünürdüm.
> Annemin buna karsin niye sadece, "Sagol" dedigini merak ederdim. "Ne
> kibar kadin", derdim.
>
> Edip Akbayram'in ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için "Edi
> Pakbayram" di.
>
> Ablama, "Nasil olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak
> geçiriyorsun?" demistim. "Büyüyünce insanin cani sokakta oynamak istemez
> ki" cevabini vermisti. Uzunca bir süre büyüyüp büyümedigimi anlamak için
> kendime, "Canin sokakta oynamayi istiyor mu?" diye sormustum.
>
> Annem erkegin cinsel organini "pipi" kadininkini "kutu" olarak
> tanimlamisti. O zamanlar TRT'de Cenk Koray'in sundugu "Tele Kutu" diye
> bir yarisma vardi. Yarismacilar, "Hayir Cenk Bey. Ben kutumu açmak
> istiyorum" deyince kosarak odadan kaçardim.
>
> Sabahlari kalktigimda aklimin hala yerinde olup olmadigini anlamak için
> 2+2, 3+4 gibi toplama islemleri yapardim. Sonuçlar dogru olunca da çok
> sevinirdim.
>
> Dedemle parka gittigimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydi. Beni
> oynarken çektiler. Yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm çocuk
> programini izlemek için televizyon basina geçti.Kendimi ekranda görünce,
> "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaslarina bogulmustum.
>
> "Geri vites" kavramim yoktu. Soför, kolunu koltuga atip arkaya dogru
> bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
>
> Benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri
> kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. Inanmistim. Hala da
> külahlarin sivri kisimlarini yemem. Çöpe atarim.
>
> Babaannem bir gün gelirse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün gelsin
> istiyordum.
>
> Abimla Karaoglancilik oynardik. O Karaoglan olurdu, beni de Bizans askeri
> yapardi. Sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir sey yaptigimi sandigim
> için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.
>
> Yesil ve siyah zeytinin ayri agaçlarda yetistigini sanirdim.
>
> Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardesi" kismina dayimin bes harfli ismini
> sigdirmaya çalisirdim.
>
> Anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. O kadar hosuma gitmisti
> ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. Ancak sanat merakim
> annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. Hem
> gönlünü almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak için dahiyane bir
> fikirle ögretmenimin yanina gittim. "Annem" yazisini patatese oydurttum.
> Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi
> vücudumun her tarafina bastim. Sonra da annemin karsisina geçtim. Beni o
> halde görünce aglamaya baslamisti.
>
> Madonna ile Maradona'yi kardes zannederdim. Kendi kendime, "Bunlarin
> babasi ne sansli be. Bir çocugu futbolun krali,biri müzigin kraliçesi"
> derdim
>
> Birinden özür diledigim zaman Allah'in bana bir özür verecegini sanirdim.
> Sakat olacagimi düsünüp hemen "diledigim özrü " geri alirdim.
>
> Kurban Bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim.
> Uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için Türk Hava Kurumu'nun
> topladigini düsünüyordum. Uçak kaçirma filmlerinde silahla ates
> edildiginde ya da bomba patladiginda, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.
>
> "Gil" diye konusanlari fakir zannederdim.
>
> Annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, "Sihhatler olsun" lafini
> "Saatler oldu" diye anlardim. Bunun da, "Banyoda amma çok kaldin"
> gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini düsünürdüm.
> Annemin buna karsin niye sadece, "Sagol" dedigini merak ederdim. "Ne
> kibar kadin", derdim.