AntidepresaN
New member
Celladın meşruiyeti, mahkûmun masumiyeti...
Saddam Hüseyin, 30 yıllık saltanatını yağlı ilmiğin ucunda tamamladı.
Son 3 senesi türlü eza ve cefalarla geçti, ondan öncesi de pek rahat değildi.
Diktatördü, zulmetti, adalet dağıtırken eli titredi.
Bağdat’ın göbeğine kendine yan yana 30 tane saray yaptırdı halkı sefalet içindeyken.
Gün geldi, Türkiye’ye kafa tuttu.
Dünyanın en kötü insanı bile olabilirdi.
Ama celladının meşruiyeti üzerindeki gölge, Saddam’ın masumiyeti üzerinde düşünülebilir bir hale getiriyor.
Diyorsunuz ki bunu yapan ABD, hesapsız yapmaz.
ABD, sadece yağlı ilmiği Kurban Bayramı arefesinde Saddam’ın boynuna değil, tüm Arap aleminin başına geçirdi.
Herkes kendi inancına göre kurban adar Allah’ına.
Amerika, işgalci ve müdahaleci ruhuna uygun bir kurban kesti.
Saddam, ses çıkarmayan Arap dünyası ve bir adım ötesinde de Müslüman dünyasının kurbanı oldu bu Kurban Bayramında.
İbret ve ders olsun diye kendine direnenlere...
Abdullah Öcalan’ın asılmasına direnen, asmamak şartıyla onu bize teslim eden Amerika’dan bahsediyoruz.
Kendi halkı assaydı Saddam’ı, bunları söylemezdik.
Saddam, iki varil petrol için, Irak’a medeniyet ve adalet götürme bahanesiyle asıldı.
Son bir senedir Irak’a götürülen adalet ve medeniyeti bütün dünya izliyor...
Adalet yerine kan, medeniyet yerine gözyaşı taşıyor ABD kargo uçakları o bölgeye...
Ölüme iki adım kala yüzünde pişmanlık yoktu, giderken Irak halkına da son söyleyeceğini söyledi: ‘Birlik olun’
Geç olmasına geç bir temenniydi, ama çok şeyler söylüyordu Saddam.
Kendisini darağacına taşıyanlara lanet okuyacağı yerde, pişmanlık ve bir umutla ‘Birlik olun’ diyordu...
Bir diktatörün boynuna ilmiği geçiren daha büyük bir diktatörse, adaletin yerine geldiğini veya en azından ne kadar yerine geldiğini kim bilebilir?Şüphesiz ki zulmedenler için bir örnektir yaşanılan.
Celladın adaletsiz ve gayrimeşru ise, senin masumiyetin üzerine düşünür tarih.
Geride kalanlara bundan ders çıkarmak düşer.
ABD’yi kendine en yakın müttefik ve dünya denilen satranç tahtasında kendine şah tutanların, bir gün piyon olarak en önden oyun sahasından çıkacağını unutmamak lazım.
Bir de oyun bittiğinde şahlarla piyonların aynı kutuya konacağını.Evangelist’lerin getirdiği adalet, sağladığı refah bundan sonra nasıl olacak göreceğiz.
Saddam heykelini yıkanların, zulmün sandaletleri altında ezilirken Saddam’ı mumla arayacağını da göreceğiz.
Allah, herkese layık olduğu adaleti dağıtacaktır muhakkak.
Ortadoğu, bundan sonra asla eskisi gibi olmayacak...
Şimdiden kan oluk oluk akmaya başladı.
Bundan sonraki kan, Irak’ın temizlenmesi için akacak.
Ama kan bu...
Ne kendini güce satanların, ne güç için halkların kaderleriyle oynayanların elini yıkayamayacak.
Abdullah ÖZDOĞAN
Saddam Hüseyin, 30 yıllık saltanatını yağlı ilmiğin ucunda tamamladı.
Son 3 senesi türlü eza ve cefalarla geçti, ondan öncesi de pek rahat değildi.
Diktatördü, zulmetti, adalet dağıtırken eli titredi.
Bağdat’ın göbeğine kendine yan yana 30 tane saray yaptırdı halkı sefalet içindeyken.
Gün geldi, Türkiye’ye kafa tuttu.
Dünyanın en kötü insanı bile olabilirdi.
Ama celladının meşruiyeti üzerindeki gölge, Saddam’ın masumiyeti üzerinde düşünülebilir bir hale getiriyor.
Diyorsunuz ki bunu yapan ABD, hesapsız yapmaz.
ABD, sadece yağlı ilmiği Kurban Bayramı arefesinde Saddam’ın boynuna değil, tüm Arap aleminin başına geçirdi.
Herkes kendi inancına göre kurban adar Allah’ına.
Amerika, işgalci ve müdahaleci ruhuna uygun bir kurban kesti.
Saddam, ses çıkarmayan Arap dünyası ve bir adım ötesinde de Müslüman dünyasının kurbanı oldu bu Kurban Bayramında.
İbret ve ders olsun diye kendine direnenlere...
Abdullah Öcalan’ın asılmasına direnen, asmamak şartıyla onu bize teslim eden Amerika’dan bahsediyoruz.
Kendi halkı assaydı Saddam’ı, bunları söylemezdik.
Saddam, iki varil petrol için, Irak’a medeniyet ve adalet götürme bahanesiyle asıldı.
Son bir senedir Irak’a götürülen adalet ve medeniyeti bütün dünya izliyor...
Adalet yerine kan, medeniyet yerine gözyaşı taşıyor ABD kargo uçakları o bölgeye...
Ölüme iki adım kala yüzünde pişmanlık yoktu, giderken Irak halkına da son söyleyeceğini söyledi: ‘Birlik olun’
Geç olmasına geç bir temenniydi, ama çok şeyler söylüyordu Saddam.
Kendisini darağacına taşıyanlara lanet okuyacağı yerde, pişmanlık ve bir umutla ‘Birlik olun’ diyordu...
Bir diktatörün boynuna ilmiği geçiren daha büyük bir diktatörse, adaletin yerine geldiğini veya en azından ne kadar yerine geldiğini kim bilebilir?Şüphesiz ki zulmedenler için bir örnektir yaşanılan.
Celladın adaletsiz ve gayrimeşru ise, senin masumiyetin üzerine düşünür tarih.
Geride kalanlara bundan ders çıkarmak düşer.
ABD’yi kendine en yakın müttefik ve dünya denilen satranç tahtasında kendine şah tutanların, bir gün piyon olarak en önden oyun sahasından çıkacağını unutmamak lazım.
Bir de oyun bittiğinde şahlarla piyonların aynı kutuya konacağını.Evangelist’lerin getirdiği adalet, sağladığı refah bundan sonra nasıl olacak göreceğiz.
Saddam heykelini yıkanların, zulmün sandaletleri altında ezilirken Saddam’ı mumla arayacağını da göreceğiz.
Allah, herkese layık olduğu adaleti dağıtacaktır muhakkak.
Ortadoğu, bundan sonra asla eskisi gibi olmayacak...
Şimdiden kan oluk oluk akmaya başladı.
Bundan sonraki kan, Irak’ın temizlenmesi için akacak.
Ama kan bu...
Ne kendini güce satanların, ne güç için halkların kaderleriyle oynayanların elini yıkayamayacak.
Abdullah ÖZDOĞAN