1001Design
330i ///M3 Design
Yılın en iyi caz sanatçısı olarak gösterilen Karrin Allyson, Sevda Cenap And Vakfı tarafından düzenlenen 24. Uluslararası Ankara Müzik Festivali için Ankara'ya geldi.
Son albümü Footprints (Ayak izleri) ile bu yıl Grammy'ye "En iyi vokal caz albümü" dalında aday gösterilen Allyson, geçtiğimiz perşembe akşamı Türkiye'de ilk kez sanatseverlerin karşısına çıktı ve unutulmaz bir konser verdi. Konser sonrası görüştüğümüz sanatçı, cazın heyecan, ritim, mizah, etkileşim, doğaçlama, tarih gibi pek çok şeyi içinde barındırdığını anlatıyor ve caz ile hayatı keşfettiğini söylüyor. Dünyadaki savaşların insanları birbirinden kopardığını üzülerek dile getiren Allyson, 'Keşke' diyor, 'müzikle insanları bir araya getirmek mümkün olsa...' Başkanları George Bush'un politikalarını üstü kapalı eleştiren Allyson, bir itirafta da bulundu: "Müzisyen olmasaydım üniversiteden sonra Barış Gücü'ne katılırdım." Türk seyircinin karşısına çıkmaktan duyduğu heyecanını saklayamayan sanatçıdan, piyanist Tuna Ötenel'in hayranı olduğunu da öğrendik. Allyson, Ankara'nın ardından dün de İstanbul Caz Center'da müzikseverlerin karşısına çıktı.
Karrin Allyson kimdir? Müziğe nasıl başladınız?
Okul yıllarımda klasik piyano çalarak başladım müziğe. Üniversitede ise caz ve şarkı söylemeyi keşfettim ve bu müziğe bağlandım. 7 yıldır New York'ta yaşıyorum. Annem bana 5 yaşında piyano çalmayı öğretti. Annem ve büyükannem ile ilgili şahane anılarım var. Ben çocukken piyano çalarken hep yanımda oturup bana destek verirlerdi. Onların desteği hafızamdan hiç silinmeyecek.
Caz müziğin sizin için anlamı nedir?
Katılırım. Cazın benim için hayati önemi var. Çünkü caz her şeyi içerisinde barındırır; heyecan, ritim, mizah, etkileşim, doğaçlama, tarih. Yaptığım şarkıların heyecan ve hissini dinleyicilere aktarmak en büyük mutluluk. Ekibimde çalanlarla iyi bir iletişim kurarak bunu seyircilere taşımak istiyorum. Caz müzik yoluyla hayatı öğreniyorum. Öğrenmeye devam etmek istiyorum. Gelecekte büyük müzisyenlerle çalışmaya, seyahat etmeye ve dünyaya müzik sunmaya devam etmeyi umuyorum.
İlk olarak 2001'de "Ballads: Remembering John Coltrane" ile Grammy'ye aday gösterildiniz. Ne hissettiniz o zaman? Bugün de en iyi caz vokalistleri arasında adınız geçiyor.
Grammy'ye aday olmak büyük bir şeref. Dünyada birçok değerli caz müzisyeni var. Onların arasında adınız geçiyor. Bu seviyede tanınmak bütün zorlu işlerin bir gün değerini bulacağı hissini veriyor bana. En iyi vokalistler arasında gösterilmek büyük bir onur benim için. Bu başarıya tek başıma ulaşamazdım. Gitaristim Rod Fleeman, ailem, arkadaşlarım ve dinleyicilerim bana güç veren en büyük unsurlar.
Müzisyen olmasaydınız ne olurdunuz?
Müzisyen olmasaydım üniversiteden sonra Barış Gücü'ne katılırdım. Ya da kültürel çalışmalar adına bir şeyler yapardım. Ayrıca çevre de benim için çok önemli. Onu korumalıyız. Bir çevreci olabilirdim.
Sahne karizması olan sanatçılar arasında adınız geçiyor. Çalarken ve söylerken ne hissediyorsunuz?
Birçok kez izleyiciler sizinle şarkı söylüyor. Bu hem büyüleyici hem de oldukça zor. Birçok farklı performansa ayak uydurmak zorundasınız. Bazıları çok daha fanatik, şarkıyı sizin elinizden alıyor.
Türkiye'yi ne kadar tanıyorsunuz? Türk müzisyen tanıdığınız var mı? Türk müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türk izleyicileri ilk defa göreceğim için heyecanlıyım. Çok sevdiğim müziğimi Türkiye'de insanlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Müziğimle dünyanın her tarafından insanlarla buluşmayı seviyorum. Mükemmel bir piyanist var Türkiye'de; Tuna Ötenel. Onun dışında Türkiye'de yapılan müziği tanımıyorum. Ama burada Türk müziği hakkında daha fazla bilgi duymak isterim.
ABD'li bir sanatçı olarak müzik ile savaş arasında bağlantı kurabilir misiniz?
Savaşlar insanları birbirinden koparıyor. Müziğin, insanları ve ulusları bir araya getirmesini umut ediyorum. Çoğumuz savaşı, hayatları altüst olmuş üzülen insanları istemiyor. Ancak savaş devam ediyor. Liderlerimize savaşın gidilecek bir yol olmadığını bildirmek zorundayız.
Son albümünüz "Footprints"ten bahseder misiniz? Bu albümde sizin için özel olan bir şeyler var mı?
Bu albümüm de Grammy ödülüne aday gösterildi. Bu albümde Nancy King, John Hendricks ile çalışmaktan büyük haz duydum. Chris Cadwell'in şarkı sözlerinin çok özel olduğunu düşünüyorum.
----------------------
Ankara'da müzik devam ediyor
24. Uluslararası Ankara Müzik Festivali, bugün saat 16.00'da MEB Şûra Salonu'nda Duo Dördüncü, saat 19.00'da Resim Heykel Müzesi'nde Bülent Evcil ve Lior Kretzer konserleriyle devam ediyor.
Son albümü Footprints (Ayak izleri) ile bu yıl Grammy'ye "En iyi vokal caz albümü" dalında aday gösterilen Allyson, geçtiğimiz perşembe akşamı Türkiye'de ilk kez sanatseverlerin karşısına çıktı ve unutulmaz bir konser verdi. Konser sonrası görüştüğümüz sanatçı, cazın heyecan, ritim, mizah, etkileşim, doğaçlama, tarih gibi pek çok şeyi içinde barındırdığını anlatıyor ve caz ile hayatı keşfettiğini söylüyor. Dünyadaki savaşların insanları birbirinden kopardığını üzülerek dile getiren Allyson, 'Keşke' diyor, 'müzikle insanları bir araya getirmek mümkün olsa...' Başkanları George Bush'un politikalarını üstü kapalı eleştiren Allyson, bir itirafta da bulundu: "Müzisyen olmasaydım üniversiteden sonra Barış Gücü'ne katılırdım." Türk seyircinin karşısına çıkmaktan duyduğu heyecanını saklayamayan sanatçıdan, piyanist Tuna Ötenel'in hayranı olduğunu da öğrendik. Allyson, Ankara'nın ardından dün de İstanbul Caz Center'da müzikseverlerin karşısına çıktı.
Karrin Allyson kimdir? Müziğe nasıl başladınız?
Okul yıllarımda klasik piyano çalarak başladım müziğe. Üniversitede ise caz ve şarkı söylemeyi keşfettim ve bu müziğe bağlandım. 7 yıldır New York'ta yaşıyorum. Annem bana 5 yaşında piyano çalmayı öğretti. Annem ve büyükannem ile ilgili şahane anılarım var. Ben çocukken piyano çalarken hep yanımda oturup bana destek verirlerdi. Onların desteği hafızamdan hiç silinmeyecek.
Caz müziğin sizin için anlamı nedir?
Katılırım. Cazın benim için hayati önemi var. Çünkü caz her şeyi içerisinde barındırır; heyecan, ritim, mizah, etkileşim, doğaçlama, tarih. Yaptığım şarkıların heyecan ve hissini dinleyicilere aktarmak en büyük mutluluk. Ekibimde çalanlarla iyi bir iletişim kurarak bunu seyircilere taşımak istiyorum. Caz müzik yoluyla hayatı öğreniyorum. Öğrenmeye devam etmek istiyorum. Gelecekte büyük müzisyenlerle çalışmaya, seyahat etmeye ve dünyaya müzik sunmaya devam etmeyi umuyorum.
İlk olarak 2001'de "Ballads: Remembering John Coltrane" ile Grammy'ye aday gösterildiniz. Ne hissettiniz o zaman? Bugün de en iyi caz vokalistleri arasında adınız geçiyor.
Grammy'ye aday olmak büyük bir şeref. Dünyada birçok değerli caz müzisyeni var. Onların arasında adınız geçiyor. Bu seviyede tanınmak bütün zorlu işlerin bir gün değerini bulacağı hissini veriyor bana. En iyi vokalistler arasında gösterilmek büyük bir onur benim için. Bu başarıya tek başıma ulaşamazdım. Gitaristim Rod Fleeman, ailem, arkadaşlarım ve dinleyicilerim bana güç veren en büyük unsurlar.
Müzisyen olmasaydınız ne olurdunuz?
Müzisyen olmasaydım üniversiteden sonra Barış Gücü'ne katılırdım. Ya da kültürel çalışmalar adına bir şeyler yapardım. Ayrıca çevre de benim için çok önemli. Onu korumalıyız. Bir çevreci olabilirdim.
Sahne karizması olan sanatçılar arasında adınız geçiyor. Çalarken ve söylerken ne hissediyorsunuz?
Birçok kez izleyiciler sizinle şarkı söylüyor. Bu hem büyüleyici hem de oldukça zor. Birçok farklı performansa ayak uydurmak zorundasınız. Bazıları çok daha fanatik, şarkıyı sizin elinizden alıyor.
Türkiye'yi ne kadar tanıyorsunuz? Türk müzisyen tanıdığınız var mı? Türk müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türk izleyicileri ilk defa göreceğim için heyecanlıyım. Çok sevdiğim müziğimi Türkiye'de insanlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Müziğimle dünyanın her tarafından insanlarla buluşmayı seviyorum. Mükemmel bir piyanist var Türkiye'de; Tuna Ötenel. Onun dışında Türkiye'de yapılan müziği tanımıyorum. Ama burada Türk müziği hakkında daha fazla bilgi duymak isterim.
ABD'li bir sanatçı olarak müzik ile savaş arasında bağlantı kurabilir misiniz?
Savaşlar insanları birbirinden koparıyor. Müziğin, insanları ve ulusları bir araya getirmesini umut ediyorum. Çoğumuz savaşı, hayatları altüst olmuş üzülen insanları istemiyor. Ancak savaş devam ediyor. Liderlerimize savaşın gidilecek bir yol olmadığını bildirmek zorundayız.
Son albümünüz "Footprints"ten bahseder misiniz? Bu albümde sizin için özel olan bir şeyler var mı?
Bu albümüm de Grammy ödülüne aday gösterildi. Bu albümde Nancy King, John Hendricks ile çalışmaktan büyük haz duydum. Chris Cadwell'in şarkı sözlerinin çok özel olduğunu düşünüyorum.
----------------------
Ankara'da müzik devam ediyor
24. Uluslararası Ankara Müzik Festivali, bugün saat 16.00'da MEB Şûra Salonu'nda Duo Dördüncü, saat 19.00'da Resim Heykel Müzesi'nde Bülent Evcil ve Lior Kretzer konserleriyle devam ediyor.
zaman.com.tr