jangofet
Downloader Team Leader
Dün Mayıs 2007 cari açık sayıları ilan edildi. Cümle alem biliyor ki cari denge konusunda ülkemizdeki akademisyen ve köşe yazarlarının çok ezber ve tutucu görüşleri ile birkaç yıldır ters düşmüş bulunuyorum. Henüz de yanılmadım. Birçok analist de çok çok yanıldı. Cır, cır, cır konuşanların boş konuştukları ortaya çıkıyor.
Bundan birkaç ay kadar evvel de birkaç meslektaş (başta Orhan Karaca olmak üzere) cari denge açığının “reel” olarak daralmaya başladığını gündeme getirmişlerdi ve ben de bu düşünceyi desteklemiştim. Birkaç aydır bu tezin doğruluğu reel değil nominal olarak da ortaya çıkmaya başladı. Tabii unutulmaması gerekli, mayıs ayından sonra özellikle kredi büyümesinde son üç ayda görülen artış, iç talepte yeniden canlanma anlamına gelebilir ve trendleri değiştirebilir. Petrol fiyatlarındaki son haftadaki zıplama da kalıcı olursa benzer etki yapar. Ama biz bugün mayıs sayılarına dayanarak gördüklerimize bir bakalım.
Birincisi, salt bir aylık sayılara bakarsak, 2007 Mayıs ayında cari açık geçen yıl aynı aydaki sayıya göre yüzde 14.3 daraldı ve 4 milyar dolardan 3.5 milyar dolara düştü.
İkincisi, Ocak-Mayıs 2007 arasındaki beş ayda cari açık geçen yılın ilk beş ayına göre 16.7 milyar dolardan 15.8 milyar dolara düşerek yüzde 5.3 daraldı.
Üçüncüsü, tabloda yok, ama 12 aylık hareketli toplam göz önüne alındığında ise, 2006 Mayıs-2007 Mayıs arasındaki 12 ayda cari açık 28.6 milyar dolardan 31.0 milyar dolara yüzde 8.3 artmış bulunuyor. Son sayılar düşüş, geçmişi içeren 12 aylık sayılar ise artış sergilediğine göre trend aşağıya doğru gidiyor hem de nominal olarak.
Dördüncüsü, Mayıs 2007 ayında ülkemizde oldukça kötümserlik vardı. Bu siyaset ile ilişkili bir kötümserlik idi. Nitekim Mayıs 2007 tarihinde portföy yatırımı girişi sıfıra yakın, yani yok. Bankalar ise 4.2 milyar dolar geri ödeme yapmışlar. Yani bankalar döviz borçlarını ve pozisyonlarını kapatmışlar. Dışardan borçlanan ise sadece reel sektör olmuş. Bu nedenle de resmi döviz rezervleri küçülmüş. 1.2 milyar dolar döviz rezervi kaybetmişiz. Bunların hepsi kötümserlik işareti idi. Haziran ve temmuz aylarında hem dış hem iç alemde daha iyimser bir tablo var, ama seçim kaynaklı belirsizliğin uzun sürmesi olasılığı da küçük değil.
Peki bütün bu yazının başında vurgulanan iyileşmeyi neye borçluyuz?
İhracatımız mayıs ayında 9.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu ise yüzde 28.9 artış demek. İthalatımız ise 14 milyar dolar olarak sadece yüzde 15 arttı. Bu nedenle de dış ticaret açığımız küçüldü. İş bu kadar basit.
Resesyon bekleyenler, sanayi üretimi göçtü kanısına kapılanlar ve felaket tellallığı yapanlar ise avuçlarını yaladılar. İhracatın yüzde 85 kadarı sanayi ürünü!
<a href="http://www.imagestr.com/public/pview/3162/cari%20a%E7%26%23305%3Bk%20tablosu.jpg">
Deniz GÖKÇE
Bundan birkaç ay kadar evvel de birkaç meslektaş (başta Orhan Karaca olmak üzere) cari denge açığının “reel” olarak daralmaya başladığını gündeme getirmişlerdi ve ben de bu düşünceyi desteklemiştim. Birkaç aydır bu tezin doğruluğu reel değil nominal olarak da ortaya çıkmaya başladı. Tabii unutulmaması gerekli, mayıs ayından sonra özellikle kredi büyümesinde son üç ayda görülen artış, iç talepte yeniden canlanma anlamına gelebilir ve trendleri değiştirebilir. Petrol fiyatlarındaki son haftadaki zıplama da kalıcı olursa benzer etki yapar. Ama biz bugün mayıs sayılarına dayanarak gördüklerimize bir bakalım.
Birincisi, salt bir aylık sayılara bakarsak, 2007 Mayıs ayında cari açık geçen yıl aynı aydaki sayıya göre yüzde 14.3 daraldı ve 4 milyar dolardan 3.5 milyar dolara düştü.
İkincisi, Ocak-Mayıs 2007 arasındaki beş ayda cari açık geçen yılın ilk beş ayına göre 16.7 milyar dolardan 15.8 milyar dolara düşerek yüzde 5.3 daraldı.
Üçüncüsü, tabloda yok, ama 12 aylık hareketli toplam göz önüne alındığında ise, 2006 Mayıs-2007 Mayıs arasındaki 12 ayda cari açık 28.6 milyar dolardan 31.0 milyar dolara yüzde 8.3 artmış bulunuyor. Son sayılar düşüş, geçmişi içeren 12 aylık sayılar ise artış sergilediğine göre trend aşağıya doğru gidiyor hem de nominal olarak.
Dördüncüsü, Mayıs 2007 ayında ülkemizde oldukça kötümserlik vardı. Bu siyaset ile ilişkili bir kötümserlik idi. Nitekim Mayıs 2007 tarihinde portföy yatırımı girişi sıfıra yakın, yani yok. Bankalar ise 4.2 milyar dolar geri ödeme yapmışlar. Yani bankalar döviz borçlarını ve pozisyonlarını kapatmışlar. Dışardan borçlanan ise sadece reel sektör olmuş. Bu nedenle de resmi döviz rezervleri küçülmüş. 1.2 milyar dolar döviz rezervi kaybetmişiz. Bunların hepsi kötümserlik işareti idi. Haziran ve temmuz aylarında hem dış hem iç alemde daha iyimser bir tablo var, ama seçim kaynaklı belirsizliğin uzun sürmesi olasılığı da küçük değil.
Peki bütün bu yazının başında vurgulanan iyileşmeyi neye borçluyuz?
İhracatımız mayıs ayında 9.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu ise yüzde 28.9 artış demek. İthalatımız ise 14 milyar dolar olarak sadece yüzde 15 arttı. Bu nedenle de dış ticaret açığımız küçüldü. İş bu kadar basit.
Resesyon bekleyenler, sanayi üretimi göçtü kanısına kapılanlar ve felaket tellallığı yapanlar ise avuçlarını yaladılar. İhracatın yüzde 85 kadarı sanayi ürünü!
<a href="http://www.imagestr.com/public/pview/3162/cari%20a%E7%26%23305%3Bk%20tablosu.jpg">
Deniz GÖKÇE
