Cєnαzєм

αѕ!_υє_мαυ!

όℓυ ∂σgмυ$ &
Cenazem

O gelmeden kaldırmayın cenazemi
Bırakın soğusun cesedim
Ben ki onu canımdan çok sevdim
Belki o da sendi kim bilir
Bırakın örtmeyi yüzümü
Kalsın öyle
Hiç olmasa bir defa görsün
Gömsün beni, son kez görsün yüzümü
Pişmanlık duymadan, üzülmeden
Soğuk elimi eline alsın
Sakın ha... Susturun ağlamasın
Onun gözyaşları beni ikinci defa öldürür
Ve o kendi elleriyle örtsün yüzümü
Yüzümü örten beyaz duvak değil, kefen olsun
Sakın ha üzülmesin
Kendi elleriyle koysun beni mezara
Son kez kulağıma, beni sevdiğini fısıldasın
Yoo, hayır vazgeçtim, çağırmayın
Öldüğümü duymasın!!!
ALINTI​


**Aşk Adına Ölme Aşk**


Bir hastane odasındaydın.
Küvezde! Nefes almakta zorluk çekiyormuşsun.
Adını sordum. Bilmiyorlarmış.
Belki de adın yok. Konmadı henüz!
Leyla olsun mu? Ya da Mecnun?
Isolde olsun, hani şu bıkıp usanmadan sevdiğinin yolunu gözleyen Isolde!
Ya da Isolde'nin sevgilisi Tristan.
Romeo ya da! Ya da Juliet.
Kerem, Aslı, Şirin, Demirdağ'ı delen Ferhat!
En iyisi Güzellik diyelim sana, Şeyh Galib'in dediği gibi.
Ya da aşk.
Evet,
Aşk olsun senin adın.
Güzellik'e aşık olan Aşk.
Merhaba Aşk.
Hoşgeldin Aşk.
Kanlı bir şafağa doğan ve henüz açmaya fırsat bulamadan küveze konan gül goncası.
Sana kim olduğunu anlatmaya gerek yok.
Nasıl bir dünyaya doğduğunu bilmen yeterli.
Sanki cehennemden ödünç alınmış bir gün var dışarda.
Duman karası bulutlar öylesine alçalmış ki, yerle bir olmuş gökyüzü.
Gün ışığı donmuş...
Her görüntü; her kıpırtı kanserli bir hayal. Her ses; bir inilti, bir yakarış, bir yanış...
Bir keman alev almış, çığlıklar atıyor. Kulaklarsa anlayıştan yoksun.
Can yakan müzik, alevlerin hışırtısı içinde erimiş
Yitip gitmiş söz. Söze can veren sanat susmuş.
Matem rengine bürünmüş bütün aynalar.
Aynadaki bütün suretler kör ve sağır. Bütün suretler birbirine uydurulmuş...
Yağmalanmış gül bahçesi... Feryat figan örselemiş kendini bülbül,gagası kanlı.
Gül yaprakları ile birlikte savrulurken rüzgarda, son çırpınışlarında hálá aşkı söylüyor.
Bütün kuşlar kuytulara sığınmış; ne ses, ne nefes!
Uzak siren sesleri yalnızca...
Birazdan tiner kokusu karışacak seslere ve sesler çıldıracak...
Öfkelere, öçlere, ölümlere açılacak bütün kapılar.
Sen kal orda güzel bebek. Sen kal ve nefes almaya bak.
Açılsın ciğerlerin, daha da açılsın.
Sen yaşamalısın, güzel bebek! Daha yolun başındasın, masumsun.
Aşk en çok yolun başında masumdur; saftır.
Dayan Aşk.
Bir gül yaratacaksın yeniden. Bir gül bahçesi.
Bir bülbül, Aşk'ı anlatan bir ötüş...
Bir keman yaratacaksın yeniden.
Yeni bir güneş sunacaksın dünyaya.
Mavi bir gökyüzü sunacaksın.
Göçmen kuşları sunacaksın, göçmen kuşların uyumlu kanat vuruşlarını.
Ay'ı sunacaksın yeniden. Işığını sevdalılara armağan etsin diye...
Dayan Aşk!
Dayan ki, aşkı anlatan sözler yeniden kavuşsun eski şiirine.
Siyah göze dair; elma yanağa, kiraz dudağa, , sırma saça, ipek tene; yakuta, firuzeye, inci tanelerine, elmas kırıklarına; güle, bülbüle dair.
Kavuşmaya, ayrılığa, hasrete dair.
Dumanlı Ah'a!
Ah! Aşk...
Aşk...
ölme ne olur!
Yarını yeniden inşa edecek olan sensin! Umudu, yaşama sevincini...
Dayan Aşk, ölme.
Aşk adına ölme Aşk.
Ölmek daha kolaydır sevmekten...
ALINTI​
 

sonsuzluğa

Moderatör
Moderatör
Ölmek daha kolaydır sevmekten...


en son söz tam olmuş. çok doğru.

ikisi de çok güzel. :(
 

HTML

Üst