TurkC
New member
- Katılım
- 18 May 2007
- Mesajlar
- 161
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bugün hangi Atatürk'ü anıyoruz?
Bugün 10 Kasım. Mustafa Kemal Atatürk vefatının 70. yıldönümünde çeşitli törenlerle anılıyor. Ancak, çok tartışılan "Mustafa" filmi bir kez daha gösterdi ki, herkesin farklı bir "Mustafa'sı", farklı bir "Atatürk'ü" var. Herkes Atatürk'ü kendi dünya görüşüne göre değerlendirip anıyor.
Attila İlhan bu çelişkiyi "Hangi Atatürk?" ismiyle kitaplaştırmıştı. Gazeteci-yazar Taceddin Ural da, "Herkesin bir 'Mustafa'sı var" başlıklı araştırmasında "müslüman", "laik", "cumhuriyetçi", "demokrat", "diktatör, "Turancı", "batıcı", "Türk milliyetçisi", "sosyalist", "komünist", "anti-komünist" ve "kapitalist" Atatürk'ten çarpıcı örnekler veriyor.
Herkesin bir 'Mustafa'sı var
"Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa İngiltere yönetiminde bulunan tecrübeli Türk valileriyle çalışma gereğini duyacaklardır. Böyle bir yetki çerçevesinde hizmetlerimi sunabileceğim uygun bir yerin olup olmayacağını bilmek isterim."
Bu sözler kimin? Mustafa Kemal Atatürk'ün. Millî Mücadele öncesi İngiliz gazeteci Waard Price'a söylüyor bunları. Acaba, "ulusalcılar" bu önerinin yer aldığı kitabın, hemen her okul kitaplığında yer aldığını biliyorlar mı? Yazan Lord Kinross, adı da "Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu". Peki, "kökten bir laik" şu sözlere ne derdi acaba? "Bence her Müslüman İslamî hükümleri bilmeye mecburdur. O halde okullarımızda İslamî hükümleri öğreteceğiz. Dinimizin bütün hasletlerini, felsefesini bilen alimlere ihtiyacımız var."
KAÇ TANE ATATÜRK VAR?
Hangi alana bakarsanız bakın göreceğiniz çok farklı olmayacaktır. Atatürk, pek çok konuda, şartların öyle gerektirdiğini düşünerek zaman ve zemine göre değişen sözlerin sahibi olmuştur. Onun; pragmatist tavrının yanında, bir de o sözleri bugünlere taşıyanların o değerlendirmelerin hangi zamanda, zeminde ve bağlamda söylendiğiyle hiç ilgilenmeyip "tartışılmaz bir gerçeklik" gibi ele almaları işi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Sonuçta, Atatürkçülük etrafında muvafık ya da muhalif olarak yer tutanlar da, bırakın karşı tarafı kendi saflarında bile sık sık zigzag çiziyorlar. Örnek o kadar çok ki!
Bakın; eski Kaymakam Asım Aslan, "Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük" isimli kitabında -tırnak içi sıfatlar Aslan'a ait- Atatürk'ü kaç türlü değerlendirecek sözleri derlemiş. Mesela, "Kapitalist Atatürk" ne diyor? "Kaç milyonerimiz var? Hiç. Biraz parası olana düşman olacak değiliz. Birçok milyonerlerin hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız." Alın, TÜSİAD'ın tören salonuna asın. DİSK'e uygun şu sözler ise "Sosyalist Atatürk"ten: "Biz emekçileriz. Emperyalizme karşı, kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören insanlarız." Hatta "Komünist Atatürk"' de var: "Bizim istikametimizde Bolşeviklik istikameti görülebilir." Şimdi de buyurun "Anti-Komünist Atatürk": "Bizim görüşümüz herkesçe bellidir ki, asla Bolşeviklik prensipleri değildir."
ENTELİJANSİYANIN KAFASI KARIŞIK
Atatürk'ün kendisi, bütün bu ifadeleri değişik zamanlarda dile getirince de; daha hayattayken, belli dönemlerde çevresinde bulunmuşlar için bile farklı tarifler olacaktı elbette. Attila İlhan şöyle diyor: Arkadaşlarına göre başka başka "Atatürkçülükler" vardır. Kazım Karabekir'e, Fethi Bey'e, Rauf Orbay'a, Adnan Adıvar'a göre başka başka. Yine mesela, Atatürk'ün "Türkiye'de sınıflar yok" dediği günlerde Sabiha Sertel Ağaoğlu Ahmet'e "Sınıfsız toplumdan ne anlıyorsunuz?" diye sorunca ondan, "Onu ben de anlamadım" cevabını almıştı.
Bakın entelijansiyanın kafası nasıl da karışık! Prof. Dr. Sadi Irmak: "Atatürkçülük bir tez değildir, eklektik bir sistemdir." Osman Nuri Çerman: "Kemalizm, dinimizin modernleşmiş reformudur. Artık dindar olmak Kemalist olmak demektir." Emin Arat: "Kemalizm bir kainat görüşüdür." Prof. Dr. Cahit Tanyol: "Bilimsel anlamda Kemalizm'den sözedilemez. Kemalizm yoktur Kemalistler vardır." Mahmut Esat Bozkurt: "Kemalizm, bütün doktrinlerin güzel taraflarını almıştır." Yalçın Toker: "Atatürkçülük Turancılıktır." Nadir Serin: "Cumhuriyet, Kur'an-ı Kerim'e yeniden bir dönüştür." Prof. Dr. Taner Timur: "Türk devrimi, küçük burjuva devrimidir." Prof. Dr. Bedia Akarsu: "Türk devrimi bir halk devrimidir." Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu: "Atatürkçülük Türk milliyetçiliğidir." Prof. Dr. Esat Çam: "Kemalizm, cumhuriyetçi diktatörlüklerin en tipik örneğidir." Prof. Dr. İsmail Hakkı Baltacıoğlu: "Atatürk rejimi bir demokrasi rejimidir. Atatürk'e sosyalistti denebilir. "
YABANCILAR DA ŞAŞKIN
Bu konuda yabancıların da kafası karışık hiç kuşkusuz. Yunanlı Thomas A. Vaidis de, Atatürk'ü hem diktatör hem de töreye saygılı bir aydın kabul eder. ABD'li subay Preston Hughes' göre ise "Atatürkçülük" diye bir şey yok. Amerikalı subay kanıt olarak da, Kemalizm'in ideolojisini oluşturma iddiasındaki Kadro dergisine Atatürk'ün tek bir yazı dahi yazmamasını gösteriyor. Daha sonraları ortaya pek çok "Kemalizm" çıktığını da savunan yazar, "Siyasî liderler yorumladıkları şekilde Kemalizm'i kendisine mihenk taşı alırken, öğrenciler de Atatürk'ün düşüncelerini giderek 'ikinci elden' öğrenmeye başlamışlardı" diyor.
(Taceddin Ural)
Kaynaklar: Ali Sarıkoyuncu/Din ve Din Adamları, Attila İlhan/Hangi Atatürk, Lord Kinross/Atatürk, Fikret Başkaya/Paradigmanın İflası, Taceddin Ural/Ankara Dükalığı, Thomas A. Vaidis/Yunanlı Gözüyle Atatürk, Cemal Granda/Atatürk'ün Uşağı Cemal Granda Anlatıyor, Preston Hughes/Atatürkçülük ve Türkiye'nin Demokratikleşme Süreci, Asım Aslan/Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük.
KAYNAK
Bugün 10 Kasım. Mustafa Kemal Atatürk vefatının 70. yıldönümünde çeşitli törenlerle anılıyor. Ancak, çok tartışılan "Mustafa" filmi bir kez daha gösterdi ki, herkesin farklı bir "Mustafa'sı", farklı bir "Atatürk'ü" var. Herkes Atatürk'ü kendi dünya görüşüne göre değerlendirip anıyor.
Attila İlhan bu çelişkiyi "Hangi Atatürk?" ismiyle kitaplaştırmıştı. Gazeteci-yazar Taceddin Ural da, "Herkesin bir 'Mustafa'sı var" başlıklı araştırmasında "müslüman", "laik", "cumhuriyetçi", "demokrat", "diktatör, "Turancı", "batıcı", "Türk milliyetçisi", "sosyalist", "komünist", "anti-komünist" ve "kapitalist" Atatürk'ten çarpıcı örnekler veriyor.
Herkesin bir 'Mustafa'sı var
"Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa İngiltere yönetiminde bulunan tecrübeli Türk valileriyle çalışma gereğini duyacaklardır. Böyle bir yetki çerçevesinde hizmetlerimi sunabileceğim uygun bir yerin olup olmayacağını bilmek isterim."
Bu sözler kimin? Mustafa Kemal Atatürk'ün. Millî Mücadele öncesi İngiliz gazeteci Waard Price'a söylüyor bunları. Acaba, "ulusalcılar" bu önerinin yer aldığı kitabın, hemen her okul kitaplığında yer aldığını biliyorlar mı? Yazan Lord Kinross, adı da "Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu". Peki, "kökten bir laik" şu sözlere ne derdi acaba? "Bence her Müslüman İslamî hükümleri bilmeye mecburdur. O halde okullarımızda İslamî hükümleri öğreteceğiz. Dinimizin bütün hasletlerini, felsefesini bilen alimlere ihtiyacımız var."
KAÇ TANE ATATÜRK VAR?
Hangi alana bakarsanız bakın göreceğiniz çok farklı olmayacaktır. Atatürk, pek çok konuda, şartların öyle gerektirdiğini düşünerek zaman ve zemine göre değişen sözlerin sahibi olmuştur. Onun; pragmatist tavrının yanında, bir de o sözleri bugünlere taşıyanların o değerlendirmelerin hangi zamanda, zeminde ve bağlamda söylendiğiyle hiç ilgilenmeyip "tartışılmaz bir gerçeklik" gibi ele almaları işi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Sonuçta, Atatürkçülük etrafında muvafık ya da muhalif olarak yer tutanlar da, bırakın karşı tarafı kendi saflarında bile sık sık zigzag çiziyorlar. Örnek o kadar çok ki!
Bakın; eski Kaymakam Asım Aslan, "Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük" isimli kitabında -tırnak içi sıfatlar Aslan'a ait- Atatürk'ü kaç türlü değerlendirecek sözleri derlemiş. Mesela, "Kapitalist Atatürk" ne diyor? "Kaç milyonerimiz var? Hiç. Biraz parası olana düşman olacak değiliz. Birçok milyonerlerin hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız." Alın, TÜSİAD'ın tören salonuna asın. DİSK'e uygun şu sözler ise "Sosyalist Atatürk"ten: "Biz emekçileriz. Emperyalizme karşı, kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören insanlarız." Hatta "Komünist Atatürk"' de var: "Bizim istikametimizde Bolşeviklik istikameti görülebilir." Şimdi de buyurun "Anti-Komünist Atatürk": "Bizim görüşümüz herkesçe bellidir ki, asla Bolşeviklik prensipleri değildir."
ENTELİJANSİYANIN KAFASI KARIŞIK
Atatürk'ün kendisi, bütün bu ifadeleri değişik zamanlarda dile getirince de; daha hayattayken, belli dönemlerde çevresinde bulunmuşlar için bile farklı tarifler olacaktı elbette. Attila İlhan şöyle diyor: Arkadaşlarına göre başka başka "Atatürkçülükler" vardır. Kazım Karabekir'e, Fethi Bey'e, Rauf Orbay'a, Adnan Adıvar'a göre başka başka. Yine mesela, Atatürk'ün "Türkiye'de sınıflar yok" dediği günlerde Sabiha Sertel Ağaoğlu Ahmet'e "Sınıfsız toplumdan ne anlıyorsunuz?" diye sorunca ondan, "Onu ben de anlamadım" cevabını almıştı.
Bakın entelijansiyanın kafası nasıl da karışık! Prof. Dr. Sadi Irmak: "Atatürkçülük bir tez değildir, eklektik bir sistemdir." Osman Nuri Çerman: "Kemalizm, dinimizin modernleşmiş reformudur. Artık dindar olmak Kemalist olmak demektir." Emin Arat: "Kemalizm bir kainat görüşüdür." Prof. Dr. Cahit Tanyol: "Bilimsel anlamda Kemalizm'den sözedilemez. Kemalizm yoktur Kemalistler vardır." Mahmut Esat Bozkurt: "Kemalizm, bütün doktrinlerin güzel taraflarını almıştır." Yalçın Toker: "Atatürkçülük Turancılıktır." Nadir Serin: "Cumhuriyet, Kur'an-ı Kerim'e yeniden bir dönüştür." Prof. Dr. Taner Timur: "Türk devrimi, küçük burjuva devrimidir." Prof. Dr. Bedia Akarsu: "Türk devrimi bir halk devrimidir." Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu: "Atatürkçülük Türk milliyetçiliğidir." Prof. Dr. Esat Çam: "Kemalizm, cumhuriyetçi diktatörlüklerin en tipik örneğidir." Prof. Dr. İsmail Hakkı Baltacıoğlu: "Atatürk rejimi bir demokrasi rejimidir. Atatürk'e sosyalistti denebilir. "
YABANCILAR DA ŞAŞKIN
Bu konuda yabancıların da kafası karışık hiç kuşkusuz. Yunanlı Thomas A. Vaidis de, Atatürk'ü hem diktatör hem de töreye saygılı bir aydın kabul eder. ABD'li subay Preston Hughes' göre ise "Atatürkçülük" diye bir şey yok. Amerikalı subay kanıt olarak da, Kemalizm'in ideolojisini oluşturma iddiasındaki Kadro dergisine Atatürk'ün tek bir yazı dahi yazmamasını gösteriyor. Daha sonraları ortaya pek çok "Kemalizm" çıktığını da savunan yazar, "Siyasî liderler yorumladıkları şekilde Kemalizm'i kendisine mihenk taşı alırken, öğrenciler de Atatürk'ün düşüncelerini giderek 'ikinci elden' öğrenmeye başlamışlardı" diyor.
(Taceddin Ural)
Kaynaklar: Ali Sarıkoyuncu/Din ve Din Adamları, Attila İlhan/Hangi Atatürk, Lord Kinross/Atatürk, Fikret Başkaya/Paradigmanın İflası, Taceddin Ural/Ankara Dükalığı, Thomas A. Vaidis/Yunanlı Gözüyle Atatürk, Cemal Granda/Atatürk'ün Uşağı Cemal Granda Anlatıyor, Preston Hughes/Atatürkçülük ve Türkiye'nin Demokratikleşme Süreci, Asım Aslan/Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük.
KAYNAK