zerkli
New member
- Katılım
- 7 Eyl 2008
- Mesajlar
- 2,738
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Biz nasıl Osmanlı’nın sonu ve Cumhuriyet’in kuruluşu tarihini okuyorsak, yirmi yıl sonra da Türkiye’nin büyük dönüşümünün tarihi okunmaya başlanacak.
Tarih okunurken ister istemez kahraman ve hain nitelemeleri ortaya çıkar.
Hiç kuşkunuz olmasın bugünün tarihi de böyle okunacak. Bazı siyasi figürler kahraman, bazıları hain olarak takdim edilecek. Kimilerinden söz ederken de “gaflet içinde” denilecek.
Türkiye’nin kaderinde rol oynamış isimler nasıl anılacak acaba?
Mesela Tansu Çiller tarihe nasıl geçecek?
Yolsuzluklarla mı, Şırnak, Silopi kuyularındaki cesetlerle mi?
ANAP’ı ve iktidarı aileden kalan bir miras gibi kolayca ele geçirmiş olan Mesut Yılmaz, nasıl bir sıfatla anılacak?
Kişisel başarısını her zaman ülke çıkarından üstün tutmuş olan Süleyman Demirel’i genç kuşaklar nasıl değerlendirecekler?
Yunanistan’la birlikte Avrupa Birliği’ne üye olma fırsatını elinin tersiyle itmiş olan Bülent Ecevit nasıl hatırlanacak?
Ya o insafsız af yasasına imza atan Rahşan Ecevit?
Kenan Evren’i tarih hangi sıfatlarla sayfalarına alacak?
Türkiye’yi alternatifsiz bırakmak için muazzam bir gayret gösteren gedikli muhalefet paşası Baykal’a gelecek kuşaklar ne diyecek?
Bu dönemin Damat Ferit’i, Enver Paşa’sı, Vahideddin’i kim?
Ortalıkta bir Mustafa Kemal görülmediğine göre, mevcutlar bu rolleri nasıl paylaşacaklar?
***
Herkes günün yangınına kaptırmış gidiyor kendini.
Yarını düşünmüyor, ileride neler söyleneceğine aldırmıyor ama yanılıyorlar.
Bir insanın emekli olduktan sonra “hain” ya da “gaflet içinde” diye damgalanması çok ağır bir şeydir.
Çoluk çocuğunuz, torununuz bile utanır adınızdan. Sizin torununuz olduğunu saklamaya çalışır.
***
Yukarıdaki isimleri anarken bir an durdum ve ne kadar talihsiz bir ülke olduğumuzu düşündüm.
Eskilerin kaht-ı rical dedikleri devlet adamı yokluğu, Türkiye’yi kemirmiş, enerjisini boşa harcamış.
Tesadüfen iş başına gelmiş olan kadınlarla adamlar, o sonsuz cehaletleri ve hırsları içinde, inanılmaz bir “güç sarhoşluğu” na kapılarak geçirmişler günlerini.
Eğer bugün ülke rota değiştiriyorsa, başka bir ülke haline geliyorsa, suçu sadece değiştirenlerde değil, ülkeyi bugünlere getiren beceriksizlerde de aramak gerekmiyor mu?
http://haber.gazetevatan.com/haberd...h=24.03.2009&Newsid=229495&Categoryid=4&wid=5
Tarih okunurken ister istemez kahraman ve hain nitelemeleri ortaya çıkar.
Hiç kuşkunuz olmasın bugünün tarihi de böyle okunacak. Bazı siyasi figürler kahraman, bazıları hain olarak takdim edilecek. Kimilerinden söz ederken de “gaflet içinde” denilecek.
Türkiye’nin kaderinde rol oynamış isimler nasıl anılacak acaba?
Mesela Tansu Çiller tarihe nasıl geçecek?
Yolsuzluklarla mı, Şırnak, Silopi kuyularındaki cesetlerle mi?
ANAP’ı ve iktidarı aileden kalan bir miras gibi kolayca ele geçirmiş olan Mesut Yılmaz, nasıl bir sıfatla anılacak?
Kişisel başarısını her zaman ülke çıkarından üstün tutmuş olan Süleyman Demirel’i genç kuşaklar nasıl değerlendirecekler?
Yunanistan’la birlikte Avrupa Birliği’ne üye olma fırsatını elinin tersiyle itmiş olan Bülent Ecevit nasıl hatırlanacak?
Ya o insafsız af yasasına imza atan Rahşan Ecevit?
Kenan Evren’i tarih hangi sıfatlarla sayfalarına alacak?
Türkiye’yi alternatifsiz bırakmak için muazzam bir gayret gösteren gedikli muhalefet paşası Baykal’a gelecek kuşaklar ne diyecek?
Bu dönemin Damat Ferit’i, Enver Paşa’sı, Vahideddin’i kim?
Ortalıkta bir Mustafa Kemal görülmediğine göre, mevcutlar bu rolleri nasıl paylaşacaklar?
***
Herkes günün yangınına kaptırmış gidiyor kendini.
Yarını düşünmüyor, ileride neler söyleneceğine aldırmıyor ama yanılıyorlar.
Bir insanın emekli olduktan sonra “hain” ya da “gaflet içinde” diye damgalanması çok ağır bir şeydir.
Çoluk çocuğunuz, torununuz bile utanır adınızdan. Sizin torununuz olduğunu saklamaya çalışır.
***
Yukarıdaki isimleri anarken bir an durdum ve ne kadar talihsiz bir ülke olduğumuzu düşündüm.
Eskilerin kaht-ı rical dedikleri devlet adamı yokluğu, Türkiye’yi kemirmiş, enerjisini boşa harcamış.
Tesadüfen iş başına gelmiş olan kadınlarla adamlar, o sonsuz cehaletleri ve hırsları içinde, inanılmaz bir “güç sarhoşluğu” na kapılarak geçirmişler günlerini.
Eğer bugün ülke rota değiştiriyorsa, başka bir ülke haline geliyorsa, suçu sadece değiştirenlerde değil, ülkeyi bugünlere getiren beceriksizlerde de aramak gerekmiyor mu?
http://haber.gazetevatan.com/haberd...h=24.03.2009&Newsid=229495&Categoryid=4&wid=5