Bu Türkiye'de bir ilk!

Dean Winchester

SupernaturaL
Katılım
22 Ocak 2009
Mesajlar
2,418
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Lawrence, Kansas
İki yaşında bir çocuğa kalp nakli yapıldı!

torkadaa.jpg


Türkiye'de ilk defa 2 yaşındaki bir çocuğa kalp nakli yapıldı. Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören ve Sağlık Bakanlığı'nın acil organ nakli listesinde bulunan 2 yaşındaki kız çocuğuna kalp nakledildi.

GÜ Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Özdoğan, kalp nakli ameliyatlarının Türkiye'de başarı ile yapıldığını söyledi. Türk hekimlerinin her gün başarılara imza attığını belirten Özdoğan, “Dün gece ülkemizde ilk defa kalp yetmezliği teşhisi ile tedavi gören 2 yaşında ve 10 kilogram ağırlığında olan bir çocuğa kalp nakli yapıldı” dedi.

Özdoğan, Türkiye'de daha önce 4-6 yaşlarındaki çocuklara kalp nakli yapıldığını belirterek, ameliyatın çok başarılı geçtiğini, şu an yoğun bakımda tedavi gören hastanın genel sağlık durumun iyi olduğunu ve 3 hafta sonra taburcu olmasının beklendiğini ifade etti.

“MASADA KALBİ DURDU”

Özdoğan, yaklaşık bir hafta önce Urfa'dan gelerek “kalp adalesinin iflas etmesi” anlamına gelen kardiyomiyopati tanısıyla hastanede yoğun bakım kliniğinde tedavi altına alınan Hayrünnisa Altandağ adlı çocuğunun sağlığına kavuşabilmesi için naklin tek çare olduğunu anlattı.

Nakil öncesinde Hayrünnisa'nın sağlık durumun çok ağır olduğunu ve organ nakli listesinde acil sıraya alındığını belirten Özdoğan, şunları kaydetti:

“Hasta, geldiğinde karnı iyice şişmişti. Kalp görevini yerine getiremiyordu ve iyice büyümüştü. Kalp kasılma gücü yüzde 50-60'ın üstünde olması gerekirken yüzde 17'lerin altına inmişti. İdrarını karnından bir sonda aracığıyla yapabiliyor ancak damardan beslenebiliyordu. Bilinci ise açık değildi. Bir hafta içinde uygun kalp bulunmadığında yaşamını yitirmesi bekleniyordu.

Birkaç gün önce sağlık durumu kötüleşen Hayrünnisa'ya dün gece Antalya'da geçirdiği trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen 3 yaşındaki bir çocuğun bağışlanan organlarından kalbi uygun bulundu. Ancak Hayrünnisa, nakil için masaya yatırıldığında kalbi tamamen iflas ederek durdu. Kalbe önce elimizle masaj yaptık, hala atmayınca göğüs açılarak makineye bağladık ve 35 dakika içinde kalbi değiştirdik.”
Özdoğan, “Eğer, kalp o gün hatta o saatlerde elimizde olmasaydı, Hayrünnisa bugün aramızda olamayacaktı. Çünkü zaten masada kalbi durmuştu. Ne mutlu bize ki bugün nefes alıyor ve durumu gayet iyi. Ne mutlu ailesine ki çocukları tekrar gözlerini açtı ve ne mutlu bağış yapanlara ki bugün bir çocuğu daha hayata kazandırdı” diyerek duygularını ifade etti.

“ORGAN BAĞIŞI SAYISI YETERSİZ”

Prof. Dr. Özdoğan, çarpıntı, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, ayaklarda şişlik ve efor azalması ile kendini gösteren kardiyomiyopati hastalarının yüzde 50'sinin nakil yapılmadığı takdirde 6 ay içerisinde yaşamını yitirdiğini belirterek, hastalığı yenebilmek için mutlaka organ nakli yapılması gerektiğini vurguladı.

Bu hastalara teşhis konulduktan sonra, karaciğer ve böbrekler fonksiyonunu yitirmeden nakil yapılmasının şart olduğuna dikkati çeken Özdoğan, organ bağışı konusunda duyarlılığın her geçen yıl arttığını ancak hala çok yetersiz olduğunu ifade etti.
Özdoğan, “Yakınınızı kaybettiğinizde yapacağınız organ bağışı ile başkalarına yaşam hediye edebilirsiniz” diyerek herkesi organ bağışında bulunmaya çağırdı.

Bundan 9 yıl önce GÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 6 yaşındaki bir erkek çocuğuna kalp nakli yaptıklarını anlatan Özdoğan, “Şimdi kocaman bir delikanlı oldu. Gayet sağlıklı. Şu anda Denizli Acil Sağlık Meslek Lisesi'ni bitirdi. Doktor olmak istiyor. Bu öylesine bir gurur ki tarif edilemez” dedi.

“URFA'DA KARDİYOLOJİ UZMANI YOK”

Baba Mehmet Altandağ da en küçük çocuğu olan Hayrünnisa'nın 3 ay önce rahatsızlandığını ve Urfa'da kaldırıldığı hastanede “bronşit” tanısı konulduğunu, Gaziantep'te bir hastanede kalp yetmezliği tanısı konulmasının ardından da Ankara'ya geldiklerini söyledi.

Altandağ, “Urfa'da kardiyoloji uzmanı yok. 11 tane milletvekili var. Burası 800 bin nüfuslu bir il, GAP'ın başkenti ve koca hastanede kardiyoloji uzmanı yok. Bu anlaşılır bir şey değil. Biz, şehrimize uzman doktor istiyoruz. Benim gücüm var da başkente geldim, olmayan ne yapacak, ölecek mi? Bu mu bizim hak ettiğimiz” dedi.

Çocuğunun tekrar hayata dönmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ve bunu tarif edemeyeceğini dile getiren Özdoğan, “Bağışı yapan aileden Allah razı olsun, onlara sabırlar diliyorum. Bilsinler ki bu çocuk onların çocuğudur. Onlara sonsuz şükran borcumuz var. Bir can kurtardılar. Çok mutluyuz” dedi.





Kaynak:AA​



Kalp nakli tarihe karışacak!

Göbek bağından kalp kası yapacaklar.
karasmakkkkkkk.jpg

ODTÜ'lü araştırmacılar, göbek bağından elde ettikleri kök hücrelerle laboratuvar ortamında yapay kalp kası tasarlıyor.

Senkronize kasılabilen bir kalp kas dokusunun yapılmasının hedeflendiği çalışmada, doğal kalp kas dokusunu besleyici bir damar ağına sahip yapay bir doku parçası elde edilmesi planlanıyor.

Böylece 50 yaş altında kalp krizi geçirme sıklığında Avrupa birincisi olan Türkiye'de kalp nakline gerek kalmadan hastalara kendi dokuları kullanılarak yapay dokularla iyileşme olanağı sunulacak.

AA muhabirine bilgi veren ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vasıf Hasırcı, Türkiye'de kalp krizi geçirenlerin ortalama yaşının 35-65 olduğunu, kalp ve damar hastalıklarına sahip nüfusun ise 3–3,5 milyon olarak tahmin edildiğini bildirdi.

Hasırcı, ''Kalp Krizini Azaltmak İçin Avrupa Çapında Önlem Girişimi'' tarafından 22 Avrupa ülkesinde yapılan ''Avrupa Kalp Sağlığı Araştırması''nın sonuçlarına göre Türkiye'nin 50 yaş altında kalp krizi geçirme sıklığında Avrupa birincisi olduğunu kaydetti.

Kalp krizi sonucu kalp hücrelerinde yaşanan kayıplar nedeniyle kalp yetmezliği geliştiğini anlatan Hasırcı, bu hastalığın en etkili tedavi şekli olan organ naklinin donör sıkıntısı nedeniyle yeterince yapılamadığını vurguladı.

-POTANSİYEL TEDAVİ YÖNTEMİ-

Prof. Dr. Hasırcı, kalp hastalıklarının tedavisinde bütünüyle kalp nakli yapılmadan ve bunun risklerine maruz kalmadan sağlıklı kalp hücrelerinin hasarlı kalp kaslarına naklinin potansiyel bir tedavi şekli olarak görüldüğüne işaret etti.

ODTÜ BIOMAT grubunda sürdürdükleri doku mühendisliği araştırmalarından birinin de bu nakillerin sorunlarının giderilmesine yönelik yapay kalp kası tasarımı ve üretimi olduğunu belirten Hasırcı, ''Amacımız senkronize kasılabilen bir kalp kas dokusu elde etmek ve bunun için de doğal kalp kas dokusunun hücrelerinin organizasyonunu taklit eden, onları besleyici bir damar ağına sahip, yapay bir doku parçası elde etmeye çalışıyoruz'' dedi.

Hasırcı, çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

''Çalışmamızda hücreler, birbirine paralel olan ve vücutta zamanla eriyen mikrofiberler üzerine yerleştiriliyor ve damar ağı işlevini görecek borucuklarla beraber üç boyutlu hale getirilmeye çalışılıyor. Hücre kaynağı olarak insan mezenkimal kök hücreleri kullanılıyor ve bunların kalp kası hücrelerine farklılaştırılmasına çalışılıyor. En sık kullandığımız hücre ise göbek bağı dokusundan izole edilen kök hücreler.''

Hasırcı, çalışmalarının sonucunda kalp kasına normal işlevini kazandırma yöntemlerini doku mühendisliğiyle sağlamayı umduklarını ve böylelikle kalp nakline gerek kalmadan hastalara kendi dokularından alınan küçük örneklerden yapılmış yapay dokuların aktarılacağını söyledi. Prof. Dr. Hasırcı, şunları kaydetti:

''Laboratuvarımızda çalıştığımız yapay dokular arasında bulunan yapay kalp kasının uygulanabilir hale gelmesi, yapay kemik ve kıkırdak hücrelerinden daha fazla zaman alacak. Ancak çalışmalarımız hızla sürüyor. Yapay kalp kasıyla ilgili bir doktora çalışmamızı tamamladık. Avrupa'nın en iyi laboratuvarları arasındayız.''





Kaynak:AA​
 
Geri
Üst