muratengin
New member
- Katılım
- 12 Eyl 2009
- Mesajlar
- 141
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Halkın sesine kulak vereceklermiş Eğer halk Hayır derse hemen seçime gideceklermiş.. Halkı etkilemek için, Kandile bir kara operasyonu, tam referandum öncesi devreye girebilirmiş
Millet, Evetçiler, Hayırcılar ve Boykotcular olarak saflara ayrıldı..
4 C köleliği, işsizlik yoksulluk ve terör pençesindeki büyük çoğunluk, gerçek gündemden uzaklaştırıldı. Tıpkı açılım muamması gibi, şimdi de referandum tartışmalarının kucağına atıldı!
Anayasa Profesörü, siyasetçi Mümtaz Soysal, Büyük halk yığınlarını oyalamak ya da aldatmak söz konusu olduğunda, demokratik bir hava vermek için, işin içine bir de halkoylaması sokulur! diyor.
Şu referandum bilmecesinin Avrupa örneklerine bir bakalım mı..
1998 İRLANDADA REFERANDUM!
Ortalık kan gölü, her yerde İRA terörü... Kuzey İrlanda Güneyle savaşıyor. Teröristler Beyaz sarayda ağırlanıyorlar. Terörün arkasında Amerika var.
1998de REFERANDUM sözcüğü ortalıkta boy gösteriyor. Amerika İki İrlanda
birleşsin! diyor. Referandum rüzgarı her yanı sarıyor.Birleşme emrinin nedenleri
var!
Amerika birkaç sene sonra Afganistan ve Irakda bir cephe açacak, Avrupanın giriş kapısı İrlanda, ana üslerden biri olacak. İrlanda terörden arındırılacak, TEK İrlanda ABDnin hizmetine sokulacak.
2004 Kıbrısını hatırladınız mı?
1998de, İrlandada zoraki bir referandum yapıldı. Birleşme halka onaylatıldı.
Kuzey İrlanda , ve Güneydeki İrlanda Cumhuriyeti, küresel sermayenin dayattığı
tek dünya evine adım attılar!
Sorunlarının hepsi olduğu yerde duruyordu. Dertlerine yenileri ekleniyordu.
Önce Shanon havaalanı ABD ordusunun hizmetine verildi. Çok uluslu silah şirketleri
İrlandanın kalbine kuruldu. Getirenler o yıl Nobel barış ödülüne layık görüldü
Gazeteci Colm Bryce, Derryde yaptığım röportajda, Şimdi, havaalanlarımıza da, akarsularımıza da, kıyılarımıza da el konuluyor!. demişti.
TEK SEÇENEKLİ DEMOKRASİ
Dünya egemenliği hedefleyen küresel sermaye, Afrika, Asya, ve Avrupada, kolay denetlenebilir, kıtasal çapta federatif yapılar istiyordu. Birleşik kıta devletleri planına Avrupadan başlamıştı. Avrupa Birliği böyle planlandı.
2004 yılında AByi federasyona dönüştürme projesi tamamlandı ve bir AB Anayasası ortaya kondu.
AB Anayasası, ulus devletleri tarihe gömüyordu. Tüm iktidar AB organlarının yani küresel sermaye odaklarının eline geçecekti. Tüm Avrupada referenduma gidildi. Fransa ve Hollanda halkı, AB ye bağlı eyalet olma fikrini reddetti. HAYIR dedi.
Küresel çete 2 yıl bekledi ve 2007de Lizbonda hayırcıları bertaraf etti. Madem hayır! diyenler vardı. Referenduma gidilmeyecekti, AB Anayasasına Anlaşma adı verildi, ve parlamentoların onayıyla yürürlüğe girmesi kararı verildi!
Fransa ve Hollandadaki halk muhalefeti halledilmişti.
Geriye İrlandanın halli kaldı. Anayasası gereği İrlanda, parlamento onayını yeterli bulmuyordu. Referenduma gidilecekti. İrlanda halkı , AB anayasasına hayır! deyince, küresel çete, EVET alana kadar oyuna devam etti.
İrlanda halkı , 2 yıl boyunca tüm tv kanalları ve basından yayılan siyasi ve ekonomik tehdit ve şantajla beyni yıkandı. İrlandanın tüm medya kuruluşları birkaç yıl içinde küresel sermayenin eline geçmişti. Psikolojik harekatta, EVET denilmezse İrlanda iflas eder söylemi kullanıldı.
İki yıl aradan sonra yapılan referendumda EVET söke söke alındı.
HALK OYLAMALARI VE BASKININ ÖRTÜSÜ
İrlanda, Hollanda, Fransa Referandumlarından sonra Avrupada referandum oyunu sorgulanmaya başladı. Avrupalı aydınlar referandumlarda, seçmenin bilerek değil, medya dedikodularıyla yönlendirilerek oy verdiğini tartıştılar. Referandumlarda, oy kullananların, konuyla ilgili, ne teknik bilgisi vardı, ne de önüne konan aldatmacaları çözebilecek durumdalardı.
Avrupalı aydınlar, Hitler ve Mussolini gibi liderlerin halk oylamalarına giderek, baskıcı politikalarını populizmle örttüklerini, halkı okşayarak, giyotine götürdüklerini yazıp çizdiler.
Oyuna bir daha bakalım: Yukarı tükürsen diye başlayan halk deyişini hatırlayalım.
ABD VE AB BASTIRIYOR: EVET DE!
Evetçiler, ABD ve AB ekseninde Türkiyeyi bölecek sürece destek verecekler!
Duymuşsunuzdur, ABD büyükelçisi ve AB organları, Türkiye EVET demeli! reklamı yaparak şehir şehir gezmekteler!
Boykotçular, BDP ve bölücüler.. Bence referandumun gerçekten boykot edilme ihtimaline karşı, Batıdan aldıkları taktik gereği, bu kararla ortaya çıktılar!
Hayır diyenler, bu ülkede, ne iktidarda ne muhalefette halkın yanında bir lider olmadığını gören, ama Türkiyenin boğazına geçirilmiş yağlı ipin, yılansı kayganlığını bedeninde hissedenler..
Herşeyin farkında olanlar, biliyorlar ki, bu referandumdan Evet çıkarsa Türkiyenin önüne zifiri bir dehliz daha çıkar. Hayır çıkarsa, başbakanın işaret ettiği gibi bir erken seçim olasılığı var.
Bir erken seçim, Türk halkına derlenip toparlanmak, dayatılanlar dışında başka seçeneklere yoğunlaşmak, kendine güvenmek, biraraya gelmek, güneydoğuda oynanan büyük oyuna DUR demek için bir ZAMAN sunacak.
Küresel sermaye, ihtimal hesaplarını çoktan yaptı. CHPyi, Saadet partisini muhtemelen yakında MHPyi-- AKPye baston yapacak şekilde yapısal değişikliklere zorluyor. Buna rağmen, AKP ile yola devamın, mümkün olamayacağı ihtimali karşısında, koalisyon haritalarını da masaya koyuyor.
Erdoğanı siyasi açılıma itiyor, muhtemel ortaklarla şimdiden tokalaşma tavsiyesinde bulunuyor. .
Bakalım, Türk halkı mucizevi sağduyusu ve zamanlamasıyla, tüm bu oyunların hakkından bir kez daha gelecek mi?
Ben tarihin Türk halkından yana olduğunu biliyorum Hatırlayın, 1919da, umutsuz, çöken bir imparatorlukta, yazar Refik Halit Karay, direnen güçlere ve Mustafa Kemale hitaben ne demişti:
Anadoluda bir patırtı bir gürültü, kongreler, beyannameler filan..
Sanki birşey yapabilecekler Blöf yapmanın sırası mı şimdi?
Hangi teşkilatın ne gücün var! Bu ne hayal!!
Kuzum Mustafa sen deli misin!
O Mustafa, aklın ve bilimin ışığında, ne deli ne çılgın olmadığını, halkıyla ispatlamıştı!
Banu Avar
KAYNAK:
Millet, Evetçiler, Hayırcılar ve Boykotcular olarak saflara ayrıldı..
4 C köleliği, işsizlik yoksulluk ve terör pençesindeki büyük çoğunluk, gerçek gündemden uzaklaştırıldı. Tıpkı açılım muamması gibi, şimdi de referandum tartışmalarının kucağına atıldı!
Anayasa Profesörü, siyasetçi Mümtaz Soysal, Büyük halk yığınlarını oyalamak ya da aldatmak söz konusu olduğunda, demokratik bir hava vermek için, işin içine bir de halkoylaması sokulur! diyor.
Şu referandum bilmecesinin Avrupa örneklerine bir bakalım mı..
1998 İRLANDADA REFERANDUM!
Ortalık kan gölü, her yerde İRA terörü... Kuzey İrlanda Güneyle savaşıyor. Teröristler Beyaz sarayda ağırlanıyorlar. Terörün arkasında Amerika var.
1998de REFERANDUM sözcüğü ortalıkta boy gösteriyor. Amerika İki İrlanda
birleşsin! diyor. Referandum rüzgarı her yanı sarıyor.Birleşme emrinin nedenleri
var!
Amerika birkaç sene sonra Afganistan ve Irakda bir cephe açacak, Avrupanın giriş kapısı İrlanda, ana üslerden biri olacak. İrlanda terörden arındırılacak, TEK İrlanda ABDnin hizmetine sokulacak.
2004 Kıbrısını hatırladınız mı?
1998de, İrlandada zoraki bir referandum yapıldı. Birleşme halka onaylatıldı.
Kuzey İrlanda , ve Güneydeki İrlanda Cumhuriyeti, küresel sermayenin dayattığı
tek dünya evine adım attılar!
Sorunlarının hepsi olduğu yerde duruyordu. Dertlerine yenileri ekleniyordu.
Önce Shanon havaalanı ABD ordusunun hizmetine verildi. Çok uluslu silah şirketleri
İrlandanın kalbine kuruldu. Getirenler o yıl Nobel barış ödülüne layık görüldü
Gazeteci Colm Bryce, Derryde yaptığım röportajda, Şimdi, havaalanlarımıza da, akarsularımıza da, kıyılarımıza da el konuluyor!. demişti.
TEK SEÇENEKLİ DEMOKRASİ
Dünya egemenliği hedefleyen küresel sermaye, Afrika, Asya, ve Avrupada, kolay denetlenebilir, kıtasal çapta federatif yapılar istiyordu. Birleşik kıta devletleri planına Avrupadan başlamıştı. Avrupa Birliği böyle planlandı.
2004 yılında AByi federasyona dönüştürme projesi tamamlandı ve bir AB Anayasası ortaya kondu.
AB Anayasası, ulus devletleri tarihe gömüyordu. Tüm iktidar AB organlarının yani küresel sermaye odaklarının eline geçecekti. Tüm Avrupada referenduma gidildi. Fransa ve Hollanda halkı, AB ye bağlı eyalet olma fikrini reddetti. HAYIR dedi.
Küresel çete 2 yıl bekledi ve 2007de Lizbonda hayırcıları bertaraf etti. Madem hayır! diyenler vardı. Referenduma gidilmeyecekti, AB Anayasasına Anlaşma adı verildi, ve parlamentoların onayıyla yürürlüğe girmesi kararı verildi!
Fransa ve Hollandadaki halk muhalefeti halledilmişti.
Geriye İrlandanın halli kaldı. Anayasası gereği İrlanda, parlamento onayını yeterli bulmuyordu. Referenduma gidilecekti. İrlanda halkı , AB anayasasına hayır! deyince, küresel çete, EVET alana kadar oyuna devam etti.
İrlanda halkı , 2 yıl boyunca tüm tv kanalları ve basından yayılan siyasi ve ekonomik tehdit ve şantajla beyni yıkandı. İrlandanın tüm medya kuruluşları birkaç yıl içinde küresel sermayenin eline geçmişti. Psikolojik harekatta, EVET denilmezse İrlanda iflas eder söylemi kullanıldı.
İki yıl aradan sonra yapılan referendumda EVET söke söke alındı.
HALK OYLAMALARI VE BASKININ ÖRTÜSÜ
İrlanda, Hollanda, Fransa Referandumlarından sonra Avrupada referandum oyunu sorgulanmaya başladı. Avrupalı aydınlar referandumlarda, seçmenin bilerek değil, medya dedikodularıyla yönlendirilerek oy verdiğini tartıştılar. Referandumlarda, oy kullananların, konuyla ilgili, ne teknik bilgisi vardı, ne de önüne konan aldatmacaları çözebilecek durumdalardı.
Avrupalı aydınlar, Hitler ve Mussolini gibi liderlerin halk oylamalarına giderek, baskıcı politikalarını populizmle örttüklerini, halkı okşayarak, giyotine götürdüklerini yazıp çizdiler.
Oyuna bir daha bakalım: Yukarı tükürsen diye başlayan halk deyişini hatırlayalım.
ABD VE AB BASTIRIYOR: EVET DE!
Evetçiler, ABD ve AB ekseninde Türkiyeyi bölecek sürece destek verecekler!
Duymuşsunuzdur, ABD büyükelçisi ve AB organları, Türkiye EVET demeli! reklamı yaparak şehir şehir gezmekteler!
Boykotçular, BDP ve bölücüler.. Bence referandumun gerçekten boykot edilme ihtimaline karşı, Batıdan aldıkları taktik gereği, bu kararla ortaya çıktılar!
Hayır diyenler, bu ülkede, ne iktidarda ne muhalefette halkın yanında bir lider olmadığını gören, ama Türkiyenin boğazına geçirilmiş yağlı ipin, yılansı kayganlığını bedeninde hissedenler..
Herşeyin farkında olanlar, biliyorlar ki, bu referandumdan Evet çıkarsa Türkiyenin önüne zifiri bir dehliz daha çıkar. Hayır çıkarsa, başbakanın işaret ettiği gibi bir erken seçim olasılığı var.
Bir erken seçim, Türk halkına derlenip toparlanmak, dayatılanlar dışında başka seçeneklere yoğunlaşmak, kendine güvenmek, biraraya gelmek, güneydoğuda oynanan büyük oyuna DUR demek için bir ZAMAN sunacak.
Küresel sermaye, ihtimal hesaplarını çoktan yaptı. CHPyi, Saadet partisini muhtemelen yakında MHPyi-- AKPye baston yapacak şekilde yapısal değişikliklere zorluyor. Buna rağmen, AKP ile yola devamın, mümkün olamayacağı ihtimali karşısında, koalisyon haritalarını da masaya koyuyor.
Erdoğanı siyasi açılıma itiyor, muhtemel ortaklarla şimdiden tokalaşma tavsiyesinde bulunuyor. .
Bakalım, Türk halkı mucizevi sağduyusu ve zamanlamasıyla, tüm bu oyunların hakkından bir kez daha gelecek mi?
Ben tarihin Türk halkından yana olduğunu biliyorum Hatırlayın, 1919da, umutsuz, çöken bir imparatorlukta, yazar Refik Halit Karay, direnen güçlere ve Mustafa Kemale hitaben ne demişti:
Anadoluda bir patırtı bir gürültü, kongreler, beyannameler filan..
Sanki birşey yapabilecekler Blöf yapmanın sırası mı şimdi?
Hangi teşkilatın ne gücün var! Bu ne hayal!!
Kuzum Mustafa sen deli misin!
O Mustafa, aklın ve bilimin ışığında, ne deli ne çılgın olmadığını, halkıyla ispatlamıştı!
Banu Avar
KAYNAK: