'Bu panik neden'

yyildirayy

Moderatör
Moderatör
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
20,694
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATATÜRK' ü inkar eden bizden değil; ondan bundandı
Türkiye'de yapılan yargılamaların yüzde 54'ünün beraatle sonuçlandığını söyleyen Özkurt, “Yargı aceleye getirilmez. Ayrıca savcı bu olayda taraftır. Federasyona vereceği belgeleri seçerken, objektif bir seçim yapmış olabilir mi?” dedi.


Futbolda yaşanan şike operasyonu kamuoyunu kasıp kavururken yaşanan hukuki süreç ve bundan sonra neler olabileceği konusunu Spor Hukuku Enstitüsü Genel Sekreteri Emin Özkurt’a sorduk.

* Nedir Spor Hukuku Enstitüsü?
“Enstitümüz spor hukuku alanında çalışan gerek akademisyen, gerek üst düzey hukukçuları bir araya getiren bir oluşum. 130 üyemiz var. Üyelerimiz içerisinde eski Tahkim Kurulu başkanları, Disiplin Kurulu üyeleri bulunmaktadır.”

* Soruşturmada sizce doğru olan veya yanlış ilerleyen neler var?
“Özellikle çok sayıda açıklama yapılması hukuki süreci sıkıntıya sokar hale getirmiş durumda. Çünkü birbirleriyle çelişen çok açıklama görüyoruz. Bunun yerine hukuk kurullarını işleterek onların çalışmalarıyla ilgili olarak kamuoyunu aydınlatmak gerekir.

‘Bilgi-belge servis edildi’

Sürecin ilk haftalarında gazetelere servis edilen bilgi ve belgelerle, sürekli aleyhte ve neredeyse bir yargılama yapılmadan kesin kararı vermeye yönelik bir yaklaşım vardı. Neredeyse Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer takımların düşeceğine dair bir kanaat oluşmuştu ama bugün bunun henüz olmadığını görüyoruz. Yargı süreci aceleye getirilmez.”

* Bundan sonra süreç nasıl olacak?
“Aslında kafalarda çok soru işareti var. Hatta Etik Kurulu’nun değerlendirme konusunda doğru bir organ olup olmadığı yolunda da soru işaretleri var. Acaba Etik Kurulu mu yetkili, yoksa PFDK mı? Önemsenmesi gereken bir soru. Federasyon süreci şöyle yönetiyor; Konuyu Etik Kurulu’na aktarmak ve gelecek rapora göre ligden düşürülüp düşürülmeme konusunda karar almak. Kimi hukukçular da şunu savunuyor ve diyorlar ki; Etik Kurulu yetmez. Kurul raporunu hazırlasın.

PFDK raporu inceleyip, kendi iç bünyesinde karar alsın. Daha sonra bu karar Tahkim Kurulu’na gitsin. Federasyon, hangisinin hukuka daha uygun olduğunu tespit etmelidir. Nihai kararı verecek olan daha sonra Tahkim Kurulu’dur. Tahkim’den takımların istemediği sonuç çıkarsa karar CAS’a götürülebilir ancak şöyle bir açmaz bulunmakta. İki tarafın da Türk olması sebebiyle CAS bu davayı kabul etmeyebilir. Şimdiye kadar, her iki tarafın da aynı ulustan olması durumunda dosyaları kabul ettiği pek görülmemiştir. Bu tabii bundan sonra almayacağı anlamına gelmez. Belki konunun önemine istinaden dosyayı kabul edebilir.

‘Tarifi zor sonuçlar doğurur’

Takımların istemediği bir karar çıkması durumunda, ilerleyen süreçte yöneticilerin beraat etmesi tarifi çok zor sonuçlar doğuracaktır. Bence dosyaya ait belgeler ve bilgiler açıkça ortaya konulmadan federasyonun kesin bir karar almaması gerekir. Federasyona şu anda bazı belgelerin savcı tarafından gönderildiği söyleniyor. Bu belgeler savcı tarafından seçilenler. Neticede savcı yargılamanın subjektif unsurlarından birisi. Yani taraf. Savcı daima suçun olduğunu iddia edecek girişimlerde bulunur. Tüm bunların ışığında savcı belgeleri seçip elerken sizce objektif bir eleme yapmış olabilir mi? Böyle olacağını düşünmüyorum. Savcının sadece bazı belgeleri eleyerek göndereceği bir sürecin yaşanması ve bu zemin üzerinde bir karar alınmasından ziyade olması gereken, dosyanın tümünün paylaşılmasıyla birlikte federasyonun tamamını inceleyerek bir karar almasıdır. Bakın ilginç bir istatistik vereceğim sizlere. Türkiye’de iddianamelerin yüzde 54’ü yargılama sonucunuda beraatle sonuçlanıyor. Bu oran Avrupa’da sadece yüzde 5. Yani her 100 kişiden sadece 5 kişi haksız yere yargılanırken bizde bu oran yüzde 54. Japonya’da ise yüzde 1. Bizde bir davanın bitme süresi ortalama 350, Avrupa’da ise 100 gün. Türkiye istatistiklerine göre haklarında dava açılan her yüz kişiden 54’ü beraat ederken bunları da göz ardı etmemesi gerekir federasyonun.”

‘Hak vermeden ceza verilmez’

* Fenerbahçe soruşturmanın belgelerini talep etti. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
“Savunmaya hak vermeden ceza verilmez. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor kulüpleri ile tutuklu yargılanmalarına karar verilen herkesle bu belgelerin artık paylaşılması gereklidir. Bu, onların hakkıdır. Başvurduklarında nasıl bir cevap alacaklarını da merak etmiyor değilim. Yargılama adil yapılmalıdır. Sadece iddia makamından yapılan bilgi ve belgelerle değil, savunmanın da atacağı adımlarla süreç değerlendirilmelidir. İddia makamı ve savunma makamı birbiriyle eşit konumlandırılmalıdır.

Bu olmazsa ortaya çıkacak her sonuç yargısız infaz olacaktır, yarın kurumlara ve adalete olan güveni sarsacaktır. Ayrıca UEFA’nın da bizim hemen karar vermemiz şeklinde bir talebi yok. Ayrıca kendi takviminde herhangi bir değişiklik de yapmadı. Bize güvendi ve yargı sürecini bekleyeceğini belirtti. Bizde ise tam tersi bir yaklaşım var. Bu panik neden anlamıyorum.”

‘Portekiz’de 4 yıl beklendi’

* Avrupa’da yaşadığımıza benzer durumlar var. Bunlardan bilginiz var mı?

“İtalya’da Juventus, Milan, Fiorentina ve Lazio küme düşürüldü. Juventus dışındakiler itiraz etti ve düşme kaldırıldı. Portekiz’de Porto ile ilgili yapılan bir yargılama var ve federasyon yargılama süreci 4 yıl sürmesine rağmen beklemiş. Porto 2004’deki usulsüzlüğünden 2008 yılında ceza almıştır. Çok hızlı davranarak iddianameyi, mahkemeyi beklemeden bir karar almak çok yerinde olmayacaktır. Şu soruyu herkes sormalı; Bu kişiler yargılamada beraat ederse sonrasında adı geçen takımlara verilen cezaların geri alınmasını nasıl sağlarız? Bunu bir kere değil, on kere düşünmeliyiz. Polonya’da bir milli oyuncunun, 25 bin Euro karşılığında maçın sonucunu etkilediği iddiası var. Ciddi bir mesele ve bizim örneklere yakın, ancak hiç de bizdeki gibi kamuoyu lincini beraberinde getirmiyor. Soruşturma halen yürütülüyor ve henüz hiçbir kulübe ceza verilmiş değil.”





Kaynak
 
Geri
Üst