64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bir söz vardır hani !...
" Olmayacak dua için amin demek " diye ...
Maalesef ya bizler bu ülke insanına anlatamadık, yahut ta bu ülke insanı almak istemedi.
Aslında dilimiz, dinimiz bir ve hatta hatta ülkümüz hedefimiz belirli bir kesim çoğunluk ile...
Gel gelelim, hâlâ anlatamıyoruz.
Anlatamayışımızın nedenlerinin başında, " islâm dininin halkıma ' Arap Kültürü ' kalıplarında damardan morfinlenmiş olması. " Evet, evet yanlış yazmadım. Gazi Mustafa Kemal dönemi " Akpınar Köy Enstitüsü " mezunu bir yurttaş köyüne gelir. Bakar ki köyde camii yapılmış ancak, apdest alınacak şadırvan yok !... Hemen köy kahvesinde sohbet sırasında köy muhtarının yanına yanaşır.
- " Muhtar, camii karşışsına bir şadırvan yapalım ... " der. Muhtar olmayacak duaya " amin " denmez kabili şaşkın, şakın bakar delikanlının yüzüne ve sorar.
- " Ama nasıl ? "
Delikanlı heyecanlanır...
- " Muhtar emmi kolay, imece ile yapıveririz bir çırpıda " der.
Sonuç köyün Köy Enstitülü genci, " imece usulu " ile kısa sürede şadırvan yapılır.
Namaz için koşan köy halkı apdest almak veya apdest tazelemek için yeni şadırvanı kullanırlar.
Hepsi mutludur.
Hepsi memnundur.
Hele bizim Köy Enstitülü gence bir rağbet vardır sormayın gitsin.
Gel zaman git zaman eskiden sürekli akıl danışılan köy imamı yerine köy halkı artık bu taze delikanlısı paylaşmaktadır her türlü müşgülünü...
Günler geçer, hayat sürer.
Ancak bir gün köy imamı cuma namazı eda edilirken derki.
- " Ey ümmeti müslüman, dışarıdaki şadırvan var ya !... " ve devam eder;
- " İşte o kominist fikridir. Onun suyu ile alınan apdet ise mevrûhtur... "
Bir sessizlik, sonunda şadırvan kendi kendine akar, akar...
Kimse apdest almaz olur.
Şimdi soruyorum size, bu halk mı uyanacak !...
Ne gezer...
Her geçen gün daha da derin uykuya dalıyor.
Abuzer HAKLI
" Olmayacak dua için amin demek " diye ...
Maalesef ya bizler bu ülke insanına anlatamadık, yahut ta bu ülke insanı almak istemedi.
Aslında dilimiz, dinimiz bir ve hatta hatta ülkümüz hedefimiz belirli bir kesim çoğunluk ile...
Gel gelelim, hâlâ anlatamıyoruz.
Anlatamayışımızın nedenlerinin başında, " islâm dininin halkıma ' Arap Kültürü ' kalıplarında damardan morfinlenmiş olması. " Evet, evet yanlış yazmadım. Gazi Mustafa Kemal dönemi " Akpınar Köy Enstitüsü " mezunu bir yurttaş köyüne gelir. Bakar ki köyde camii yapılmış ancak, apdest alınacak şadırvan yok !... Hemen köy kahvesinde sohbet sırasında köy muhtarının yanına yanaşır.
- " Muhtar, camii karşışsına bir şadırvan yapalım ... " der. Muhtar olmayacak duaya " amin " denmez kabili şaşkın, şakın bakar delikanlının yüzüne ve sorar.
- " Ama nasıl ? "
Delikanlı heyecanlanır...
- " Muhtar emmi kolay, imece ile yapıveririz bir çırpıda " der.
Sonuç köyün Köy Enstitülü genci, " imece usulu " ile kısa sürede şadırvan yapılır.
Namaz için koşan köy halkı apdest almak veya apdest tazelemek için yeni şadırvanı kullanırlar.
Hepsi mutludur.
Hepsi memnundur.
Hele bizim Köy Enstitülü gence bir rağbet vardır sormayın gitsin.
Gel zaman git zaman eskiden sürekli akıl danışılan köy imamı yerine köy halkı artık bu taze delikanlısı paylaşmaktadır her türlü müşgülünü...
Günler geçer, hayat sürer.
Ancak bir gün köy imamı cuma namazı eda edilirken derki.
- " Ey ümmeti müslüman, dışarıdaki şadırvan var ya !... " ve devam eder;
- " İşte o kominist fikridir. Onun suyu ile alınan apdet ise mevrûhtur... "
Bir sessizlik, sonunda şadırvan kendi kendine akar, akar...
Kimse apdest almaz olur.
Şimdi soruyorum size, bu halk mı uyanacak !...
Ne gezer...
Her geçen gün daha da derin uykuya dalıyor.
Abuzer HAKLI