Bu kadar ağır bir suçlamanın üzeri neden örtülüyor?

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Son dönemde yaşanan bazı olayları anlamakta gerçekten büyük sıkıntı çekiyorum. Dünyanın en gelişmemiş ülkesinde bile tozu dumana katacak gelişmeler, resmen sümen altı ediliyor!

VATAN, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay’ın uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan kardeşinin dinlemeye takılan sözlerini manşetten verdi.

Mustafa Fehmi Okay telefonun ucundaki kişiye, “Manken Ece Gürsel ile 20 bin liraya birlikte oldum” diyordu.

Sabah yazarı Engin Ardıç bu sözleri köşesine taşıdı ve isim vermeden aynı gazetede yazan Hıncal Uluç’u suçladı.

Ece Gürsel’in üç yıl önce de bir fuhuş olayından gözaltına alındığını, eski sevgilisi Hıncal Uluç’un, “polise rica ederek” ünlü mankeni kurtardığını yazdı.

Peki; sonra ne oldu?

Hiçbir şey...

Hıncal Uluç sadece, “Hasetten ve kıskançlıktan çıldıran zavallı, dün gene bana saldırmış... O seviyesizliğe inmem mümkün değil” diyerek bu ağır suçlamaya yanıt vermedi.

En ufacık bir olayda aslan kesilip, uğradığı haksızlıklarla (!) kanının son damlasına kadar savaşırken, söylenenleri duymazdan geldi.

İşin daha da ilginci; Ardıç tarafından, “Hıncal Uluç’un ricasıyla, dosya kapatmakla” suçlanan polis teşkilatından da hiçbir itiraz gelmedi.

Hiçbir cumhuriyet savcısı, Engin Ardıç’ın Hıncal Uluç hakkındaki bu sözlerini ve VATAN’ın o sözleri haberleştiren sürmanşetini “suç duyurusu” olarak kabul edip, harekete geçmedi.

***


Hıncal Uluç, bu ülkenin en güçlü kalemlerinden biri... Eğer, Ardıç’ın iddia ettiği gibi Ece Uslu’nun serbest kalmasında rol oynadıysa, bu gazetecilik mesleğine yapılan en büyük ihanetlerden biri sayılmaz mı?

Yok; Ardıç’ın yazdıkları tamamen uydurmaysa, o zaman zan altında kalan polis teşkilatının ve Uluç’un, bu iftirayı en sert şekilde yalanlayıp, yasal yollara başvurmaları gerekmez mi?

Ama bunların hiçbiri olmuyor...

Hukuk devletlerinin temel savunucuları olan savcılar da “Bu olayın aslı astarı nedir” diye merak etmiyor...

***


Gelin; bu ülkede olup bitenlere kafa yoran biri olarak, hakka, hukuka, adalete olan güveninizi koruyun!

*****



AÇIKLAMAMA!


İki yıldır DTP yüzünden Meclis’e gitmeyen Genelkurmay Başkanı ve komutanlar bu kararlarından vazgeçtiler, ben de “Ne oldu da bu yıl Meclis’e gittiler? Değişen DTP mi, Genelkurmay mı” diye sordum.

Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri, dün bu konuya değindi ve “Bu katılıma özel anlamlar yüklenmesi doğru değildir” dedi.

Yani sorulara yanıt vermedi, topu taca attı.

Oysa ben katılıma “anlam” falan yüklemiyorum.

Sadece çok önemli bir “tavır değişikliği”nin nedenini soruyorum.

Haksız mıyım?


*****



GÜNÜN SORUSU


Mahkeme tarafından hakkında tahliye kararı verilen şarkıcı Deniz Seki’nin bileklerine, işlemlerin tamamlanması için cezaevine götürülürken yine kelepçe takılmış...

Neden? Bugüne kadar, hakkında tahliye kararı çıkan kaç kişi firar etti?


*****


SINAV SORULARINI TARİKATÇILARA SIZDIRANLAR BULUNMAYACAK MI?

Polis Meslek Yüksek Okulu sınavlarında soruların yıllardır iddia edildiği gibi bu yıl da bazı tarikat dershanelerine sızdırıldığını, 17 Eylül’de bu sütunlarda gündeme getirmiştim.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yaptıkları inceleme sonucunda sınavda sorulan 120 sorunun 88’inin, bir dershanenin deneme sınavında sorulan sorularla aynı olduğunu kabul etti.

Sonuçta ÖSYM, 1.5 milyon liralık ek bir külfetin altına girerek 13 Eylül’de yapılan polis okulu giriş sınavını iptal etti!

İyi de “sınav”ın iptal edilmesi yeterli mi?

Emniyet kadrolarını tarikatlara peşkeş çekenlerden hesap sorulmayacak mı?

Soruları hazırlayan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü bünyesindeki “komisyon” ve ÖSYM, bu skandalın hesabını vermeyecek mi?

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu soruların sızdırılmasıyla ilgili bir soruşturma başlatmayacak mı?

Sınav sorularını önceden ele geçiren tarikat dershanesinin yetki belgesi iptal edilmeyecek mi?

Birileri söylese de, öğrensek!


..::MUSTAFA MUTLU::..
 
Geri
Üst