Bu Halk Hainleri de Kahramanları da Asla Unutmaz!

Vtnsvr

New member
Son zamanlarda ülkemiz basın-yayın kuruluşlarında müthiş bir dezenformasyon görülmektedir.


Ama önce "dezenformasyon nedir?" bir bakalım.

Dezenformasyon çalışmaları toplumu ve düşmanı (!) yanlış ya da sahte bilgilerle maniple ederek aldatma, yönlendirme, ya da gerçeklerin inandırıcılığını bozma, yanlış bilgilerle inancı kuvvetlendirme ya da zayıflatmaya dayanır.

Dezenformasyon çalışmaları en çok medya aracılığı ile yapılmaktadır.

Bu işi yapanlar, bir kuruma direk bağlı yada satın alınmış, veya sempatizan olarak ajan yapılmış, yerli yada işbirlikçi olarak misyon yüklenirler.

Bu işi yapanlar arasında değişik kesimden insanlar görülebilir. Gazeteci-yazar, genel yayın müdürü, amir, sıradan bir vatandaşlar arasından bile seçilebilir.

Ülkemizde birçok basın-yayın organı, sivil toplum örgütü kisveli kuruluşların arkasında, birçok yerli-yabancı güçlerin olması ve bunlar tarafından finanse edilmeleri, bu tutumun en belirgin yansımalarını gösterir.

Kimler tarafından finans edildiği hepimizin malumudur.

Şimdi aşağıda dezenformasyon örneklerinden iki tanesini okuyacaksınız.

"Taraf Gazetesi" ya da başka bir değişle "karşı devrimin istihbarat ve dezenformasyon birimi" yine manşetten bir haber(!) geçmiş.

"LAYIKA–1" adını verdiği ve "Genelkurmayın Türkiye'yi Biçimlendirme" adı altında sunduğu bir planmış(!)

Taraftan bir alıntı ile devam edelim.

"Genelkurmay çıkışlı elektronik belgesi Taraf'ta bulunan Bilgi Destek Planı ve Faaliyet Çizelgesi, Türk ordusunun "kamuoyunu kendi çizgisine getirmek" amaçlı eylemlerini sıralıyor. Belgeler, Genelkurmay'ın, hükümeti "irticai faaliyetlere zemin hazırlamakla", yeni anayasa paketini ise "milli devlete karşı" olmakla suçlayarak karşı eylem planı hazırladığını gösteriyor. Genelkurmay çizelgesi, yüksek yargı ve medyanın yanı sıra üniversiteler ve sanatçılarla da temasın korunmasını ve TSK çizgisinde davranmalarının sağlanmasını öngörüyor" "

Bu yazının giriş bölümünü okuduğunuzda sanırsınız ki Genelkurmaylık Türkiye'yi provoke ediyor ve Ergenekon kapsamında terör suçu işliyor(!)

Düşüncelerinde ilan ettikleri ve inandıkları bir SAVAŞ var ve bu savaşın gereğini yapıyorlar.

Var olma ve yok olma SAVAŞIDIR bu!

Sanki ordumuz düşman ordusu, halkın içinde olmasından daha doğal ne olabilir ki?

Ama amaçları TSK nın farklı bir yapılanma içinde olduğunu göstermek ve akıllarda inancın yitirilmesine yönelik çalışmalar yapmak.

Amaçları budur!

Şimdi devam edelim taraftan başka alıntılara:

"Ergenekon çetesinin kimyasal ve biyolojik silah hevesi olduğunu" duyuran Taraf gazetesine inanmamak için direnenlere işte belge: Çetenin kitle ölüm silahı planı. Ergenekon sanıklarında ele geçen "nükleer, kimyasal, biyolojik silah" başlıklı belge kitle imha silahı üretme, geliştirme planını ele veriyor. Belgede bu silahların üretim teknikleri, formülleri aktarılıyor. Belgede hangi silahın ne kadar öldürücü olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor ve planın gerekçesi şöyle: Ekonomik gücümüz artar, bütün terör örgütlerini kontrol ederiz ve büyük finans gücü sağlarız.

Rapor'un genel değerlendirme bölümünde ise bu silahlara sahip olma ve üretmenin amacı şöyle ifade ediliyor; "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon'un dikkatlerine sunulan bu çalışmanın amacı; kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçınılmaz gerekliliğine olan inancımızdır.

Kelimenin tam anlamıyla aşağılık bir şekilde yanılsamalara sebebiyet vermek, işin aslı budur!

Yukarıda altı çizilen cümleyi tekrar etmekte yarar görüyorum.

"" Türk silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon'un…" "

Bu cümle çok önemlidir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin YEPYENİ BİR TERÖR ADI ALTINDA bahsi geçen Ergenekon'un bizatihi içinde olduğu gösterilmeye çalışılıyor.

Hatta öyle ileri gidiliyor ki, kendi halkına karşı kimyasal, biyolojik ve nükleer silahla mücadele edebileceğini utanmadan yazabiliyorlar.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Halkının Ordusudur!

"Kim bunlar?" Sorusunun sorulması lazım…

Kim bunlar?

Bu kadar aleniyet içinde hıyanette nasıl bulunabiliyorlar?

Hukuka inanırmış gibi görünüp, Ergenekon kapsamında alınan ifadeleri ve iddianameden olduğu ileri sürülen "güya" bazı başlıkları bunlar sızdırmıyorlar mı?

Ne adına yapılıyor?

Kamuoyu yararınaymış gibi gösterip, "kamuoyunu yanıltma" ve "yargının yıpratılması" "ordumuzun yıpratılması" adına değil mi?

Hukukun üstünlüğünden bahsedip, Anayasa Mahkemesinin "türban" kararına "yargı darbesi" diyerek yine yargıyı yıpratmıyorlar mı?

Ergenekon kapsamındaki zanlıların gözaltına alınmasına elleri temiz olmayanlar "temiz eller operasyonu" demediler mi?

Yargıtay Başsavcımıza "ölüm" hatırlatılmadı mı?

Milliyetçiliğe yeni bir etiketle "şoven milliyetçiliği" ile "Atatürk Milliyetçiliğine" karşı çıkılmadı mı?

Atatürk ilkeleri bu devletin kuruluş esası değil midir?

Sizler "yargı" ve "ordu" yıpratmasıyla temelde Atatürk'e ve düşüncelerine karşı bir eylem içindesiniz.

Halk bunu görmüyor mu?

Türk Halkını bu kadar aptallaştırdığınızı mı sanıyorsunuz?

Yanıldığınız esas konu işte burasıdır!

Bu halk görüyor, görüyoruz hepimiz.

Ergenekon kapsamında ordunun hedef alındığını, yargıya olan güveni yok edilmesinde Ergenekon'dan yararlanıldığını çok ama çok iyi görüyoruz.

Çünkü hedefinizin önünüzde engel olarak duran, "TSK" ve bağlamında "YARGI", yani "devlet kurumlarının" yok edilmesidir.

Neden sayfalarınızda tek bir satır "şehit düşenler" yer almıyor?

Neden?

Bu toz duman içinde daha baharında olan gençlerimiz vatan uğruna "şehit" düşmektedirler.

Siz ancak topluca şehit düştüklerin de mi yazacaksınız?

Yoksa şehitlerimizi "İstatistiksel veri" olarak mı görüyorsunuz?

Yoksa bu vatan uğruna, terörizme karşı mücadele veren ve yaşamını kaybedenleri "şehit" sınıfında görmediğiniz için midir?

Yoksa teröriste "gerilla" dediğiniz için midir?

Açıklayın düşüncelerinizi…

Yıllarca teröristlerle vatan savunmasında yer alan ve suçları sadece Atatürkçü ve vatan sevdalısı olmanın dışında hiçbir suçu olmayan, şerefli emekli generallerimizi nasıl da çeteci olarak açıklayabiliyorsunuz?

Orgeneral rütbesini manavdan almadılar, şerefleriyle aldılar!

"Masumiyet karinesi" sizin dillerinize dolayıp pelesenk ettiğiniz, anlamının içini boşalttığınız "demokratikleşmenin, hukukun" olmazsa olmazıdır!

Ne yaparsanız yapın İŞ-LE-ME-YE-CEK-TİR!

Bu küçümsediğiniz, sadaka ile satın aldığınızı sandığınız halk, işin ucunda BAYRAK olduğunda BAYRAĞINI ASLA YERE DÜŞÜRMEMİŞTİR, DÜŞÜRMEYECEKTİRDE!

Palto alacak bile parasının olmadığını bildiğimiz MEHMET AKİF ERSOY soğuk, ayaz mı ayaz Ankara günlerinde tir tir titrerken bile İSTİKLAL MARŞI'NI yazdığı için,"hak ettiği ödülü" elinin tersi ile iterek VATAN İÇİN PARA ALINMAZ diyebilecek kadar ONURLU EVLATLARIN VATANIDIR!

Siz ne anlarsınız VATAN SEVDASINDAN!

Anlasanız anlasanız borsadan anlarsınız!

Bu halk ne HAİNLERİNİ, ne de KAHRAMANLARINI unutmamıştır, unutmayacaktır!

Saygılar.

Muhlise GÜNGÖR

Not: Kaynak HEDDAM
 

nedensiz35

New member
Yıllarca teröristlerle vatan savunmasında yer alan ve suçları sadece Atatürkçü ve vatan sevdalısı olmanın dışında hiçbir suçu olmayan, şerefli emekli generallerimizi nasıl da çeteci olarak açıklayabiliyorsunuz?

Doğru söze ne denir?
 

HTML

Üst