sen@
New member
Süleymaniye Camisi Kanuni Sultan Süleyman Devrinde Mimar Sinan tarafından 1550-1557 yıllarında yapılmıştır.
Zamanımızdan tam 453 yıl önce ibadete açılan ve Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı için bu cami Süleymaniye adını almıştır.
Bu tarihi camiyi Sayın Başbakan’ın sanki kendisi yeni yaptırmış gibi ve sanki caminin adı Süleymaniye Camisi değil de Recebiyye Camisi gibi açılış yapması büyük bir din istismardır.
Sayın Başbakan, Caminin adı Recebiyye değildir, çok arzulasanız da siz de Sultan Recep değilsiniz.
Burası Türkiye Cumhuriyetidir. Sayın Başbakan siz de bu Cumhuriyetin ve demokrasinin nimetinden yararlanan Başbakansınız bunu asla unutmayınız.
Ben 6,5 yıl Üsküdar’da, 2,5 yıl da Beyoğlu’nda müftülük yaptım. Ne görev yaptığım ilçelerde ne de Türkiye de Bayram sabahında açılış yapıldığını AKP iktidarına kadar görmedim.
Bu caminin restorasyon sonrası açılışının Kurban Bayramının sabahında yapılması, dini bir bayramın sabahında hem de Bayram namazında yapılması çok düşündürücüdür. Kurban Bayramı tüm Müslümanların bayramıdır, sadece AKP’lilerin bayramı değildir.
Kurban Bayramı hepimizin bayramıdır.
Süleymaniye camisinin tadilatı 72 milyon halkımızın vergileriyle yapılmıştır.
Halkın dini bayramında halkın parasıyla yapılan tamiratın Sayın Başbakanın kendi parasıyla yaptırmış gibi boy göstermesi din sömürüsünde kural tanımazlıktır.
Süleymaniye camisinin defalarca tamiratı yapılmıştır. Önceki iktidarlardan hiçbiri böyle gösteriş ve istismara yeltenmemiştir.
Milletin ortak manevi değeri olan Kurban Bayramı sabahında milletin ortak tarihi mirası olan Süleymaniye Camisinde milletin manevi değerleri derin bir yara almıştır.
Süleymaniye Camisinin avlusunda verilen kahvaltı ile bu istismarın boyutları daha da genişletilmiştir.
Eskiden Ramazan Bayramında sabahleyin güne hurma gibi tatlılarla başlamak, Kurban Bayramlarında kesilen kurbanlıkların ciğerleri veya etleriyle kahvaltı yapma geleneği vardı. AKP hem dini hem de milli geleneklerimizi alt üst ederek Kurban Bayram sabahında Cami avlularında verilen siyasi kahvaltılarla kahvaltı etme geleneği getirmiştir.
16 Kasım 2010 Salı günü yani Kurban Bayramı günü İstanbul’da 06.45’te güneş doğdu. Sabah namazlarını camilerde kılan cemaat iyi bilir, özellikle “Selâtin Camiler” dediğimiz “Sultanlar (Padişahlar)” tarafından yapılmış tarihi camilerde sabah namazlarını kılanlar iyi bilirler ki sabah namazının farzı cemaatle güneş doğmasından yarım saat önce bitirilir, güneş doğmasından 15 dakika önce kesinlikle bitirilir. Sabah namazının farzının cemaatle kılınması halinde asla güneş doğmaya yakın bırakılmaz. Çünkü güneş doğmaya yakın namaz kılmak mekruhtur. Namaz, kerahet vakti denilen güneş doğma vaktine bırakılmaz. Ancak ferdi olarak geç kılan kerahet vaktinde namaz kılabilir ama bu da mekruhtur, istenilen ve olması gereken bir ibadet olmaz.
TRT 1 TV’nin canlı yayınıyla sabittir ki binlerce insan o sabah Süleymaniye Camisinde cemaatle sabah namazının farzını güneş doğarken tamamlamıştır. Muhtemelen sabah namazı için Sayın Başbakan beklenmiş ve muhtemelen Sayın Başbakan geç gelmiş ve namaza geç durulmuş olacak ki güneş doğarken namaz ancak tamamlanabilmiştir. İşin ilginç tarafı bu esnada yeni atanmış olan Sayın Diyanet İşleri Başkanı da aynı Camidedir.
Bir diğer ilginçlik de Sayın Başbakan en ön safta yer alırken yanındaki bakan, vali ve emniyet müdürünün protokol sırasına göre Sayın Başbakan ile yana yana saf tutuyor olmalarıydı.
Namaz esnasında ve Diyanet İşleri Başkanının vaazı esnasında cami cemaatinden insanların Sayın Başbakanın çevresinden uzak tutulmaları ve korumaların ayakta koruma pozisyonlarına devam etmeleri de Süleymaniye de Bayram sabahı manzaralarındandı. Hiç değilse Allah’ın evlerinde Allah’ın kulları arasında ayrım yapılmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin “İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir” buyruğunu camilerde bile göremeyecek miyiz?
Allah’ın evleri dediğimiz camileri AKP kendi siyasi büroları gibi görmeyi derhal bırakmalıdır.
Allah’a saygısı olanlar Allah’a ibadet edilen yerleri siyaset malzemesi asla yapmazlar.
Saygılarımla.
İhsan Özkes
Eski Müftü
BU GÖRÜNTÜLERİN DİNLE İLGİSİ YOK
Zamanımızdan tam 453 yıl önce ibadete açılan ve Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı için bu cami Süleymaniye adını almıştır.
Bu tarihi camiyi Sayın Başbakan’ın sanki kendisi yeni yaptırmış gibi ve sanki caminin adı Süleymaniye Camisi değil de Recebiyye Camisi gibi açılış yapması büyük bir din istismardır.
Sayın Başbakan, Caminin adı Recebiyye değildir, çok arzulasanız da siz de Sultan Recep değilsiniz.
Burası Türkiye Cumhuriyetidir. Sayın Başbakan siz de bu Cumhuriyetin ve demokrasinin nimetinden yararlanan Başbakansınız bunu asla unutmayınız.
Ben 6,5 yıl Üsküdar’da, 2,5 yıl da Beyoğlu’nda müftülük yaptım. Ne görev yaptığım ilçelerde ne de Türkiye de Bayram sabahında açılış yapıldığını AKP iktidarına kadar görmedim.
Bu caminin restorasyon sonrası açılışının Kurban Bayramının sabahında yapılması, dini bir bayramın sabahında hem de Bayram namazında yapılması çok düşündürücüdür. Kurban Bayramı tüm Müslümanların bayramıdır, sadece AKP’lilerin bayramı değildir.
Kurban Bayramı hepimizin bayramıdır.
Süleymaniye camisinin tadilatı 72 milyon halkımızın vergileriyle yapılmıştır.
Halkın dini bayramında halkın parasıyla yapılan tamiratın Sayın Başbakanın kendi parasıyla yaptırmış gibi boy göstermesi din sömürüsünde kural tanımazlıktır.
Süleymaniye camisinin defalarca tamiratı yapılmıştır. Önceki iktidarlardan hiçbiri böyle gösteriş ve istismara yeltenmemiştir.
Milletin ortak manevi değeri olan Kurban Bayramı sabahında milletin ortak tarihi mirası olan Süleymaniye Camisinde milletin manevi değerleri derin bir yara almıştır.
Süleymaniye Camisinin avlusunda verilen kahvaltı ile bu istismarın boyutları daha da genişletilmiştir.
Eskiden Ramazan Bayramında sabahleyin güne hurma gibi tatlılarla başlamak, Kurban Bayramlarında kesilen kurbanlıkların ciğerleri veya etleriyle kahvaltı yapma geleneği vardı. AKP hem dini hem de milli geleneklerimizi alt üst ederek Kurban Bayram sabahında Cami avlularında verilen siyasi kahvaltılarla kahvaltı etme geleneği getirmiştir.
16 Kasım 2010 Salı günü yani Kurban Bayramı günü İstanbul’da 06.45’te güneş doğdu. Sabah namazlarını camilerde kılan cemaat iyi bilir, özellikle “Selâtin Camiler” dediğimiz “Sultanlar (Padişahlar)” tarafından yapılmış tarihi camilerde sabah namazlarını kılanlar iyi bilirler ki sabah namazının farzı cemaatle güneş doğmasından yarım saat önce bitirilir, güneş doğmasından 15 dakika önce kesinlikle bitirilir. Sabah namazının farzının cemaatle kılınması halinde asla güneş doğmaya yakın bırakılmaz. Çünkü güneş doğmaya yakın namaz kılmak mekruhtur. Namaz, kerahet vakti denilen güneş doğma vaktine bırakılmaz. Ancak ferdi olarak geç kılan kerahet vaktinde namaz kılabilir ama bu da mekruhtur, istenilen ve olması gereken bir ibadet olmaz.
TRT 1 TV’nin canlı yayınıyla sabittir ki binlerce insan o sabah Süleymaniye Camisinde cemaatle sabah namazının farzını güneş doğarken tamamlamıştır. Muhtemelen sabah namazı için Sayın Başbakan beklenmiş ve muhtemelen Sayın Başbakan geç gelmiş ve namaza geç durulmuş olacak ki güneş doğarken namaz ancak tamamlanabilmiştir. İşin ilginç tarafı bu esnada yeni atanmış olan Sayın Diyanet İşleri Başkanı da aynı Camidedir.
Bir diğer ilginçlik de Sayın Başbakan en ön safta yer alırken yanındaki bakan, vali ve emniyet müdürünün protokol sırasına göre Sayın Başbakan ile yana yana saf tutuyor olmalarıydı.
Namaz esnasında ve Diyanet İşleri Başkanının vaazı esnasında cami cemaatinden insanların Sayın Başbakanın çevresinden uzak tutulmaları ve korumaların ayakta koruma pozisyonlarına devam etmeleri de Süleymaniye de Bayram sabahı manzaralarındandı. Hiç değilse Allah’ın evlerinde Allah’ın kulları arasında ayrım yapılmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin “İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir” buyruğunu camilerde bile göremeyecek miyiz?
Allah’ın evleri dediğimiz camileri AKP kendi siyasi büroları gibi görmeyi derhal bırakmalıdır.
Allah’a saygısı olanlar Allah’a ibadet edilen yerleri siyaset malzemesi asla yapmazlar.
Saygılarımla.
İhsan Özkes
Eski Müftü
BU GÖRÜNTÜLERİN DİNLE İLGİSİ YOK