bu acı canımı cok yakmaya başladı

kuzay

Pesimist
Altın Üye
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
28,387
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kalamazsın Bu Hayatta Bakire ,En Azından Hayat Koy


nerdeyim bilmiyorum.. bi önemi var mı o da meçhul ya. gezmeye, dolaşmaya, özetle nefes almaya çalışıyorum da olmuyr işte. kendime verdiğim düş kurmama sözünü daha bi iyi tutuyorum artık. peki beni yoran ne? alışamadığım yalnızlık, üzerime çullanan karanlık, çığlık çığlık dalgalar. oysa ben denizdim ve herkes boğulurdu da bi ben sağ kalırdım içimde. fırtınalarım olurdu da sabahımda güneşe varırdım. al işte çırpınışlarım kadar dalgalarım, fırtınalarım ve çaresizliğimin içinde yitip giden bi ömür. hani zaman iyi gelirdi. herkes öyle diyordu ya...
bana ben iyi gelirim bi.. ben de bittiğim anda neme ney yarar ki.. nabzımı yokluyorm kayıp giden zamanda.acaba bu içten içe bi ölüm mü? sularım çekiliyor ve ben sona mı varıyorum....

dağların ardına kaçmış güneş
bak saatlar aylar geçmiş doğmuyor bana
hani sözünü ettiğim aydınlık
hani gülen düşlerim
hani kırılganlıktan yoksun papatyalar
solmuş...
acı acı gelmiş bahar
dalında sundukları pembe çiçekler soğuğumda donmuş...


mevimleri yokluyorum. yok yok... ben buralardan değilim. üzüerime gelmiş herşey. kaymış, gitmiş, kaybolmuş, değişmişim...
ba beceremedim işte. güçten ve gülüşten yoksun, kendi deryasında suya hasret, kendi kalabalığında sese hasret bir gemiyim... gidiyorum, bi limana değil. kendimi kaybettiğim okyanusta kendimi bulmaya gidiyorum.kırılmış düş´lerimle girdiğim komadan uyanalaı az zaman oldu.. ama yüreğim kamaşıyor, uyumak istiyorum.
ne olur; duyup da gelme...
benim gemim kalktı, adım atarsan düş´er de boğulursun...

tebessümle

bi yerlerde kendimi arıyorum.. öyle yorgunum ki ve öyle nedensizim



Kendimi biriktiriyorum sana.
Öyle çok çoğalıyorumki, ömrümüzün sonuna kadar yetsin bize.
Çiçekleri örneğin. Her mevsim çiçeğinden onlarca demet koyuyorum. Sonra kar tanesi, yağmur, güneş, biraz da toprak. Kitaplar okuyorum bol bol, neyi sorarsan bileyim diye, ne istersen onu anlatmak için, ama en çok da mavisi bol aşk koyuyorum heybeme, ne bileyim; bir umut sadece, bir gün ansızın çıkıp gelirsin diye.

Sensiz ölümler biriktiriyorum
Sen hiç ölme, hep yaşa, hep aynı kal diye.

Bütün ayak izlerini siliyorum geçeceğim yolların, ağaçları buduyorum, rengi kararmış denize mavi katıyorum ki yine eskisi gibi baktığında mutlu ol diye... Satır aralarına yıldızlar koyuyorum, ki sensiz hiçbir şeyin olmadığını kelimeler de anlasın, seni yazsınlar, hani bir umut benimkisi, zincirlerini kırar da bir gün gelirsin diye...

Bazen bir masalın içinde uçuşan aşkları okurken notlar alıyorum, seninle toparlanmış günüme kadeh kaldırıyorum, evet, toparlandıkça daha bir sen oluyor ben, daha da gurur duyuyor gözlerim.


Sana yetişebilmek için yapıyorum her şeyi, geldiğinde kapıda bekletmemek için. Kendimi biriktiriyorum, sigara bile içmiyorum artık...
Bazen içimde tuhaf bir ses yürüyor, hayalin, o çocukluk şarkılarını mırıldanıyorlar, evinizin arka bahçesinde begonya kokulu saçlarını okşarken görüyorum kendimi, tozlu bir öğleden sonrasını buluyorum içimde. Ansızın büyüyüp ada dönüşü martılara simit atarken kahkahalarının iskelesinde duruyorum sana bakarken, ardına kaçamak öptüğüm deniz manzaralı sıcaklığın düşüyor o sese. Yer gök hava toprak hep seninle sanki, hayatımın tavan arasına oturmuş teleskopumdan görülen en parlak yıldıza biriktiriyorum kendimi, sana, alnına kocaman harflerle yazılı adımı gördükçe, gözlerini kaçırdıkça üzerimden; ölümsüz bir aşka çoğaltıyorum içimi.
Ötesi yok. Ötesi sen, ve nereye dönsem hala kıvırcık saçlarının kokusu vuruyor yüzüme. Hala o seni ilk gördüğüm anı tutuşturuyor yüreğim gözlerime.

O tuhaf sesin peşinden gidiyorum hep, yeniden kurduğun kentlerin isimleri takip ediyor beni. Geçtiğin yerleri öyle güzelleştiriyorsunki, susuz kalmış bahçeler seni istiyor artık.
Çocukluğuma dönüyorum o an, gitmekten korktuğum yerlere seninle adım atınca korkunun eskide kalan yabani bir duygu olduğunu öğreniyorum. Annemin elinden tutp soğuk duvarlara baktığım zamanları görüyorum uzakta, etrafına boş bakan bir yaralı yüz var sadece... Oradasın, mavi eteğinle yanımdaki sandalyede oturuyorsun, gülümsüyorsun, öyle içten gülüyorsunki beklediğime değiyor...

Beklemeye değiyor işte, her gelen senden bir şeyler bırakıyormuş meğer, her gelenle aslında sana geliniyormuş...
Hayattaki karşılığıma bakıyorum bu yüzden;
Sana...
ağLamak geLiyorsa içinden ağLa utanma gözyaşLarından bırak seni ağLatanlar utansın...




Hayatın En Hüzünlü Anı
Mevsimine Kapıldıgın Kişinin Bahçesinde, Acabilecek Bir Çiçek Olmadıgını Anladıgın Andır...


tamamen çalıntı
 
bana ben iyi gelirim bi.. ben de bittiğim anda neme ney yarar ki.. nabzımı yokluyorm kayıp giden zamanda.acaba bu içten içe bi ölüm mü? sularım çekiliyor ve ben sona mı varıyorum....

6atv3ac.gif
 
Hayatın En Hüzünlü Anı
Mevsimine Kapıldıgın Kişinin Bahçesinde, Acabilecek Bir Çiçek Olmadıgını Anladıgın Andır... yüreğine sağlık
 
süperınde otesınde ellerıne sagılkkk..
 
Geri
Üst