'StİnG'
Banned
okurken tüylerim diken diken oldu .... sizlerle paylaşmak istedim gercekten içler acısı bir durum bu !!!
cok duygulandım okurken bi an kendime biz neden yaşıyoruz neyiz,kimiz ve de kimin için varız dedim şu dünyada !!!
baştan sona okumanızı istiyorum ve de ıraktan yeni görüntülerin resimlerine bi bakın !!! durum vahim içler acısı bir hal !!!
ve IRAKlı kadının bi mektubu ....
Ebu garip hapishanesinden bir kadınınn mektubu;
Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve
onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara...
Bu size, Amerikan-siyonist hapishanesi Ebu Garib'ten kardeşiniz Nur'un
mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl
anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.
Siz sıcak evlerinizde karınlarınız doyurup sevdiklerinizle bir arada otururken
bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı, sizler su içerken
çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken Amerikalılar'ın bize yaşattığı
uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup
önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim...
Ey kardeşlerim; kamyonlarınızı ve arabalarınızı Amerikan malları taşırken
gördüğümüzde kalbimiz sıkışıyor. Çünkü o araçlar benim halkıma ve ülkeme ait.
Yüreğim kan ağlayarak şöyle diyorum: Allahım! Benim insanlarım, haysiyetlerini
ve şereflerini bir avuç Amerikan Doları'na satmış. Yaşadıklarımızı ve kirletilen
onurumuzu düşündükçe gözlerimden yaşlar boşanıyor.
Ey kardeşlerim;
Amerikalılar'ın elinde ne ızdıraplar çektiğimizi, neler acılar yaşadığımızı,
Allah aşkına, nasıl anlatıp nasıl kelimelere dökeyim.
Kardeşlerim;
Allah'a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim. Bundan ar
ediyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları anlatacağım.
Amerikalılar'ın bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri, çektirdiği eziyeti,
işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince anlatacağım...
Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim
etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin...
Siz ey bizim dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!
Amerikalılar'ın bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hâlâ
nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?
Peygamber Efendimiz'in en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi
çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi
Amerikalılar'a ve Siyonistler'e mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk
kaybettiniz?
Allah'ın bizi sizlere bir emanet olarak verdiğini ne çabuk unuttunuz?
Hani bizleri koruyacak, besleyecek ve namusumuzu asla çiğnetmeyecektiniz? Ne
oldu size, verdiğiniz söze?
Amerikalılar, Ebu Garib'te namusunuzu her gün ayaklar altına alıyor. Mektubumu
okuyanları, Allah adına, Ebu Garib Hapishanesi'ndeki vahşiliklere dur demeye
çağırıyorum. Buradaki insanlığa sığmayan işkenceleri durdurmak için sesinizi
yükseltmeye davet ediyorum. Burada yapılanlar, Siyonistler'in hapishanelerde
Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat.
Orada fiziki işkence yapıyorlardı. Oysa burada her gün ırzımıza geçiyorlar.
Vahşi, kana susamış hayvanlar gibi bedenlerimize saldırıyorlar. Avazımız çıktığı
kadar çığlıklar atıyoruz ama kimsenin bizi duyduğu yok!
Eğer kalbinizde, ruhunuzda bir zerre insanlık, haysiyet, onur ve şeref varsa,
birleşin ve bu hapishaneye saldırın. Gelin ve kurtarın bizi!
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem de
bizleri öldürün!!!
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme
razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize
daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum;
Allah için bizleri, Amerikalılar'ı ve onların piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz....
ve insanlık onurunun namusun ayaklar altına alındığı anlar!!!
Resimlere yüreğim dayanmadı. Herkesten özür diliyorum..
cok duygulandım okurken bi an kendime biz neden yaşıyoruz neyiz,kimiz ve de kimin için varız dedim şu dünyada !!!
baştan sona okumanızı istiyorum ve de ıraktan yeni görüntülerin resimlerine bi bakın !!! durum vahim içler acısı bir hal !!!
ve IRAKlı kadının bi mektubu ....
Ebu garip hapishanesinden bir kadınınn mektubu;
Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve
onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara...
Bu size, Amerikan-siyonist hapishanesi Ebu Garib'ten kardeşiniz Nur'un
mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl
anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.
Siz sıcak evlerinizde karınlarınız doyurup sevdiklerinizle bir arada otururken
bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı, sizler su içerken
çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken Amerikalılar'ın bize yaşattığı
uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup
önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim...
Ey kardeşlerim; kamyonlarınızı ve arabalarınızı Amerikan malları taşırken
gördüğümüzde kalbimiz sıkışıyor. Çünkü o araçlar benim halkıma ve ülkeme ait.
Yüreğim kan ağlayarak şöyle diyorum: Allahım! Benim insanlarım, haysiyetlerini
ve şereflerini bir avuç Amerikan Doları'na satmış. Yaşadıklarımızı ve kirletilen
onurumuzu düşündükçe gözlerimden yaşlar boşanıyor.
Ey kardeşlerim;
Amerikalılar'ın elinde ne ızdıraplar çektiğimizi, neler acılar yaşadığımızı,
Allah aşkına, nasıl anlatıp nasıl kelimelere dökeyim.
Kardeşlerim;
Allah'a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim. Bundan ar
ediyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları anlatacağım.
Amerikalılar'ın bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri, çektirdiği eziyeti,
işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince anlatacağım...
Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim
etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin...
Siz ey bizim dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!
Amerikalılar'ın bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hâlâ
nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?
Peygamber Efendimiz'in en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi
çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi
Amerikalılar'a ve Siyonistler'e mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk
kaybettiniz?
Allah'ın bizi sizlere bir emanet olarak verdiğini ne çabuk unuttunuz?
Hani bizleri koruyacak, besleyecek ve namusumuzu asla çiğnetmeyecektiniz? Ne
oldu size, verdiğiniz söze?
Amerikalılar, Ebu Garib'te namusunuzu her gün ayaklar altına alıyor. Mektubumu
okuyanları, Allah adına, Ebu Garib Hapishanesi'ndeki vahşiliklere dur demeye
çağırıyorum. Buradaki insanlığa sığmayan işkenceleri durdurmak için sesinizi
yükseltmeye davet ediyorum. Burada yapılanlar, Siyonistler'in hapishanelerde
Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat.
Orada fiziki işkence yapıyorlardı. Oysa burada her gün ırzımıza geçiyorlar.
Vahşi, kana susamış hayvanlar gibi bedenlerimize saldırıyorlar. Avazımız çıktığı
kadar çığlıklar atıyoruz ama kimsenin bizi duyduğu yok!
Eğer kalbinizde, ruhunuzda bir zerre insanlık, haysiyet, onur ve şeref varsa,
birleşin ve bu hapishaneye saldırın. Gelin ve kurtarın bizi!
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem de
bizleri öldürün!!!
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme
razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize
daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum;
Allah için bizleri, Amerikalılar'ı ve onların piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz....
ve insanlık onurunun namusun ayaklar altına alındığı anlar!!!
Resimlere yüreğim dayanmadı. Herkesten özür diliyorum..