Bu çağda fethi kutlamak AYIP

byramic

New member
Bu çağda fethi kutlamak AYIP
SOL'UN iDEOLOĞU KIZDIRACAK.
29 Mart 2009 / 13:34

bu-cagda-fethi-kutlamak-ayip

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan İstanbul'un Fethi müzesi, Türkiye'de bir ilk olarak ilgi gördü. Müzede fetih, "Panorama 1453" adıyla 'panoramik' dizaynla anlatılıyor. Murat Belge Taraf gazetesindeki yazısında müzeyi eleştirirken, Hz. Muhammed'in fetihle ilgili hadisinin "propaganda" olduğunu, artık bu tür yaklaşımların ve fethin kutlanmasının modern çağa "ters düştüğünü" savundu.

PANORAMA 1453
Böyle bir yer olduğunu bilmiyordum: Panorama 1453. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir “İstanbul'un Fethi Müzesi” açmış. Topkapı'da, eski otobüs terminalinin oralarda. Ben yeni öğrendim ama bilen biliyor. Bir yığın otobüs park etmiş, okul çocuklarını getiriyorlar. Bayağı kalabalık içerisi.

FETİH BAYRAMINA KARŞIYIM
Baştan söyleyeyim: bu “İstanbul'un Fethi” kutlamalarına, bunun yarı resmî bir bayram günü haline getirilmesine, bir “ulusal” ya da “dinî-ulusal” kıvanç vesilesi yapılmasına öteden beri karşıyım. Bir toplumun payitahtını başka birilerinden zorla aldığını her yıl hatırlaması ve tabii hatırlatması bana çok çiğ bir davranış olarak görünüyor.

Yıllar önce Moskova'ya gittiğimde böyle bir “panoramik” müzeye götürmüşlerdi. Onun konusu Borodino Savaşı'ydı. Şimdi bu, ülkeyi istilâ etmeye gelen Napoléon'a karşı kazanılmış bir savaş. Bir savunma savaşı. Böyle bir olay anılır, kutlanır, doğaldır. Bizim için 30 Ağustos'un kutlanması gibi bir şeydir. Ama, hele bu çağın “adab-ı muaşeret”inde, fetih kutlaması, biraz ayıp kaçan bir şey.

"FETİH HADİSİ" PROPAGANDA
Bundan milletçe vazgeçemeyişimizde, Peygamber'in hadisi olduğu söylenen sözlerin de payı olduğunu düşünüyorum. Ben tabii bu konuların uzmanı falan değilim ama o konularda bilgi sahibi bazı tanıdıklarımdan bunun gerçekten hadis olmadığını işitmişliğim var. “Psikolojik savaş”, “Propaganda” gibi kavramları, Fransızca kelimenin de gösterdiği gibi, yakın zamanlarda tanıdık ve kelime haznemize kattık. Ama bunlar öteden beri vardı. Hangi adla anılırsa anılsın, insanlar hep propaganda yaparlar ve yaptılar. Dolayısıyla bunun da Fatih çağının bir propagandası olma ihtimali akla yakın. Ama bunu birileri kanıtlasa bile bilgi sınırlı kişide kalmaya mahkûm –“galat-ı meşhur” kuralları gereği, çoğunluk “öyle bilme”ye devam eder, etmek de ister.

RESİMLERDE ABARTI VAR
Buradaki panorama bir kuşatma sahnesi gösteriyor. Bütün bu “trompe l'oeil”lerde olduğu gibi, gökyüzü başarılı. “Gerçeklik” yanılsamasını yaratabiliyor. Resimler bence o kadar başarılı değil. Gökyüzü gibi “nötr” olmadığı, atalarımızın ne güçlü, ne kahraman kişiler olduğunu bize göstermesi gerektiği için, çoğu “hamaset” örneğinde gördüğümüz gibi, ölçü kaçmış. Fazla kalabalık var, ayrıntılarda bir yığın tutarsızlık var (bunlar, yapılan kısa filmde de bolca çıkıyor karşımıza).

Epey önce Miniatürk'e de gitmiştim. Orada, bu topraklar üzerinde, Türk-İslam eseri olmasa da “manzara-i umumiye” içinde bir rol oynadığı düşünülen yapılara da yer verilmesi, sayıları epey az olsa da, olumlu görünmüştü. Orada da, “panorama” şeklinde değil, biraz “kurşun asker” mantığıyla kurulmuş bir savaş sahnesi vardı. Ama bu da Çanakkale Savaşı'ydı; yani, gene bir savunma savaşı. Bu gibi “geçmişi canlandırma” çabalarında hemen hemen her zaman oldukça yüksek dozda bir “kitsch” ögesi bulunur. Bunun dozu, Miniatürk'te, çok rahatsız edici boyutlara varmıyor bence; ana Panorama 1453'te, konunun kendi mahiyeti ve ayrıca genel ideolojiye ilişme biçimi, dozu adamakıllı artırıyor.

BAZI BİLGİLER "EKSİK"
Panorama'nın kendisi dışında, oraya varıncaya kadar, çeşitli yazı ve resimlerle, tabii öncelikle fetih, ama aynı zamanda Fatih'in dönemi ve kişiliği hakkında bilgi veriliyor. Bir de, az önce değindiğim on dakikalık belgeseli izleyebiliyorsunuz. Bunlarda hamasetin payı, bütün “nesnel kalma” çabalarına rağmen, bir hayli ağır basıyor. Bazı belirleyici konularda ise bilinçli olduğunu sandığım bir sessizlik var.

Örneğin, gene yukarıda değindiğim “hadis” nedeniyle, şehri almanın bir zorunluluk olduğu anlatılmış. Ama buranın “İkinci Roma” olmasından ileri gelen stratejik önemine değinilmemiş. Fatih Mehmed'in kentin fethedilmesinden sonra özellikle Batı'daki yönetimlere gönderdiği mektuplarını “kayser-i iklim-i Rum” diye imzaladığı belirtilmemiş.

FÜTUHAT TUTKUMUZU HAZMEDEMEDİK
Bu gibi örnekler çoğaltılabilir ya, gerek yok. İş zaten bu ayrıntılardan önce şu “başarı açlığı”nın doyurulmasında. Beş yüz elli yıldan fazla zaman geçmiş, artık hazmetsek ve rahatlasak, şu “fütuhat” tutkumuzu.

kaynak:http://www.ensonhaber.com/gundem/195442/bu-cagda-fethi-kutlamak-ayip.html




Türk aydını gene kendini göstermiş! Belli ki "Uzaydan" ülkemize gönderilmiş "Hilkat Garibeleri".Yoksa bu vatanda yetişmiş olsalar böyle konuşmazlar.
Not:Zaten Murat Belge Türk değil daha ne bekliyorsun diyeceklere diğer aydınlar sanki Belge den farklı mı sorusunu hatırlatırım?
 

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiler, kalyonlar çekilecek...
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek...

Yürü: "Hala, ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Çocukken küçük oyunlar oynayıp,büyüdükçe oyunların kural ve şekilleri değişen sözde aydın!!!

Beğenmiyorsan defolup gidersin...
hatta şimdi defolda,bizde kalan oyuncularla oynayalım oyunu.
 

muratcolez

New member
İstanbulun fethini her sene dünyayya hatırtlatmanın kime ne zararı var.Adamlar en basit geleneklerinden bile vazgeçmezlerken, birbirlerine domates fırlatacak kadar bu ananelerini teretmezlerken benim fethi kutlamam neden batıyo bu insanlara.Yoksa orda mağlup edilen taraf akrabanmıydıda bu kadar zoruna gidiyo

___________
 

HTML

Üst