:..asker..:
New member
- Katılım
- 5 Tem 2005
- Mesajlar
- 2,518
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Istanbul Menkul Kıymetler Borsasında alışveriş yapılırken uyulması gereken ve yazılı olmayan kurallar var. Eğer bunlara tamamen uyabilirseniz kazanma ihtimaliniz gerçekten çok yüksek olacaktır. Aşağıdaki kuralları ilk okuduğumda hepsine inanmamıştım fakat zaman geçtikçe kuralların önemini iyice kavradım. Umarım sizlere de faydalı olur. Kurallar Yusuf Sarının Borsada Teknik Analiz adlı kitabından alınmıştır.
• Riskinizi önceden sınırlayın. Spekülasyona ayıracağınız parayı önceden kaybedebileceğinizi kabullenin. Başka bir amaç için biriktirilen paralarla yapılan spekülasyonda alınan kararların sağlıklı olmadığı gözlenir. Başarılı alım satım kararları için zihnin bağımsız olması gereklidir. Kararların kaybetme korkusu altında verilmesi hatalı sonuçlar doğurabilir.
• Kendi kendinizi tanıyın. Spekülatif hareketlerde duygulara hakim olmak gerekir. Eğer girdiğiniz bir pozisyon gece uykularınızı kaçırıyorsa o pozisyonu mutlaka kapatmalısınız.
• Küçük başlayın. Bilmediğiniz bir alanda para kaybetme tehlikesi yerine kağıt üzerinde alım satım yaparak başlayın. Borsada tecrübeniz yoksa ilk alışlarınızı küçük miktarlarda ve fazla hareketli olmayan hisselerle yapın. Bu işe ilk defa başlıyorsanız hareketli hisselere girmeden alım satımdaki zamanlamanın önemini kavrayın.
• Ara verin. Her gün yapılan alım satımlar kişinin karar verme yeteneğini köreltebilir. Başarılı spekülatörler, hatalı kararlarının artmaya başladığını hissettiklerinde borsayı unutup tatile giderler.
• Seans içinde karar vermeyin. Kararlarınızı, etkilenmeyeceğiniz bir ortamda verin. Seans anında görüşlerinize ters düşen hareketlerin planlarınızı etkilemesine izin vermeyin. Daha önce düşünmediğiniz yeni fikirler oluşturmayın. İyice incelenmeden yapılan hareketlerin genellikle zararla sonuçlandığı gözlenir.
• Çoğunluğa uymayın. Yapılan istatistikler, çoğunluğun her zaman yanlış düşündüğünü göstermiştir. Herkesin bildiği fikirlerden, haberlerden kaçının. Bazı istatistik büroları aracı kurum ve bankaları arayarak borsa hakkındaki görüşlerini düzenli olarak sorar. Bu görüşler iyimserlik yüzdesi olarak her hafta yayınlanır. Yüzde 85'in borsayı çok iyi görmesi, düşüş belirtisi olarak kabul edilir. İyimserliğin yüzde 25 in altına düşmesi ise yükseliş belirtisidir.
• Kendi fikrinizle başkalarının fikrini birbirinden ayırın. Kendi kararlarımızı verdikten sonra başkalarının sizi etkilemesine müsaade etmeyin. Dış görüşlerden etkilenirseniz sürekli karar değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Çevrenizde her zaman sizi ikna edecek mantıklı sebepler olacaktır. Kararınızı değiştirirseniz daha sonra ilk kararınızın yenisinden daha doğru olduğunu göreceksiniz.
• Emin olmadığınız zamanlarda işlem yapmayın. Kendinizi her gün alım/satım yapmak zorunda hissetmeyin. Başarılı sonuca ulaşabilmek için disiplinli olmanız ve sabırla iyi fırsatları beklemeniz gerekir. Bir pozisyona girmişseniz sonucunu bekleyin. Şüpheleriniz varsa pozisyonunuzu kapatıp kenara çekilin.
• Serbest fiyatlı emir vermeyin. Kısa vadede alım/satım yapan spekülatörlerin serbest fiyatlı emirlerden kaçınması gerekir. Limitli fiyat emirleri kullanmak daha doğrudur. İnandığımız hissede birkaç basamak ucuz alma hesabını yapmayın.
• Aşağı doğru ortalama yapmayın. Önceden aldığınız bir hisse ucuzlayınca ek alımlar yaparak maliyetinizi ucuzlatmaya çalışmayın. Aşağı giden fiyatlarda hiçbir zaman ortalama yapılmaz. Eldekilerin satışı daha doğrudur. Yükselen fiyatlarda ek alım yapılması mümkündür. Bunun da piramit gibi kademeli yapılması gerekir.
• Yüksek miktarlardaki alımı tek fiyattan yapmayın. Büyük portföyler için yapılan alımları bir kaç güne ve değişik fiyatlara yayın. İlk alım yapıldıktan sonra hareketin doğru olup olmadığını gözleyin. Pazarın yönünde aksi bir değişiklik yoksa alıma devam edin.
• Kaybeden bir pozisyona hiç bir zaman ek alım yapmayın. Kendinize ve aldığınız hisseye ne kadar güvenirseniz güvenin eğer zarar ediyorsanız ek alım yapmayın. Aldığınız hissenin düşüyor olması, sizin piyasanın yönüne uyum sağlayamadığınızı gösterebilir. Maliyet düşürme çabası pozisyonu daha da kötüleştirebilir.
• Zararı kesin. Piyasa sizin düşüncenize ters hareket ediyorsa hata yaptığınızı kabul edin. Elinizdekini satın. Zararın neresinden dönülse kardır. Borsaya yeni girenlerin başarısız olmalarının en büyük etkeni hata yapmış olabileceklerini kabullenmemeleridir. Piyasa istediğiniz yöne dönsün diye beklemek yerine, pozisyonu zararla kapatmak disiplin ve irade gerektirir. Başarının sırrı buradadır.
• Zararı sevin. Zararda iken satış yapmak çok zordur fakat zararı sevmeyi öğrenmelisiniz. Çünkü zarar, karın kardeşidir. Onurunuzu zedelemeden zarar etmeyi kabullenirseniz, zararınız sınırlanacak ve başarınız artacaktır.
• Beklenenin tersini yapın. Piyasada beklenen bir olayın beklenen reaksiyonu görmemesi al/sat sinyalidir. Beklenen olumlu bir haberin açıklanmasından sonra sonra fiyatlar hala yükselemiyorsa düşüş olacaktır. Olumsuz olay ve haberler piyasayı aşağı doğru etkileyemiyorsa yükseliş olacaktır.
• Tepe ve dip noktalardan kaçının. Alçalan trendde fiyatın her yukarı çıkışı, trendin o seviyeden değişeceğini göstermez. Her dönüş noktasında burası en düşük yerdi diye alim yapmak size çok pahalı bir ders olabilir. Tepe ve dip noktalarının kendilerini ispat etmelerini beklemek daha az zararlıdır. En tepede satmak, en dipte almak çabasında olmayın.
• Söylentiyi alın, gerçeği satın. Eğer bir hisse için olumlu söylentiler yayılmaya başlıyorsa alın. Söylentilerin kesinleştiği anlaşılınca satın. Söylentiler ilk duyulduğunda hisseye talebi artırır. Dedikodular resmiyet kazandığında fiyat zaten yükselmiştir. Satış yapın. Siz yine de söylentilerle hareket etmeyin.
• Çok kısa vadede oluşan karı alıp hisseden uzaklaşın. Bazen satın aldığımız hisse birden hiç beklemediğimiz kadar hızlı yükselmeğe başlar. Yükselişin hep aynı tempoda devam edeceğini sakın düşünmeyin. Satış yaparak mutlaka kan realize etmelisiniz.
• Küçük hesaplar yapmayın. Seçtiğiniz hissenin yükseleceğine gerçekten inanıyorsanız ucuz almaya çalışmayın. Piyasa fiyatının 1000 lira altında almaya çalışırken hisseyi kaçırabilirsiniz. Bir kaç kademe ucuz almaya çalışmak bazen çok önemli fırsatların kaçmasına neden olur. Kararlı olun. Karar verdiğiniz zaman beklemeyin, uygulayın.
• İçinde bulunduğunuz trendleri izleyin. Fiyat trendi en iyi dosttur. Bir hissenin uzun trendi, orta vadeli trendi ve kısa vadeli trendi hakkında bilginiz olmalıdır. Bazen biri yukarı, diğeri aşağı doğru olabilir. Hangi zaman zaman diliminde alım satım yapmak istediğinizi tayin etmelisiniz.
• Trend dönüşlerini kollayın. Bazı spekülatörler alım satım kararlarını oluştururken dikkatlerini bu noktaya toplarlar. Fiyatın trend çizgisi dışına çıkması ve orada kendini ispat etmesi çoğunlukla trend dönüşünü ortaya koyar. Yükselen çizginin aşağı doğru geçilmesi sat, alçalan çizginin yukarı doğru geçilmesi al sinyali sayılır.
• Fiyat hareketleri ile birlikte işlem miktarlarını da izleyin. Fiyat ile işlem miktarının birlikte artması, alış sinyalidir. Yükselişin devam edeceğini gösterir. Fiyat azalırken işlem miktarının artış göstermesi satış işaretidir. Kararsız fiyat hareketlerinde miktar artıyorsa fiyatın yönü belli olana kadar bekleyin.
• Pazarın değişen momentumuna bakın. Eğer borsa her gün yükseliyor fakat yükseliş her gün daha azalıyorsa bu pazarın aşağı döneceğini gösterir. Momentum zayıflamaktadır. Borsa günlerdir düşüyor fakat düşüş hızı gün geçtikçe azalıyorsa yön değiştirme zamanı yaklaşmaktadır. Pazarın momentumu artmaktadır.
• Kuvvetli hareketlerin ardından düzeltme geleceğini unutmayın. Bir hisse kısa zamanda çok hızlı yükselmişse alım için gerilemesi beklenmelidir. Bazen bu gerileme toplam yükselişin yüzde 60'ına varabilir. Hızlı bir düşüşte satış kararı alındıysa düzeltme yaparak fiyatın biraz yükselmesi beklenir.
• Alım/satım kararlarınızı o günkü fiyata dayandırmayın. Fiyat çok düştü, atık düşmez veya çok yükseldi artık yükselmez sanmayın. Fiyatların alt ve üstüne kendiniz sınır koymayın. Çünkü fiyatlar sınır tanımaz. Bir kaç senede hiç ummadığınız kadar yükselebilir veya alçalabilir.
HİSSE SEÇİMİ
10 Eylül Cumartesi
BU YAZI 2003 yılının Mart ayında yayınlanan 'BORSADA KAZANMAK MÜMKÜN MÜ?' kitabından alınmıştır.
Borsadaki amatör yatırımcının öğrenmesi gereken en önemli şeylerden biri uygun hisseleri seçmektir. Daha önce de değindiğim gibi bazıları için uygun olan hisseler amatör borsa yatırımcısı için uygun olmayabilirler. Örneğin dedikodusu bol, temeli zayıf ancak yüksek getiri sağlama olasılığı olan bir hisseyi küçük yatırımcının taşıması zordur. Şans eseri hisseyi en dip noktadan almış olsa bile satış yeri destek ve dirençleri belli olmadığı için ve endeksle hiç bir şekilde paralellik göstermediğinden dolayı genellikle ya yarı yolda bırakmak zorunda kalır veya elde ettiği ekran kazancını sert hareketler sırasında geri verir. Ekran takibi yapan bir profesyonelin bu tip hisselerde kazanma şansı varken ortalama bir küçük yatırımcının genellikle şansı olamaz. Yani bir ilaç birini iyileştirirken diğerinde yan etki yapabilir.
Hisse seçiminin değişik kriterleri bir çok yerde anlatılmış olabilir. Eğer bu konuyu yabancı bir kitaptan okuduysanız, yazarın verdiği bilgilerin ve yaptığı önerilerin hangi borsa hakkında olduğuna dikkat edeceksiniz. Artık bildiğiniz gibi Amerikalı bir yazarın verdiği bilgiler İMKB gibi emerging market’ler için geçerli olmayabilir.
Kanımca İMKB’deki hisse seçim kriterleri aşağıdaki gibi olmalıdır:
1- Hissenin ait olduğu firmanın sahipleri veya bağlı olduğu grubun yapısı ile ilgili konular
2- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun geçmiş performansı
3- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun gelecekle ilgili beklentileri
4- Hissenin ait olduğu firmanın bulunduğu sektördeki konumu
5- Hissenin değeri ve piyasanın değeri
6- Hissenin ait olduğu firmanın lokalizasyonu
7- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun potansiyel siyasi etkinliği
8- Hissenin genel dağılımı
1- Hissenin ait olduğu firmanın sahipleri veya bağlı olduğu grubun yapısı ile ilgili konular
Türkiye de borsaya kote olan firmaların sahipleri farklı yapılardadır. Genelde firma sahipleri serbest piyasa ekonomisinden yana gözükürken üçüncü dünyaya egemen olan kurallarına uygun olarak ancak serbest rekabetin teorik kuralları ile ilgisi olmayan özel ilişkilerle devlet ihalesi veya teşvik kapma gibi prosedürler ile sıkı bir şekilde ilgilenirler. Bazıları ise bunlarla yetinmeyip bilumum illegal ve nonetik işlere bulaşırlar. Yani kapitalizmin bile teorik olarak suç saydığı yollara başvururlar. Eski ekonomi dergilerini tarayanlar yakın geçmişin bazı başarılı ve dinamik işadamlarının birkaç yıl sonra hırsızlıktan ve yolsuzluktan dolayı hapiste yattıklarını gözlemleyebilirler! Ayrıca bazı ‘saygın’ işadamlarının kendi şirketlerinin içini boşalttıktan sonra iflas dedikodusuyla diğer hissedarların hisselerine el koyma alışkanlıkları da mevcut. Bunların firmalarının borsa tahtaları ya dönem dönem kapalıdır veya sürekli kapanma tehdidi altındadır. Özetle bu tip kişilerin ve grupların hisseleri ile ilgilenmenin yatırımcılar için pek hayırlı sonuçlar vermeyeceği ispatlanmıştır!
2- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun geçmiş performansı
‘Yayınlanan bilanço piyasa tarafından satın alınmıştır!’ veya buna benzer söylemler çoğu yatırımcı tarafından bilinse de ve bu cümle teorik olarak doğru olsa da pratikte bir şirketin bilançosuna bakarak bir çok şey öğrenilebilir. Örneğin bir şirketin esas faaliyet karı sürekli düşükse ve faiz geliri ile bilançosunu ayakta tutuyorsa yüksek faiz dönemi bittiğinde sorunların başlaması beklenebilir! Veya küçük bir şirkette genel yönetim masrafları aşırı fazlaysa bir şeylerin ters gittiği düşünülebilir. Kısa vadeli borçlar kalemi çığ gibi büyüyorsa ve şirketin yeni yatırımı yoksa şirketin uzun vadeli borçlarını ödeyebilmek için kısa vadeli borç sarmalına girdiği varsayılabilir! Şirketin stokları olması gerekenden fazlaysa gelecekte satış sorunu yaşayabilir. Yani bazı göstergeler şirketin karnesi gibidir. Sürekli zayıf notlar alan bir çocuktan aniden okul birinciliği bekleyemezsiniz.
3- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun gelecekle ilgili beklentileri
Bu konu İMKB deki hisseleri en çok etkileyen konulardan biridir. Gerek blue Chip’ler, gerekse diğer hisselerin endeksten bağımsız olarak yüksek prim yapmaları veya sert bir şekilde düşmelerinin en büyük nedenlerinden biri değişik beklentilerdir. Beklenti kelimesi İMKB’deki en ilginç kelimelerden biridir. Kullanım alanı ve süresi sonsuz olan bu kelimeye en iyi örnekler Wal-mart adında bir perakende devinin Tansaş’ı alma beklentisi ve Lufthansa havayollarının Çelebi firmasını satın alma beklentisidir. Beklentilerin bir bölümü ise gerçekten anlamlıdır. Örneğin bir holding’in enerji ile ilgili bir ihaleyi alma beklentisi veya bir firmanın GSM ihalesini kazanma beklentisi. Küçük yatırımcının göz önüne alması gereken bir nokta ise beklentilerin vadesidir. Örneğin yeni bir ürünü piyasaya süren bir firmanın o üründen para kazanması uzun sürebilir ve dolayısıyla beklenti doğru olsa bile yatırımcının vadesi beklentinin vadesi ile orantılı olmalıdır! İki yıllık vadeli bir beklentisi olan hisseyi aldıktan iki hafta sonra ‘bu hisse niye çıkmıyor?’ diye soran bir yatırımcının sıkılıp o hissede kalmayacağı ortadadır.
4- Hissenin ait olduğu firmanın bulunduğu sektördeki konumu
Firmaların bağlı bulundukları sektörlerdeki durumları, yani pazar payları, teknolojik özellikleri, hedef kitleleri ve sektörün geleceği de önemlidir. Örneğin büyük ve başarılı bir grup bir sektöre ilk kez giriyorsa ve o sektör ülke için yeni bir sektörse sonuç genellikle iyi olur. Koç grubunun Migros’u bu durum için en iyi örneklerden biridir. Küçük bir firma büyüklerin de içinde bulunduğu bir sektöre giriyorsa zorlanması beklenebilir. Elbette bu küçük firmaların sürekli başarısız olacakları anlamına gelmez ama şansları daha azdır. Bazen şanslarını iyi kullanan küçük firmalar doğru strateji ve taktikler sayesinde büyüklere karşı koyabilirler. Perakende sektöründe KİPA buna iyi bir örnektir. Diğer bir konu sektörün doygunluğa ulaşmasıdır. Eskiden lokomotif olan bir sektörün (örneğin tekstil sektörü) başarısı herkesi yatırıma teşvik edince piyasa doygunluğa ulaşır ve eski parlak günleri geride kalır.
5- Hissenin değeri ve piyasanın değeri
Yatırımcılar tarafından uzmanlara sıkça sorulan sorulardan biri ‘X hissesi iyi veya kötü mü?’ sorusudur. Bu soru tek başına oldukça soyut ve anlamsız bir sorudur. Bir hissenin iyi veya kötü olması bir çok şeyin yanında onun fiyatına ve piyasanın fiyatına da bağlıdır. Örneğin Ocak 2000 de neredeyse İMKB deki tüm hisseler kötü iken endeks dip yaptığında de ise sadece bazı hisseler iyidir. Aynı hisseyi 20000 TL den veya 2500 TL den de alabilirsiniz. Aynı hisse, fiyatı 2500 iken iyi, 20000 iken kötüdür. Tekrar olacak ama bir gömleği sezon başında, sezon sonu birinci indirimde, sezon sonu ikinci indirimde veya seri sonu mağazasından alabilirsiniz. Piyasanın fiyatı pahalıysa ucuz hisse aramak risklidir. Piyasa ucuzken ise her hisse ucuz değildir. Özellikle 100-200 liraya düşmüş hisselerin ucuzdan çok sorunlu olmaları daha olasıdır.
6- Hissenin ait olduğu firmanın lokalizasyonu
Bu konunun önemi 1999 yılının Ağustos ayında daha net bir şekilde ortaya çıktı. Hissenizin firması tek bir yerde lokalize ise veya değerli varlıklarının önemli bölümü tek bir yerde ise deprem gibi önemli bir doğa olayı veya yangın, sel gibi olaylardan büyük zararlar görebilir. Kötü lokalizasyonlara örnek fay hattı üzerinde kurulan TÜPRAŞ, PETKİM ve AYGAZ tesisleridır. Halbuki bölgesel bir felaket sırasında Migros gibi bir firmanın sadece bir bölümü zarar görecektir. Eğer fay hattı üzerinde kurulan bu şirketlerin tüm varlıkları orada olsaydı büyük bir felaketin sonuçlarını tahmin etmek zor olmazdı!
7- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun potansiyel siyasi etkinliği
Ahlaki değerlerle ilgisi bulunmayan bu kriter emerging marketlerin önemli kriterlerinden biridir. Türkiye de doruğa ulaşan yolsuzluk ve ahlaksızlığın meydana getirdiği bir ölçüttür. Bazı grupların yükselişi ve düşüşü bir parti veya bir politikacı ile paralel iken bazı firmalar ise at değiştirmeyi öğrenmişlerdir. Çok büyük grupların ise bu konuda fazla kaygıları yoktur. Çünkü reel anlamda piyasanın belirleyicisi zaten onlardır. Eskiden bu kriterin A.B.D gibi bir ülkenin piyasalarında fazla önemli olmadığını düşünenler Enron skandalından sonra fikir değiştirmiş olabilirler.
8- Hissenin genel dağılımı
Hissenin genel dağılımından kasıt hangi aracı kurumlarda ne kadar hisse var? değildir. Esas önemli olan takaslardaki yabancıların yüzdesidir. Genellikle yabancıların yoğun bir şekilde pozisyon tuttuğu hisseler yükseliş trendi sırasında yüksek primler yaparlar. Aracı kurumlardaki dağılımlar ise özellikle küçük hisseler için anlamsızdır. Eğer hangi aracı kurumda kimlerin kimler adına işlem yaptığını bilmezseniz hangi işlemin gerçekte ne anlam taşıdığını bilmeniz mümkün değildir.
Kısacası amatör borsa yatırımcısı için hisse seçmek kolay değildir. Doğru hisseyi seçen yatırımcı ekranda %50 zararda olsa bile zararının çıkacağı gün gelecektir. Yanlış hisseyi seçen yatırımcı ise yükseliş duasına çıkıp hayırsever bir spekülatörün hissesi ile ilgilenmesini beklemek zorundadır!
Dr.Arman Afrashi(KMX)
• Riskinizi önceden sınırlayın. Spekülasyona ayıracağınız parayı önceden kaybedebileceğinizi kabullenin. Başka bir amaç için biriktirilen paralarla yapılan spekülasyonda alınan kararların sağlıklı olmadığı gözlenir. Başarılı alım satım kararları için zihnin bağımsız olması gereklidir. Kararların kaybetme korkusu altında verilmesi hatalı sonuçlar doğurabilir.
• Kendi kendinizi tanıyın. Spekülatif hareketlerde duygulara hakim olmak gerekir. Eğer girdiğiniz bir pozisyon gece uykularınızı kaçırıyorsa o pozisyonu mutlaka kapatmalısınız.
• Küçük başlayın. Bilmediğiniz bir alanda para kaybetme tehlikesi yerine kağıt üzerinde alım satım yaparak başlayın. Borsada tecrübeniz yoksa ilk alışlarınızı küçük miktarlarda ve fazla hareketli olmayan hisselerle yapın. Bu işe ilk defa başlıyorsanız hareketli hisselere girmeden alım satımdaki zamanlamanın önemini kavrayın.
• Ara verin. Her gün yapılan alım satımlar kişinin karar verme yeteneğini köreltebilir. Başarılı spekülatörler, hatalı kararlarının artmaya başladığını hissettiklerinde borsayı unutup tatile giderler.
• Seans içinde karar vermeyin. Kararlarınızı, etkilenmeyeceğiniz bir ortamda verin. Seans anında görüşlerinize ters düşen hareketlerin planlarınızı etkilemesine izin vermeyin. Daha önce düşünmediğiniz yeni fikirler oluşturmayın. İyice incelenmeden yapılan hareketlerin genellikle zararla sonuçlandığı gözlenir.
• Çoğunluğa uymayın. Yapılan istatistikler, çoğunluğun her zaman yanlış düşündüğünü göstermiştir. Herkesin bildiği fikirlerden, haberlerden kaçının. Bazı istatistik büroları aracı kurum ve bankaları arayarak borsa hakkındaki görüşlerini düzenli olarak sorar. Bu görüşler iyimserlik yüzdesi olarak her hafta yayınlanır. Yüzde 85'in borsayı çok iyi görmesi, düşüş belirtisi olarak kabul edilir. İyimserliğin yüzde 25 in altına düşmesi ise yükseliş belirtisidir.
• Kendi fikrinizle başkalarının fikrini birbirinden ayırın. Kendi kararlarımızı verdikten sonra başkalarının sizi etkilemesine müsaade etmeyin. Dış görüşlerden etkilenirseniz sürekli karar değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Çevrenizde her zaman sizi ikna edecek mantıklı sebepler olacaktır. Kararınızı değiştirirseniz daha sonra ilk kararınızın yenisinden daha doğru olduğunu göreceksiniz.
• Emin olmadığınız zamanlarda işlem yapmayın. Kendinizi her gün alım/satım yapmak zorunda hissetmeyin. Başarılı sonuca ulaşabilmek için disiplinli olmanız ve sabırla iyi fırsatları beklemeniz gerekir. Bir pozisyona girmişseniz sonucunu bekleyin. Şüpheleriniz varsa pozisyonunuzu kapatıp kenara çekilin.
• Serbest fiyatlı emir vermeyin. Kısa vadede alım/satım yapan spekülatörlerin serbest fiyatlı emirlerden kaçınması gerekir. Limitli fiyat emirleri kullanmak daha doğrudur. İnandığımız hissede birkaç basamak ucuz alma hesabını yapmayın.
• Aşağı doğru ortalama yapmayın. Önceden aldığınız bir hisse ucuzlayınca ek alımlar yaparak maliyetinizi ucuzlatmaya çalışmayın. Aşağı giden fiyatlarda hiçbir zaman ortalama yapılmaz. Eldekilerin satışı daha doğrudur. Yükselen fiyatlarda ek alım yapılması mümkündür. Bunun da piramit gibi kademeli yapılması gerekir.
• Yüksek miktarlardaki alımı tek fiyattan yapmayın. Büyük portföyler için yapılan alımları bir kaç güne ve değişik fiyatlara yayın. İlk alım yapıldıktan sonra hareketin doğru olup olmadığını gözleyin. Pazarın yönünde aksi bir değişiklik yoksa alıma devam edin.
• Kaybeden bir pozisyona hiç bir zaman ek alım yapmayın. Kendinize ve aldığınız hisseye ne kadar güvenirseniz güvenin eğer zarar ediyorsanız ek alım yapmayın. Aldığınız hissenin düşüyor olması, sizin piyasanın yönüne uyum sağlayamadığınızı gösterebilir. Maliyet düşürme çabası pozisyonu daha da kötüleştirebilir.
• Zararı kesin. Piyasa sizin düşüncenize ters hareket ediyorsa hata yaptığınızı kabul edin. Elinizdekini satın. Zararın neresinden dönülse kardır. Borsaya yeni girenlerin başarısız olmalarının en büyük etkeni hata yapmış olabileceklerini kabullenmemeleridir. Piyasa istediğiniz yöne dönsün diye beklemek yerine, pozisyonu zararla kapatmak disiplin ve irade gerektirir. Başarının sırrı buradadır.
• Zararı sevin. Zararda iken satış yapmak çok zordur fakat zararı sevmeyi öğrenmelisiniz. Çünkü zarar, karın kardeşidir. Onurunuzu zedelemeden zarar etmeyi kabullenirseniz, zararınız sınırlanacak ve başarınız artacaktır.
• Beklenenin tersini yapın. Piyasada beklenen bir olayın beklenen reaksiyonu görmemesi al/sat sinyalidir. Beklenen olumlu bir haberin açıklanmasından sonra sonra fiyatlar hala yükselemiyorsa düşüş olacaktır. Olumsuz olay ve haberler piyasayı aşağı doğru etkileyemiyorsa yükseliş olacaktır.
• Tepe ve dip noktalardan kaçının. Alçalan trendde fiyatın her yukarı çıkışı, trendin o seviyeden değişeceğini göstermez. Her dönüş noktasında burası en düşük yerdi diye alim yapmak size çok pahalı bir ders olabilir. Tepe ve dip noktalarının kendilerini ispat etmelerini beklemek daha az zararlıdır. En tepede satmak, en dipte almak çabasında olmayın.
• Söylentiyi alın, gerçeği satın. Eğer bir hisse için olumlu söylentiler yayılmaya başlıyorsa alın. Söylentilerin kesinleştiği anlaşılınca satın. Söylentiler ilk duyulduğunda hisseye talebi artırır. Dedikodular resmiyet kazandığında fiyat zaten yükselmiştir. Satış yapın. Siz yine de söylentilerle hareket etmeyin.
• Çok kısa vadede oluşan karı alıp hisseden uzaklaşın. Bazen satın aldığımız hisse birden hiç beklemediğimiz kadar hızlı yükselmeğe başlar. Yükselişin hep aynı tempoda devam edeceğini sakın düşünmeyin. Satış yaparak mutlaka kan realize etmelisiniz.
• Küçük hesaplar yapmayın. Seçtiğiniz hissenin yükseleceğine gerçekten inanıyorsanız ucuz almaya çalışmayın. Piyasa fiyatının 1000 lira altında almaya çalışırken hisseyi kaçırabilirsiniz. Bir kaç kademe ucuz almaya çalışmak bazen çok önemli fırsatların kaçmasına neden olur. Kararlı olun. Karar verdiğiniz zaman beklemeyin, uygulayın.
• İçinde bulunduğunuz trendleri izleyin. Fiyat trendi en iyi dosttur. Bir hissenin uzun trendi, orta vadeli trendi ve kısa vadeli trendi hakkında bilginiz olmalıdır. Bazen biri yukarı, diğeri aşağı doğru olabilir. Hangi zaman zaman diliminde alım satım yapmak istediğinizi tayin etmelisiniz.
• Trend dönüşlerini kollayın. Bazı spekülatörler alım satım kararlarını oluştururken dikkatlerini bu noktaya toplarlar. Fiyatın trend çizgisi dışına çıkması ve orada kendini ispat etmesi çoğunlukla trend dönüşünü ortaya koyar. Yükselen çizginin aşağı doğru geçilmesi sat, alçalan çizginin yukarı doğru geçilmesi al sinyali sayılır.
• Fiyat hareketleri ile birlikte işlem miktarlarını da izleyin. Fiyat ile işlem miktarının birlikte artması, alış sinyalidir. Yükselişin devam edeceğini gösterir. Fiyat azalırken işlem miktarının artış göstermesi satış işaretidir. Kararsız fiyat hareketlerinde miktar artıyorsa fiyatın yönü belli olana kadar bekleyin.
• Pazarın değişen momentumuna bakın. Eğer borsa her gün yükseliyor fakat yükseliş her gün daha azalıyorsa bu pazarın aşağı döneceğini gösterir. Momentum zayıflamaktadır. Borsa günlerdir düşüyor fakat düşüş hızı gün geçtikçe azalıyorsa yön değiştirme zamanı yaklaşmaktadır. Pazarın momentumu artmaktadır.
• Kuvvetli hareketlerin ardından düzeltme geleceğini unutmayın. Bir hisse kısa zamanda çok hızlı yükselmişse alım için gerilemesi beklenmelidir. Bazen bu gerileme toplam yükselişin yüzde 60'ına varabilir. Hızlı bir düşüşte satış kararı alındıysa düzeltme yaparak fiyatın biraz yükselmesi beklenir.
• Alım/satım kararlarınızı o günkü fiyata dayandırmayın. Fiyat çok düştü, atık düşmez veya çok yükseldi artık yükselmez sanmayın. Fiyatların alt ve üstüne kendiniz sınır koymayın. Çünkü fiyatlar sınır tanımaz. Bir kaç senede hiç ummadığınız kadar yükselebilir veya alçalabilir.
HİSSE SEÇİMİ
10 Eylül Cumartesi
BU YAZI 2003 yılının Mart ayında yayınlanan 'BORSADA KAZANMAK MÜMKÜN MÜ?' kitabından alınmıştır.
Borsadaki amatör yatırımcının öğrenmesi gereken en önemli şeylerden biri uygun hisseleri seçmektir. Daha önce de değindiğim gibi bazıları için uygun olan hisseler amatör borsa yatırımcısı için uygun olmayabilirler. Örneğin dedikodusu bol, temeli zayıf ancak yüksek getiri sağlama olasılığı olan bir hisseyi küçük yatırımcının taşıması zordur. Şans eseri hisseyi en dip noktadan almış olsa bile satış yeri destek ve dirençleri belli olmadığı için ve endeksle hiç bir şekilde paralellik göstermediğinden dolayı genellikle ya yarı yolda bırakmak zorunda kalır veya elde ettiği ekran kazancını sert hareketler sırasında geri verir. Ekran takibi yapan bir profesyonelin bu tip hisselerde kazanma şansı varken ortalama bir küçük yatırımcının genellikle şansı olamaz. Yani bir ilaç birini iyileştirirken diğerinde yan etki yapabilir.
Hisse seçiminin değişik kriterleri bir çok yerde anlatılmış olabilir. Eğer bu konuyu yabancı bir kitaptan okuduysanız, yazarın verdiği bilgilerin ve yaptığı önerilerin hangi borsa hakkında olduğuna dikkat edeceksiniz. Artık bildiğiniz gibi Amerikalı bir yazarın verdiği bilgiler İMKB gibi emerging market’ler için geçerli olmayabilir.
Kanımca İMKB’deki hisse seçim kriterleri aşağıdaki gibi olmalıdır:
1- Hissenin ait olduğu firmanın sahipleri veya bağlı olduğu grubun yapısı ile ilgili konular
2- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun geçmiş performansı
3- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun gelecekle ilgili beklentileri
4- Hissenin ait olduğu firmanın bulunduğu sektördeki konumu
5- Hissenin değeri ve piyasanın değeri
6- Hissenin ait olduğu firmanın lokalizasyonu
7- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun potansiyel siyasi etkinliği
8- Hissenin genel dağılımı
1- Hissenin ait olduğu firmanın sahipleri veya bağlı olduğu grubun yapısı ile ilgili konular
Türkiye de borsaya kote olan firmaların sahipleri farklı yapılardadır. Genelde firma sahipleri serbest piyasa ekonomisinden yana gözükürken üçüncü dünyaya egemen olan kurallarına uygun olarak ancak serbest rekabetin teorik kuralları ile ilgisi olmayan özel ilişkilerle devlet ihalesi veya teşvik kapma gibi prosedürler ile sıkı bir şekilde ilgilenirler. Bazıları ise bunlarla yetinmeyip bilumum illegal ve nonetik işlere bulaşırlar. Yani kapitalizmin bile teorik olarak suç saydığı yollara başvururlar. Eski ekonomi dergilerini tarayanlar yakın geçmişin bazı başarılı ve dinamik işadamlarının birkaç yıl sonra hırsızlıktan ve yolsuzluktan dolayı hapiste yattıklarını gözlemleyebilirler! Ayrıca bazı ‘saygın’ işadamlarının kendi şirketlerinin içini boşalttıktan sonra iflas dedikodusuyla diğer hissedarların hisselerine el koyma alışkanlıkları da mevcut. Bunların firmalarının borsa tahtaları ya dönem dönem kapalıdır veya sürekli kapanma tehdidi altındadır. Özetle bu tip kişilerin ve grupların hisseleri ile ilgilenmenin yatırımcılar için pek hayırlı sonuçlar vermeyeceği ispatlanmıştır!
2- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun geçmiş performansı
‘Yayınlanan bilanço piyasa tarafından satın alınmıştır!’ veya buna benzer söylemler çoğu yatırımcı tarafından bilinse de ve bu cümle teorik olarak doğru olsa da pratikte bir şirketin bilançosuna bakarak bir çok şey öğrenilebilir. Örneğin bir şirketin esas faaliyet karı sürekli düşükse ve faiz geliri ile bilançosunu ayakta tutuyorsa yüksek faiz dönemi bittiğinde sorunların başlaması beklenebilir! Veya küçük bir şirkette genel yönetim masrafları aşırı fazlaysa bir şeylerin ters gittiği düşünülebilir. Kısa vadeli borçlar kalemi çığ gibi büyüyorsa ve şirketin yeni yatırımı yoksa şirketin uzun vadeli borçlarını ödeyebilmek için kısa vadeli borç sarmalına girdiği varsayılabilir! Şirketin stokları olması gerekenden fazlaysa gelecekte satış sorunu yaşayabilir. Yani bazı göstergeler şirketin karnesi gibidir. Sürekli zayıf notlar alan bir çocuktan aniden okul birinciliği bekleyemezsiniz.
3- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun gelecekle ilgili beklentileri
Bu konu İMKB deki hisseleri en çok etkileyen konulardan biridir. Gerek blue Chip’ler, gerekse diğer hisselerin endeksten bağımsız olarak yüksek prim yapmaları veya sert bir şekilde düşmelerinin en büyük nedenlerinden biri değişik beklentilerdir. Beklenti kelimesi İMKB’deki en ilginç kelimelerden biridir. Kullanım alanı ve süresi sonsuz olan bu kelimeye en iyi örnekler Wal-mart adında bir perakende devinin Tansaş’ı alma beklentisi ve Lufthansa havayollarının Çelebi firmasını satın alma beklentisidir. Beklentilerin bir bölümü ise gerçekten anlamlıdır. Örneğin bir holding’in enerji ile ilgili bir ihaleyi alma beklentisi veya bir firmanın GSM ihalesini kazanma beklentisi. Küçük yatırımcının göz önüne alması gereken bir nokta ise beklentilerin vadesidir. Örneğin yeni bir ürünü piyasaya süren bir firmanın o üründen para kazanması uzun sürebilir ve dolayısıyla beklenti doğru olsa bile yatırımcının vadesi beklentinin vadesi ile orantılı olmalıdır! İki yıllık vadeli bir beklentisi olan hisseyi aldıktan iki hafta sonra ‘bu hisse niye çıkmıyor?’ diye soran bir yatırımcının sıkılıp o hissede kalmayacağı ortadadır.
4- Hissenin ait olduğu firmanın bulunduğu sektördeki konumu
Firmaların bağlı bulundukları sektörlerdeki durumları, yani pazar payları, teknolojik özellikleri, hedef kitleleri ve sektörün geleceği de önemlidir. Örneğin büyük ve başarılı bir grup bir sektöre ilk kez giriyorsa ve o sektör ülke için yeni bir sektörse sonuç genellikle iyi olur. Koç grubunun Migros’u bu durum için en iyi örneklerden biridir. Küçük bir firma büyüklerin de içinde bulunduğu bir sektöre giriyorsa zorlanması beklenebilir. Elbette bu küçük firmaların sürekli başarısız olacakları anlamına gelmez ama şansları daha azdır. Bazen şanslarını iyi kullanan küçük firmalar doğru strateji ve taktikler sayesinde büyüklere karşı koyabilirler. Perakende sektöründe KİPA buna iyi bir örnektir. Diğer bir konu sektörün doygunluğa ulaşmasıdır. Eskiden lokomotif olan bir sektörün (örneğin tekstil sektörü) başarısı herkesi yatırıma teşvik edince piyasa doygunluğa ulaşır ve eski parlak günleri geride kalır.
5- Hissenin değeri ve piyasanın değeri
Yatırımcılar tarafından uzmanlara sıkça sorulan sorulardan biri ‘X hissesi iyi veya kötü mü?’ sorusudur. Bu soru tek başına oldukça soyut ve anlamsız bir sorudur. Bir hissenin iyi veya kötü olması bir çok şeyin yanında onun fiyatına ve piyasanın fiyatına da bağlıdır. Örneğin Ocak 2000 de neredeyse İMKB deki tüm hisseler kötü iken endeks dip yaptığında de ise sadece bazı hisseler iyidir. Aynı hisseyi 20000 TL den veya 2500 TL den de alabilirsiniz. Aynı hisse, fiyatı 2500 iken iyi, 20000 iken kötüdür. Tekrar olacak ama bir gömleği sezon başında, sezon sonu birinci indirimde, sezon sonu ikinci indirimde veya seri sonu mağazasından alabilirsiniz. Piyasanın fiyatı pahalıysa ucuz hisse aramak risklidir. Piyasa ucuzken ise her hisse ucuz değildir. Özellikle 100-200 liraya düşmüş hisselerin ucuzdan çok sorunlu olmaları daha olasıdır.
6- Hissenin ait olduğu firmanın lokalizasyonu
Bu konunun önemi 1999 yılının Ağustos ayında daha net bir şekilde ortaya çıktı. Hissenizin firması tek bir yerde lokalize ise veya değerli varlıklarının önemli bölümü tek bir yerde ise deprem gibi önemli bir doğa olayı veya yangın, sel gibi olaylardan büyük zararlar görebilir. Kötü lokalizasyonlara örnek fay hattı üzerinde kurulan TÜPRAŞ, PETKİM ve AYGAZ tesisleridır. Halbuki bölgesel bir felaket sırasında Migros gibi bir firmanın sadece bir bölümü zarar görecektir. Eğer fay hattı üzerinde kurulan bu şirketlerin tüm varlıkları orada olsaydı büyük bir felaketin sonuçlarını tahmin etmek zor olmazdı!
7- Hissenin ait olduğu firma veya bağlı olduğu grubun potansiyel siyasi etkinliği
Ahlaki değerlerle ilgisi bulunmayan bu kriter emerging marketlerin önemli kriterlerinden biridir. Türkiye de doruğa ulaşan yolsuzluk ve ahlaksızlığın meydana getirdiği bir ölçüttür. Bazı grupların yükselişi ve düşüşü bir parti veya bir politikacı ile paralel iken bazı firmalar ise at değiştirmeyi öğrenmişlerdir. Çok büyük grupların ise bu konuda fazla kaygıları yoktur. Çünkü reel anlamda piyasanın belirleyicisi zaten onlardır. Eskiden bu kriterin A.B.D gibi bir ülkenin piyasalarında fazla önemli olmadığını düşünenler Enron skandalından sonra fikir değiştirmiş olabilirler.
8- Hissenin genel dağılımı
Hissenin genel dağılımından kasıt hangi aracı kurumlarda ne kadar hisse var? değildir. Esas önemli olan takaslardaki yabancıların yüzdesidir. Genellikle yabancıların yoğun bir şekilde pozisyon tuttuğu hisseler yükseliş trendi sırasında yüksek primler yaparlar. Aracı kurumlardaki dağılımlar ise özellikle küçük hisseler için anlamsızdır. Eğer hangi aracı kurumda kimlerin kimler adına işlem yaptığını bilmezseniz hangi işlemin gerçekte ne anlam taşıdığını bilmeniz mümkün değildir.
Kısacası amatör borsa yatırımcısı için hisse seçmek kolay değildir. Doğru hisseyi seçen yatırımcı ekranda %50 zararda olsa bile zararının çıkacağı gün gelecektir. Yanlış hisseyi seçen yatırımcı ise yükseliş duasına çıkıp hayırsever bir spekülatörün hissesi ile ilgilenmesini beklemek zorundadır!
Dr.Arman Afrashi(KMX)