Boğazına kadar suça batmak

Aktivist

Banned
Katılım
3 Ağu 2011
Mesajlar
719
Reaction score
0
Puanları
0
Boğazına kadar suça batmak
Vatan Gazetesi İstihbarat Servisi'nden Burak Bilge çok güzel bir işe imza attı. Amirallere suikast iddianamesinin ek klasörlerinden Özden Örnek'in günlüklerine ait hiç yayınlanmamış bölümleri yayınladı. O bölümlerde neler var neler... Tablo çok net: Hem hırsızlık- yolsuzluk hem de darbecilik-cuntacılık boyutuyla boğazına kadar suça ve pisliğe batmış bir kurumsal yapı ve zihniyet. Fazla söze gerek yok, her şey ortada maalesef... Buyurun, Örnek'in notlarına birlikte bakalım:

1. HIRSIZLIK VE YOLSUZLUK
GÖLCÜK'TE YOLSUZLUKLAR (29 Nisan-05 Mayıs 2002):
Göreve başlamadan önce Gölcük bölgesinde bazı yolsuzlukların olduğunu biliyordum. Gördüğüm ilk manzara buradaki bazı şirketlerin adeta bir ihale mafyası gibi davrandıkları ve ihaleye katılmak isteyen bazı şirketleri kovaladıkları, istediklerini ihaleye soktukları ve böylece muhtemelen onlardan komisyon aldıkları...

KIVRIKOĞLU'NUN DAİRESİ (21 Mart 2003): Necdet Timur Orgenerallere oturmaya gittik. Bu arada inanılması zor şeyler de öğrendim. Oturdukları daire Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun kendisi için yaptırdığı blokun içinde 260 metrekare. Kıvrıkoğlu bir kez gelip daireyi görmüş ve beğenmeyerek baştan inşa ettirmiş. Hangi yetki ve hakla bu daireyi yaptırmış bilinmez.

KOMUTANDA 50 MİLYON $ (28 Temmuz 2003): Albay Belgütay Varımlı emir subayımı arayarak benimle özel bir konu görüşmek istediğini söyledi. Belgütay devamlı olarak TSK'da birçok yerde hırsızlık yapıldığını, bir generalin yurtdışında 50 milyon doları olduğunu, bir albayın 52 dairesi bulunduğunu ve bunların hepsinin belgelerinin kendisinde olduğunu tekrarladı durdu. Ayrıca Erdal Şener'in de kasasında olan 535 bin dolar devlet özel ödeneği ile Zirvekent'te kendisine iki daire aldığını belirtti. Genelkurmay başkanı bütün bunları biliyormuş. Ama işlem yapmıyormuş. Not: Bu onurlu subay Belgütay Varımlı 21 Kasım 2009'da şüpheli bir ölümle hayata veda etti. (NA)

2. DARBECİLİK VE CUNTACILIK
YAŞ'TA GERGİNLİK (01 Ağustos 2003): RTE, Genelkurmay Başkanı ile beraber salona girdi. Tüm orgeneral ve amiraller kendisine ne selam verdiler ne de ayağa kalktılar.

SEZER ELİNİ SIKMADI (01 Ağustos 2003): Yemekte Başbakan, Cumhurbaşkanı'nın elini sıkmak istedi ama o elini geri çekti. Tüm generaller, genelkurmay başkanı, başbakan ile konuşmaz ve ona yüklenir...

KAÇACAK DELİK BULAMAZ (23 Mayıs 2003): Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanı ile yaptığımız görüşmelerden anladığım, Genelkurmay Başkanı'na karşı tam bir tavır oluşmuş vaziyete. Kendisini yumuşak ve korkak buluyorlar. Ayrıca AKP ile ilişki içinde olduğundan şüpheleniyorlar. Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Mustafa Balbay, Jandarma Genel Komutanı'na gelerek 'Bildiklerimi bir yazarsam kaçacak delik bulamaz' demiş. Bugün ayrıca Cumhuriyet gazetesinde 'Genç subaylar AKP'den tedirgin' başlıklı bir haber yayınlandı.

DOĞAN VE TOLON RAHATSIZ (24 Şubat - 02 Mart 2003):
Tümgeneral Can Teller, Çetin Doğan Paşa ile Hurşit Tolon Paşa'nın bu konulardan çok rahatsız olduklarını ve kendi aralarında bir şeyler yaptığını, benim de onlarla görüşmemi ima etti. Bir tümgeneralin böyle konuşması beni şaşırttı.

ERDOĞAN'I PAYLAMAK (25-29 Kasım 2002):
MGK Genel Sekreteri Tayyip Erdoğan'ı nasıl payladığını anlatmaya başladı. Hemen konu AKP'ye karşı ne yapılması gerektiğine ve onların neler yapabileceğine geldi. Herkes şahindi. Umarım başımız derde girmez.
***
Örnek'in satırları trajik bir şekilde bitiyor:
'Umarım başımız derde girmez.' Maalesef evrensel hukuka göre başları derde girmek zorundaydı ve girdi de... Şimdi yargılanıyorlar. Darbecilerle işbirliği yapan gazeteciler de bundan nasibini alıyor, daha başka alacaklar da var. Üzücü ama gerçek maalesef bu...


Akşam
Nagehan Alçı
 
Geri
Üst