'Bize Kan Ağlatıyorlar'

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell


n19xs2.jpg



'Bize kan ağlatıyorlar'


Erdoğan yargı için, "Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar" dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başlatmayı planladıkları bir çok çalışmanın çeşitli sebeplerle engellendiğini belirterek, "Tam başlayacaksın, adım atıyorsunuz yargı karşınızda. Şimdi yargı bu sözlerime kızacak. 'Olmaz' diyorlar. Niye olamaz, niyesini söyleyin ya. Bunu biz ülkemiz için yapıyoruz. Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar, bunu yapmaya hakları yok" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesince yeniden düzenlenen Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin açılışını yaptı. Törende Emine Erdoğan'ın yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ile tiyatro ve sinemanın tanınmış simaları da hazır bulundu.

Türkiye ve İstanbul'un, yaklaşık 21 aylık aradan sonra Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ne yeniden kavuştuğunu belirten Erdoğan, tiyatronun düzenlenmesi için 17 milyon TL harcama yapıldığını ve ortaya İstanbul'a, Muhsin Ertuğrul'un anısına yakışan bir eser çıktığını söyledi.
Erdoğan, her hükümetin, ülkenin değerlerine aynı derecede sahip çıkması gerektiğini ifade ederek, "Kimsenin yaşam tarzına herhangi bir kastımız, bir kısıtlamamız olamaz. İnsanları eleştirebiliriz ama bunların bir saygı içerisinde olmasının gereğine inanıyoruz. Bunu 72 milyon için böyle düşünüyorum.

Bunu bir zenginlik olarak kabul ediyorum. Böyle düşünürken bunu farklı yere taşımanın da hiçbir anlamı yok. Kendi irademizle seçtiğimiz veya doğal olarak sahip olduğumuz her kimlik özelliğini korumak, geliştirmek ve özgürce yaşamak en tabii hakkımızdır" dedi.

Başbakan Erdoğan, iktidarın görevinin, demokrasi ve hukuk çerçevesinde bu hakları korumak ve geliştirmek olduğunu söyledi. Bunun, insani, vicdani, hukuki ve demokratik bir gereklilik olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Bütün bunları neden söylüyorum. Biz burada inşaata ilk kazmayı vurduğumuzda bana da, başkanıma da kazmayı vurdular. Ne söylüyorsak kabul edilmiyor, inanılmıyor. Sanki biz Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ni yere gömdük. Çok ileri gidildi. Neler söylenmedi ki. Buraya camii inşa edeceğimizi bile iddia ettiler.

Bu iddiaya inanan yazarlar oldu. Ciddi ciddi köşelerinde bunları yazdılar. Sanki biz bir tiyatro düşmanıyız. Ben 94'te İBB başkanı oldum. Bizden önce belediye başkanlarının yaptıkları tiyatrolara bakın. Kaç tane tiyatro inşa etmişler acaba. Sanki biz gösteri sanatlarına karşıyız. Bizim sanata karşı bir düşmanlığımız olamaz. Tam aksine bunu yaygınlaştırmanın gayreti içerisindeyiz" diye konuştu.

Erdoğan, başlatılan her çalışma karşısında eleştirilere maruz kaldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye genelinde bütün tiyatroları yıktığımızı, kaldıracağımızı söylediler. Böyle bir yaftayı yapıştırmaya, bizi böyle göstermeye, bizimle ilgili böyle bir imaj çizmeye kimin ne hakkı var. Üstelik bu sürekli yapıldı, sürekli yapılıyor. 'Başbakan ve partisi gerekli güvenceyi vermiyor, kitleleri ikna edemiyor' diyorlar. 'Tiyatroyu yıkıyorlar, cami yapacaklar' iddiasının ben neresine cevap vereyim.

Bu tür dedikoduların, iftiraların peşine düşsem, onları düzeltmeye kalksam bu ülkede taş üstüne taş koyamayız. Cemil Topuzlu'yu da yapıyoruz. Biz Cemil Topuzlu'nun belli bir zamanda hizmet vermesinin fizibıl olduğuna inanmıyoruz. Biz kış mevsimlerinde de burada kültürel etkinlikleri yapabilelim. Sadece 4-5 ay olmasın. Cemil Topuzlu'yu 4 mevsim çalışabilir hale getireceğiz."

Sözlerinin sonunda, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile ilgili yapmayı planladıkları çalışmaya ilişkin eleştirilere de değinen Erdoğan, AKM'nin şu anki durumundan kimsenin memnun olmadığını belirtti. Başbakan Erdoğan, "Halk arasında referandum yapsak kimse AKM'nin şu anki durumundan memnun değildir. Otopark sorunundan tutun, içindeki kullanım alanlarına varıncaya kadar bu şekilde bir kullanımsız eser olamaz. Taksim'e uygun dev bir eseri inşa edelim dedik. Ona da inanmadılar. Ben ülkeme düşman mıyım ya, ben insanıma düşman mıyım? Biz millete efendi olarak değil, hizmetkar olarak geldik.

Başlasaydık, orayı da tamamlamıştık. Tam başlayacaksın, adım atıyorsunuz yargı karşınızda. Şimdi yargı bu sözlerime kızacak. 'Olmaz' diyorlar. Niye olamaz, niyesini söyleyin ya. Bunu biz ülkemiz için yapıyoruz. Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar, bunu yapmaya hakları yok. AKM'yi 2010'a yetiştiremedik maalesef. Türkiye'de işler bundan dolayı zor yürüyor. Bütün dünya bazı gerçekleri görüyor ama üretme noktasındaki bariyerler, bizdeki kadar değil. Zor da olsa biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan, konuşmasının ardından sanatçılarla birlikte tiyatronun açılışını gerçekleştirdi. Katılımcılar daha sonra sahnelenen oyunu hep birlikte izledi.

İHA

Superonline - 'Bize kan ağlatıyorlar'
 
1- Yargıdaki sıkıntı dünün -bugünün sıkıntısı değil elbette, şimdiki akp kadrolarıyla uyumlu olmasını bekleyemeyiz, o kadrolarki, tıpkı YÖK gibi,Anayasa mahkemesi gibi, bürokratik kesim gibi yılların köklü elitsel dokunulmaz yapısıyla,hep ordalrdı. şimdi AKP ile bu yapının kan ve doku uyuşmasını beklmek zordur. yargıdaki kadrolaşma ; MOğultay ve OKtay zamanında iyice oraya yapışmış doldurulmuş ,mezhepsel yapısıylada hakim olmuş bir güç olarak durmaktadır karşımızda.

lakin;
2- Hükümet olan sensin, ve karşına çıkan engelleri millete arz-u hal etsende şikayet eder gibi ağlar gibi olamassın. gereken desteği ama referandum ama meclis desteği ile arkana alıp, öncelikle şu darbe anayasası olan 12 eylül anayasından kurtulacak ve yeni anayasayı hemen hazırlayacaksın,ardından hukuktaki siyasallaşmayı ,hiçte ağlamadan sızlamadan gereken düzenlemelerle yapacak ve milletin önüne koyacaksınki; darbecilerle kolkola girmiş, mahkemelerin numaralarında 12.cisi bizden ,13 onlardan diyen hakim savcı mahkeme çıkmasın telekulaklarda..

şikayet etme , gerekeni yap, o millet sana o yetkiyi verdi ..
 


n19xs2.jpg



'Bize kan ağlatıyorlar'


Erdoğan yargı için, "Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar" dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başlatmayı planladıkları bir çok çalışmanın çeşitli sebeplerle engellendiğini belirterek, "Tam başlayacaksın, adım atıyorsunuz yargı karşınızda. Şimdi yargı bu sözlerime kızacak. 'Olmaz' diyorlar. Niye olamaz, niyesini söyleyin ya. Bunu biz ülkemiz için yapıyoruz. Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar, bunu yapmaya hakları yok" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesince yeniden düzenlenen Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin açılışını yaptı. Törende Emine Erdoğan'ın yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ile tiyatro ve sinemanın tanınmış simaları da hazır bulundu.

Türkiye ve İstanbul'un, yaklaşık 21 aylık aradan sonra Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ne yeniden kavuştuğunu belirten Erdoğan, tiyatronun düzenlenmesi için 17 milyon TL harcama yapıldığını ve ortaya İstanbul'a, Muhsin Ertuğrul'un anısına yakışan bir eser çıktığını söyledi.
Erdoğan, her hükümetin, ülkenin değerlerine aynı derecede sahip çıkması gerektiğini ifade ederek, "Kimsenin yaşam tarzına herhangi bir kastımız, bir kısıtlamamız olamaz. İnsanları eleştirebiliriz ama bunların bir saygı içerisinde olmasının gereğine inanıyoruz. Bunu 72 milyon için böyle düşünüyorum.
Bunu bir zenginlik olarak kabul ediyorum. Böyle düşünürken bunu farklı yere taşımanın da hiçbir anlamı yok. Kendi irademizle seçtiğimiz veya doğal olarak sahip olduğumuz her kimlik özelliğini korumak, geliştirmek ve özgürce yaşamak en tabii hakkımızdır" dedi.

Başbakan Erdoğan, iktidarın görevinin, demokrasi ve hukuk çerçevesinde bu hakları korumak ve geliştirmek olduğunu söyledi. Bunun, insani, vicdani, hukuki ve demokratik bir gereklilik olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Bütün bunları neden söylüyorum. Biz burada inşaata ilk kazmayı vurduğumuzda bana da, başkanıma da kazmayı vurdular. Ne söylüyorsak kabul edilmiyor, inanılmıyor. Sanki biz Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ni yere gömdük. Çok ileri gidildi. Neler söylenmedi ki. Buraya camii inşa edeceğimizi bile iddia ettiler.

Bu iddiaya inanan yazarlar oldu. Ciddi ciddi köşelerinde bunları yazdılar. Sanki biz bir tiyatro düşmanıyız. Ben 94'te İBB başkanı oldum. Bizden önce belediye başkanlarının yaptıkları tiyatrolara bakın. Kaç tane tiyatro inşa etmişler acaba. Sanki biz gösteri sanatlarına karşıyız. Bizim sanata karşı bir düşmanlığımız olamaz. Tam aksine bunu yaygınlaştırmanın gayreti içerisindeyiz" diye konuştu.

Erdoğan, başlatılan her çalışma karşısında eleştirilere maruz kaldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye genelinde bütün tiyatroları yıktığımızı, kaldıracağımızı söylediler. Böyle bir yaftayı yapıştırmaya, bizi böyle göstermeye, bizimle ilgili böyle bir imaj çizmeye kimin ne hakkı var. Üstelik bu sürekli yapıldı, sürekli yapılıyor. 'Başbakan ve partisi gerekli güvenceyi vermiyor, kitleleri ikna edemiyor' diyorlar. 'Tiyatroyu yıkıyorlar, cami yapacaklar' iddiasının ben neresine cevap vereyim.

Bu tür dedikoduların, iftiraların peşine düşsem, onları düzeltmeye kalksam bu ülkede taş üstüne taş koyamayız. Cemil Topuzlu'yu da yapıyoruz. Biz Cemil Topuzlu'nun belli bir zamanda hizmet vermesinin fizibıl olduğuna inanmıyoruz. Biz kış mevsimlerinde de burada kültürel etkinlikleri yapabilelim. Sadece 4-5 ay olmasın. Cemil Topuzlu'yu 4 mevsim çalışabilir hale getireceğiz."

Sözlerinin sonunda, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile ilgili yapmayı planladıkları çalışmaya ilişkin eleştirilere de değinen Erdoğan, AKM'nin şu anki durumundan kimsenin memnun olmadığını belirtti. Başbakan Erdoğan, "Halk arasında referandum yapsak kimse AKM'nin şu anki durumundan memnun değildir. Otopark sorunundan tutun, içindeki kullanım alanlarına varıncaya kadar bu şekilde bir kullanımsız eser olamaz. Taksim'e uygun dev bir eseri inşa edelim dedik. Ona da inanmadılar. Ben ülkeme düşman mıyım ya, ben insanıma düşman mıyım? Biz millete efendi olarak değil, hizmetkar olarak geldik.

Başlasaydık, orayı da tamamlamıştık. Tam başlayacaksın, adım atıyorsunuz yargı karşınızda. Şimdi yargı bu sözlerime kızacak. 'Olmaz' diyorlar. Niye olamaz, niyesini söyleyin ya. Bunu biz ülkemiz için yapıyoruz. Ciğerlerimize kadar bize kan ağlatıyorlar, bunu yapmaya hakları yok. AKM'yi 2010'a yetiştiremedik maalesef. Türkiye'de işler bundan dolayı zor yürüyor. Bütün dünya bazı gerçekleri görüyor ama üretme noktasındaki bariyerler, bizdeki kadar değil. Zor da olsa biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan, konuşmasının ardından sanatçılarla birlikte tiyatronun açılışını gerçekleştirdi. Katılımcılar daha sonra sahnelenen oyunu hep birlikte izledi.

İHA

Superonline - 'Bize kan ağlatıyorlar'

Söylemek başka,Uygulamak başka
Ha uygulamalar var varda tam tersi var.
 
yargının olmadığı yerde demokrasi yoktur.her istediğini yapana diktatör derler.örnekler; alman faşisti adolf hitler ve italyan faşisti mussolini
 
:thumbdown: Bu yargının değişmesi lazım.yargıyı BİRİLERİNİN elinden kurtarmak:durdurun lazım
 
yargının olmadığı yerde demokrasi yoktur.her istediğini yapana diktatör derler.örnek adolf hitler ve mussolini

ancak tarafsız bi yargı olmak kaydıyla.Türkiye de yargı siyasallaşmıştır.Her kesime aynı yaklaşımda bulunan bi yargıdan söz etmek mümkün mü?
 
€rd@ls10;4871945' Alıntı:
ancak tarafsız bi yargı olmak kaydıyla.Türkiye de yargı siyasallaşmıştır.Her kesime aynı yaklaşımda bulunan bi yargıdan söz etmek mümkün mü?

tarafsız yargı demek, hükümete yalaka yargı demek değildir.tarafsız yargıda milletvekilleri dokunulmazlıkların arkasına saklanmaz.Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi bellidir.Yargıdaki kişiler elbette Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine taraf olacaklardır.Darbeler bile anayasanın çoğunu değiştirmesine rağmen bu üç maddeyi değiştirememişlerdir.Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.Ve bu üç maddeyi belirleyen kişi, bizi düşmandan kurtaran, ülkemizde kilise çan seslerinin olmasını engelleyen MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'tür.

1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

2) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

3) Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir.
Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı" dır.
Başkenti Ankara'dır.

4) Anayasanın 1 nci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 ncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
 
Darbeci ve ideolojik yargının derhal tasfiye edilmesi gerekir

Aksi halde millet asla söz sahibi olamaz
 
Bu ülkenin ilerlemesi ancak el ele vererek mümkündür.
Halktan birisi nasıl yıllardır özlem duyduğu şekilde her türlü
derdini gidip devlete anlatabiliyorsa devlet de sıkıntıya
girdiği zaman oturup dertleşebilmeli. Oy almadan yetki de
alınılmıyor. Allah yardımcıları olsun. Dualarımız bu ülkeyi
ferahlatmaya çalışan herkes içindir. Bir ülke
bir millet için gecesini gündüzünü harcayıp da karşılığında
halen çirkeflik görmek insanı çok yorar, sıkıntıya sokar.
Milleti için sıkıntıya girmeyip de yıllardır muhalif koltuklarını
dolduranların nasıl rahat olduklarını nitekim görmekteyiz.
LOOPUSED'un yazdıklarına katılmamak elde değil,
hepimizin beklentisi şu an Sivil Anayasadır. Umuyorum ki
gündemde olmasa da çalışmaları devam etmektedir..
 
€rd@ls10;4871945' Alıntı:
ancak tarafsız bi yargı olmak kaydıyla.Türkiye de yargı siyasallaşmıştır.Her kesime aynı yaklaşımda bulunan bi yargıdan söz etmek mümkün mü?

Yargının siyasi olduğunun en tipik misali Danıştayın katsayı kararıdır.

Karar Teziç'e göre farklı Özcan' a farklı uygulatılmaktadır.
 
bağımsız yargı elbette olacak bunların oyunları ve numaralarını iyice görsünki millet ne deniilmek istendiği anlaşılsın toplumun her kesimince.:utan


türkiye emin adımlarla iyi günlere gidiyor.allahın izni keremiyle...:utan

lider ülke türkiye bunu her kes görüyor.
 
Geri
Üst