_KarabaS_
Banned
- Katılım
- 29 Ara 2008
- Mesajlar
- 143
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Biz salak mıyız?
Siyasi partiler demokrasi yolunun vazgeçilmezleridir. Çok partili sistem Mustafa Kemal’in büyük hayaliydi.
İki kez denedi ama tutmadı.
Küçük çocuğun eline keskin bıçağı verirsen bir yerini keser.
Beylerle, hanlarla, hakanlarla, padişahlarla yüzlerce yıl yönetildikten sonra cumhuriyete geçmek , seçimle tanışmak kolay benimsenir bir olgu değildir.
Cumhuriyetin 85. yılı yaşanırken bile padişahlığı özleyen salaklar, halife diye içeriksiz bir makamı özleyenler olduğu düşünülürse , 1930’lu yıllardaki güçlükler daha iyi anlaşılır.
1960, 1971, 1980 darbeleri de cumhuriyeti ve yeşermekte olan demokrasiyi örseledi.
Yetişmiş insanlar siyasete bulaşmamaya özen gösterdiler.
Halkın içindenmiş gibi görünüp de , halktan çok uzaklarda dolaşanların iktidara gelebilmeleri birinci sınıf yetişmişlerin siyasete katılmamalarından kaynaklanıyor.
21.yüzyılda halkla alay eden, halkı salak gören siyasetçi ve yöneticilerle yol almak kaderimiz olmamalıydı.
Yaşananlara ve yapılanlara bakıldığında kendimizi sıkı biçimde sorgulamamız gerekir.
Biz gerçekten salak mıyız ?
Ekmek, zeytin, yumurta, ilaç, peynir, sebze, meyve, defter, kitap , günlük hayatımızda gerekli mal için KDV ödüyoruz.
Üretici giderek artan girdilerin yanı sıra gübreye de % 18 KDV ödüyor.
Odun, kömür, sabundan % 18 KDV alınıyor.
Yakut, elmas, pırlanta, zümrüt,inciden ise KDV alınmıyor.
Fakir fukara rahatça pırlanta , elmas, yakut alabilsin diye KDV’leri sıfırlanmış.
Ekmek, peynir, pirinç, makarna , süt, ilaç almasalar da olur.
Pırlanta önemli.
Çocuklar açlıktan ağlamaya başladığında elması veya pırlantayı bir ipin ucuna bağlayıp karşılarında sağa – sola salladın mı uyur ve açlıklarını unuturlar.
AKP bu konuda kıvıramaz.
Sağa sola kaçamaz.
- Bizden öncekiler yapmıştı, biz böyle bulduk, diyemez.
1 Ağustos 2004 den bu yana elmas, pırlanta alanlar KDV ödemiyorlar
2004 yılında AKP iktidar, Erdoğan Başbakan.
Ağustos sıcağı başlarına vurdu da böyle bir karar aldılar diyemeyiz, hepsinin yaşadıkları yerlerde klima bulunur.
Ulemaya sordular desek, Müslümanların takıp takıştırması yakın zamana kadar “mekruh” sayılırdı.
Demek ki fakir fukarayı düşündüler.
2004 den beri pırlanta ve elmas satışları patlamıştır.
Kuyumcuların önünde memurlar, işçiler kuyruk oluşturmuştur.
2004 yılında alınan bu karar emekçi halkımız üzerinde öylesine olumlu etki yaratmış ki, 2007 seçimimde iki kişiden biri AKP’ye oy verdi.
Girmek için kırk takla attığımız AB ülkelerinde pırlantadan alınan KDV ortalaması % 20.
İsveç ve Danimarka’da ise % 25.
Türkiye’de ( 0 ) SIFIR .
Avrupalılar fakir fukara düşmanı.
Halkımızın çoğu pırlantadan KDV alınmadığını bilmediği için oylarını başka partiye verdiler.
Yerel seçim öncesi bunu herkese duyururlarsa , oyları % 60 lara çıkar.
Bazı kendini bilmezler yine başka partilere oy vereceklerdir.
Herkesi mutlu etme olanağı yoktur.
Fakir fukarayı bu kadar düşünen ve pırlatanın KDV’sini sıfırlayan AKP’ye tüm belediyeleri teslim etmek gerekir.
Kimse “halk düşmanlarına ne yapılır” diye sormasın.
Aynanın karşısına geçip kendimizi dikkatle inceleyelim.
Aynaya iyice yaklaşarak alnımıza bakalım.
Orada ne yazıyor ?
http://www.anayurtgazetesi.com/default.asp?page=yazar&id=3262
Siyasi partiler demokrasi yolunun vazgeçilmezleridir. Çok partili sistem Mustafa Kemal’in büyük hayaliydi.
İki kez denedi ama tutmadı.
Küçük çocuğun eline keskin bıçağı verirsen bir yerini keser.
Beylerle, hanlarla, hakanlarla, padişahlarla yüzlerce yıl yönetildikten sonra cumhuriyete geçmek , seçimle tanışmak kolay benimsenir bir olgu değildir.
Cumhuriyetin 85. yılı yaşanırken bile padişahlığı özleyen salaklar, halife diye içeriksiz bir makamı özleyenler olduğu düşünülürse , 1930’lu yıllardaki güçlükler daha iyi anlaşılır.
1960, 1971, 1980 darbeleri de cumhuriyeti ve yeşermekte olan demokrasiyi örseledi.
Yetişmiş insanlar siyasete bulaşmamaya özen gösterdiler.
Halkın içindenmiş gibi görünüp de , halktan çok uzaklarda dolaşanların iktidara gelebilmeleri birinci sınıf yetişmişlerin siyasete katılmamalarından kaynaklanıyor.
21.yüzyılda halkla alay eden, halkı salak gören siyasetçi ve yöneticilerle yol almak kaderimiz olmamalıydı.
Yaşananlara ve yapılanlara bakıldığında kendimizi sıkı biçimde sorgulamamız gerekir.
Biz gerçekten salak mıyız ?
Ekmek, zeytin, yumurta, ilaç, peynir, sebze, meyve, defter, kitap , günlük hayatımızda gerekli mal için KDV ödüyoruz.
Üretici giderek artan girdilerin yanı sıra gübreye de % 18 KDV ödüyor.
Odun, kömür, sabundan % 18 KDV alınıyor.
Yakut, elmas, pırlanta, zümrüt,inciden ise KDV alınmıyor.
Fakir fukara rahatça pırlanta , elmas, yakut alabilsin diye KDV’leri sıfırlanmış.
Ekmek, peynir, pirinç, makarna , süt, ilaç almasalar da olur.
Pırlanta önemli.
Çocuklar açlıktan ağlamaya başladığında elması veya pırlantayı bir ipin ucuna bağlayıp karşılarında sağa – sola salladın mı uyur ve açlıklarını unuturlar.
AKP bu konuda kıvıramaz.
Sağa sola kaçamaz.
- Bizden öncekiler yapmıştı, biz böyle bulduk, diyemez.
1 Ağustos 2004 den bu yana elmas, pırlanta alanlar KDV ödemiyorlar
2004 yılında AKP iktidar, Erdoğan Başbakan.
Ağustos sıcağı başlarına vurdu da böyle bir karar aldılar diyemeyiz, hepsinin yaşadıkları yerlerde klima bulunur.
Ulemaya sordular desek, Müslümanların takıp takıştırması yakın zamana kadar “mekruh” sayılırdı.
Demek ki fakir fukarayı düşündüler.
2004 den beri pırlanta ve elmas satışları patlamıştır.
Kuyumcuların önünde memurlar, işçiler kuyruk oluşturmuştur.
2004 yılında alınan bu karar emekçi halkımız üzerinde öylesine olumlu etki yaratmış ki, 2007 seçimimde iki kişiden biri AKP’ye oy verdi.
Girmek için kırk takla attığımız AB ülkelerinde pırlantadan alınan KDV ortalaması % 20.
İsveç ve Danimarka’da ise % 25.
Türkiye’de ( 0 ) SIFIR .
Avrupalılar fakir fukara düşmanı.
Halkımızın çoğu pırlantadan KDV alınmadığını bilmediği için oylarını başka partiye verdiler.
Yerel seçim öncesi bunu herkese duyururlarsa , oyları % 60 lara çıkar.
Bazı kendini bilmezler yine başka partilere oy vereceklerdir.
Herkesi mutlu etme olanağı yoktur.
Fakir fukarayı bu kadar düşünen ve pırlatanın KDV’sini sıfırlayan AKP’ye tüm belediyeleri teslim etmek gerekir.
Kimse “halk düşmanlarına ne yapılır” diye sormasın.
Aynanın karşısına geçip kendimizi dikkatle inceleyelim.
Aynaya iyice yaklaşarak alnımıza bakalım.
Orada ne yazıyor ?
http://www.anayurtgazetesi.com/default.asp?page=yazar&id=3262