Birlikte Hayal Edelim

coolscorpy

New member
Katılım
21 Eyl 2008
Mesajlar
160
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ankara
Her hayalin bir son kullanma tarihi var. Mesala küçükken kendimi sürekli 18 yaşında hayal ederdim. Şimdi 26 yaşındayım. 5 yıl önce bir kız vardı hayallerimde evlenip,çok mutlu olacağım (!) ama o hayalinde bir son kullanma tarihi varmış. Sanırım şimdilerde aynı hayale başka karakterler yerleştirmeye uğraşıyorum. Kurduğumuz her hayal aslında hayatımıza atılan ufak beton parçaları gibi. Zamanla büyük binalar inşaa edebiliriz ya da tamamlanmadan o parçaların altında da kalabiliriz. S.Freud bir yazısında “Bir insanı unutabilirsin,Bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin,ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın…” demişti. Sanırım bende sana karşı hissettiğim o garip duyguyu uzun yıllar unutamayacağım.
Şimdi bu albümün en tuhaf kısmı olan “Birlikte Hayal Edelim” konu başlıklı yazısına geldi sıra. Öncelikle bize gerekli olan ilk şey güven. Yazdıklarımı okurken bana güvenebilmelisin. Çünkü senden sadece hayal kurmanı istiyorum.
Eğer hazırsan bir masaya otur. Önünde sadece beyaz bir A4 kağıt ve birde kurşun kalem olsun. Kağıdı yatay olarak 3 eşit şekilde çizerek ayır. Kenarları ahşap oymalı, verniksiz, eni 18 boyu 13,5 cm dikdörtgen bir çerçeve hayal et. Aklına ilk gelen resmi Çerçevenin içine koy. Kimi veya kiminle diye düşünmeden ilk aklına gelen bir resim olsun. Şimdi o çerçevenin içinde ki resme dikkatlice bak ve denizin dibindeymişsin gibi nefesini tutabildiğin kadar tutmaya çalış. Tekrar nefes almaya başladığında kalp ritimlerinin düzelmesini bekle. Şimdi resmin içindesin. O anı hatırla ve önünde ki beyaz kağıda çizgi dışına kesinlikle çıkmadan gördüğün her şeyi yaz.
İkinci olarak; Evinden çıktın otobüs duragına doğru yürüyorsun. Saatine baktın ve otobüs gelmek üzere. Koşmazsan yetişemeyeceksin. Eğer kaçırırsan bir sonra ki otobüsün 1 saat sonra gelecek ve gideceğin yere 1 saat geç varacaksın. Nereye gittiğini sen hayal et. 1 saat beklemeye değer mi? Yoksa koşmaya başlayıp o otobüse yetişecek misin? Eğer otobüse yetiştiysen gittiğin yere tam vaktinde varmanın olumlu yada olumsuz sonuçlarını, Yetişemediysen otobüsü beklediğin yerin ismini ve 1 saat geç gitmenin olumlu veya olumsuz etkilerini hayal edip önünde ki kağıdın en altta ki üçüncü bölümüne yaz. ortada ki ikinci bölüm boş kalsın.
Ve son olarak; Uzak diyarların en ücra köşesinde, denize nazır bir evde yaşıyorsun. Dışarı çıkman yasak. Pencereden baktığında içinde hep bir burukluk, eksiklik ve yarım kalmışlık hissi oluşuyor. Bu yüzden bakmaya korkuyorsun. Onca yılını hep bir şeyler bekleyerek ve arayak geçirdin. Fakat bir gün, hayatının en durağan, en sıradan, en olmadık anında, biri çıktı karşına. Daha önceleri Gönlüne birisi taş atsa, sonsuz kuyularda olduğu gibi bir tek tık sesi bile çıkmazdı ama şimdi dev dalgaların kıyıya vururken çıkardığı o sesi duyabiliyorsun içinde. Miğdende kelebekler uçuşurken sen ellerini iki bacağının arasına sımsıkı sıkıştırıp terlemesine ve de titremesine engel olmaya çalışıyorsun. Burnuna daha önce hissetmediğin güzel kokular geliyor. Anlamsızca gülmeye başlıyorsun ama kalbin ıssız bir sokakta karşına çıkan köpeklerin sende yarattığı etkiyi yaşıyor. Korkuyorsun. Şimdi önündeki beyaz kağıdın ikinci bölümüne ne istersen yazabilirsin. Ama eve hapsolduğunu unutma.
Hayal kurmanın bir son kullanma tarihi olduğu gibi aynı hayalin farklı versiyonlarının da olduğunu biliyoruz. Mesela İyi bir iş hayal eden birisi için, iyi bir iş bulmak hayalini gerçekleştirebildiği anlamına gelebilir. Ama zamanla farklı bir teklif karşısında mevcut çalıştığı işin o nu tatmin etmediğini ve şimdi ki teklifin kendisi için en ideali olduğunu düşünecektir. Sende bu albümü ilk okuduğun da kurduğun hayalin, 40 yıl sonra farklı versiyonlarını kuracaksın. Hayal son kullanma tarihi olan ve değişken bir ütopyadır.

Doğum günün kutlu olsun…
 
Yazının sonunu hayal kurma üzerine oluşturduğunuz metafora bağlamanız çok hoşuma gitti. Umut ediyorumki hoşuma giden ve beni bir o kadarda şaşırtan bu yazınızın devamı niteliğine başka yazılarınız da vardır :) aynı tadı her zaman yaşayabilmek dileğiyle...
 
Ben hala deliyim, hala sevdalı..

Dinlediğim şarkıların sözlerinde dile geliyor AŞK... İsmail Tunçbilek ne güzel de yorumlamış. Ben hala deliyim, hala sevdalı...

3 yılı aştı ayrılığımız. 38 ay oldu, ömrümün yarısı tam 38 ay.
şimdi dördüncü yıla merdiven dayamışken ben hala aynı basamaktayım.
Gözümün önünden bir gitsen, tek bir gün senzizliğe uyanabilsem... ne mümkün?
Ben hala çılgın sana, hala sevdalı.
Sen herşeyden wazgeçmiş gibisin!
ve en önemlisi de kendinden.
sen verdiğin kararın arkasında durdun vazgeçmedin kinindeen ve öfkenden.
sen beni delice sevmene rağmen yaktığın ateşe atabildin. bense söndüremedim.
ben belki yıllarca gördüğüm her kişiyi sana benzeticem,
her gülüüşte seni arıcam yada her öptüğüm dudak senin dudağın olacak.
senin bana baktığın gibi bakmasını isticem başkasının gözlerinden
ama seninle kurduğumuz hayalleri bir başkasıyla hayal etmeden...


ya sen bitanem. bir başkasında arıyormusun beni?​
 
günümüzde artık kaybolmaya yüz tutmuş duyguları yaşıyor olmanın ayrıcalığını yaşamalısın. Hayat akıp giderken kendi dipnotlarını yine kendin oluşturuyorsun hatta kronolojik sıralamayla hayatını sınıflandırıyorsun. Kıskanmadım desem yalan olur. Yüreğine sağlık.
 
Çok güzeldi,zevkle okudum.Reactor gibi bende yazılarınızın devamını dilerim.Teşekkürler bizimle paylaştığınız için.
 
Yazıları beğenmenize çok sevindim. Teşekkür ederim söyledikleriniz için. Sanırım hayatta olmazsa olmazlardan sayılabilecek en güzel şey de aşk ı gerçekten acısıyla tatlısıyla yaşayabiliyor olmak. Kim demiş aşk acısı kötü diye :) Aşk acısı çekmenin de kendine has güzellikleri var. Ama yinede temennim sevenlerin bir ömür boyu birlikte olması. Elimden geldiğince yazdığım yazıları paylaşmaya çalışıcam.
 
Geri
Üst