birkaç seçme fıkrada benden

hardsolver

New member
George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:

"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.

Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.

Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.

Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!



temel bir gün Avrupaya gider.
Temel'in kötü bir alışkanlığıda vardır,sürekli içki içer.
bir gün bir bara girip barmenden üç -bira ister ve·
içer. üç-beş defa böyle yapınca barmen merak eder ve sorar;
"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz? .
~Temel cevap verir;
-"Ben,. Dursun ve' Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanın farklı yerlerindeyiz .. Hepimizde bara girdiğimizde birbirimizin yerıne bira içeriz, öteki iki birayı o .yüzden içiyorum" der.
~Yine günlerden bir, gün Temel bara gelir ve iki bira içer.barmen verir. Temel biraları içtikten sonra tam
kalkarken'barmen sorar;
"Allah rahmet eylesin efendim, kardeşinizin biri öldü herhalde?" deyince Temel cevap verir;
~Hayır ben içkiyi bıraktım da ..

:durdurun :durdurun :durdurun :durdurun

Temel İstanbul a gelmiş, yürüyormuş.Bu arada 5 dakikada bir top
atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari
neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"

:durdurun :durdurun :durdurun :durdurun :durdurun
Agir bir hasta hastahanede. Tüm ailesi bekleme odasinda doktorlardan haber bekliyor.Yorgun ve umutsuz bakisli bir doktor çikiyor "Tek yasam sansi var oda beyin nakli. Böyle bir ameliyati ilk olarak deneyecegiz, tabi masraflar hastanin ailesine ait."

Aile, saskin, yorgun, çaresiz... Aralarindan biri "Peki ama fiat nedir diyor ?" Degisir diyor cerrah. 5000 Euro erkek beyni kullanirsak, 200 euro kadin beyni kullanirsak. Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalisirlar. Hanimlarla gözgöze gelmekten kaçarlar.Ama aralarindan biri merakini yenemez, peki doktor bu fiat farkinin nedeni nedir diye sorar. Cerrah gülümser. "Eh tabi, ayni arabalar gibi.kadin beyinleri ucuz oluyorr akillarini çok kullandiklari için. Kullanilmis akil, kullanilmis beyin. Erkek beyni hiç kullanilmamis sifir km araba gibi pahali oluyor."

:durdurun :durdurun :durdurun :durdurun :durdurun
sünnet

--------------------------------------------------------------------------------
Sünnet
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler.
Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir
Amerikalı bilim adamı da davet edilir.
Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir,
hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma
fırsatı bulur, halkla kaynaşır, kendini
sevdirir. Karadenizliler ile Amerikalı bilim
adamı hemen her konuda anlaşırlar uyum içinde
konferans biter.

Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir
düşünce. Biz bu değerli bilim adamına nasıl
teşekkür edelim? Aralarında toplanırlar, başkan
konunun önemini vurgulamak için der ki:
Biz bu Türk dostu, değerli bilim adamına nasıl
bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem
kullanışlı birşey olsun, hem her eline aldığında
bizi hatırlasın?"
Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan
Temel elini kaldırır:

''Sünnet ettirelim..!"
:durdurun :durdurun :durdurun :durdurun
Temel'in sandığı
Temel çok başarılı bir kaptanmış. Başarısı tüm denizciler tarafından bilinir ve taktir edilirmiş. Ancak bir huyu varmış, her sabah kamarasındaki bir sandığın kilidini dikkatle açar, içinden aldığı kağıdı dikkatle okur ve hemen sandığı kilitlermiş. Kim sorarsa sorsun sandıkta ne olduğunu hiç kimseye söylemezmiş. Gel zaman git zaman bir gün Temel ölmüş. Tek mal varlığı sandığı olduğundan bütün akrabaları içinde çok büyük bir hazine olduğunu, yada Temel'in her sabah okuduğu kağıdın bir define haritası olduğunu düşünerek merakla sandığı açmışlar. Sandıkta yalnızca Temel'in her sabah dikkatle okuduğu kağıt varmış ve kağıtta şu yazıyormuş:
- Sağ: Sancak, Sol: İskele.



Temel ve Maymun

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "maymunu iyi besle!"


Temel ve sevgilileri

Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar:
- Niye ögretmen de digerleri degil?
Temel de ona döner:
- Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha tekrarlıyalım...
 

HTML

Üst