lazzuri53
"LazigoL"
Bazı şeyleri en baştan söylemek iyi olacak...
Sonra bazen insanlar, yazının özünden uzaklaşıp öyle düşüncelere kapılıyorlar ki...
Ben aklıma gelen yanlış anlama olasılıklarını şimdiden yazayım...
Amacım Roberto Carlos transferini küçümsemek değil..
Amacım birçok kişiye göre bekleneni veremeyen Roberto Carlos'u aklamak da değil..
Fenerbahçe düşmanı da değilim, yalakası da...
Roberto Carlos ile Ümit Özat'ı futbolcu kalitesi açısından bir tutmaya çalışmıyorum. Sadece spesifik olarak Fenerbahçe'deki Roberto Carlos ile Fenerbahçe'deki Ümit Özat'ın performanslarını karşılaştırıyorum.
Bazen futbolseverlerin, tuttukları takıma duydukları sevgiden hareketle, hoşlarına gitmeyen her yazıda bir art niyet arama huyu yüzünden bunları en baştan söyleyeyim dedim...
Gelelim konumuza, gelelim Carlos'a...
O hiç kuşku yok ki Türkiye'ye gelmiş en kariyerli futbolcu. 1 Dünya Kupası şampiyonluğu, 1 Dünya Kupası ikinciliği, 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 2 Copa America şampiyonluğu, 1 UEFA Süper Kupa şampiyonluğu, 1 FIFA Kıtalararası Kupa şampiyonluğu, 3 La Liga şampiyonluğu gibi uzadıkça bitmek bilmeyen bir koleksiyona sahip olan Roberto Carlos'un kariyeri Türkiye'de forma giymiş hiçbir futbolcuya nasip olmamıştı.
Üstelik mevkiisinde "Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi ismi" olarak gösterilebilecek bir oyuncu da Türkiye'ye gelmemişti. Burada Hagi'nin ismini ortaya atanlar olabilir, ama Hagi'nin Maradona'dan iyi olduğunu savunacak kimse çıkmaz diye düşünüyorum...
Roberto Carlos Fenerbahçe'ye transfer olduğu gün, bütün haber ajansları bunu dünyaya flaş gelişme olarak duyurmuş, ilk kez bir Türk takımının yaptığı transfer dünyanın her yerinde yankı uyandırmıştı.
Herkesin kabul ettiği bir şey vardı: Roberto Carlos o eski Roberto Carlos değildi. Zaten olsaydı onu Türkiye'ye getirebilecek bir güç de yoktu, eski Carlos olmadığını kendisi de kabul ediyordu. Ama bunu bahane edip Carlos'un transferini küçümsemeye kalkanlara hak vermek de mümkün değildi.
Çünkü Fenerbahçe Roberto Carlos'u sadece "iyi bir sol beke sahip olmak için" almamıştı. Roberto Carlos bir reklam aracıydı, Roberto Carlos bir imajdı, Roberto Carlos yıldız transfer etmeyi alışkanlık edinen Fenerbahçe'nin adını, dünyadaki tüm büyük yıldızlara duyuracak bir referans noktasıydı.
Ancak bir de rakamlar vardı elbette.
Her ne kadar yukarıda da söylediğim gibi, Fenerbahçe'nin sol bek sorununu çözmekten çok, yıllardır yürüttüğü transfer politikasını tüm dünyaya duyurmak için attığı büyük bir adım olsa da; Carlos transferinin sahadaki yansımasını anlatan rakamlar pek de olumlu değil.
Bir yanda Roberto Carlos, diğer yanda Ümit Özat..
Carlos'un bu sezon koşturduğu sol kulvarda, yıllardır sağ ayağıyla canını dişine takan, öyle ki eleştirile eleştirile sol ayağıyla orta yapmayı bile öğrenen Ümit Özat'ı kim unutabilir?
Herşeyi, Roberto Carlos'un kariyerini, markasını, şöhretini bir yana bıraktım; Türkiye'nin en önemli futbol istatistik şirketi Fstats'ın verilerine göre Roberto Carlos'un 1 yılı ile Ümit Özat'ın Fenerbahçe'deki son 2 yılını karşılaştırdım.
Fenerbahçe'de sürekli eleştirilen, taraftara kendini bir türlü tam olarak kabul ettiremeyen Ümit Özat'ın Fenerbahçe'ye bazı noktalarda çok daha faydalı, daha istikrarlı olduğunu açıkça ortaya koyuyordu rakamlar. Ama bazı rakamlar da Roberto Carlos'u ön plana çıkartıyor, üstelik takımıyla ilk sezonunu yaşayan ve sezonun son bölümünde de sakatlanarak forma giyemeyen Carlos'un gelecek sene kendini bulup çok daha başarılı işler yapabileceğini gösteriyordu.
CARLOS RAKİP KALEYİ TEHDİT EDİYOR
Carlos'un ligde 2 golü vardı, Ümit son 2 senesinde tek gol atabilmişti. Eşsiz şutlarıyla dünyaya nam salan Carlos, aynı özelliğini Türkiye'de de izletebilmek için bir çok kez şut çekmişti. Rize'de çektiği muazzam şutu kim unutabilir?
Oysa Ümit o kadar çok şut çekmiyor, rakip kaleciler için pek de tehdit oluşturmuyordu. Aslında Gençlerbirliği ve Bursaspor'da oynarken sert ve isabetli şutlarıyla tanınan Özat, Fenerbahçe'deki yetenekli futbolcuların çokluğundan olacak, şut çekmeyi unutmuştu...
ASİSTLER ÜMİT'TEN
Ama iş asist yapmaya gelince Carlos bu sene arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlamada sınıfta kalmıştı, Ümit Özat bu konuda çok daha başarılıydı. Carlos'un sadece 1 asisti olmuştu, oysa Ümit Özat son 2 sezonunda toplam 11 asiste imza atmıştı.
İş kanatları kullanmaya gelince 2005-06 sezonundaki Ümit Özat, bu sezonki Roberto Carlos'u ikiye katlıyordu: 207-101. İsabetli ortalarda da 3 sene önceki Ümit, Carlos'dan çok daha başarılıydı.
ÜMİT ÇALIYOR, CARLOS ÇALDIRMIYOR
İnanılmaz bacak kaslarıyla, ufak tefek gibi görünmesine rağmen son derece güçlü olmasıyla tanınan 34 yaşındaki Carlos, artık eski mücadele gücüne sahip olmadığından rakiplerinden fazla top çalamamıştı.. Carlos bu sene 45 top çalabilmişti. Oysa Ümit Özat 2006-07'de 73, 2005-06'da ise 92 top çalmıştı rakiplerinden.
Ama çok iyi bir tekniği olan Carlos Ümit'ten daha az top kaptırıyordu. Özat, 2005-06 sezonunda Carlos'un 2 katı top kaptırmıştı.
Ümit'in top kazanma oranı daha yüksekken, Carlos'un top kaybetme oranı daha düşüktü.
Ve Carlos bu sene ligde 1943 dakika sahada kalmıştı. Oysa ki Ümit Özat 2006-07'de 2053, 2005-06'da 3060 dakika ter dökmüştü sahada.
GENEL INDEX PUANINDA ÜMİT DAHA BAŞARILI
Ve son olarak tüm bu veriler kapsamında Fstats'ın verdiği Index puanlarında Roberto Carlos, Ümit Özat'ın gerisinde kalıyordu. Üstelik Ümit Özat 2005-06 sezonunda Türkiye'nin en başarılı 2. defans oyuncusu oluyordu.
SEZAR'IN HAKKI SEZAR'A VERİLMELİ
Tüm bu somut verilerden sonra, işin göreceli yanına geçelim...
Ümit Özat, Roberto Carlos'u 10'a da katlasa ben yine "Fenerbahçe Roberto Carlos'u almakla doğru yaptı" derim... Sebebini yukarıda yazdım zaten...
Ama Fenerbahçe'de oynarken yeri geldiğinde on binlerce kişi tarafından ıslıklanan, basında en ağır şekilde eleştirilen ve sonunda pes edip çok emek verdiği o formaya erken veda etmek zorunda kalan Ümit Özat'a da biraz haksızlık edilmiş galiba, ne dersiniz?
Cem Kurel
Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
Sonra bazen insanlar, yazının özünden uzaklaşıp öyle düşüncelere kapılıyorlar ki...
Ben aklıma gelen yanlış anlama olasılıklarını şimdiden yazayım...
Amacım Roberto Carlos transferini küçümsemek değil..
Amacım birçok kişiye göre bekleneni veremeyen Roberto Carlos'u aklamak da değil..
Fenerbahçe düşmanı da değilim, yalakası da...
Roberto Carlos ile Ümit Özat'ı futbolcu kalitesi açısından bir tutmaya çalışmıyorum. Sadece spesifik olarak Fenerbahçe'deki Roberto Carlos ile Fenerbahçe'deki Ümit Özat'ın performanslarını karşılaştırıyorum.
Bazen futbolseverlerin, tuttukları takıma duydukları sevgiden hareketle, hoşlarına gitmeyen her yazıda bir art niyet arama huyu yüzünden bunları en baştan söyleyeyim dedim...
Gelelim konumuza, gelelim Carlos'a...
O hiç kuşku yok ki Türkiye'ye gelmiş en kariyerli futbolcu. 1 Dünya Kupası şampiyonluğu, 1 Dünya Kupası ikinciliği, 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 2 Copa America şampiyonluğu, 1 UEFA Süper Kupa şampiyonluğu, 1 FIFA Kıtalararası Kupa şampiyonluğu, 3 La Liga şampiyonluğu gibi uzadıkça bitmek bilmeyen bir koleksiyona sahip olan Roberto Carlos'un kariyeri Türkiye'de forma giymiş hiçbir futbolcuya nasip olmamıştı.
Üstelik mevkiisinde "Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi ismi" olarak gösterilebilecek bir oyuncu da Türkiye'ye gelmemişti. Burada Hagi'nin ismini ortaya atanlar olabilir, ama Hagi'nin Maradona'dan iyi olduğunu savunacak kimse çıkmaz diye düşünüyorum...
Roberto Carlos Fenerbahçe'ye transfer olduğu gün, bütün haber ajansları bunu dünyaya flaş gelişme olarak duyurmuş, ilk kez bir Türk takımının yaptığı transfer dünyanın her yerinde yankı uyandırmıştı.
Herkesin kabul ettiği bir şey vardı: Roberto Carlos o eski Roberto Carlos değildi. Zaten olsaydı onu Türkiye'ye getirebilecek bir güç de yoktu, eski Carlos olmadığını kendisi de kabul ediyordu. Ama bunu bahane edip Carlos'un transferini küçümsemeye kalkanlara hak vermek de mümkün değildi.
Çünkü Fenerbahçe Roberto Carlos'u sadece "iyi bir sol beke sahip olmak için" almamıştı. Roberto Carlos bir reklam aracıydı, Roberto Carlos bir imajdı, Roberto Carlos yıldız transfer etmeyi alışkanlık edinen Fenerbahçe'nin adını, dünyadaki tüm büyük yıldızlara duyuracak bir referans noktasıydı.
Ancak bir de rakamlar vardı elbette.
Her ne kadar yukarıda da söylediğim gibi, Fenerbahçe'nin sol bek sorununu çözmekten çok, yıllardır yürüttüğü transfer politikasını tüm dünyaya duyurmak için attığı büyük bir adım olsa da; Carlos transferinin sahadaki yansımasını anlatan rakamlar pek de olumlu değil.
Bir yanda Roberto Carlos, diğer yanda Ümit Özat..
Carlos'un bu sezon koşturduğu sol kulvarda, yıllardır sağ ayağıyla canını dişine takan, öyle ki eleştirile eleştirile sol ayağıyla orta yapmayı bile öğrenen Ümit Özat'ı kim unutabilir?
Herşeyi, Roberto Carlos'un kariyerini, markasını, şöhretini bir yana bıraktım; Türkiye'nin en önemli futbol istatistik şirketi Fstats'ın verilerine göre Roberto Carlos'un 1 yılı ile Ümit Özat'ın Fenerbahçe'deki son 2 yılını karşılaştırdım.
Fenerbahçe'de sürekli eleştirilen, taraftara kendini bir türlü tam olarak kabul ettiremeyen Ümit Özat'ın Fenerbahçe'ye bazı noktalarda çok daha faydalı, daha istikrarlı olduğunu açıkça ortaya koyuyordu rakamlar. Ama bazı rakamlar da Roberto Carlos'u ön plana çıkartıyor, üstelik takımıyla ilk sezonunu yaşayan ve sezonun son bölümünde de sakatlanarak forma giyemeyen Carlos'un gelecek sene kendini bulup çok daha başarılı işler yapabileceğini gösteriyordu.
CARLOS RAKİP KALEYİ TEHDİT EDİYOR
Carlos'un ligde 2 golü vardı, Ümit son 2 senesinde tek gol atabilmişti. Eşsiz şutlarıyla dünyaya nam salan Carlos, aynı özelliğini Türkiye'de de izletebilmek için bir çok kez şut çekmişti. Rize'de çektiği muazzam şutu kim unutabilir?
Oysa Ümit o kadar çok şut çekmiyor, rakip kaleciler için pek de tehdit oluşturmuyordu. Aslında Gençlerbirliği ve Bursaspor'da oynarken sert ve isabetli şutlarıyla tanınan Özat, Fenerbahçe'deki yetenekli futbolcuların çokluğundan olacak, şut çekmeyi unutmuştu...
ASİSTLER ÜMİT'TEN
Ama iş asist yapmaya gelince Carlos bu sene arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlamada sınıfta kalmıştı, Ümit Özat bu konuda çok daha başarılıydı. Carlos'un sadece 1 asisti olmuştu, oysa Ümit Özat son 2 sezonunda toplam 11 asiste imza atmıştı.
İş kanatları kullanmaya gelince 2005-06 sezonundaki Ümit Özat, bu sezonki Roberto Carlos'u ikiye katlıyordu: 207-101. İsabetli ortalarda da 3 sene önceki Ümit, Carlos'dan çok daha başarılıydı.
ÜMİT ÇALIYOR, CARLOS ÇALDIRMIYOR
İnanılmaz bacak kaslarıyla, ufak tefek gibi görünmesine rağmen son derece güçlü olmasıyla tanınan 34 yaşındaki Carlos, artık eski mücadele gücüne sahip olmadığından rakiplerinden fazla top çalamamıştı.. Carlos bu sene 45 top çalabilmişti. Oysa Ümit Özat 2006-07'de 73, 2005-06'da ise 92 top çalmıştı rakiplerinden.
Ama çok iyi bir tekniği olan Carlos Ümit'ten daha az top kaptırıyordu. Özat, 2005-06 sezonunda Carlos'un 2 katı top kaptırmıştı.
Ümit'in top kazanma oranı daha yüksekken, Carlos'un top kaybetme oranı daha düşüktü.
Ve Carlos bu sene ligde 1943 dakika sahada kalmıştı. Oysa ki Ümit Özat 2006-07'de 2053, 2005-06'da 3060 dakika ter dökmüştü sahada.
GENEL INDEX PUANINDA ÜMİT DAHA BAŞARILI
Ve son olarak tüm bu veriler kapsamında Fstats'ın verdiği Index puanlarında Roberto Carlos, Ümit Özat'ın gerisinde kalıyordu. Üstelik Ümit Özat 2005-06 sezonunda Türkiye'nin en başarılı 2. defans oyuncusu oluyordu.
SEZAR'IN HAKKI SEZAR'A VERİLMELİ
Tüm bu somut verilerden sonra, işin göreceli yanına geçelim...
Ümit Özat, Roberto Carlos'u 10'a da katlasa ben yine "Fenerbahçe Roberto Carlos'u almakla doğru yaptı" derim... Sebebini yukarıda yazdım zaten...
Ama Fenerbahçe'de oynarken yeri geldiğinde on binlerce kişi tarafından ıslıklanan, basında en ağır şekilde eleştirilen ve sonunda pes edip çok emek verdiği o formaya erken veda etmek zorunda kalan Ümit Özat'a da biraz haksızlık edilmiş galiba, ne dersiniz?
Cem Kurel
Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
