Bir ses kaydı: Hayırcının umudu Öcalan
Sadece siyasetçiler değil yargı da sahaya indi. HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek'ten sonra Ali Suat Ertosun da konuştu.
Ertosun kurulun en çok tartışılan üyelerinden... Korsan kararnamenin mimarı olarak adı geçti. O da Özbek gibi kritik davaların bazı hâkim ve savcılarının yerlerini değiştirmek istediklerini itiraf etti.
Ertosun yalnızca kendisi hakkındaki iddialara cevap vermedi, referanduma da değindi, sözünün bir yerinde 'HSYK değişince bütün sorunlar bitecek mi? İş sorunu aş sorunu bitecek mi?' dedi. Bu cümleler size de tanıdık gelmiyor mu? Kelimesi kelimesine CHP sözcülerinden defalarca dinledik.
Yüksek yargı temsilcilerinin konuşmalarında daha dikkatli dil kullanmaları gerekmiyor mu? Bünyelerinde anayasa değişikliğine itiraz edenler olduğu gibi olumlu bakanlar da var. Onların da düşüncelerini yansıtmaları lazım. Amacım Kadir Özbek ve Ali Suat Ertosun'un konuşmalarını analiz etmek değil.
Herkes gibi beni de şoke eden bir ses kaydı düştü internete. İki gündür onu düşünüyorum. İlk duyduğumda inanamadım ve o sözlerin 'doğru olmadığını' umut ettim. 'Tekzip edilir' diye bekledim. Ne yazık ki şu ana kadar yalanlanmadı. Ses kaydına hiçbir açıklık getiren de çıkmadı. Ne o sesin sahibinden ne de mensubu olduğu kurumdan 'tık' yok.
Ertosun'a soruldu. Topu taca attı. 'Dinlemelerin yasaya aykırı olduğunu düşünüyorum.' dedi. Dinlemeyi yapan her kim ise bulunmasını istedi. O sadece olayın bir boyutu. Ya ses kaydındaki ifadeler? Onlar için söyleyecek bir sözü olmaz mı insanın? 'Katılmıyorum' diyebilir. Tepki gösterebilir. Ama yapmadı. Kamuoyunda infial uyandıran ses kaydının içeriğine girebilirdi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nden Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişi, iki meslektaşına referandumun reddedilmesi gerektiğini anlatırken açıkça 12 Eylül'deki sandıktan 'hayır' çıkması için Öcalan'a çok ihtiyaç olduğunu söylüyor. 'CHP, BDP'yi yanına almalı. Yani Kürtler 'evet' derse gidiyor bu iş.' onun cümlesi.
Bunu sadece söz olarak söylemiyor, 'eylem planına' dönüştürmenin de gayreti içinde. Öcalan'dan medet uman bir Yargıtay üyesi... 'Düşünülebilir mi?' Şu ana kadar yalanlama olmadığına göre doğru olduğunu söylemek durumundayız. Kürtler adına siyaset yapan BDP'ye rol biçen bir Yargıtay üyesi... 'Boykot kararını' da bu yöndeki çabalara bağlıyor.
Yüksek yargıda yapısal değişim öngören anayasa paketi statükoyu tersyüz edecek. Bazılarının itirazı bundan... Her ne olursa olsun bir Yargıtay üyesinin Öcalan'dan medet umması, umutlarını BDP'ye bağlaması anlaşılır gibi değil. O ses kaydının sahibi olduğu iddia edilen Aktan değil, Yargıtay da sessiz kalmamalı, olaya mutlaka açıklık getirmeli. Bekliyoruz.
Peki, BDP'ye ne demeli? Meclis'te oylamalara katılmadı. Parti yönetimi milletvekillerinin oy kullanmasını engelledi. Güneydoğu halkı anayasa değişikliğinden yana. Bölgede faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri 'evet' yönünde açıklamalar yaptı. Tabanın eğilimine rağmen BDP yönetiminin kararı 'boykot' yönünde. Belli ki BDP sandığa gidecek Kürt halkının özgür iradesiyle 'evet' oyu kullanacağından endişe ediyor.
Manzaraya bakar mısınız statüko ile BDP yan yana. Bir Yargıtay üyesiyle Öcalan aynı çizgide... Bu birlikteliği anlayabilen varsa izah etsin. Duy da inanma... Statükonun imdadına BDP yetişiyor.
Bu fotoğraf 'hayır' vermeyi düşünenlere bir şey anlatmıyor mu? Ses kaydı bile başlı başına 'evet' demenin gerekçesi olabilir.
Sadece siyasetçiler değil yargı da sahaya indi. HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek'ten sonra Ali Suat Ertosun da konuştu.
Ertosun kurulun en çok tartışılan üyelerinden... Korsan kararnamenin mimarı olarak adı geçti. O da Özbek gibi kritik davaların bazı hâkim ve savcılarının yerlerini değiştirmek istediklerini itiraf etti.
Ertosun yalnızca kendisi hakkındaki iddialara cevap vermedi, referanduma da değindi, sözünün bir yerinde 'HSYK değişince bütün sorunlar bitecek mi? İş sorunu aş sorunu bitecek mi?' dedi. Bu cümleler size de tanıdık gelmiyor mu? Kelimesi kelimesine CHP sözcülerinden defalarca dinledik.
Yüksek yargı temsilcilerinin konuşmalarında daha dikkatli dil kullanmaları gerekmiyor mu? Bünyelerinde anayasa değişikliğine itiraz edenler olduğu gibi olumlu bakanlar da var. Onların da düşüncelerini yansıtmaları lazım. Amacım Kadir Özbek ve Ali Suat Ertosun'un konuşmalarını analiz etmek değil.
Herkes gibi beni de şoke eden bir ses kaydı düştü internete. İki gündür onu düşünüyorum. İlk duyduğumda inanamadım ve o sözlerin 'doğru olmadığını' umut ettim. 'Tekzip edilir' diye bekledim. Ne yazık ki şu ana kadar yalanlanmadı. Ses kaydına hiçbir açıklık getiren de çıkmadı. Ne o sesin sahibinden ne de mensubu olduğu kurumdan 'tık' yok.
Ertosun'a soruldu. Topu taca attı. 'Dinlemelerin yasaya aykırı olduğunu düşünüyorum.' dedi. Dinlemeyi yapan her kim ise bulunmasını istedi. O sadece olayın bir boyutu. Ya ses kaydındaki ifadeler? Onlar için söyleyecek bir sözü olmaz mı insanın? 'Katılmıyorum' diyebilir. Tepki gösterebilir. Ama yapmadı. Kamuoyunda infial uyandıran ses kaydının içeriğine girebilirdi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nden Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişi, iki meslektaşına referandumun reddedilmesi gerektiğini anlatırken açıkça 12 Eylül'deki sandıktan 'hayır' çıkması için Öcalan'a çok ihtiyaç olduğunu söylüyor. 'CHP, BDP'yi yanına almalı. Yani Kürtler 'evet' derse gidiyor bu iş.' onun cümlesi.
Bunu sadece söz olarak söylemiyor, 'eylem planına' dönüştürmenin de gayreti içinde. Öcalan'dan medet uman bir Yargıtay üyesi... 'Düşünülebilir mi?' Şu ana kadar yalanlama olmadığına göre doğru olduğunu söylemek durumundayız. Kürtler adına siyaset yapan BDP'ye rol biçen bir Yargıtay üyesi... 'Boykot kararını' da bu yöndeki çabalara bağlıyor.
Yüksek yargıda yapısal değişim öngören anayasa paketi statükoyu tersyüz edecek. Bazılarının itirazı bundan... Her ne olursa olsun bir Yargıtay üyesinin Öcalan'dan medet umması, umutlarını BDP'ye bağlaması anlaşılır gibi değil. O ses kaydının sahibi olduğu iddia edilen Aktan değil, Yargıtay da sessiz kalmamalı, olaya mutlaka açıklık getirmeli. Bekliyoruz.
Peki, BDP'ye ne demeli? Meclis'te oylamalara katılmadı. Parti yönetimi milletvekillerinin oy kullanmasını engelledi. Güneydoğu halkı anayasa değişikliğinden yana. Bölgede faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri 'evet' yönünde açıklamalar yaptı. Tabanın eğilimine rağmen BDP yönetiminin kararı 'boykot' yönünde. Belli ki BDP sandığa gidecek Kürt halkının özgür iradesiyle 'evet' oyu kullanacağından endişe ediyor.
Manzaraya bakar mısınız statüko ile BDP yan yana. Bir Yargıtay üyesiyle Öcalan aynı çizgide... Bu birlikteliği anlayabilen varsa izah etsin. Duy da inanma... Statükonun imdadına BDP yetişiyor.
Bu fotoğraf 'hayır' vermeyi düşünenlere bir şey anlatmıyor mu? Ses kaydı bile başlı başına 'evet' demenin gerekçesi olabilir.
