MilliEğiti
New member
- Katılım
- 6 Nis 2010
- Mesajlar
- 530
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ben 96 kuşağından bir “SBS”ZEDE’yim değerli okuyucu. SBS sınavına İlköğretim İkinci Kademesi’nin üç sınıfında da yani 6, 7 ve 8. Sınıflarda giren nadir kuşaklardan bir tanesiyim.
Bizi üç sene sınav stresine soktular. Tek suçumuz, tam SBS sistemi başladığı anda öğrenci olmaktı. Ama nereden bilelim “kobay” olacağımızı?.. Bize devrim(!) niteliğinde bir sistem getirdiklerini söylediler. Biz de inandık, safça. Bize hayatımızın baharını rahatça geçirebileceğimizi söylediler, bu sistem sayesinde... Nereden bilelim “sonbahar”dan bahsettiklerini, ilkbahar yerine...
Aslında yaptıkları tek şey, sadece bir kere yapılan sınavı üç kere yapmak oldu. Sınav kaygısını ve stresini “üç” katına çıkarmak için.
Dershanelere gittik, okulları yeterli görmeyerek. Kaynak kitaplar aldık, ders kitaplarını yeterli görmeyerek. Boş zamanlarımızda da ders çalıştık, normal çalışma vaktini yeterli görmeyerek... Sosyal yaşamımızı kısıtladık, daha doğrusu kısıtlamaya zorlandık bu sınav yüzünden... Okullar panik içinde, sindire sindire öğretmekten vazgeçip, SBS odaklı öğretime başladı. Dershaneler milyarlar kazandı.
Bütün bunları niçin yaptık biliyor musunuz? SBS denen sınavı başarıyla yapmak, hayatımızın en az 4 senesini geçireceğimiz liseyi nerede okuyacağımızı her sene 1,5 – 2 saatlik sınavla belirlemek için. Ama biz öğrenciye laf düşmez “Peki” dedik, devam ettik. Yeni bir sistemdir, alışırız dedik. Ama sonra dediler ki: “SBS çocukların sosyal yaşamını bozuyor.” SBS’yi kaldırdılar. Sevinçliyiz çünkü bizden sonrakiler biraz daha rahat edecek. Kızgınız aynı zamanda ve ne yazık ki kızgınlığımız sevincimize ağır basıyor. Kızgın olmamızın tek sebebi var! Tek bir soru hatta: “Biz kobay mıydık?
http://www.odatv.com/n.php?n=bir-sbszededen-mektup-var-0707101200
Bizi üç sene sınav stresine soktular. Tek suçumuz, tam SBS sistemi başladığı anda öğrenci olmaktı. Ama nereden bilelim “kobay” olacağımızı?.. Bize devrim(!) niteliğinde bir sistem getirdiklerini söylediler. Biz de inandık, safça. Bize hayatımızın baharını rahatça geçirebileceğimizi söylediler, bu sistem sayesinde... Nereden bilelim “sonbahar”dan bahsettiklerini, ilkbahar yerine...
Aslında yaptıkları tek şey, sadece bir kere yapılan sınavı üç kere yapmak oldu. Sınav kaygısını ve stresini “üç” katına çıkarmak için.
Dershanelere gittik, okulları yeterli görmeyerek. Kaynak kitaplar aldık, ders kitaplarını yeterli görmeyerek. Boş zamanlarımızda da ders çalıştık, normal çalışma vaktini yeterli görmeyerek... Sosyal yaşamımızı kısıtladık, daha doğrusu kısıtlamaya zorlandık bu sınav yüzünden... Okullar panik içinde, sindire sindire öğretmekten vazgeçip, SBS odaklı öğretime başladı. Dershaneler milyarlar kazandı.
Bütün bunları niçin yaptık biliyor musunuz? SBS denen sınavı başarıyla yapmak, hayatımızın en az 4 senesini geçireceğimiz liseyi nerede okuyacağımızı her sene 1,5 – 2 saatlik sınavla belirlemek için. Ama biz öğrenciye laf düşmez “Peki” dedik, devam ettik. Yeni bir sistemdir, alışırız dedik. Ama sonra dediler ki: “SBS çocukların sosyal yaşamını bozuyor.” SBS’yi kaldırdılar. Sevinçliyiz çünkü bizden sonrakiler biraz daha rahat edecek. Kızgınız aynı zamanda ve ne yazık ki kızgınlığımız sevincimize ağır basıyor. Kızgın olmamızın tek sebebi var! Tek bir soru hatta: “Biz kobay mıydık?
http://www.odatv.com/n.php?n=bir-sbszededen-mektup-var-0707101200