"Bir Savaşın Bilinmeyen Yönleri" -Sarıkamış Harekatı

Aktuğ

Altın Üye
Katılım
12 Eki 2005
Mesajlar
12,015
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Atam İzindeyiz !!!
"Bir Savaşın Bilinmeyen Yönleri" adlı kitabın yazarı Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Özdemir, Sarıkamış Harekatı'nı değerlendirdi.

Tarihimizde “kara sayfa” olarak geçtiği iddia edilen Sarıkamış Harekâtının bilinmeyen yönleri gün ışığına çıktı. Osmanlı arşivleri yanında Rus, Alman ve Genelkurmay arşivlerini 5 yıl süre ile tarayan Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Özdemir, Allahuekber Dağları'nda bilinenin aksine 90-60 bin değil, 35 bin Mehmetçiğin şehit olduğunu ileri sürdü.

Kendisinin uzun yıllar bu konu üzerinde çalışma yaptığını ve değişik kaynak ve arşivlerden bilgiler topladığını anlatan Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Sarıkamış Harekatı'nın Türklerin başarısızlığıyla sonuçlandığının kabullenilmesi gerektiğini söyledi. Sarıkamış Harekatı'nda, Enver Paşa'nın müdahale planının uygulanmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Özdemir, şunları söyledi: Enver Paşa, 25 Aralık günü Ruslara yönelik gece harekatı başlatmıştır. Ancak (Türk Kuvvetleri gece harekatında başarılı olamaz) denilerek bu harekat durdurulmuştur. Oysa tarihi kaynaklar gösteriyor ki, eğer o gece harekat yapılsaydı, Rus ordusu hazırlıksız yakalanacak ve başarısız olacaklardı.


İrtibat kurulsaydı

Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Sarıkamış'ta harekatın yönlendirilebilmesi için bilgi akışının sağlanamadığını ve irtibatın sağlıksız olduğunu belirterek, Enver Paşa'nın çok çaba sarf etmesine rağmen 10. Kolordu ile irtibat sağlayamadığını ifade etti. Rusların, özellikle gece harekatında büyük bir panik yaptıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Özdemir, ancak Sarıkamış önlerindeki Türk birliklerine diğer kolorduların destek verememesi ve 9. Kolordu Kumanda Heyeti'nin isteksizliği sonucunda bu fırsatın kaçırıldığını dile getirdi. Sarıkamış Harekatı'nın başarısızlıkla sonuçlanmasında Ermenilerin rolüne de değinen Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Ermenilerin Rus kuvvetlerine istihbarat sağladığını, Türk Ordusu'nun zayıf olduğu yönünde bilgi verdiğini, bu nedenle Rusların şiddetli bir şekilde direndiğini ifade etti.


90 bin asker donarak şehit olmadı mı?

Yrd. Doç. Dr. Yavuz Özdemir, tarihi belgelere göre, bilinenin aksine Sarıkamış Harekatı'nda toplu donmalar olmadığını savunarak, şöyle devam etti:

Harekatın başarısız olması, Türk ordusunda firar olaylarının artması nedeniyle, ordu geri çekildi. Sonuçta, şehit asker sayısı 30 bin oldu. Bunların bir kısmı da cephede savaşırken şehit oldu. Kamuoyunda bilindiği gibi 90 bin asker toplu şekilde donarak şehit olmadı.Rus ordusunun da aynı ölçüde kayıplar verdiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Özdemir, “Çünkü şartlar eşitti. İklim koşulları sadece Türkleri değil, Rusları da etkilemişti” diye konuştu.


Savaşarak Öldüler

Tek kurşun atmadılar iddialarının da çürüdüğünü ileri süren Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Ruslarla harekât sırasında bir çok kez göğüs göğüse savaşıldığını anlattı. Yrd. Doç. Dr. Özdemir, şunları söyledi:
"İlk vuruşma Erzurum'un Narman ilçesi girişinde başladı. İkinci vuruşma Oltu girişindeki Kaleboğazı Mevkiinde meydana geldi. Daha sonra diğer önemli çatışmalar, İsmail Ağa Cayırları ve Kosor Bölgesinde yaşandı. Burada Osmanlı Ordusu, önemli kayıplar verdi. Sarıkamış'a ulaşmak için Allahuekber Dağları aşılmak istenirken, donma olayları yaşandı. Bu sayı ise 7 bin civarındadır. İddia edildiği gibi şehit sayısı 90 veya 60 bin değildir."



Siyasi kazanımlar elde edildi

Özdemir, Sarıkamış Harekatı nedeniyle Rusların Kafkas Cephesi'ne 1.5 milyon asker yığdığını, bunun da Çarlık Rusyası'nın yıkılmasında önemli bir unsur olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Sarıkamış Harekatı'nın, askeri açıdan başarısızlıkla sonuçlandığını, Enver Paşa'nın tüm çabasına rağmen yapılan hatalar ve kaçırılan fırsatlar nedeniyle sonucun olumsuz olduğunu, ancak bunun yanında siyasi açıdan birçok kazanımların elde edildiğini kaydetti.
 
Eline Sağlık... Az Sonra Ben Açacaktım Konuyu Sen Daha Erken Davranmışsın ;) ... Allah Mekanlarını Cennet Eylesin

Buda Onlar İçin Yazılmış Bir Şiir Sizinlede Paylaşmak İstedim Buyrun

SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ’NE

Bu cennet vatanın bekası için çıktılar yola,
Binlerce Mehmet' im ayrıldı üç ayrı kola
Allahuekber dağlarında verildi mola,
Yollar Çanakkale’ye, Yemen’e, Sarıkamış’a…

Üçüncü ordunun seçilmiş doksanbin eri,
Cennetlik bir ordunun bu son seferi,
Geriye dönmeyecekmiş meğer tek bir neferi…
Mahşere kalmıştı yine, düğünleri, tüm ümitleri…

Soğuktan buz tuttu gözleri, tükendi birden dizlerin feri,
Sarıkamışta kaldı, Mehmet’lerin o nur bedenleri
Toprak ağır bir bedelle almıştı, o dağ gibi koçyiğitleri,

Mehmet’im bir başka uykuya dalmıştı burada,
Kurban verilmişti doksan bin nefer vatana, yurda,
Bu aziz vatanı vermediler o namert çakala kurda,
Ruhları hala nöbettedir Çanakkale’de, Sarıkamış’ta…

Dedi ki Mehmet’im.
Biz bu ordunun savaş erleriydik geldik buraya,
Hiç gönül koymadık ki biz, yâre, yarene hasret sılaya,
Göğsümüze değmedi, ne top, ne de bir mermi,
Düşündüm bir an, yarasız asker cennete böyle gider mi? ...
Eğer vatan içinse bu kutsal sefer, yaralı, yarasız bütün neferler,
Hiç şeksiz şüphesiz cennetin bağrına gidermiş meğer…

Bir ara tüfeğim, yüküm kaydı omuzlarımdan,
Tutmak istedim tutamadım, sıyrılıp kaydı avuçlarımdan,
Haksız bir medet ummuştum, kanı donmuş parmaklarımdan,
Buzdan bir düşman tutmuştu sanki ayaklarımdan…
Sesimizi duymaz olmuştu artık hiçbir komutan,
Dizleri kilitlenip ayakta ölmüştü çavuşum Osman…
Yavaş yavaş örtülüyordu üstümüze kardan bir yorgan…

Hiç bilmediğimiz tatlı bir uyku sarmıştı gözlerimizi,
Helallik için söyledik birbirimize son sözlerimizi…
Hayret! O Şimal rüzgârları öpüyor gibiydi tenlerimizi,
Son anda melekler şefkatle ısıtıyordu üşüyen ellerimizi…

Baktım, karların içinden göründü anamın o nurlu yüzü,
Bakıyordu bir yerden eşimin o ceylan sürmeli gözü,
Duydum,“Yavrum haydi gel” der gibiydi babamın sözü,
Artık Sarıkamış olmuştu bize, bir nur denizi…
Meleklere gamze olacakmış meğer, yüzlerdeki buzların izi,
Sarıkamış ta bedenlerle, cennette ruhlarla bekleriz sizi…

Zaman haklı çıkardı, eşim cennete gitti diyen nenemi,
Cennetteki törende gördüm, 93 Harbine giden dedemi…
Dün akşam cennete bir başka şehitler ordusu geldi yeniden,
Yüzleri Ay gibi parlıyordu, kimi Çanakkale’den, kimi Yemen’den
 
Geri
Üst