PePeSanceS
Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
BJK FOREVER
-Adım Metin Tekin Kara...
-Baban ne iş yapıyor Metin?
-Kapıcı...
Sınıfta gülüşmeler...Aldırmıyor Mehmet Hoca
-Sen neler yaparsın boş zamanlarında Metin?
-Babama yardım ederim genelde,top oynamayı severim ama ayakkabılarım eskiyor...
-Ne olacaksın bakalım büyüyünce?
-Babam önce adam ol dedi öğretmenim...
Gözleri doluyor Mehmet Hoca'nın...Havayı dağıtmak istercesine
-Hangi takımı tutuyorsun sen peki?
-Takım tutmuyorum öğretmenim...
Şaşırıyor Mehmet Hoca zihninden geçiriyor gözlemlerini...İsmi Metin Tekin,ya o boynundaki kaşkol?Peki nasıl takım tutmaz bu çocuk? Şaşılacak şey doğrusu...
Üstelemiyor zaten ders zili de çalmak üzere...
.......................................................................................
İlk kez gördüğü bu çocukların durumunu bilmek istiyordu Mehmet Hoca...Bir seviye tespit sınavı hazırladı.Karma sorulardan oluşacaktı bu sınav.Öğrencilerinin hangi derslere nelere eğilimli olduklarını görmek açısından çok olumlu olacaktı...Babası Kemal öğretmen hep yapardı bu testi...
Sınavı bitirip çıktı okuldan,evine gitti...Akşam yemeğinin ardından sınav kağıtlarını okumaya koyuldu.Çok ilginç cevaplar vardı gerçekten...Zehir gibi olanlar da vardı öğrencilerin içinde,bilgiye çok aç olan da...Derken olan son kağıtta oldu..Neredeyse dilini yutacaktı Mehmet Hoca...Bu nasıl bir sınav kağıdıydı?
Soru 1:Birleşik kelimeye örnek veriniz...
Cevap 1:BEŞİKTAŞ
Soru 2:Asal sayılara örnek veriniz...
Cevap 2:1903
Soru 3:Atatürk'ün kişisel özelliklerinden birini yazınız...
Cevap 3:M.Kemal Atatürk en büyük Beşiktaşlıdır...
Soru 4:Balkan Savaşı'nın önemi nedir?
Cevap 4:Beşiktaşımız Balkan Savaşı'nda şehitler verince kırmızı-beyaz olan renkleri siyah-beyaz olarak değiştirilmiştir...
Soru 5:Ana renkler nelerdir?
Cevap 5:Siyah ve beyaz yüm renklerin çıkış noktasıdır...
Buraya kadar okuyabildi Mehmet Hoca...Metin'in kağıdıydı bu.Ama hani bu çocuk takım tutmuyordu?
Ertesi gün okulun merdivenlerinde yakaladı Metin'i çağırdı yanına...
-Sen bana takım tutmuyorum demiştin değil mi Metin?
-Evet...
-Ama kağıdın hasta Beşiktaşlı gibi...
-Ben de öyleyim zaten
-Hani takım tutmuyordun?
-Diğerleri takım tutar biz Beşiktaş'ı yaşıyoruz...Bizimkisi farklıymış,aşkmış babam öyle dedi...
Bundan sonra daha da çok sevecekti Mehmet Hoca'sı Metin'i...Onun o çakır gözlerinde sanki kendi çocukluğunu görüyordu...Artık her adımını takip eder olmuştu Mehmet'in...Beden dersindeydiler şimdi.Maç yapacaklardı...Herkeste takımının forması Metin'de ise beyaz bir atlet,üzerine Metinin çocuksu harfleriyle siyah bir BEKO yazısı...
Maç bitmişti ve maçın yıldızı Metin olmuştu attığı gollerle...
Maçı okul müdürü de izliyordu Maç sonu çağırdı Metini
-Aferin çocuk,iyi oynadın
-Teşekkür ederim
-Gel seni galatasaraya transfer edelim
-Hayır,olmaz Beşiktaşlıyım ben
-Olur olur,hem bak forma da alırım ben sana En kral formadan..9 numara ha?
-İstemiyorum,Beşiktaşlıyım ben
-Ama bir forman bile yok
-Babamın parası yok çünkü
İşte burada kopuyordu film.Sınıf arkadaşlarının kahkahalarına dayanamadı Metin Ağladığını kimse görmesin diye uzaklara doğru koşmaya başladı.Tabi Mehmet Hoca da peşinden
En sonunda bir köşebaşına çömeldiler.Hoca nefes nefese,Metin ise hıçkırıklarla doluydu
-Yok işte formam,yok ama formam olmasa da Beşiktaşlıyım ben,Beşiktaşlıyım
-Üzülme Metin,aferin sana
Sarıldı öğretmenine ve devam etti hıçkırmaya Ne vardı sanki babası zengin olsaydı,ne vardı istediği formayı alabilseydi ona,ne vardı kapıcı değil de diğer babalar gibi genel müdür,avukat,doktor olsaydı
Mehmet Hoca burada bir ders daha verdi öğrencisine Maddiyatın önemli olmadığını,babasının ona bulunmaz bir miras olan Beşiktaşlılığı bıraktığını anlattı durdu yol boyu Evinin kapısından içeri girerken Metin yarın karşılaşacağı sürprizi tahmin bile edemiyordu
Ertesi gün çıkışa kadar bekleyemedi Mehmet Hoca Derste,dün Metine gülen arkadaşlarının gözleri önünde verdi hediyesini
Şaşkındı Metin,heyecanla açtı paketi Açtığında ise kavuşmuştu hayallerine Mehmet Hocasının hediyesi-tam da babasının anlattığı meşhur Sarı Fırtına Metinin forması gibi-11 numaraydı Armaya baktı bir kez daha Mehmet Hocasının çocukluğuna dair anılarda anlattığı gibi sıkıca tuttu ve öptü armayı Minnet dolu gözlerle bakıyordu Mehmet Hocasına
-Teşekkür ederim öğretmenim,çok sağolun
-Bundan sonra gollerini bu formayla atarsın tamam mı Metin?Attıkça da beni hatırlarsın artık
-Hiç unutmayacağım sizi ve formamı Beşiktaşlı vefalıdır
Yine günlerden Cuma olmuş beden dersi gelmişti Metini apayrı bir heyecan sarmıştı şimdi Yeni formasıyla ilk gollerini sıralamak için bekliyordu sabırsızlıkla
Maçın başlamasıyla bitmesi bir olmuştu sanki 5-2 Metinin takımı kazanırken,Metin tam 3 gol atmıştı yeni formasıyla ve her gol sevincinde Mehmet Hocasına koşmuştu Metin Hele maçtan sonra müdür beyin gözlerinin içine bakarak çektikleri siyah beyaz yok mu işte o ömre bedeldi doğrusu
Ama bu güzel günler çabuk bitti.Daha mütevazi bir okula yazılacaktı Metin ortaokul için Zaten Mehmet Hocanın da tayini çıkmıştı.Ayrılacaktı Metin çok sevdiği öğretmeninden ama Metin o siyah beyaz formayı unutmayacaktı hiç
Yıl 2010
Doktor Metin Beyin sözü vardı oğluna Matematik sınavından aldığı güzel notun ödülü olarak maça götürecekti onu Protokol tribününde locası vardı profesörün ama ufaklık tutturmuştu ille de kapalıdiye Haklıydı da Ruh da oradaydı,kaşkollu ağabeyler de
Güzel gidiyordu maç Son dakikalara girilmişti ve 3-1 galipti takım Ufaklık çok mutluydu.Kartal gol gole eşlik edip arkasından da gol gelince daha bir sevinçle sarılmıştı babasına Arka sıralardan gelen bir ses bütün büyüyü bozdu ufaklık bunları düşünürken Kapalı ambulans istiyordu Belli ki biri rahatsızlanmıştı
Profesör anında sesin geldiği yöne doğru fırladı Doktor olduğunu anlattı etrafa Hemen hastanın göğsünü açıp ilk müdahaleyi yaptı Spazm durmuş görünüyordu ama hastaneye gitmeleri gerekliydi İhtiyarın yanındaki ufaklık da çok korkmuştu belki ona da bir sakinleştirici iyi gelecekti
Çalıştığı hastaneye götürdü hemen.Sedyeyle kardiyolojinin acil servisine götürdüler hastayı Gereken yapıldı ritim normale dönmüş,solunum düzelmişti Ufaklık da daha iyi gibiydi,ikisi arkadaş olmuşlardı
Derken açtı gözlerini ihtiyar
-Neredeyim ben?
-Maçta ufak bir rahatsızlık oldu heyecandan,ben doktorum,şimdi iyisiniz merak edilecek bir durum yok
Bu çakmak çakmak bakan çakır gözlüyü tanımıştı ihtiyar Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala hatırladığı çakır gözlerdi bunlar
-Hangi takımı tutuyorsun sen bakalım?
Profesör şoktaydı Beraber maçtan gelmişlerdi hastaneye Öyleyse neydi bu soru?Derken o bariton sesi hatırladı Siyahına beyaz diyen sesi
-Takım tutmuyorum Mehmet Hocam Bizimkisi farklı
Hasretle sarıldılar eski günleri yad ettiler.Çocuklar pek bir şey anlamamışlardı ama bu iki adamın birbirlerini çok sevdikleri belliydi Profesör kapıcı babasından oğluna kadar bir çırpıda anlatıverdi geçen zamanı Hoca ise artık torun torba sahibi olmuştu
Oğlunu çağırdı yanına Profesör:
-Bak oğlum bu amca benim öğretmenimdi hadi öp elini
İhtiyar da diğer çocuğu çağırdı yanına:
-Bak oğlum bu amca da senin gibiydi ben son gördüğümde.Maşaallah büyümüş doktor olmuş.Sen de doktor olmak istiyordun değil mi?
Sessiz durdu çocuklar Sessizliği yine Profesör bozdu
-Hadi tanışın çocuklar
Çocuklar birbirlerine doğru yürüdüler.İlk hamleyi profesörün oğlu yaptı
-Merhaba,ben Mehmet
-Memnun oldum ben de Metin
Burası sözün bittiği yerdi işte İki adam da saklamıyorlardı artık gözyaşlarını
Metin Hoca doğru öğrenmişti Beşiktaşlılığı
-Haydi hocam dedi,bir kez daha Siyahhhhhhhhhh
-Beyazzzzzzzzzzzz .
PePeSanceS
__________________
-Adım Metin Tekin Kara...
-Baban ne iş yapıyor Metin?
-Kapıcı...
Sınıfta gülüşmeler...Aldırmıyor Mehmet Hoca
-Sen neler yaparsın boş zamanlarında Metin?
-Babama yardım ederim genelde,top oynamayı severim ama ayakkabılarım eskiyor...
-Ne olacaksın bakalım büyüyünce?
-Babam önce adam ol dedi öğretmenim...
Gözleri doluyor Mehmet Hoca'nın...Havayı dağıtmak istercesine
-Hangi takımı tutuyorsun sen peki?
-Takım tutmuyorum öğretmenim...
Şaşırıyor Mehmet Hoca zihninden geçiriyor gözlemlerini...İsmi Metin Tekin,ya o boynundaki kaşkol?Peki nasıl takım tutmaz bu çocuk? Şaşılacak şey doğrusu...
Üstelemiyor zaten ders zili de çalmak üzere...
.......................................................................................
İlk kez gördüğü bu çocukların durumunu bilmek istiyordu Mehmet Hoca...Bir seviye tespit sınavı hazırladı.Karma sorulardan oluşacaktı bu sınav.Öğrencilerinin hangi derslere nelere eğilimli olduklarını görmek açısından çok olumlu olacaktı...Babası Kemal öğretmen hep yapardı bu testi...
Sınavı bitirip çıktı okuldan,evine gitti...Akşam yemeğinin ardından sınav kağıtlarını okumaya koyuldu.Çok ilginç cevaplar vardı gerçekten...Zehir gibi olanlar da vardı öğrencilerin içinde,bilgiye çok aç olan da...Derken olan son kağıtta oldu..Neredeyse dilini yutacaktı Mehmet Hoca...Bu nasıl bir sınav kağıdıydı?
Soru 1:Birleşik kelimeye örnek veriniz...
Cevap 1:BEŞİKTAŞ
Soru 2:Asal sayılara örnek veriniz...
Cevap 2:1903
Soru 3:Atatürk'ün kişisel özelliklerinden birini yazınız...
Cevap 3:M.Kemal Atatürk en büyük Beşiktaşlıdır...
Soru 4:Balkan Savaşı'nın önemi nedir?
Cevap 4:Beşiktaşımız Balkan Savaşı'nda şehitler verince kırmızı-beyaz olan renkleri siyah-beyaz olarak değiştirilmiştir...
Soru 5:Ana renkler nelerdir?
Cevap 5:Siyah ve beyaz yüm renklerin çıkış noktasıdır...
Buraya kadar okuyabildi Mehmet Hoca...Metin'in kağıdıydı bu.Ama hani bu çocuk takım tutmuyordu?
Ertesi gün okulun merdivenlerinde yakaladı Metin'i çağırdı yanına...
-Sen bana takım tutmuyorum demiştin değil mi Metin?
-Evet...
-Ama kağıdın hasta Beşiktaşlı gibi...
-Ben de öyleyim zaten
-Hani takım tutmuyordun?
-Diğerleri takım tutar biz Beşiktaş'ı yaşıyoruz...Bizimkisi farklıymış,aşkmış babam öyle dedi...
Bundan sonra daha da çok sevecekti Mehmet Hoca'sı Metin'i...Onun o çakır gözlerinde sanki kendi çocukluğunu görüyordu...Artık her adımını takip eder olmuştu Mehmet'in...Beden dersindeydiler şimdi.Maç yapacaklardı...Herkeste takımının forması Metin'de ise beyaz bir atlet,üzerine Metinin çocuksu harfleriyle siyah bir BEKO yazısı...
Maç bitmişti ve maçın yıldızı Metin olmuştu attığı gollerle...
Maçı okul müdürü de izliyordu Maç sonu çağırdı Metini
-Aferin çocuk,iyi oynadın
-Teşekkür ederim
-Gel seni galatasaraya transfer edelim
-Hayır,olmaz Beşiktaşlıyım ben
-Olur olur,hem bak forma da alırım ben sana En kral formadan..9 numara ha?
-İstemiyorum,Beşiktaşlıyım ben
-Ama bir forman bile yok
-Babamın parası yok çünkü
İşte burada kopuyordu film.Sınıf arkadaşlarının kahkahalarına dayanamadı Metin Ağladığını kimse görmesin diye uzaklara doğru koşmaya başladı.Tabi Mehmet Hoca da peşinden
En sonunda bir köşebaşına çömeldiler.Hoca nefes nefese,Metin ise hıçkırıklarla doluydu
-Yok işte formam,yok ama formam olmasa da Beşiktaşlıyım ben,Beşiktaşlıyım
-Üzülme Metin,aferin sana
Sarıldı öğretmenine ve devam etti hıçkırmaya Ne vardı sanki babası zengin olsaydı,ne vardı istediği formayı alabilseydi ona,ne vardı kapıcı değil de diğer babalar gibi genel müdür,avukat,doktor olsaydı
Mehmet Hoca burada bir ders daha verdi öğrencisine Maddiyatın önemli olmadığını,babasının ona bulunmaz bir miras olan Beşiktaşlılığı bıraktığını anlattı durdu yol boyu Evinin kapısından içeri girerken Metin yarın karşılaşacağı sürprizi tahmin bile edemiyordu
Ertesi gün çıkışa kadar bekleyemedi Mehmet Hoca Derste,dün Metine gülen arkadaşlarının gözleri önünde verdi hediyesini
Şaşkındı Metin,heyecanla açtı paketi Açtığında ise kavuşmuştu hayallerine Mehmet Hocasının hediyesi-tam da babasının anlattığı meşhur Sarı Fırtına Metinin forması gibi-11 numaraydı Armaya baktı bir kez daha Mehmet Hocasının çocukluğuna dair anılarda anlattığı gibi sıkıca tuttu ve öptü armayı Minnet dolu gözlerle bakıyordu Mehmet Hocasına
-Teşekkür ederim öğretmenim,çok sağolun
-Bundan sonra gollerini bu formayla atarsın tamam mı Metin?Attıkça da beni hatırlarsın artık
-Hiç unutmayacağım sizi ve formamı Beşiktaşlı vefalıdır
Yine günlerden Cuma olmuş beden dersi gelmişti Metini apayrı bir heyecan sarmıştı şimdi Yeni formasıyla ilk gollerini sıralamak için bekliyordu sabırsızlıkla
Maçın başlamasıyla bitmesi bir olmuştu sanki 5-2 Metinin takımı kazanırken,Metin tam 3 gol atmıştı yeni formasıyla ve her gol sevincinde Mehmet Hocasına koşmuştu Metin Hele maçtan sonra müdür beyin gözlerinin içine bakarak çektikleri siyah beyaz yok mu işte o ömre bedeldi doğrusu
Ama bu güzel günler çabuk bitti.Daha mütevazi bir okula yazılacaktı Metin ortaokul için Zaten Mehmet Hocanın da tayini çıkmıştı.Ayrılacaktı Metin çok sevdiği öğretmeninden ama Metin o siyah beyaz formayı unutmayacaktı hiç
Yıl 2010
Doktor Metin Beyin sözü vardı oğluna Matematik sınavından aldığı güzel notun ödülü olarak maça götürecekti onu Protokol tribününde locası vardı profesörün ama ufaklık tutturmuştu ille de kapalıdiye Haklıydı da Ruh da oradaydı,kaşkollu ağabeyler de
Güzel gidiyordu maç Son dakikalara girilmişti ve 3-1 galipti takım Ufaklık çok mutluydu.Kartal gol gole eşlik edip arkasından da gol gelince daha bir sevinçle sarılmıştı babasına Arka sıralardan gelen bir ses bütün büyüyü bozdu ufaklık bunları düşünürken Kapalı ambulans istiyordu Belli ki biri rahatsızlanmıştı
Profesör anında sesin geldiği yöne doğru fırladı Doktor olduğunu anlattı etrafa Hemen hastanın göğsünü açıp ilk müdahaleyi yaptı Spazm durmuş görünüyordu ama hastaneye gitmeleri gerekliydi İhtiyarın yanındaki ufaklık da çok korkmuştu belki ona da bir sakinleştirici iyi gelecekti
Çalıştığı hastaneye götürdü hemen.Sedyeyle kardiyolojinin acil servisine götürdüler hastayı Gereken yapıldı ritim normale dönmüş,solunum düzelmişti Ufaklık da daha iyi gibiydi,ikisi arkadaş olmuşlardı
Derken açtı gözlerini ihtiyar
-Neredeyim ben?
-Maçta ufak bir rahatsızlık oldu heyecandan,ben doktorum,şimdi iyisiniz merak edilecek bir durum yok
Bu çakmak çakmak bakan çakır gözlüyü tanımıştı ihtiyar Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala hatırladığı çakır gözlerdi bunlar
-Hangi takımı tutuyorsun sen bakalım?
Profesör şoktaydı Beraber maçtan gelmişlerdi hastaneye Öyleyse neydi bu soru?Derken o bariton sesi hatırladı Siyahına beyaz diyen sesi
-Takım tutmuyorum Mehmet Hocam Bizimkisi farklı
Hasretle sarıldılar eski günleri yad ettiler.Çocuklar pek bir şey anlamamışlardı ama bu iki adamın birbirlerini çok sevdikleri belliydi Profesör kapıcı babasından oğluna kadar bir çırpıda anlatıverdi geçen zamanı Hoca ise artık torun torba sahibi olmuştu
Oğlunu çağırdı yanına Profesör:
-Bak oğlum bu amca benim öğretmenimdi hadi öp elini
İhtiyar da diğer çocuğu çağırdı yanına:
-Bak oğlum bu amca da senin gibiydi ben son gördüğümde.Maşaallah büyümüş doktor olmuş.Sen de doktor olmak istiyordun değil mi?
Sessiz durdu çocuklar Sessizliği yine Profesör bozdu
-Hadi tanışın çocuklar
Çocuklar birbirlerine doğru yürüdüler.İlk hamleyi profesörün oğlu yaptı
-Merhaba,ben Mehmet
-Memnun oldum ben de Metin
Burası sözün bittiği yerdi işte İki adam da saklamıyorlardı artık gözyaşlarını
Metin Hoca doğru öğrenmişti Beşiktaşlılığı
-Haydi hocam dedi,bir kez daha Siyahhhhhhhhhh
-Beyazzzzzzzzzzzz .
PePeSanceS
__________________
:bow Beşikt[Aşk] ... :bow