Mayhoş
mayhoş
Sıfırdan başlayan bir başarı öyküsü, özürlülerin dostu Barış Suluhan'la sıcak bir röportaj
Barış Bey ilk önce çok teşekkür ederiz bizimle bu kısa ama samimi röportajı yaptığınız için.
Ben sizlere teşekkür ederim kardeşim…
Barış Bey bize kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Barış Suluhan neleri sever nelere üzülür, özel zevkleri nelerdir.
1976 yılında Ağr"nın Taşlıçay ilçesi, Geçitveren köyünde 28 Ağustos"da dünyaya geldim. Doğumumdan 15 gün sonra babamın memur oluşundan dolayı İstanbul"a geldik. İlkokulu İstanbul Bahçeli evlerde okudum, Orta ve Lise tahsilimi yine aynı semtte tamamladım. Okulun en fakir öğrencilerinden biri idim!
Sizin çok küçük yaştan beri çalıştığınızı biliyoruz kaç yaşında başladınız çalışmaya.
İlkokul 3. sınıfından Lise son sınıfa kadar çeşitli işlerde çalıştım ( Simit, sattım Pazarcılık yaptım Su sattım Ayakkabı boyadım Konfeksiyonlarda çalıştım Büfecilik, Dondurmacılık yaptım Bulaşıkçılık, Kombilik Garsonluk, Barmenlik gibi birçok işte çalıştım.)
Hiç durmadan pes etmeden çalıştınız, peki hayat size bu çalışkanlığınızın ödülünü verdimi.
Tabii ki hayat beni çalışkanlığım ve azmimden dolayı ödüllendirdi diye düşünüyorum, elimi attığım her işte başarılı olmaya başladım. Evlendim rabbim bana 2 tane Asrın ve Arda adında 2 erkek evlat nasip etti.
Bazı insanların uğurum dedikleri vardır, sizin uğurunuz var mı?
Tabii ki var, eşim evlendikten sonra rabbim bana bütün kapılarını eşimin uğuru diye adlandırdığım şekilde açtı, evlendikten 1 ay sonra Devlet Memuru oldum.
Engelliler için mücadeleniz ne zaman başladı
Memur olduktan birkaç sene sonra Küçükçekmece Engelliler Spor Kulübünü arkadaşlarımla beraber kurduk.
Kitap yazmaya başladım kabuğuma sığamaz hale gelmiştim yaptıklarım yetmiyordu bana.
Peki, Siyaset nasıl karar verdiğiniz siyasete girmeye.
Bir gecede karar verdim, benim bu ülke için bu ülke insanlarına hizmet etmem gerektiği düşüncesiyle ile 2007 Genel Seçimlerinde Siyasete atıldım ve İST 2. Bölge Milletvekili A.Adayı olarak kolları sıvadım.
Siyasete girme amacınız neydi.
Amacım ( Göremeyenin gözü, Tutamayanın eli, Yürüyemeyenin ayağı olmaktı.) Meclis de bulunan Engellileri destekleyen Milletvekili sayısını arttırarak Engelli dostlarıma yararlı olabilmek, benim tek avantajım bulaşıcılıktan vekilliğe doğru uzanan bir serüvenimin olması idi, ben ne Aşiret Reisi nede bir zengin İş Adamı idim. Ben sadece Rıza"dan olma Nazime"den doğma fakir bir memur çocuğu idim.
Hayatla kavganız çok erken başladı basamakları tek, tek çıktınız birçok şeyi başardınız, peki siyaset sizce neden seçilemediniz.
Hayatını tırnaklarıyla dirhem, dirhem kazanmaya çalışan bir adamım, seçilemememin tek nedeni medya, medya bana gerekli desteği vermediğinden kazanamadım ve devlet memurluğuna geri döndüm.
Peki, daha sonra dernek kurmanız nasıl oldu bize bundan da bahseder misiniz?
Yoksulluk içinde okuduğum yıllarda beni hayata hazırlayan Kocasinan Lisesine bir şekilde vefa borcumu ödemem gerektiğini düşündüm ve Kocasinan Liseliler Eğitim Derneğini kurdum. Engelliler adına düzenlenen çeşitli söyleşilere ve destekleyici tüm organizasyonlara davet edildiğim sürece katılmaya gayret gösterdim ve göstermeye itina ediyorum.
Duygularınızı nasıl dile getirirsiniz…
Şiirde şiir yazıyorum, yoğun duygular yaşadığım zamanlarda kendimi kâğıda ve kaleme vuruyorum.
Barış Suluhan aynaya baktığında ne görüyor.
Kendimi, kendimi çok seviyorum, kendimle çok barışığım kısaca kendime adeta aşığım amacım ve gayem yapılmayanı yapmak başarılamayanı başarmak, ülke ve engelliler adına yapacaklarımı anlatmak istiyorum. Sosyalleşmeyi yeni insanlar tanımayı o insanlardan ortak payeler çıkarmayı seviyorum kısaca insan seviyorum can seviyorum… Ben değil biz olmak istiyorum, gökteki güneşten daha sıcak olduğumu, aydan daha aydın ve şeffaf olduğumu düşünüyorum.
Peki, engelli ailelerine ne söylemek istersiniz onlar neler yapmalı.
Rabbim bana sağlıklı ve sıhhatli ömür verdiği müddetçe ideallerimin peşinden koşup o idealleri başarmayı istiyorum ülkem ve ülkemin dürüst insanları adına katıldığım tüm tv ve radyo programlarımda ve çeşitli organizasyonlarda şunu istiyorum engelli ailelerinden, onlara adeta yalvarıyorum. Ne olur engelli bireylerinize engellinin – değil onlar için + olduğunu ve yapacakları işlerde sağlıklı insanlara göre 1-0 önde olduklarını anlatın ve onları evlerinize değil toplumun içine hapsedin toplumla kucaklaştırın. Unutmayın her şeyimizi bir gün yitirebiliriz ama vicdanımızı asla yitirmemeliyiz. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun A.E.O.
Peki, isimler konusunda ne düşünüyorsunuz engelli özürlü gibi.
Uzuvları eksik olan insanlarımıza bir şekilde hitap etmek istiyor iseniz onlara sakın Özürlü, Sakat, Defolu, vb. şekilde değil engelliler olarak adlandırınız. İnsanları sakın şekilleriyle ilgili lakaplar takıp, onlara o şekilde hitap etmeyin. Siz onları bir kere kırarsınız ama bu toplum sizi her platformda kırar. Bu konu ile ilgili sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. Lise 2. sınıf da iken sınıf başkanıydım sınıf da yoklama yapıyordum bir arkadaşıma ismiyle değil de lakap takarak hitap ettim en başarılı olduğum felsefe dersinde hocam Cuci Bey kulakları çınlasın Barış bu ders den kaldın dedi.
Neden hocam yazılılarım sözlülerim ders katılımım çok başarılı dedim. Biliyorum dedi hocam sorun derslerin değil sorun arkadaşına takmış olduğun lakap bu gün ismiyle yarın farklı şeylerle dalga geçer lakap takarsın dedi ve beni felsefe dersinden bıraktı.
Bende o günden sonra hiçbir zaman ne lakap taktım nede alaylı konuştum.
Hocamın bu eğitici davranışı beni engelli kardeşlerime bağlayan onlar için bir şeyler yapma fikrini ilk davranışıdır. Unutmayın HAKKIN YOLU HALKIN YOLUDUR. Ya siz yolunuzdan dönmeyin dönenleri de ikna edin unutmayın ülkede ki engelliler adına tek sorun engellilere olan bakış açısıdır, bu bakışları mutlaka değiştirilmeli.
Peki, bu bakışlar sizce nasıl değişir çünkü biliyorsunuz ki önümüzde ki en büyük engel eğitim.
Bu bakış açılarını değiştirmek için en büyük iş okullarda başlatılması gerekiyor, engellilerle ilgili ders programı hayata geçirilmeli 8.5 milyon kayıtlı engelli var deniyor, ama en az 2 – 2.5 milyon civarında benim saklı dediğim engelli kardeşlerim var. İşte bunları topluma kazandırmak gerekli nereye gidebilirim ne yapabilirim deniliyor, ilçende ki en yakın belediyenin kapısını çal sana her türlü imkânı sağlayacaktır. Engellilerin sosyalleşe bilmesi eğitim alabilmesi ve toplumsal aktivitelere katıla bilmesi için bu şart hemen, hemen her ilçe belediyelerinin beyaz masalarında engelliler ile ilgilenen bir birim var. Her ilçede rehabilitasyon merkezleri var bir ve birden fazla bu yerler size uzanan ellerdir tutun o elleri.
Korkmayın sesinizi duyurmaktan arzu ve isteklerinizi dile getirin bu platformlar sizin sesiniz olacaktır.
Bizler sizlerin zaten arkanızdayız, amaçlardan biride bu ülkede BARIŞ SULUHAN"ların sayısını birden bin yapmak olsun, olsun ki sizler hayata daha sımsıkı sarılın sağlıklı insanlar bizim için çalışırken biz neden kendimiz için çalışmıyoruz diye sorusunu kendinize sorun.
Ben sizleri seviyorum ama sizler aynaya baktığınızda kendinizi ne kadar seviyorsunuz. Engelliler ile ilgili her bireyin kendi adına olumlu adımlar atması gerektiğini savunuyorum.
Peki, engelliler için sadece devlet mi yapmalı halk bir şeyler yapamaz mı, mesela mimari engeller konusunda.
Olmaz olur mu? Hem de çok basit restoranınız merdivenliyse yanına rampa yapın belediye olarak ta kaldırımları yaparken mutlaka rampalı yapılmalı, trafik lambalarını engelliler için yapabilirler mesela üst geçitlere engelli asansörleri konulabilir. Tabii ki sadece devlet değil devlet ve halk el ele vermeli.
Eğitimden başka verilebilecek destek nedir.
Bir engelli olarak sen bunu çok iyi bilirsin ki iş, yeni çıkan kanunları eşit şekilde uygulanmasını sağlamak engellilere en büyük desteğin engelliler adına iş istihdamını sağlamak olacaktır.
Geriye baktığınızda keşke dediğiniz şeyler nelerdir, keşke yapmasaydım keşke yapsaydım dedikleriniz nelerdir.
Hayatta hiç keşkelerim olmadı hep doğru yapmışım dedi. Rabbim hiç kimseye keşke dedirtmesin yapılan tv ve radyo kampanyalarında eğitime verilen desteğe ayakta alkışlıyor ve elimden gelen desteği bende kendi adıma veriyorum, fakat aynı desteği açmak ve yaymak adına engellilere de verilmesini istiyor bunun için bir takım girişimlerde bulunuyorum. Ben hayata hep pozitif bakıyorum ya siz.
Bu duygu yüklü sıcak röportaj için çok teşekkür ederiz Barış Bey, son sözlerinizi alabilir miyiz?
Sizlerle küçük ama acı bir anımı paylaşmak isterim, orta 2. sınıf"dayım para yok pul yok son teneffüse girdik arkadaşlardan simit alacam diye borç para topladım, amaç aldığım parayla aç olan karnımı doyurmak değildi amacım elleri çamaşırdan bulaşık yıkamaktan elleri hasar görmüş Anneme el kremi almaktı. Anneler günün kutlu olsun Anneciğim.
Barış SULUHAN
Bir Hayat Adamı Hayatın Asıl Kitabı
Röportaj
Filiz KÖSEOĞLU
Barış Bey ilk önce çok teşekkür ederiz bizimle bu kısa ama samimi röportajı yaptığınız için.
Ben sizlere teşekkür ederim kardeşim…
Barış Bey bize kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Barış Suluhan neleri sever nelere üzülür, özel zevkleri nelerdir.
1976 yılında Ağr"nın Taşlıçay ilçesi, Geçitveren köyünde 28 Ağustos"da dünyaya geldim. Doğumumdan 15 gün sonra babamın memur oluşundan dolayı İstanbul"a geldik. İlkokulu İstanbul Bahçeli evlerde okudum, Orta ve Lise tahsilimi yine aynı semtte tamamladım. Okulun en fakir öğrencilerinden biri idim!
Sizin çok küçük yaştan beri çalıştığınızı biliyoruz kaç yaşında başladınız çalışmaya.
İlkokul 3. sınıfından Lise son sınıfa kadar çeşitli işlerde çalıştım ( Simit, sattım Pazarcılık yaptım Su sattım Ayakkabı boyadım Konfeksiyonlarda çalıştım Büfecilik, Dondurmacılık yaptım Bulaşıkçılık, Kombilik Garsonluk, Barmenlik gibi birçok işte çalıştım.)
Hiç durmadan pes etmeden çalıştınız, peki hayat size bu çalışkanlığınızın ödülünü verdimi.
Tabii ki hayat beni çalışkanlığım ve azmimden dolayı ödüllendirdi diye düşünüyorum, elimi attığım her işte başarılı olmaya başladım. Evlendim rabbim bana 2 tane Asrın ve Arda adında 2 erkek evlat nasip etti.
Bazı insanların uğurum dedikleri vardır, sizin uğurunuz var mı?
Tabii ki var, eşim evlendikten sonra rabbim bana bütün kapılarını eşimin uğuru diye adlandırdığım şekilde açtı, evlendikten 1 ay sonra Devlet Memuru oldum.
Engelliler için mücadeleniz ne zaman başladı
Memur olduktan birkaç sene sonra Küçükçekmece Engelliler Spor Kulübünü arkadaşlarımla beraber kurduk.
Kitap yazmaya başladım kabuğuma sığamaz hale gelmiştim yaptıklarım yetmiyordu bana.
Peki, Siyaset nasıl karar verdiğiniz siyasete girmeye.
Bir gecede karar verdim, benim bu ülke için bu ülke insanlarına hizmet etmem gerektiği düşüncesiyle ile 2007 Genel Seçimlerinde Siyasete atıldım ve İST 2. Bölge Milletvekili A.Adayı olarak kolları sıvadım.
Siyasete girme amacınız neydi.
Amacım ( Göremeyenin gözü, Tutamayanın eli, Yürüyemeyenin ayağı olmaktı.) Meclis de bulunan Engellileri destekleyen Milletvekili sayısını arttırarak Engelli dostlarıma yararlı olabilmek, benim tek avantajım bulaşıcılıktan vekilliğe doğru uzanan bir serüvenimin olması idi, ben ne Aşiret Reisi nede bir zengin İş Adamı idim. Ben sadece Rıza"dan olma Nazime"den doğma fakir bir memur çocuğu idim.
Hayatla kavganız çok erken başladı basamakları tek, tek çıktınız birçok şeyi başardınız, peki siyaset sizce neden seçilemediniz.
Hayatını tırnaklarıyla dirhem, dirhem kazanmaya çalışan bir adamım, seçilemememin tek nedeni medya, medya bana gerekli desteği vermediğinden kazanamadım ve devlet memurluğuna geri döndüm.
Peki, daha sonra dernek kurmanız nasıl oldu bize bundan da bahseder misiniz?
Yoksulluk içinde okuduğum yıllarda beni hayata hazırlayan Kocasinan Lisesine bir şekilde vefa borcumu ödemem gerektiğini düşündüm ve Kocasinan Liseliler Eğitim Derneğini kurdum. Engelliler adına düzenlenen çeşitli söyleşilere ve destekleyici tüm organizasyonlara davet edildiğim sürece katılmaya gayret gösterdim ve göstermeye itina ediyorum.
Duygularınızı nasıl dile getirirsiniz…
Şiirde şiir yazıyorum, yoğun duygular yaşadığım zamanlarda kendimi kâğıda ve kaleme vuruyorum.
Barış Suluhan aynaya baktığında ne görüyor.
Kendimi, kendimi çok seviyorum, kendimle çok barışığım kısaca kendime adeta aşığım amacım ve gayem yapılmayanı yapmak başarılamayanı başarmak, ülke ve engelliler adına yapacaklarımı anlatmak istiyorum. Sosyalleşmeyi yeni insanlar tanımayı o insanlardan ortak payeler çıkarmayı seviyorum kısaca insan seviyorum can seviyorum… Ben değil biz olmak istiyorum, gökteki güneşten daha sıcak olduğumu, aydan daha aydın ve şeffaf olduğumu düşünüyorum.
Peki, engelli ailelerine ne söylemek istersiniz onlar neler yapmalı.
Rabbim bana sağlıklı ve sıhhatli ömür verdiği müddetçe ideallerimin peşinden koşup o idealleri başarmayı istiyorum ülkem ve ülkemin dürüst insanları adına katıldığım tüm tv ve radyo programlarımda ve çeşitli organizasyonlarda şunu istiyorum engelli ailelerinden, onlara adeta yalvarıyorum. Ne olur engelli bireylerinize engellinin – değil onlar için + olduğunu ve yapacakları işlerde sağlıklı insanlara göre 1-0 önde olduklarını anlatın ve onları evlerinize değil toplumun içine hapsedin toplumla kucaklaştırın. Unutmayın her şeyimizi bir gün yitirebiliriz ama vicdanımızı asla yitirmemeliyiz. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun A.E.O.
Peki, isimler konusunda ne düşünüyorsunuz engelli özürlü gibi.
Uzuvları eksik olan insanlarımıza bir şekilde hitap etmek istiyor iseniz onlara sakın Özürlü, Sakat, Defolu, vb. şekilde değil engelliler olarak adlandırınız. İnsanları sakın şekilleriyle ilgili lakaplar takıp, onlara o şekilde hitap etmeyin. Siz onları bir kere kırarsınız ama bu toplum sizi her platformda kırar. Bu konu ile ilgili sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. Lise 2. sınıf da iken sınıf başkanıydım sınıf da yoklama yapıyordum bir arkadaşıma ismiyle değil de lakap takarak hitap ettim en başarılı olduğum felsefe dersinde hocam Cuci Bey kulakları çınlasın Barış bu ders den kaldın dedi.
Neden hocam yazılılarım sözlülerim ders katılımım çok başarılı dedim. Biliyorum dedi hocam sorun derslerin değil sorun arkadaşına takmış olduğun lakap bu gün ismiyle yarın farklı şeylerle dalga geçer lakap takarsın dedi ve beni felsefe dersinden bıraktı.
Bende o günden sonra hiçbir zaman ne lakap taktım nede alaylı konuştum.
Hocamın bu eğitici davranışı beni engelli kardeşlerime bağlayan onlar için bir şeyler yapma fikrini ilk davranışıdır. Unutmayın HAKKIN YOLU HALKIN YOLUDUR. Ya siz yolunuzdan dönmeyin dönenleri de ikna edin unutmayın ülkede ki engelliler adına tek sorun engellilere olan bakış açısıdır, bu bakışları mutlaka değiştirilmeli.
Peki, bu bakışlar sizce nasıl değişir çünkü biliyorsunuz ki önümüzde ki en büyük engel eğitim.
Bu bakış açılarını değiştirmek için en büyük iş okullarda başlatılması gerekiyor, engellilerle ilgili ders programı hayata geçirilmeli 8.5 milyon kayıtlı engelli var deniyor, ama en az 2 – 2.5 milyon civarında benim saklı dediğim engelli kardeşlerim var. İşte bunları topluma kazandırmak gerekli nereye gidebilirim ne yapabilirim deniliyor, ilçende ki en yakın belediyenin kapısını çal sana her türlü imkânı sağlayacaktır. Engellilerin sosyalleşe bilmesi eğitim alabilmesi ve toplumsal aktivitelere katıla bilmesi için bu şart hemen, hemen her ilçe belediyelerinin beyaz masalarında engelliler ile ilgilenen bir birim var. Her ilçede rehabilitasyon merkezleri var bir ve birden fazla bu yerler size uzanan ellerdir tutun o elleri.
Korkmayın sesinizi duyurmaktan arzu ve isteklerinizi dile getirin bu platformlar sizin sesiniz olacaktır.
Bizler sizlerin zaten arkanızdayız, amaçlardan biride bu ülkede BARIŞ SULUHAN"ların sayısını birden bin yapmak olsun, olsun ki sizler hayata daha sımsıkı sarılın sağlıklı insanlar bizim için çalışırken biz neden kendimiz için çalışmıyoruz diye sorusunu kendinize sorun.
Ben sizleri seviyorum ama sizler aynaya baktığınızda kendinizi ne kadar seviyorsunuz. Engelliler ile ilgili her bireyin kendi adına olumlu adımlar atması gerektiğini savunuyorum.
Peki, engelliler için sadece devlet mi yapmalı halk bir şeyler yapamaz mı, mesela mimari engeller konusunda.
Olmaz olur mu? Hem de çok basit restoranınız merdivenliyse yanına rampa yapın belediye olarak ta kaldırımları yaparken mutlaka rampalı yapılmalı, trafik lambalarını engelliler için yapabilirler mesela üst geçitlere engelli asansörleri konulabilir. Tabii ki sadece devlet değil devlet ve halk el ele vermeli.
Eğitimden başka verilebilecek destek nedir.
Bir engelli olarak sen bunu çok iyi bilirsin ki iş, yeni çıkan kanunları eşit şekilde uygulanmasını sağlamak engellilere en büyük desteğin engelliler adına iş istihdamını sağlamak olacaktır.
Geriye baktığınızda keşke dediğiniz şeyler nelerdir, keşke yapmasaydım keşke yapsaydım dedikleriniz nelerdir.
Hayatta hiç keşkelerim olmadı hep doğru yapmışım dedi. Rabbim hiç kimseye keşke dedirtmesin yapılan tv ve radyo kampanyalarında eğitime verilen desteğe ayakta alkışlıyor ve elimden gelen desteği bende kendi adıma veriyorum, fakat aynı desteği açmak ve yaymak adına engellilere de verilmesini istiyor bunun için bir takım girişimlerde bulunuyorum. Ben hayata hep pozitif bakıyorum ya siz.
Bu duygu yüklü sıcak röportaj için çok teşekkür ederiz Barış Bey, son sözlerinizi alabilir miyiz?
Sizlerle küçük ama acı bir anımı paylaşmak isterim, orta 2. sınıf"dayım para yok pul yok son teneffüse girdik arkadaşlardan simit alacam diye borç para topladım, amaç aldığım parayla aç olan karnımı doyurmak değildi amacım elleri çamaşırdan bulaşık yıkamaktan elleri hasar görmüş Anneme el kremi almaktı. Anneler günün kutlu olsun Anneciğim.
Barış SULUHAN
Bir Hayat Adamı Hayatın Asıl Kitabı
Röportaj
Filiz KÖSEOĞLU