Thorpedo
New member
Böylesine kendisiyle tutarlı, etik temizliği ve sadeliği ile göz kamaştıran, hukukun üstünlüğüne inanmış, geçmişi ve geleceğiyle laik cumhuriyet çocuğu bir cumhurbaşkanını bundan sonrasında zor buluruz.
Ahmet Necdet ve Semra Sezer, sadece cumhurbaşkanlığı makamını dolduran bilgelikleriyle değil, örnek kişilikleriyle de Türkiye'nin çoktandır unuttuğu değerlerin temsilcisi oldular. Sadece unutulan değerlerin değil, unutturulan öteki Türkiye'nin de sesi oldular.
Yalansız yaşamaya çalışan, evrensel değerlerden beslenen bir Türkiye'nin.
Ahmet Necdet ve Semra Sezer çifti, Türkiye'nin :Hırsızların, hortumcuların, sadece parası olduğu için varlığı kabul edilen omurgasızların, ilkesizlerin, döneklerin ve çürümüş köhnelerin, sömürgeci müstemlekecilerin ülkesi olmadığını kanıtladılar.
Onlara şükran ve minnet duygularımı sunuyorum.
Atatürk'ün koltuğunda oturmanın, emanetini taşımanın ne demek olduğunu gösterdiler.
Sezer, önce DSP,ANAP, MHP koalisyonunun hukuksuz isteklerine ve baskılarına direndi. 28 Şubat sonrasında Türkiye'nin yeniden hukuk çizgisine çekilmesini sağladı.
Sonra, cumhurbaşkanı olarak hukukun üstünlüğünün ve uluslar arası hukuka uygunluğun nasıl uygulanacağının derslerini verdi. Birleşmiş Milletler ile Türkiye arasında kurduğu bağ sayesinde Türkiye kriz dönemlerini atlattı.
AKP iktidarında Türkiye'nin sigortası oldu.
Siyasetin seçilmiş krallarına, despotizm yanlılarına, çoğulculuğun ve fikri çeşitliliğin önemini anlattı. Onların ülkeyi faşizme sürüklemesine mani oldu. Demokrasinin sivil eller tarafından yok edilmesini engelledi. Çankaya'da barikat oldu.
Popülizmi ve çürükçü güncelliği reddetti.
Türkiye'nin gücü oldu.
Uluslar arası toplumun en çok saygı duyduğu, ciddiyetine ve kararlılığına hayranlık beslediği dünya liderlerinden biri haline geldi.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye Irak bataklığına girmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı savaş tezkereleri MGK desteğiyle geçmişti bile. Türkiye işgal altındaydı.
Sayın Sezer olmasaydı Kıbrıs bu kadarıyla da kalamazdı elimizden toptan gitmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı Kuzey Irak konusunda haklarımız bitmişti.
Sayın Sezer olmasaydı AB ile ilişkilerde Türkiye haklarını masada bırakmıştı. Teslimiyetçiliğimiz yüzünden Ege 'deki haklarımızı da kaybetmiştik.
Sayın Sezer olmasaydı Amerika Türkiye'yi bitirmişti. Müstemleke haline dönüştürmüştü.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye'nin bağımsız, özgür bir demokrasi olduğunun delili de olmayacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye önce Büyük Ortadoğu Projesi, ardından ılımlı İslam deliliğiyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı kadrolaşma Türkiye'de liyakat ve iş yapma olanağını ortadan kaldıracaktı.
Sayın Sezer olmasaydı yanlış yapılan yasalar nedeniyle Türkiye sosyal devlet olma vasfını yitirecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Anayasaya aykırı yasalar çıkartılacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı hukuku, hukukun üstünlüğünü çıkarlarına göre yorumlayan bir siyasi kadronun eline kalacaktık.
Sayın Sezer olmasaydı İşçiler, memurlar, esnaf, doktorlar, öğretim üyeleri, işsizler sahipsiz kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı sendikalar hükümetin sigorta yasalarındaki düzenlemeleriyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Irak'ın bile işgal altında onaylamadığı hükümleri içeren bir petrol yasası yürürlükte olacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı cemaatlere devletten para akacaktı.Türkiye'nin yaşam biçimi yasalar yoluyla değiştirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı tıp etiği onarılmayacak kadar kötü bir şekilde yaralanacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk eğitim sistemi çökertilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı "Laik Cumhuriyet" sadece lafta kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk hukuku yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı karşı devrimciler kazanmış olacaklardı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk demokrasisi globalizasyon karşısında bitirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı bütün bunlar olacaktı. Bundan sonrasında ise yaşayıp göreceğiz.
İyi ki varsınız. Sayın Cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer. Türk tarihinin dönemeçlerinden birinde var oldunuz ve tartışmasız bir önderlik yaptınız. Yaptıklarınızla, yapacaklarınızla Türk milletinin gönlünde ve tarihinde en güzel yerlerden birini aldınız.
Sağolun, varolun.
Bu ulus, "Bir gün eğer/karanlık bir yağmur gibi/ canını sıkarsa yaşamak�" elbette dönüp sizin döneminize bakacak ve mücadele için feyz alacaktır.
Sağlıcakla efendim�
Tuncay Özkan
KAYNAK
Ahmet Necdet ve Semra Sezer, sadece cumhurbaşkanlığı makamını dolduran bilgelikleriyle değil, örnek kişilikleriyle de Türkiye'nin çoktandır unuttuğu değerlerin temsilcisi oldular. Sadece unutulan değerlerin değil, unutturulan öteki Türkiye'nin de sesi oldular.
Yalansız yaşamaya çalışan, evrensel değerlerden beslenen bir Türkiye'nin.
Ahmet Necdet ve Semra Sezer çifti, Türkiye'nin :Hırsızların, hortumcuların, sadece parası olduğu için varlığı kabul edilen omurgasızların, ilkesizlerin, döneklerin ve çürümüş köhnelerin, sömürgeci müstemlekecilerin ülkesi olmadığını kanıtladılar.
Onlara şükran ve minnet duygularımı sunuyorum.
Atatürk'ün koltuğunda oturmanın, emanetini taşımanın ne demek olduğunu gösterdiler.
Sezer, önce DSP,ANAP, MHP koalisyonunun hukuksuz isteklerine ve baskılarına direndi. 28 Şubat sonrasında Türkiye'nin yeniden hukuk çizgisine çekilmesini sağladı.
Sonra, cumhurbaşkanı olarak hukukun üstünlüğünün ve uluslar arası hukuka uygunluğun nasıl uygulanacağının derslerini verdi. Birleşmiş Milletler ile Türkiye arasında kurduğu bağ sayesinde Türkiye kriz dönemlerini atlattı.
AKP iktidarında Türkiye'nin sigortası oldu.
Siyasetin seçilmiş krallarına, despotizm yanlılarına, çoğulculuğun ve fikri çeşitliliğin önemini anlattı. Onların ülkeyi faşizme sürüklemesine mani oldu. Demokrasinin sivil eller tarafından yok edilmesini engelledi. Çankaya'da barikat oldu.
Popülizmi ve çürükçü güncelliği reddetti.
Türkiye'nin gücü oldu.
Uluslar arası toplumun en çok saygı duyduğu, ciddiyetine ve kararlılığına hayranlık beslediği dünya liderlerinden biri haline geldi.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye Irak bataklığına girmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı savaş tezkereleri MGK desteğiyle geçmişti bile. Türkiye işgal altındaydı.
Sayın Sezer olmasaydı Kıbrıs bu kadarıyla da kalamazdı elimizden toptan gitmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı Kuzey Irak konusunda haklarımız bitmişti.
Sayın Sezer olmasaydı AB ile ilişkilerde Türkiye haklarını masada bırakmıştı. Teslimiyetçiliğimiz yüzünden Ege 'deki haklarımızı da kaybetmiştik.
Sayın Sezer olmasaydı Amerika Türkiye'yi bitirmişti. Müstemleke haline dönüştürmüştü.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye'nin bağımsız, özgür bir demokrasi olduğunun delili de olmayacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye önce Büyük Ortadoğu Projesi, ardından ılımlı İslam deliliğiyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı kadrolaşma Türkiye'de liyakat ve iş yapma olanağını ortadan kaldıracaktı.
Sayın Sezer olmasaydı yanlış yapılan yasalar nedeniyle Türkiye sosyal devlet olma vasfını yitirecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Anayasaya aykırı yasalar çıkartılacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı hukuku, hukukun üstünlüğünü çıkarlarına göre yorumlayan bir siyasi kadronun eline kalacaktık.
Sayın Sezer olmasaydı İşçiler, memurlar, esnaf, doktorlar, öğretim üyeleri, işsizler sahipsiz kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı sendikalar hükümetin sigorta yasalarındaki düzenlemeleriyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Irak'ın bile işgal altında onaylamadığı hükümleri içeren bir petrol yasası yürürlükte olacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı cemaatlere devletten para akacaktı.Türkiye'nin yaşam biçimi yasalar yoluyla değiştirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı tıp etiği onarılmayacak kadar kötü bir şekilde yaralanacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk eğitim sistemi çökertilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı "Laik Cumhuriyet" sadece lafta kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk hukuku yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı karşı devrimciler kazanmış olacaklardı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk demokrasisi globalizasyon karşısında bitirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı bütün bunlar olacaktı. Bundan sonrasında ise yaşayıp göreceğiz.
İyi ki varsınız. Sayın Cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer. Türk tarihinin dönemeçlerinden birinde var oldunuz ve tartışmasız bir önderlik yaptınız. Yaptıklarınızla, yapacaklarınızla Türk milletinin gönlünde ve tarihinde en güzel yerlerden birini aldınız.
Sağolun, varolun.
Bu ulus, "Bir gün eğer/karanlık bir yağmur gibi/ canını sıkarsa yaşamak�" elbette dönüp sizin döneminize bakacak ve mücadele için feyz alacaktır.
Sağlıcakla efendim�
Tuncay Özkan
KAYNAK