TraFoo
Banned
- Katılım
- 3 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,032
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bir gömleği bile çok gördüler
Birileri çok tedirgin. 'Nereden çıktı şimdi bu adam?' diye homurdanıyorlar.
Korkuları belli: Kemal Kılıçdaroğlu; halkın desteğini arkasına almış, geliyor. Destekçisi halkın ta kendisi:
-Merdiven altındaki türbanlı kız. Hani şu o karanlık bodrumlarda sabahtan akşama kadar sosyal güvencesiz sömürülen o esmer Batmanlı kız var ya, o...
-30 sene bu ülkeye çalışmış ama aldığı emekli aylığı ile köle hayatı yaşayan emekli Süheyla Hanım da umutla Kılıçdaroğlu'na bakıyor.
-Taşerona teslim edilip esir gibi çalıştırılan, işten atılma korkusuyla uyuşturulmuş işçi Ömer de umutla bakıyor Kemal Bey'e...
-Pazara gidip filesinin yarısı boş dönen ev kadını Fatma da aynı umudu taşıyor.
İşte bu durum; birilerini korkutuyor; kızdırıyor.
Kemal'in o halkçı görüntüsünü karalamak için saldırıya başladılar bile.
Yandaş medyanın beceriksiz yöneticileri; 'Evinin vergisi düşük. Yazlığı, SİT alanında. Ergenekoncuları listeye aldı.' gibi insafla da insanlıkla da ilgisi olmayan karalamalara başladılar bile.
Bir de ortada durur gibi gözüküp de iktidara 'Bakın ben aslında sizden yanayım!' diye haber mesajı vermeye uğraşanlar bulunuyor. Bu gazetelerden birisi dün; Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kurultay'da giydiği gömleği mal bulmuş Mağrıbi gibi sarılmıştı. Başlığı şöyle atmışlar: 'İlk açığı Twitter yakaladı'
Neymiş o açık peki?
Kemal Bey; kurultaya giderken spor bir kıyafet giymek istiyor. Bunun için yakındaki bir mağazadan yazlık elbise ve gömlek alıyor. O gömlek, Etro marka imiş ve fiyatı da 495 liraymış.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açığı buymuş... Kılıçdaroğlu dün, bu konudaki bir soruya cevap verirken özetle 'O telaş içinde fiyatına falan bakmadan aldım, giydim. Parasını da kimseye ödetmeyip cebimden verdim.' diyor.
Halkçı Kemal nasıl olur da böyle bir gömlek giyermiş?
495 liralık gömleği Kılıçdaroğlu'na çok görenlere soralım: Koluna 30 bin liralık saat; eşine 100 bin liralık mücevher taktıran öteki siyasetçilerden niye hesap sorulmuyor? Bu Cingöz Recai'ler acaba başımızdakilerin villalarını, gemilerini, şirketlerini, ihalelerini takip etmekte midirler?
Efendiler; o evde haram lokma bulamazsınız. Adamcağızın gömleğiyle gözlüğüyle uğraşmayın da varsa bilginiz; programını, kadrolarını eleştirin; bizler de sizinle birlikte olalım.
KİTAPTAKİ VERGİ AYIBI
Türkiye'de neden kitap okunmuyor, diye soruyoruz. Lakin; kitap okunması için devletimizin ne gibi teşvikler yaptığını soran yok. Türkiye'de kitaptan alınan vergi birçok maldan daha yüksek. Avrupa Birliği ülkelerinde bile kitabın KDV'si bizimkinin ancak 8'de birisi kadar. Çünkü Türkiye'de kitap KDV'si yüzde 8 gibi yüksek seviyededir.
Vergi bununla da bitmiyor. Kitap yayımlayan kuruluşlardan yüzde 20 de Kurumlar Vergisi alınıyor. Bu da kitaba bindirilen ayrı bir vergi haline geliyor. Yani ülkemizde; kitap yayımlayanlar, çok zor koşullarda çalışıyorlar. Ben, vergideki çarpıklığı göstermek için, sadece mücevher işinde KDV'nin yüzde 1 olduğu yolundaki o tartışmaları hatırlatmakla yetiniyorum.
Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay'dan rica ediyorum. Bu çağda, kitaptan yüzde 8 gibi vergi almak gerçekten ayıptır. Sayın Günay; lütfen hiç değilse KDV'yi AB çizgilerine çekmek için Maliye Bakanı ve Başbakan Erdoğan ile konuşun.
ÖNEMLİ BİR KİTAP
Padişah 2. Mahmut; Yeniçeri Ordusu'nu 1826'da top ateşiyle ezip kaldırdıktan sonra İstanbul'daki Bektaşileri ve Anadolu'daki Alevi dedelerini de yok etmeye çalıştı. Hedefteki isimlerden birisi de o dönemdeki Alevilerin önder bildiği Hacı Bektaş Veli soyundan gelen Hamdullah Çelebi'ydi. Hamdullah Çelebi, bugünkü Hacıbektaş'ta, dargahta postnişin olarak görev yapıyordu. İşte 2. Mahmut'un gerici darbesi sırasında onu, kardeşini ve 7 arkadaşını tutuklayıp Kırşehir'de şeriat mahkemesinde idamla yargılamaya başladılar. İşte bu idamla yargılamanın öyküsünü araştırmacı Cemal Şener kitap haline getirdi: 'İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesi'
Hamdullah Çelebi; o güç şartlarda idam ile yargılanırken örnek alınacak, gıpta edilecek, onurlu bir tavır sergilemiştir. Adeta; duruşma salonunda yargılanan Hamdullah Çelebi ve 8 arkadaşı değil, şeriat mahkemesini oluşturanlar olmuştur. Etik Yayınları'ndan çıkan İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesi, araştırmacılar açısından da yeni ve önemli bir belgedir.
Rıza Zelyut | Bir gömleği bile çok gördüler
Birileri çok tedirgin. 'Nereden çıktı şimdi bu adam?' diye homurdanıyorlar.
Korkuları belli: Kemal Kılıçdaroğlu; halkın desteğini arkasına almış, geliyor. Destekçisi halkın ta kendisi:
-Merdiven altındaki türbanlı kız. Hani şu o karanlık bodrumlarda sabahtan akşama kadar sosyal güvencesiz sömürülen o esmer Batmanlı kız var ya, o...
-30 sene bu ülkeye çalışmış ama aldığı emekli aylığı ile köle hayatı yaşayan emekli Süheyla Hanım da umutla Kılıçdaroğlu'na bakıyor.
-Taşerona teslim edilip esir gibi çalıştırılan, işten atılma korkusuyla uyuşturulmuş işçi Ömer de umutla bakıyor Kemal Bey'e...
-Pazara gidip filesinin yarısı boş dönen ev kadını Fatma da aynı umudu taşıyor.
İşte bu durum; birilerini korkutuyor; kızdırıyor.
Kemal'in o halkçı görüntüsünü karalamak için saldırıya başladılar bile.
Yandaş medyanın beceriksiz yöneticileri; 'Evinin vergisi düşük. Yazlığı, SİT alanında. Ergenekoncuları listeye aldı.' gibi insafla da insanlıkla da ilgisi olmayan karalamalara başladılar bile.
Bir de ortada durur gibi gözüküp de iktidara 'Bakın ben aslında sizden yanayım!' diye haber mesajı vermeye uğraşanlar bulunuyor. Bu gazetelerden birisi dün; Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kurultay'da giydiği gömleği mal bulmuş Mağrıbi gibi sarılmıştı. Başlığı şöyle atmışlar: 'İlk açığı Twitter yakaladı'
Neymiş o açık peki?
Kemal Bey; kurultaya giderken spor bir kıyafet giymek istiyor. Bunun için yakındaki bir mağazadan yazlık elbise ve gömlek alıyor. O gömlek, Etro marka imiş ve fiyatı da 495 liraymış.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açığı buymuş... Kılıçdaroğlu dün, bu konudaki bir soruya cevap verirken özetle 'O telaş içinde fiyatına falan bakmadan aldım, giydim. Parasını da kimseye ödetmeyip cebimden verdim.' diyor.
Halkçı Kemal nasıl olur da böyle bir gömlek giyermiş?
495 liralık gömleği Kılıçdaroğlu'na çok görenlere soralım: Koluna 30 bin liralık saat; eşine 100 bin liralık mücevher taktıran öteki siyasetçilerden niye hesap sorulmuyor? Bu Cingöz Recai'ler acaba başımızdakilerin villalarını, gemilerini, şirketlerini, ihalelerini takip etmekte midirler?
Efendiler; o evde haram lokma bulamazsınız. Adamcağızın gömleğiyle gözlüğüyle uğraşmayın da varsa bilginiz; programını, kadrolarını eleştirin; bizler de sizinle birlikte olalım.
KİTAPTAKİ VERGİ AYIBI
Türkiye'de neden kitap okunmuyor, diye soruyoruz. Lakin; kitap okunması için devletimizin ne gibi teşvikler yaptığını soran yok. Türkiye'de kitaptan alınan vergi birçok maldan daha yüksek. Avrupa Birliği ülkelerinde bile kitabın KDV'si bizimkinin ancak 8'de birisi kadar. Çünkü Türkiye'de kitap KDV'si yüzde 8 gibi yüksek seviyededir.
Vergi bununla da bitmiyor. Kitap yayımlayan kuruluşlardan yüzde 20 de Kurumlar Vergisi alınıyor. Bu da kitaba bindirilen ayrı bir vergi haline geliyor. Yani ülkemizde; kitap yayımlayanlar, çok zor koşullarda çalışıyorlar. Ben, vergideki çarpıklığı göstermek için, sadece mücevher işinde KDV'nin yüzde 1 olduğu yolundaki o tartışmaları hatırlatmakla yetiniyorum.
Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay'dan rica ediyorum. Bu çağda, kitaptan yüzde 8 gibi vergi almak gerçekten ayıptır. Sayın Günay; lütfen hiç değilse KDV'yi AB çizgilerine çekmek için Maliye Bakanı ve Başbakan Erdoğan ile konuşun.
ÖNEMLİ BİR KİTAP
Padişah 2. Mahmut; Yeniçeri Ordusu'nu 1826'da top ateşiyle ezip kaldırdıktan sonra İstanbul'daki Bektaşileri ve Anadolu'daki Alevi dedelerini de yok etmeye çalıştı. Hedefteki isimlerden birisi de o dönemdeki Alevilerin önder bildiği Hacı Bektaş Veli soyundan gelen Hamdullah Çelebi'ydi. Hamdullah Çelebi, bugünkü Hacıbektaş'ta, dargahta postnişin olarak görev yapıyordu. İşte 2. Mahmut'un gerici darbesi sırasında onu, kardeşini ve 7 arkadaşını tutuklayıp Kırşehir'de şeriat mahkemesinde idamla yargılamaya başladılar. İşte bu idamla yargılamanın öyküsünü araştırmacı Cemal Şener kitap haline getirdi: 'İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesi'
Hamdullah Çelebi; o güç şartlarda idam ile yargılanırken örnek alınacak, gıpta edilecek, onurlu bir tavır sergilemiştir. Adeta; duruşma salonunda yargılanan Hamdullah Çelebi ve 8 arkadaşı değil, şeriat mahkemesini oluşturanlar olmuştur. Etik Yayınları'ndan çıkan İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesi, araştırmacılar açısından da yeni ve önemli bir belgedir.
Rıza Zelyut | Bir gömleği bile çok gördüler